• Sonuç bulunamadı

Kral ve Kraliçenin Ankara Temasları

I. BÖLÜM

3.2. Başbakan Adnan Menderes’in Yunanistan Ziyareti (27 Nisan-2 Mayıs 1952)

3.3.1. Kral ve Kraliçenin Ankara Temasları

Yunan Kral ve Kraliçesi ile heyeti 7 Haziran tarihinde Elli kruvazörü ile Atina Pire limanından ayrılmış ve 8 Haziran akşamüstü Haydarpaşa limanına varmışlardır. Burada, Kral ve Kraliçeyi Dışişleri Bakanı Köprülü, İstanbul Valisi Gökay ve heyeti karşılamışlardır. (Resim 13) Karşılama töreninde her iki memleketin marşları çalınmış ve Kral ve eşi hemen trenle Ankara’ya doğru yola çıkmışlardır.340 Yolda da her geçtikleri noktada halkın yoğun ilgisi Kralı çok

memnun etmiştir. Kral ve Kraliçe Ankara’ya vardıklarında garda her yer Türk

337 To Vima, 10/6/1952. 338 Ta Nea, 9/6/1952. 339 Ta Nea, 10/6/1952. 340 Akşam, 8/6/1952.

ve Yunan bayrakları ile donatılmış ve yoğun bir halk kitlesi ile karşılaşmışlardır. Cumhurbaşkanı Celal Bayar misafirlerini garda karşılamış ve karşılama töreninin ardından Yunan misafirler Çankaya Misafir Köşkünde dinlenmeye çekilmişlerdir. Daha sonra Cumhurbaşkanı ile öğle yemeği yemişlerdir. Ankara hakkında bilgi edinen Kral ve Kraliçe yemekten sonra Anıtkabir’i ziyaret edip çelenk koymuşlardır.341

Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Anıtkabir ziyaretinden sonra akşam Kral ve Kraliçe şerefine Çankaya Köşkünde resmi bir yemek vermiştir. (Resim 14) Yemeğin sonunda Cumhurbaşkanı bir nutuk dile getirmiştir:

“Majestelerinizin kudumiyle şeref bahşettikleri memleketimiz,

mert Yunan milletine karşı içten bir muhabbet ve hayranlık besleyen bir memlekettir. Daha bundan birkaç yıl önce, tarihinin yaman imtihanlarından biri sırasında ve zatışahanelerinin insanda derin intiba bırakan bir fedakarlık ve hamiyet timsali halinde yükseldikleri bir zamanda şecaatinin tam ölçüsünü vermiş, istiklal aşkını, fedakarlık ruhunu ispat etmiş bulunan asil Yunan milletine sevgimiz büyüktür… Sulhun ve umumi güvenliğin kaderi, hürriyetlerimizi ve ortak mirasımızı muhafaza uğrunda gösterilmesi gerekli fedakarlığı kabul etmekteki müşterek azmimize bağlıdır. Bundan dolayıdır ki, müşterek hudutlarından başlayarak mukadderat ve ideal birliğine kadar her şeyin birbirlerine bağladığı iki memleketimiz arasında, günden güne daha faal bir dostluğun mevcudiyeti, hayati bir zaruret halini almıştır. Türk ve Yunan milletleri modern zamanın mühim ve aynı zamanda içtimai, iktisadi ve kültürel kalkınma yollarında muhteşem bir işbirliğine de imkan sağlayan bir müşterek müdafaa teşkilatı içinde müttefik olmuşlardır. Böylece, Türk-Yunan işbirliği, sınırlarımızın ötesine kol salarak hür ve sulh davasına samimiyetle bağlı bir memleketler topluluğunun hayrına da büyük hizmetler ifa edecektir. Bütün bu mesut hadiselere dayanarak diyeceğim ki, en haklı olanın en

341 Akşam, 9/6/1952; Benzer içerikli haber 9/6/1952 tarihli Ta Nea gazetesinde de yer almaktadır.

kuvvetli de olması için lüzumlu şartların kendi hissemize düşenini gerçekleştirme yolundayız.”342

Cumhurbaşkanının bu nutkundan sonra Yunan Kralı da cevaben bir nutuk dile getirmiştir:

Sayın Cumhurbaşkanı, öncelikle bana ve Kraliçeye yönelik

coşkuyla yankılanan sözleriniz ve Türk halkının sıcak ve görkemli karşılaması için teşekkürlerimi sunarak sözlerime başlamak isterim. Benim halkım için söylediklerinizi Yunan halkı da aynı hayranlıkla sizin için hissetmektedir. Bu hayranlık sizin nazik davetinizi kabul ettiğim için oluşmuştur. Gelişimi, Kraliçe ile beraber yapmak ve halkımın sıcak selamlarını getirmek için geciktirmeyi tercih ettim. Halkımın size çok samimi ve derim dostluk hissettiğinden emin olduğumu belirtmek isterim. Bu selamların ve güvencelerin bizim için uluslararası boyutta önemi vardır, çünkü uzun yıllar derin bir şekilde birbirlerinden ayrılmış halklar söz konusudur. Bunu ne görmezlikten gelebiliriz ne de saklayabiliriz. Tarihi sebepler ve bitmeyen savaşlar iki halkı büyük bir şekilde ayırmıştı. Bununla birlikte tam anlamıyla bu farklılık boyunca iki halkımız diğerini tanımayı ve takdir etmeyi öğrenmişlerdir. Fakat bu yeterli değildi. İyi ki, geniş görüşlü siyaset adamlarının cesurca rehberlik ettikleri Türkler ve Yunanlar, yüzyıllarca süren bu ayrılığı sıkı bir dostluğa dönüştürdüler. Bu dostluğun ne kadar samimi olduğunu şimdi Yunan Kralının Türkiye’de karşılanmasında gösterilen sıcaklık ve daha önce Yunan halkının, iki ünlü Türk siyaset adamının Yunanistan’daki şehirlerde gerçekten alkışlanması göstermektedir. O zamanlarda ayırıcı boyutta hatıralardan söz edilirken, şimdi bunları birleştiren hatıraların sözü edilmektedir. Bugün barışçıl işleri hatırlayacak olursak, uzun yıllar iki ülke deniz kenarlarında, tarlalarda ve köylerde ortak çok şey gerçekleştirmişlerdir… Sayın Cumhurbaşkanı, uzun bir yol katettik. Hükümetlerimizin, Türk-Yunan işbirliğine bugünkü şeklini vermede başarılı oldukları için kendimizi

342 Akşam, 10/6/1952; Benzer içerikli haber 10/6/1952 tarihli To Vima gazetesinde de yer almaktadır.

tebrik etmeliyiz, ifade ettiğiniz şekilde, bu işbirliği bundan böyle iki ülkenin milli politikası olacaktır. Karma Komisyonun çalışmalarının ilk önemli sonuçları ilan ettiğimiz şekilde işbirliğinde başarılı bir kanıt oluşturmaktadır… Kuvvetli oldukları kadar cömert de olan dost özgür milletlerin yardımı ile ve dahil oldukları müşterek savunma teşkilatı çerçevesi içinde halklarımız gerekli olduğunda, bütün sınırlarını müdafaa edeceklerdir. Sizin ve bizim kardeşlerimiz tarafından Kore’de parlak bir şekilde tekrarlanan geçmişteki yiğitlik ve gayretlilik destanları, bu durumda yeterli bir teminat teşkil etmektedir… Sayın Cumhurbaşkanı, başkentinizde bulunuşumun, yalnız milletimin milletinize karşı olan dostluğunun bir sembolünü teşkil ettiği için değil, aynı zamanda iki ülkemizin arasındaki münasebetlerin de en verimli devrenin başlangıcını teşkil ettiğini belirtirken, kadehimi Türk halkının refahı ve sağlığınıza, şerefinize içmek temennisiyle kaldırıyorum.”343

Ankara’daki ziyaretlerinde bir sonraki gün Yunan Kral ve Kraliçesi önce Arkeoloji müzesini gezmiş ve ardından TBMM Başkanı Refik Koraltan’ın Marmara Köşkünde şereflerine verdiği öğle yemeğine katılmışlardır. Bu yemekte Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı da hazır bulunmuştur. Kral ve Kraliçe, yemekten sonra hipodroma giderek coşkulu tezahüratlar eşliğinde askeri resmi geçit törenine katılmışlardır. Törenin ardından Yunan Kralı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a Yunanistan’ın en büyük nişanı olan Saint Sauveur nişanının büyük kordonunu takdim etmiştir. Bu nişan, yalnız hükümdarlara ve devlet başkanlarına verilmekte ve Yunanistan’da da beş kişiden fazla kimseye verilmemek suretiyle sınırlandırılmıştır.344

Ayrıca, Yunan Kral ve Kraliçesi şerefine, Cumhurbaşkanı tarafından verilmiş tüm toplantılara Türk ve yabancı basın davet edilmiş olmasına rağmen, bir tek Yunanistan Ankara Büyükelçisi Kontumas’ın Ankara Palas’ta verdiği davete hiç Türk gazetecilerini davet etmemesi hayret uyandırmıştır. Daha önce

343 To Vima, 10/6/1952; Aynı içerikli haber 10/6/1952 tarihli Akşam gazetesinde de yer almaktadır.

344 Akşam, 11/6/1952; Cumhuriyet, 11/6/1952.

de büyükelçi, Venizelos şerefine verilmiş kabul resmine Ankara’daki Türk basın temsilcilerini davet etmemekte ısrar etmiş, sadece birkaç yabancı gazeteci çağırmıştır. Türk-Yunan işbirliğinin gelişmesi yolunda büyük adımlar atıldığı bir sırada, Yunan elçisinin Türk basınına karşı takındığı tavır, sadece bu bakımdan teessürle karşılanmıştır.345

Kral ve Kraliçe Ankara’daki son günlerinde çeşitli ziyaretlerde bulunmuşlar, özellikle Kraliçe Kore Savaşı gazilerinin tedavi gördüğü askeri hastaneyi ziyaret etmiş ve hatta Türkçe geçmiş olsun demiştir. Kral, Ankara’da bir diğer ziyaretini Teknik Okula ve Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesine yapmıştır. Fakültenin girişinde kendisini Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri karşılamıştır. Kralın bu farklı eğitim ve kamu kuruluşlarına yaptığı ziyaretlerde öğrenciler, Türk-Yunan dostluğunu ve işbirliğini sembolize eden şekillendirmeler yapmışlardır. Bu da Türk-Yunan dostluğunun Kral ve Kraliçe tarafından bakıldığında yaptıkları ziyaretlerin gerçekten meyvesini verdiğini ve halk kitlesinin kalbinde yer ettiğini göstermektedir.346 Yunan Kralı ve Kraliçesi

daha sonra, Başbakan Adnan Menderes ve eşi tarafından Ankara Palas’ta şereflerine verilen öğle yemeğine katılmışlardır. Akşam da Dışişleri Bakanı Köprülü tarafından verilen ziyafete Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile birlikte teşrif etmişlerdir. Yemekten sonra Kral ve Kraliçe trenle İstanbul’a doğru yola çıkmışlardır. Cumhurbaşkanı Celal Bayar da kendilerine eşlik etmiştir.347

Yunan Kral ve Kraliçenin Türkiye’deki ziyaretleri devam ederken, Atina Türk-Yunan Dostluk Cemiyeti üyeleri de İstanbul’a gelmişlerdir. Heyet Atina’dan getirdikleri çelengi Taksim Anıtı’na koymuşlar, daha sonra da Vali ve Belediye Başkanını ziyaret etmişlerdir. Cemiyet başkanı Orfanidis, tekrar memleketimizi ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirmiş, Vali ve Belediye Başkanına iki kardeş millet arasındaki münasebetlerin devamı için gösterdikleri

345 Cumhuriyet, 11/6/1952. 346 To Vima, 12/6/1952.

347To Vima, 11/6/1952; Ta Nea, 11/6/1952; Benzer içerikli haber 12/6/1952 tarihli Akşam gazetesinde de yer almaktadır.

ilgiye teşekkür etmiştir. Yunan heyeti, Valiyi ziyaretin ardından Patrikhane’yi ve Türk-Yunan Dostluk Cemiyeti Lokalini de ziyaret etmişlerdir.348

Kral ve Kraliçe ile Türkiye’ye gelen Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Averof’un da, Başbakan Menderes ve Dışişleri Bakanı Köprülü ile görüşmelerde bulunduğu bilinmektedir. Bu görüşme ile ilgili Averof, Türkiye’nin önde gelen siyasi liderlerinden biri ile uzun görüşmeler yaptığım için memnun olduğunu ve Türk-Yunan dostluğunun büyük bir ilerleme kaydettiğini belirtmiştir. Ayrıca, balıkçılık sorununun da ortak bir işbirliği ile çözüme kavuşacağını umduğunu dile getirmiştir.349