• Sonuç bulunamadı

Anadolu’da genel itibariyle yerel basın kurtuluş mücadelesiyle yeşermiş ve faaliyetlerine bu noktadan itibaren başlamıştır. Konya için bu durum biraz farklıdır. Zira 23 Aralık 1910 tarihinde II. Meşrutiyet’in ilânından sonra, Babalık Gazetesi yayınlanmaya başlamıştır. Babalık Gazetesi’nin yayına başladığı zamandan itibaren ülke genelinde asıl söz sahibi Bab-ı Âli yani İstanbul’dur. Bu duruma rağmen Babalık Gazetesi, özellikle Milli Mücadele döneminde büyük yararlılıklar göstermiş ve Kuvay-i Milliye’nin Konya’da büyük destekçisi olmuştur. Arabacı’nın tespitlerine göre, Babalık Gazetesi’nden önce 1870 yılında “Konya” isminde resmi bir gazete de yayınlanmıştır (Arabacı, 2000: 147)

Babalık Gazetesi, yayına başladığı andan itibaren düzenli olarak haftada iki gün yayınlanmıştır. Günlük yayına ise 5 Nisan 1921’de geçmiştir. Yayın politikalarını ülke çıkarları doğrultusunda düzenlemiştir. Babalık Gazetesi, bütün baskılara rağmen yayın ilkelerinden vazgeçmemiştir. Kurtuluş mücadelesinin başlangıcından itibaren bu çizgisinde değişiklik görülmemiş, Konya’nın İtalyan işgalinde olmasına ve Yunanlıların Konya sınırlarına yaklaşmış olmasına rağmen Mustafa Kemal’in Erzurum Kongresi’nde aldığı kararları kamuoyuna duyurmuştur (Akçakoca, 2006: 72).

Babalık Gazetesi bünyesinde dönemin etkili kalemlerini barındırmıştır. Gazetenin kurucusu Yusuf Mahzardı. Başyazar ve Yazı işleri müdürü Samizade Süreyya’dır. Samizade Süreyya, İstanbul gazetelerinde çalışmış, Anadolu’ya geçmeye çalışırken ihbar edilerek hapse atılmıştır. Daha sonra İnebolu, Kastamonu, Ankara yoluyla Konya’ya gelerek Babalık’ta çalışmaya başlamıştır. Enver Benan Napolyon, Server İskit, Yahya Saim, Sadettin Nüzhet, Ekrem Koçu gibi daha sonra Türk basını için önemli isimler olacak yazarlar da Babalık Gazetesi’nin bünyesinde Milli mücadele döneminde yazmıştır. Takva lakabıyla anılan bir mürettip de uzun yıllar boyunca bu gazeteye emek vermiştir (Bahçıvan, 2007: 182).

Fuat Sürayya Oral, Babalık Gazetesi’nin yayın politikasıyla ilgili olarak su tespitlerde bulunmaktadır: Babalık Gazetesi, Mustafa Kemal’i Samsun’dan Erzurum’dan Sivas’tan bu yana, Ankara’ya kadar çizdiği çizgiyi izleye gelmiş, Ulusal Meclisin açılısını halka müjdelemiş, fırkacılık ihtiraslarının, küçük menfaatlerin daime üstünde kalmasını bilmiş, ileri fikirlerin bas savunucusu olmuştur (Oral, 2003: 49).

Babalık Gazetesi bir yandan Milli mücadeleye destek verirken, diğer yandan da toplumsal meseleleri ele almıştır. Gazetenin 23 Kasım 1921 tarihli sayısında yayınlanan okur mektubu önemlidir: “Geçen Cuma günü Kapı Camii Şerif’inde ulemadan bir zat tarafından bir kıyas ile gözlükle namaz kılmanın haram olduğuna dair dinî bir mesele ortaya atıldı. Camide mevcut ulemanın genellikle bu meseleye karşı susuşları miyopla malûl olup 25 seneden beri gözlük taşıyan bendenizi tereddüde düşürdü” (İnuğur, 1999: 360).

Babalık Gazetesi bu mektubun altına şu satırları ilâve etmiştir: “Okuyucumuzun nazarı dikkati celp ettiği mesele cidden önemlidir. Camilerimizde irad buyurulan dinî vaazların özellikle böyle tarihî günler yasadığımız sıralarda zemin ve zaman uygun ve halkı aydınlatıp, yol gösterecek nitelikte olması gerekir. Biz, hoca efendiden daha ciddî ve daha esaslı vaazlar beklerdik” (İnuğur,1999:361).

Babalık Gazetesi o dönem için çok ileride sayılabilecek kadın sorunlarını da dile getirmiş, kızların okutulması fikrini ortaya atmıştır. Babalık Gazetesi mesleki sorunlara ve fikirlere de sayfalarında yer vermiştir. Babalık’ın 27 Nisan 1922 tarihli nüshasında “Bu memlekette her aklına gelenin gazete çıkarması”, “üç kelimeyi doğru veya yanlış yan yana getiren ve biraz da kesesine güvenen her sahsın kendisine gazete çıkarmak” (İnuğur,1999:361) yetkisini bulması eleştirilmiştir. Babalık Büyük Taarruz ’un başladığı günlerden itibaren her gelişmeyi çıkardığı eklerle halka duyurmuş ve bu ekleri halka ücretsiz olarak dağıtmıştır. Bu yayınlarından dolayı Garp Cephesi Kumandanı İsmet Pasa, gazetenin başyazarı Samizade Süreyya’ya çektiği telgrafta, “Babalığı, Garp Cephesi’nin vefakâr bir arkadaşı addediyoruz” demiştir (İnuğur, 1999: 361).

Aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün Konya gazetelerinde isimsiz başyazılar yazdığı da bilinmektedir. El yazısıyla yazılan başyazılar günümüze kadar ulaşmasa da, yazıyı dizen mürettiplerin hatıratlarında bu bilgiye ulaşmak mümkündür. Babalık gazetesi Yusuf Mazhar’ın idaresinde 1930 yılına kadar yayınlanmış, onun ölümünden sonra, yeğeni ve esi Afif yönetiminde yirmi yıl daha yayınını sürdürmüş ve Yusuf Mazhar’ın esinin vefatıyla da kapanmıştır. (Arabacı, 2000:150).

Konya yerel basın tarihinde Milli Mücadeleyi desteklemiş olan Öğüt Gazetesi’nin de önemli bir yeri vardır. Öğüt Gazetesi, aslında Afyon’da kurulmuştur. Yunanlıların İzmir’i işgal etmelerinin ardından Konya’ya taşınmıştır. Konya’nın da İtalyanlar tarafından işgal edilmesiyle Öğüt gazetesi, bu kez Ankara’ya tasınmış ve 1921 yılının Temmuz ayından itibaren de Aksam adıyla yayına devam etmiştir. Gazetenin Yazı isleri Müdürlüğü’nü Sadri Ertem yapmış, Münir Müeyyet Bekman, Lütfü Arif, Kerameddin, Raif Nezihi, Celâl Davut ve Enver Behnan yazar olarak görev yapmıştır. Öğüt Gazetesi 1923 yılında kapanmıştır (Bahçıvan, 2007: 65).

Bu iki önemli gazetenin dışında 1935 yılında Ekekon isimli bir gazete yayınlanmaya başlamış ve 1950’li yıllara kadar yayın hayatını sürdürmüştür. Aynı dönemde Halkevleri tarafından çıkarılan Konya Dergisi de 1950’lerde kapanmıştır. Bu dergi ve gazetenin kapanmasıyla birlikte burada çalışanlar 1949 yılında kurulan Yeni Konya ile 1950 yılında kurulan ve halen yayın hayatını sürdüren Yeni Meram Gazetesi’nde çalışmaya başlamıştır. Mengene ve Akyokuş isimli gazeteler de bu dönemde yayınlanmaya başlamıştır. Aslında Konya’da çok etkili gazetelerin ve gazete çalışanlarının olmasının nedeni Babıali’nin ünlü fikir adamlarının İstanbul Hükümetinin uygulamalarına karsı çıkması ve Konya’nın bu aydınların gönderildiği sürgün yeri olmasıdır. Çünkü Konya’ya sürgün gelen aydınlar, Konya’daki aydınlarla kaynaşmışlar ve birlikte daha etkin gazete ve dergi çıkarmışlar. Küçükbezirci bu durumu:

“Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında Konya gazete ve dergilerindeki gazetecilerin ve yazarların listesini yaptığımız zaman göreceğiz ki, İstanbul’un, Babıali’nin ünlü basın, sanat ve fikir adamları sürgün ya da gözetim cezasından dolayı Konya’dalar. Onun için Konya’daki basın kaliteli.” seklinde açıklamaktadır

SOSYAL MEDYA