• Sonuç bulunamadı

1.3. Büyük Durgunluk Sonrası TCMB’nin Geleneksel Olmayan Para Politikası Hamleleri

1.3.3. Finansal İstikrar Hedefinin Para Politikasına Yansıması

1.3.3.2. Kredi Genişlemesinin Kontrolü

Bir ekonomide kredi hacmindeki ve döviz kurlarındaki oynaklıklar finansal istikrarı tehlikeye atan durumlar oluşmasına neden olabilir. Dolayısıyla bu oynaklık fiyatlar aracılığıyla, faktör gelirlerini etkileyerek kaynak dağılımını da bozabilmektedir.

Finansal sistemdeki likidite ihtiyacında fazlalar ya da açıkların aşırı seviyelere ulaşması, parasal aktarım sisteminin çalışmasını aksatarak, para politikasını etkinliğini azaltabilmektedir.136

Para politikasının en az hata ile hedefine yaklaşabilmesi adına, TCMB, finansal istikrar amacı çerçevesinde, aşırı yabancı sermaye girişinin yurtiçi finansman koşullarını gevşetmesiyle sonuçlanan kredi genişlemesinin hızını azaltabilmek için zorunlu karşılık oranı aracının kullanımını öne çıkarmıştır.

136 TCMB, “Finansal İstikrar ve Türkiye’de Finansal İstikrar Gelişmeleri”, TCMB, 2015, s.7.

76

1.3.3.2.1. Zorunlu Karşılık Oranının Kullanılması

Zorunlu karşılık, bankacılık kurumlarının bilançolarındaki mevduatların ya da yükümlülüklerin bir kısmını likit karşılık olarak tutmasını gerektiren düzenleyici bir araçtır. Bunlar, merkez bankası bünyesinde nakit ya da nakde dönüşebilme hızı / kabiliyeti yüksek, bağımsız senetler şeklinde tutulur. Zorunlu karşılık mevduata uygulandığında, düzenleme genellikle mevduatın türüne (vadeli-vadesiz) ya da para birimine (ulusal para – döviz) göre özelleşebilir. Banka bilançolarının yurtiçi ve yurtdışı (mevduat harici) yükümlülüklerini de kapsayabilir. Genellikle bankaların yükümlülükleri üzerine uygulanırlar ancak varlıklarına da uygulanabilirler.137

Para politikası aracı olarak işlevsellikleri incelendiğinde, zorunlu karşılıklar ekonomilerdeki kredi döngüsünü yönetmek adına önemli rol üstlenebilirler. Yüksek oranlı zorunlu karşılıklar, parasal genişleme dönemlerinde borçlanma oranlarını azaltarak, kredi büyümesindeki hızlanmayı frenleyebilirler. Devamında da borçluların kaldıraç oranlarını sınırlarlar. Düşük oranlı zorunlu karşılıklar ise ekonomik darboğaz süreçlerinde, finansal sistemdeki likidite sıkışıklıklarını azaltarak, koruma mekanizması biçiminde çalışırlar. Bu bağlamda, kredi kullanımına etki eden dinamiklerin yönetilmesini amaçlayan, kredi tavanları gibi daha sert makroihtiyati araçların bir ikamesi olmaktadırlar.138

TCMB. 2010 yılının Ekim ayında TL zorunlu karşılıklara faiz ödemesi uygulamasını sonlandırmış ve yurtiçi TL kredilerin maliyetini arttırarak, tehlikeli gördüğü kredi büyümesini yavaşlatmaya yönelik bir adım atmıştır. Devamında da bankacılık sisteminin TL likiditesini ve kredi hacmini yönetebilmek için zorunlu karşılık oranlarında, mevduat vadelerine göre ayrışan bir artırım sürecine başlamıştır.

Burada amaç, bankacılık sistemindeki bilançoların yükümlülük tarafındaki kıymetlerin vadelerinin uzatılması ve finansal istikrarın güvenilir bir hal almasını sağlamaktır.139

Zorunlu karşılıklar, bankaların üzerinde bir vergi etkisi oluşturur. Bu nedenle bankalar, kredi kullandırım faizleri ile mudilerine ödedikleri mevduat faizleri arasındaki

137 Camilo E. Tovar ve diğerleri, “Credit Growth and Effectiveness of Reserve Requirements and Other Macroprudential Instruments in Latin America”, IMF Working Paper, ,No: 12/142, 2012, s.5.

138 A.g.m. , s.6.

139 Erdem Başçı, Hakan Kara, a.g.m., s.6,7.

77

farkı arttırarak, maliyetlerini diğer aracılara aktarabilirler. Zorunlu karşılıkların bankalar üzerindeki vergi etkisinin işleyiş sonuçları grafik 20 ve 21’de incelenebilir.140

Grafik 20 ve 21: Rekabetçi Kredi ve Mevduat Piyasalarında Zorunlu Karşılıkların Finansal Aracılık Üzerindeki Etkileri

Kredi Piyasasında Zorunlu Karşılığın Kredi Piyasasında Zorunlu Karşılığın

Uygulanmadığı Durum Uygulandığı Durum

Kaynak: Camilo E. Tovar ve diğerleri, “Credit Growth and Effectiveness of Reserve Requirements and Other Macroprudential Instruments in Latin America”, IMF Working Paper, ,No: 12/142, 2012, s.9

Soldaki grafikte banka, kredi fiyatını kabullenen – fiyat alıcı durumundadır.

Finansal aracı, fiyat ve miktar arttıkça artan, pozitif eğimli bir marjinal maliyet eğrisine ve mevduat arzı eğrisine sahiptir. Tam rekabet piyasasındaki firma dengesinde talep, fiyat ve marjinal hasılat eğrileri aynı olduğundan, kredi fiyatı, kredi talebi ve marjinal hasılat eğrileri sonsuz esnek özellikte olup, yatay eksene paraleldir.

Bu çerçevede, banka, piyasa gücünü mevduat piyasasında kullanarak, mevduatlara uyguladığı faiz oranını (fiyat) kredi kullandırırken uyguladığı faiz oranından daha düşük tutar.

Sağdaki grafikte ise zorunlu karşılıların banka kredileri üzerindeki vergi etkisi görülmektedir. Mevduata uygulanan bir zorunlu karşılık oranı, krediden elde edilen marjinal hasılatı düşürerek, eğriyi aşağıya kaydırır. Devamında bankalar, zorunlu karşılıkların maliyetinden kaynaklanan farkı mudilerinin hesaplarına uyguladıkları faiz oranlarını düşürerek telafi ederler. Burada, zorunlu karşılık oranlarındaki artışın – daha düşük mevduat faizi – şeklinde mudilere yüklenmesi söz konusudur.141

140 Camilo E. Tovar ve diğerleri, a.g.m., s.7.

141 A.g.m., s.9.

78

Mutlutürk’ün “Makroihtiyati Politika Aracı Olarak Zorunlu Karşılıkların Kullanılması: Türkiye Örneği ve Bankacılık Sektörü Üzerine Etkisi” adlı çalışmasında, TCMB’nin zorunlu karşılık oranlarını arttırdığı süreçte, zorunlu karşılık maliyetinin, bankalara, mudilere ve banka hissedarlarına yüklendiği, kar hacminin daraldığı ve karlılığın gerilediği sonucuna ulaşılmıştır.142

1.3.3.2.2. Rezerv Opsiyon Mekanizması ve Çalışma Tekniği

Bankalara yönelik rezerv opsiyonu uygulamasının devreye alındığı dönemde, Türkiye Ekonomisinde, yabancı sermaye akımlarının yoğunluğu nedeniyle değerli TL, ucuz döviz ikliminin oluştuğu görülmektedir. Böyle bir ortamda, döviz cinsi borçlanma, TL cinsi borçlanmaya göre daha cazip olmaktadır. TCMB, rezerv opsiyon mekanizması uygulaması ile finansal aracıların daha az maliyetle zorunlu karşılık ayırabilmelerine imkan sağladığını ifade etmiştir.143

Grafik 22: Rezerv Opsiyon Mekanizması ve Döviz Fiyatına Ilımlı Etkisi

Kaynak: Aysan ve diğerleri, “Managing Short Term – Capital Flows in New Central Banking: Unconventional Monetary Policy Framework in Turkey”, CBRT Working Paper, No: 14/03, 2014, s.14.

Rezerv opsiyon mekanizması, kısa vadeli güçlü sermaye akımlarının, döviz kuru dalgalanmalarını eşzamanlı dengeleyen bir araçtır. Döviz piyasasına müdahale çerçevesinde, merkez bankalarının açık piyasa işlemleri vasıtasıyla, döviz arzının istenmeyen ölçüde arttığı durumlarda piyasadan döviz satın alarak, dövizin miktar ve fiyatını dengeleme çabası geleneksel bir para politikası hamlesidir. Merkez bankası,

142 Şirin Mutlutürk, “Makroihtiyati Politika Aracı Olarak Zorunlu Karşılıkların Kullanılması: Türkiye Örneği ve Bankacılık Sektörü Üzerine Etkisi”, Bankacılar Dergisi, Sayı:81, 2012.

143 Doruk Küçüksaraç, Özgür Özel, “Rezerv Opsiyonu Mekanizması ve Optimal Rezerv Opsiyonu Katsayılarının Hesaplanması”, “TCMB Çalışma Tebliği”, No:12/32, 2012, s.3.

79

fazla döviz arzının, piyasadan satın alınması (sterilizasyon) yoluyla döviz talep eğrisini, topyekün sağa kaydırır ve dengeye ulaşmaya çalışır. Ancak bu yöntemde, arz değişimleri nedeniyle oluşan döviz kuru dalgalanmalarının sürekli takibini gerektirir ve piyasa katılımcılarının dönemler arası kararlarını bozabilir.144

TCMB, yukarıdaki politikaya alternatif olarak herhangi bir döviz fiyat seviyesine karşılık gelen piyasa talebini değiştirerek, dalgalanmaları daha ılımlı hale getiren bir araç olarak rezerv opsiyon mekanizmasını dizayn etmiştir. Rezerv opsiyon mekanizmasının döviz arzı artışlarına karşı etkisi, bankaların döviz rezervlerini - rezerv opsiyonu katsayısının tayin ettiği miktar çerçevesinde – gönüllü olarak hesaplarında tutmasıyla başlamaktadır. rezerv opsiyon mekanizmasının etkilerinin daha net anlaşılması adına, grafik 22 incelenebilir. Grafikte, geleneksel döviz satın alma yoluyla kura müdahale ile rezerv opsiyon mekanizmasının geleneksel olmayan daha ılımlı etkileri görülmektedir. Grafik 22’de rezerv opsiyon mekanizması, döviz arzındaki değişimlere karşı, talep eğrisinin konumunun değişmesine değil, esnekliğinin değişmesine neden olmaktadır. Fakat döviz arz fazlasının piyasadan doğrudan satın alınması (sterilizasyon) sonucunda ise talep eğrisinin konumu değişmektedir.145

Özetle rezerv opsiyon mekanizması marifetiyle piyasadaki döviz miktarının azaltılması, merkez bankasının sterilizasyon hamlesiyle değil, bankacılık sektörünün menfi kar maksimizasyonu tercihi cazip hale getirilerek sağlanmaktadır. Ayrıca sterilizasyon ile direkt müdahale sonucunda, dalgalı kur sisteminin nitelikleri piyasa tarafından sorgulanarak, direkt müdahale süreçleri risk algısı oluşturabilecektir.146