• Sonuç bulunamadı

Olumlu Ekonomik Şartlar Altında Başlayan Doğu Asya Krizi (1997-1998)

1.3. Finansal Kriz Türlerinin Kriz Modelleri Çerçevesinde İzahı

1.4.3. Olumlu Ekonomik Şartlar Altında Başlayan Doğu Asya Krizi (1997-1998)

yoğunlukla Asya’nın Doğusundaki ülkeleri etkileyen bir finansal kriz olmuştur. Doğu Asya ülkeleri ile reel ekonomi ve finansal sektör açısından kuvvetli bağları olan Çin ve Japonya da krizden ilk olarak etkilenen ülkeler arasındadır.

1997 yılının sonlarında birçok Asya ülkesini etkisi altına alan finansal kriz, beklenmedik bir şiddetle gelişmiştir. Asya krizinin odağında yer alan Doğu Asya ülkeleri, yüksek tasarruf oranı, hızlı ekonomik büyüme ve kişi başına düşen GSYH’daki

42 Paul R. Masson, Pierre - Richard Agenor, a.g.m., s.3,4.

43 Frederic S. Mishkin, ”Understanding Financial Crises: A Developing Country Perspective”, NBER Working Paper, No.5600, May 1996.

24

ciddi artışlarla dikkati çekmiştir. Bu açıdan gelişmekte olan ülkelere örnek teşkil etmişlerdir. Asya krizi öncesindeki dönemde, kriz yaşayan ülkelere yüksek miktarda yabancı sermaye girişi olmuş ve süreç hızlı bir finansallaşmayı beraberinde getirmiştir.44

Bilindiği üzere üçüncü nesil kriz modelleri, para krizlerini açıklarken krizlerden önce finansal piyasalarda yaşanan aşırı genişlemeyi ve sonucunda varlık fiyatlarının artış yönündeki dengesizliklerinden bahsetmektedir.

Yukarıda altı çizilen, Asya krizi öncesinde ekonomilere yönelen büyük sermaye akımları, kredi piyasasında bir patlamaya yol açmıştır. Bu patlama ile varlık fiyatları dalgalanmış ve bilançolarda bozulmalar başlamıştır. Üçüncü nesil kriz modelleri Asya krizinden önemli ölçüde etkilenmişlerdir. Öyle ki, ilgili ekonomilerde makroekonomik dengesizlikler krizden önce zararsız görünmekte ve finansal pozisyonlar da risk teşkil etmemekte, hatta kimi dönemlerde fazla vermektedir. Cari açık yönetilebilir görünmektedir. Ancak, bilanço bozukluklarının ve kırılgan finansal sistemlerin krizlere nasıl yol açacağı Asya krizinde çarpıcı bir şekilde ortaya çıkmıştır.45

Asya Krizine yol açan nedenler genel hatlarıyla şu şekilde sıralanabilir:

 Büyük dış açıkların oluşması, menkul kıymet ve mal piyasalarındaki aşırı değerlenme,

 Hem firmaların hem de finansal sektörün döviz riskine maruz kalmasına neden olan para politikasının yüksek faiz baskısıyla karşı karşıya olması,

 Bankaların kredi portföylerinin kalitesinde aşırı bozulmaya yol açan, hükümet güdümlü kredilendirme uygulamaları ile birleştiğinde önleyici kuralların eksikliği ve finansal sistemin yetersiz denetimi. (Ahlaki tehlike sorunu),

 Piyasa katılımcılarının iktisadi temelleri gerçekçi bir şekilde görmesini engelleyen sınırlı veri mevcudiyeti ve şeffaflık yoksunluğu nedeniyle ortaya çıkan sorunlar,

 Doğu Asya ekonomilerindeki döviz kurlarının çoğunun ABD dolarına sabitlenmesiyle birlikte, Dolar / Yen paritesindeki geniş dalgalanmalar,

44 IMF Staff, “The Asian Crisis Causes and Cures”, Finance & Development, June 1998, s.18.

45 Stijn Claessens, M.Ayhan Köse, ”Financial Crises: Explanations, Types and Implications”, IMF Working Paper, No.13/28, 2013, s. 8,9.

25

uluslararası rekabet gücündeki değişimlerle krizin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Bilhassa, 1995 ortalarından itibaren ABD dolarının Japon Yeni’ne karşı değer kazanması ulusal parasını dolara sabitleyen ülkelerin uluslararası ticaretteki rekabetçiliğini zayıflatarak, ihracat miktarlarındaki düşüşler nedeniyle cari açıklarını arttırmıştır.46

Krugman’ a göre Asya krizinin temel nedeni, ilgili ülkelerin sürdürülemez cari açıkları ve ülke ekonomilerinin sektörleri hakkında tam bilgiye sahip olmayan yabancı yatırımcıların emlak sektörü gibi spekülatif bir sektöre yatırım yapmalarıdır. Tayland, Malezya ve diğer ülke hükümetleri, finansal tabloların yarattığı risk konusunda IMF ve Dünya Bankası tarafından uyarılmışlardır.47

Kindelberger’e göre, 1995 yılından itibaren Japonya ve Doğu Asya ülkelerinde emlak ve hisse senedi fiyatlarındaki artış ile birlikte gerçekleşmiştir. Japonya, ABD ve Avrupa firmaları da bu ülkelere düşük ücret ve düşük maliyetli tedarik kaynaklarından dolayı yatırım yapmışlardır. Yatırımlar ile eşanlı gelişen sermaye akımları da Doğu Asya ekonomilerinde risk biriktiren bir diğer unsurdur. Bu risk fiyat hareketlerindeki dalgalanmaların, sertçe yaşanmaya başlamasıyla birlikte beliren likidite krizlerinin tetiklediği tersine dönen yabancı sermaye akımları, gelişmekte olan borçlu ekonomileri, kısa vadeli ve aşırı borç yüküne sahip, dolarize olmuş ekonomiler haline getirmektedir.

Bu ani çıkışlar, yerli parada aşırı değer kaybına neden olmakta ve krizi hızlandırmaktadır.4849

Buraya kadar ifade edilen tüm riskler ışığında, 1997 yılı ortalarında Güneydoğu Asya ülkelerinde başlayan krizin ilk etkisi Tayland’ın para birimi olan Bahtı % 40 oranında devalüe etmesi olmuştur. Kriz, 1997 yılının sonlarına doğru, bölge ülkelerinin karşılıklı bağımlılık ilişkileri nedeniyle bölgenin geneline sirayet etmiştir. 1997 yılı sonunda, ülkelerde ortalama olarak, borsalar % 40, yerel para birimleri de % 30 oranında değer kaybı yaşamıştır. Devam eden süreçte bankacılık sektöründeki zayıflıklar IMF tarafından da uyarılınca oluşan panik nedeniyle finansal piyasalarda telaş baş göstermiştir. Endonezya Rupisi dolara karşı % 379 oranında değer

46 IMF Staff, a.g.m., s.18,19.

47 Paul Krugman, a.g.m.,(08.06.2018)

48 Charles P. Kindelberger, Robert Z. Aliber, Manias, Panics and Crashes, Fifth Edition, New Jersey, John Wiley and Sons Inc., 2005, s.6,60.

49 Graciela L. Kaminsky, a.g.m., s.4.

26

kaybetmiştir. Borsa’daki değer kaybı % 85’e ulaşmış, dış borç / GSYH oranı % 24’ten -

%35’e yükselmiştir. Merkez bankası rezervleri erimiş ve birçok banka iflas etmiştir.50 Asya Krizi sonucunda bölge ülkelerindeki finansal sistem ve özellikle bankacılık sektörü büyük hasar görmüştür. Başlangıçta para krizi olarak beliren kriz, finansal sistem kırılganlıkları nedeniyle bankacılık sektörü ve firmaların bilanço bozuklukları krizi ateşlemiştir. Krizin tamamen belirmesiyle birlikte ülkelerin çoğu IMF’e stand-by anlaşmaları için başvurmuş ve kredi desteği almışlardır. Bu anlaşmaların genel çerçevesini sıkı para ve maliye politikaları oluşturmuştur. Toplam ekonomik aktivitedeki ve toplam talepteki düşüşle birlikte, Doğu Asya ülkelerinde özellikle 1998 yılında GSYH büyüklüklerinde ciddi daralmalar yaşanmış ve ekonomiler küçülmüştür.

Grafik 2’den de görüleceği üzere, krizin patlak verdiği yıl olan 1997 sonunda Endonezya, Kore, Malezya ve Tayland’ın reel GSYH büyüme oranları, Grafik 2’de görüleceği gibi sırasıyla % - 4,7, % - 5,9, % - 7,3 ve % -2,8 olarak gerçekleşmiştir.

Doğu Asya ekonomilerinin büyüme performansı kriz sonrasında ancak 2000 yılında pozitife dönmüştür. Sonrasındaki süreçte de dalgalanma devam etmiş, 2008 Büyük Durgunluğun da Endonezya haricindeki bölge ekonomilerinde büyüme yavaşlamış, bazıları da küçülmüştür.

Garfik 2: Doğu Asya Ülkelerinde Yılsonu Reel GSYH Büyümesi (1990-2017 - % - Yıllık)

Kaynak: http://www.imf.org/external/datamapper adresinden edinilen veriler aracılığıyla, yazar tarafından hazırlanmıştır.

50 Rıdvan Karluk ve diğerleri, “Güneydoğu Asya ve Rusya Krizi Karşısında Türkiye - Prof. Dr. Orhan Oğuz Hatırasına Armağan”, Marmara Üniversitesi Yayınları, Yayın No: 640, 1999,

https://www.academia.edu/3320014/G%C3%BCneydo%C4%9Fu_Asya_ve_Rusya_Krizi_Kar%C5%9F%C4%B1s%

C4%B1nda_T%C3%BCrkiye, s.2,3, (30.11.2018).

27