• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.8. Optiray 300

2.8.4 Kontraendikasyon

İoversole veya optirayın 300 ın diğer bileşenlerinden birine aşırı duyarlılığı olanlarda tiroid fonksiyon bozukluğu olanlarda bu preparatlardan kulanmamalıdır.

2.8.5.Uyarılar önlemler

Ciddi bir istenmeyen etki oluşma olasılığında daima göz önünde bulundurulmalıdır.

Diğer tüm rontgen kontrast maddelerinde olduğu gibi, optirayın anafilaksiye veya anafilaktoid reaksiyonlara ve bulantı,kusma,dispne,eritem ,ürtiker ve hipotansiyon gibi diğer uyumsuzluk belirtilerine neden olabilir. Bu tür reaksiyonlar iyotlu röntgen kontrast maddelerine uyumsuzluk veya herhangi bir allerji veya aşırı duyarlılık öyküsü bulunan hastalarda daha sık görülmüştür. Bu tür hastalarda faydanın riskten çok daha fazla olması koşulu aranmalıdır. Ön testler yapılarak ağır etkilerin öngörülebilmesi mümkün değildir. Bir hastanın tıbbı öyküsünün bütünüyle değerlendirilmesi potansiyel istenmeyen etkilerin öngörülmesi açısından daha doğru olacaktır. Poziti alerji öyküsü kontrendikasyon değildir, ama dikkat edilmesi gerekir. Gerekli veya en aza indirmek için antihistamin ve kortikosteroidlerle ön medikasyon ortaya çıkmasını her zaman engellemez.

İyotlu intravasküler kontrast ajanlarının kullanıldığı diagnostik prosedürler yapılacak özel prosedürde yetenekli ve deneyimli personel tarafından yapılmalıdır. İyotlu röntgen kontrast maddesinin uygulamasında ciddi veya fatal reaksiyonlar görülmüştür. Tam teçhizatlı acil arabası veya dengi malzeme nitelikli personel hazır bulundurulmalıdır.

Hasta son enjeksiyondan sonra en az 15 dakika boyunca yakın gözlem altında tutulmalıdır, çünkü ağır reaksiyonların çoğu bu sırada ortaya çıkmaktadır. Hasta enjeksiyondan sonra bir saat boyunca hastane ortamında tutulmalı ve herhangi bir semptom geliştiği takdirde tekrar radyoloji bölümüne götürülmelidir.

Konjestif kalp yetmezliği olan hastalar dolaşan ozmotik yükteki geçici bir artışla ilişkili olabilecek gecikmiş hemodinamik bozuklukları saptayabilmek için prosedürden sonra

birkaç saat boyunca gözlem altında tutulmalıdır. Alerjik reaksiyonların uygulamayı izleyen birkaç gün içinde gelişebileceği ve böyle bir durumda derhal doktora başvurulması gerektiği konusunda hasta bilgilendirilmelidir. Ciddi olarak bozulmuş böbrek fonksiyonu kombine renal ve hepatik hastalık anüri,diabetes mellitus,homozigotik orak hücre hastalığı veya monoklonal gamopati hastalarında özellikle yüksek dozlar uygulandığında dikkatli olunmalıdır. Bu hastalarda akut böbrek yetmezliği gibi ciddi renal etkiler görülebilir. Optiray uygulanmadan önce etkili bir hidratasyon şarttır ve böbrek hasarı riskini azaltabilir. Hazırlık dehidratasyonu tehlikelidir ve akut böbrek yetmezliğine katkıda bulunabilir. Optirayın kandan atılması için diyaliz uygulanabilir.

Homozigotik orak hücre hastalığı olan hastalarda röntgen kontrast maddesi gibi hiperozmolar ajanlar eritrositlerin oraklaşmasını etkileyebilir. Bu nedenle bu tür ajanların homoziigotik orak hücre hastalığı olan hastalarda intraarteriyel uygulanmasından önce dikkatli bir değerlendirme yapılabilir.

İyot içerikli kontrast madde hipertiroidi veya tiroid bezinde otonom alanları olan hastalarda zararlı olabilir. Feokromasitoması olan hastalarında hipertansi kriz riski nedeniyle kontrast maddenin intravasküler kontrast maddenin intravasküler uygulandığı durumlarda önceden alfa bloker verilmesi önerilir.

Yenidoğanlarda özellikle prematüre yenidoğanlarda aşırı iyot yüklenmesi nedeniyle hipertirodizim riski göz önüne alınarak iyotlu kontrast maddenin uygulanmasından 7-10 gün ve 1 ay sonra TSH ve T4 düzeylerinin kontrol edilmesi önerilmektedir.

Serebral arterlere veya spinal kordu besleyen damarlara doğrudan enjeksiyon sonrasında veya anjiyokardiyograide karotidlerin inadvertent dolumu nedeniyle ciddi nörolojik olaylar gözlenmiştir. Kontrast maddeye karşı neden etki ilişkisi kurulmamıştır çünkü hastanın önceki durumu ve prosedür teknikleri de kendi içlerinde nedensel faktörlerdir.

Bazı hastalarda genel anestezi endike olabilir. Ancak muhtemelen anestetiklerin hipotansif etkileri nedeniyle bu hastalarda istenmeyen etki insidansının daha yüksek olduğu görülmüştür.

Anjiyografi prosedürlerin kateter manipülasyonu ve kontrast madde enjeksiyonu sırasında plağı yerinden oynatma veya damar duvarını delme olasılıklarına dikkat edilmelidir. Kateterin doğru yerleştirilmesi için test enjeksiyonlarının yapılması tavsiye edilir.

İyonik olmayan kontrast maddenin şırıngada kanla uzun süreli temasında pıhtılaşma görülmüştür. Bu nedenle antikoagulan ilaçların uygulanması önerilir. Optiray la ilgili invitro çalışmalarda 2 ila 5 intraunite heparin/ml ilavesinin antikoagulan etkisinin 370 mg iyot /ml lik yüksek ozmolar iyonik kontrst maddeninkine eşit olduğu ortaya çıkmıştır.homosistinürili hastalarda artan tromboz ve embolizm riski nedeniyle mümkün olduğu kadar anjiyografiden kaçınılmalıdır. Optiray perivasküler uygulamayı önlemek için dikkatle enjekte edilmelidir.

2.8.6.Gebelik ve emzirme döneminde kullanımı

Optiray gebelikte kısıtlı olarak kullanılmıştır ve hayvanlarda malformasyon kanıtı görülmemiştir. Bu nedenle gebelikte güvenli olabilir. Ancak gebelik sırasında her türlü röntgen incelenmesi doğmamış çocuk için potansiyel risk oluşturabileceği için risk yarar oranı dikkatle düşünülmelidir.

2.8.7.Yan etkiler

Optiray ile ilişkili advers etkiler genel olarak uygulanan dozdan bağımsızdır. Olguların çoğunda hafif veya orta derecelidir ancak çok ender olarak ciddi olabilir veya yaşamı tehdit edebilir. Bununla birlikte hafif advers olaylar bile iyodinli X ışını kontrat maddelerden sonra nadiren ortaya çıkan ciddi genel bir reaksiyon ilk işareti olabilir.

Kontrast madde ile ilişkili aşırı duyarlılık reaksiyonları birkaç saat advers reaksiyonları şu şekilde sınıflandırılabilir.

Aşırı duyarlılık reaksiyonları: genellikle kardiovasküler sistemi ve solunum sistemini etkileyen ciddi anaflaktik reaksiyonlar. Bunlar yaşamı tehdit edebilir ve anaflatik şok kalp ve solunum durması veya pulmoner ödemi içerir. Öyküsünde alerji reaksiyonlar olan hastalar aşırı duyarlılık reaksiyonları gelişimi açısından yüksek risk taşır. Bulantı ve kusma deri döküntüleri dispne rinit parestezi veya hipotansiyon gibi diğer tip reaksiyonlar.

Kontrast madde veya prosedürden kaynaklanan kalp kateterizasyonu sırasında ortaya çıkan kardiyolojik yan etkiler.

Renal hasar veya renal vazopati bulunan hastalardaki nefrotoksik reaksiyonlar. Bu semptomlar genellikle geçicidir. İzole olgularda akut böbrek yetmezliği gözlenmiştir.

Kontrast maddenin arter içine enjeksiyonundan sonraki nörotoksik reaksiyonlar bu semptomlar genellikle geçici ve birkaç saat veya gün içerisinde kendiliğinden ortadan klakar. Kan beyin bariyerinde hasarı olan hastalar nörotoksik reaksiyonlar gelişimi açısından yüksek risk taşır.

Enjeksiyon bölgesinde lokal reaksiyonlar .

Ekstravazasyon ciddi doku reaksiyonlarına yol açar. Bu reaksiyonların derecesi kontrast solusyonunun dokulardaki miktarına gücüne bağlıdır.

Psikiyatrik bozukluklar çok nadir amnezi anksiyete uyku hali.

Sinir sistemi bozuklukları nadir baş dönmesi parestezi tremor.

Kardiyak bozukluklar nadir taşikardi, çarpıntılar, aritmiler atrial fibrilasyon bradikardi kalp durması dolaşım yetmezliği elektrokardiyografi ekstrasistol kalp bloğu ventriküler fibrilasyon.

Vasküler bozukluklar nadir olarak hipotansiyon, çpk nadir serebrovasküler bozukluklar siyanoz hipertansiyon vasodilatasyon vazospazm.

Böbrek ve idrar yolları hastalıkları nadir olarak ağrılı zor miktürisyon çok nadir idrar tutma zorluğu akut böbrek yetmezliği anormal renal fonksiyon kreatin krilensinde azalma hematüri oligüri.

2.8.8.Kullanım şekli ve dozu

PROSEDÜR DOZAJ MAKSİMUM TOPLAM DOZ

Renal anjiyografi 6-15 ml 250ml İntravenöz ürografi 50-100 ml 140 ml Kötü görüntülemenin beklendiği örn yaşlı veya böbrek fonksiyonları azalmış hastalarda, 1,6ml/kg vücut ağırlığına yükseltilebilir. İyi bir tanısal sonuç elde etmek için kontrast madde mümkün olduğunca hızlı uygulanmalıdır.

2.8.9.Doz aşımı halinde alınacak önlemler

Tüm iyotlu röntgen kontrast maddelerinde olduğu gibi optirayında da aşırı doz potansiyel olarak ölümcüldür ve solunum sistemiyle kardiyovasküler sistemi etkileyebilir. Tedavi semptomatik olmalıdır. Optirayı kandan temizlemek için diyaliz yapılabilir.

3. GEREÇ VE YÖNTEM

3.1 HAYVAN MATERYALİ

Çalışma hayvan materyalini 11 erkek ve 9 dişi, yaşları 2 ile 5 yıl arasında değişen ve ağırlıkları 40 ile 60 kg arasında olan, 20 adet köpek oluşturdu. Köpekler, Flunixin Meglumine gurubu (deney grubu) ve kontrol grubu olarak 10’arlı iki gruba ayrıldı.

Çalışmanın hayvan materyali, Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Kliniklerine getirilen ve yapılan muayene sonrasında sağaltım amacıyla Fulunixin meglumine kullanılan köpeklerden oluştu. Deneysel gruptaki hayvanlara 5 gün boyunca, 2.2 mg/kg dozunda, deri altı yolla Flunixine meglumine uygulanmıştır. Kontrol grubundaki hayvanlara ise aynı doz ve yolla plesebo (SF, %0.09)) kullanılmıştır. Deney grubuna

%75 ürografin 20 ml intravönoz olarak uygulandı. Bu, çalışma için gerekli olan izin, 12.11.2008 tarih ve 08/53 sayılı etik kurul raporu ile Erciyes Üniversitesi Deney Hayvanları Etik Kurulu Başkanlığı/Kayseri’den alınmıştır.

3.2 İNTRAVENÖZ PYELOGRAFİ VE KONTRAST MADDE

Hayvanlar, radyolojik muayenenin yapılmasından 24 saat önce aç bırakıldı, 12 saat öncesinden de su verilmedi. Bu şekilde sağlanan hafif diürezis ile kontrast maddenin üriner sistemde daha iyi bir kontrast sağlaması hedeflendi. Yine radyolojik muayeneden önce uygulanan lavman uygulamasıyla gastrointestinal sistem içeriği ve gaz boşaltıldı.

Bu şekilde daha ayrıntılı ve net bir radyografik görünüm sağlandı.

Tüm hayvanlarda, kontrast grafi uygulamadan önce direkt radyografileri alındı. Bu şekilde herhangi patolojik olgu olup olmadığı ve kontrast grafi için gerekli röntgen cihazındaki kilovolt (KV) ve miliamper (MA) değerleri ayarlandı. Direkt grafide kaliteli görüntü sağlayan KV değeri %10 arttırılarak veya MA değeri %50 arttırılarak kontrast grafi için uygun değerler kullanıldı.

Kontrast madde kullanımı amacıyla, köpeklerin sağ arteria sephalica antebrachium bölgesinde kıllar traş edilerek, ilgili damar inracat kullanılarak kateterize edildi.

Kontrast madde alerjisi ve buna bağlı oluşması muhtemel komplikasyonlara karşı antihistaminik, adrenalin ve kortizon preparatlarının bulunduğu acil müdehale seti hazır bulunduruldu.

Hayvanların canlı ağırlığı, kliniğimizde bulunan digital tartı cihazı ile belirlendi ve not edildi. Kontrast madde olarak “ ürografin %76 “ 880 mg/kg dozda hızlı iv enjeksiyon yoluyla uygulandı. Hayvanların hiçbirinde, kontrast maddeye karşı bir alerjik reaksiyona rastlanmadı.

İntravenöz pyelografi amacıyla, hayvan röntgen masası üstünde sırt üstü pozisyonda yatırılırken kontrast madde verildikten hemen sonra (1. dk) ventrodorsal pozisyonda ilk radyografi çekildi. Daha sonraki çekimler ise 5, 15, 30. ve 60 dk’larda çift yönlü olarak tekrarlandı.

Yapılan çekimlerde; arteriogram, nefrogram, pyelogram ve sistogram fazları incelendi, kayıtları tutuldu, görüntü kalite ve netliği derecelendirildi.

3.3 KULLANILAN NSAİİ (FLUNİXİN MEGLUMİNE) PREPARATLARI

Çalışmada iki ayrı firmanın preparatı kullanılmıştır. Bunlardan DİF’e ait olan FLUNİFEN 50 mg ve TOPKİME ait FULİNALJİN 50 mg’dir.

FLUNİFEN 50 mg; açık sarı renkli berrak enjeksiyonluk çözelti olup, 1 ml’sinde 50 mg fluniksin’e eşdeğer 82,95 mg Fluniksin meglumine içerir. Bu prostaglandin üretimi için gerekli olan prostaglandin sentetaz enziminin üretimini inhibe ederken, aynı zamanda prostaglandinlerin merkezi sinir sistemi üzerine olan etkisini bloke ederek yangı, ağrı ve ateş semptomlarını azaltır veya tamamen ortadan kaldırır.

Flunifen enjeksiyonluk çözelti’nin at serumundaki plazma yarı ömrü, 1,1 mg/kg’lık tek uygulama sonrasında 1-6 saattir. Enjeksiyonu takip eden 8. saatte at serumunda ölçülebilir düzeyde etken madde bulunur. Etkinliğini 24-36 saat süreyle korur.

FULİNALJİN 50 mg; 1 ml steril, apirojen, berrak ve açık sarı renkli çözelti içeriğinde 1 ml’sinde 50 mg fluniksin’e eşdeğer 82,95 mg Fluniksin meglumine içerir. Prostaglandin üretimi için gerekli olan prostaglandin sentetaz enziminin üretimini inhibe ederek araşidonik asidin prostaglandin türevlerine dönüşümünü engellemek suretiyle etkir.

Karaciğerde metabolize edilir. Esas olarak idrarla ve kısmen de safra salgısı ile vücuttan atılır.

Çalışmada ayrıca kontrast madde olarak % 75 lik ürografin kullanıldı. 1 ml Urografinde

%76 eriyik içinde 0.1 g sodyum ve 0.66 meglumin amidotrizoat içerir.

İntaravenoz ve retrograd urografi de kullanılır. Ayrıca anjiografik tetkikler ve atrografi dahil olmak üzere intaoperatif kolanjiografi ve endoskopik retrograad kolanjiyo pankreatikrografi siyalografi fisstulogra histerosalpingografi ve diğer muayene yöntemleri içinde uygundur.

4. BULGULAR

Direkt radyografik çekimlerde, böbrekler ve üreterler ile ilgili herhangi bir kontrast görünüm izlenmedi. Ancak, idrar kesesi özellikle idrar ile dilate olmuş köpeklerde, karın boşluğundaki diğer organlardan kısmen de olsa ayırt edildi. IVP’de 0. dk çekimleri ventrodorsal pozisyonda, sonraki çekimler ise hem ventrodorsal hem de laterolateral pozisyonda yapıldı. Sağ ve sol böbreğin ayrımı ve görüntüye yansıması ventrodorsal pozisyonda mümkün olmasına karşın; laterolateral çekimlerde böbreklerin süperpozisyona uğradığı görüldü.

Kontrol ve deney grubu hayvanların hiç birinde kontrast maddeye ilişkin komplikasyon olmadı. Normal dozda, hızlı enjeksiyon tarzında uygulanan ioversol’ü tüm hayvanlar iyi bir şekilde tolare etti.

IVP’de, kontrol grubundaki hayvanlarda nefrogram fazının ortalama başlama zamanı 0.

dk olarak izlendi (Resim 4.1). Yine bu gruptaki hayvanlarda piyelogram fazı ortalama başlama zamanı 26,2±11,8 dk. oldu (Resim 4.2). Grup 1’deki hayvanlarda kontrast madde 80. dk sonrasında böbreklerden elimine edildi.

Her iki grupta böbreklerde elde edilen nefrogram ve piyelogram fazlarının radyografik kalitesi; (+) sadece nefrogram fazı görülmesi, (++) pelvisde KM birikimi görülmesi, (+++) renal pelvis ve recessus’un hafif görülmesi, (++++) renal pelvis ve recessus’un belirgin görülmesi şeklinde derecelendirildi (Tablo 4.1).

Kontrol grubunda 4 hayvanda renal pelvis ve recessus belirgin, 5 hayvanda renal pelvis ve recessus hafif, 1 hayvanda ise pelviste KM birikimi görüldü. Deney grubunda ise 5 hayvanda sadece nefrogram fazı, 4 hayvanda pelvisde KM biriktiği, 1 hayvanda renal pelvis ve recessus’un hafif görüldüğü belirlendi. Kontrast maddenin, böbreklerden eliminasyon zamanı kontrol grubundakine göre uzamıştı.

Resim 4. 1. Ventrodorsal IVP’de nefrogram fazı (Olgu no.10)

Resim 4.2. Laterolateral IVP’de pyelogram fazı (Olgu no: 1)

Tablo 4.1. Böbreklerden elde edilen nefrogram ve piyelogram fazlarının radyografik kalitesi.

Olgu No Grup 1 Grup 2

1 ++++d ++

2 +++c ++

3 ++++ +a

4 +++ ++

5 +++ +++

6 ++b ++

7 ++++ +

8 +++ +

9 +++ +

10 ++++ +

a) +: Sadece nefrogram faz b) ++: Pelvisde KM birikimi

c) +++: Renal pelvis ve recessus’un hafif görülmesi d) ++++: Renal pelvis ve recessus’un belirgin görülmesi

IVP radyogramları, üriner sistemde kontrast madde verildikten sonra ortaya çıkan opasifikasyona göre incelendi. Böbrek, üreter, idrar kesesi ve idrar kesesi dolgunluğundaki opasifikasyonların radyografik görüntüdeki izlenebilirliğine göre; (-) yok, (+) zayıf, (++) orta, (+++) iyi ve (++++) çok iyi olarak derecelendirme yapıldı (Tablo 4.2).

Tablo 4.2. IVP’de böbrek, üreter, idrar kesesi opasifikasyonu ve idrar kesesi dolgunluğunun belirlenmesi.

Grup 1’deki hayvanlarda 0. dk radyogramlarında böbreklerin opasifikasyonu “çok iyi”, üreterlerinki “iyi” olurken idrar kesesinde herhangi bir opasifikasyon ve idrar kesesi dolgunluğu izlenmedi. Bu gruptaki hayvanlarda 5. dk’da böbrek ve üreterlerin opasifikasyonu “iyi”, 15. dk’da böbrek opasifikasyonu “iyi”, üreter opasifikasyonu

“orta”, 30. dk’da böbrek ve üreterlerin opasifikasyonun “orta” derecede olduğu belirlendi.

Grup 2’deki hayvanlarda 0. dk radyogramlarında böbreklerin opasifikasyonu “orta”, üreterlerinki “zayıf” olarak belirlendi. Bu dakikadaki radyogramlarda idrar kesesinde opasifikasyon ve idrar kesesi dolgunluğu belirlenmedi. Bu gruptaki köpeklerde, 5. Dk radyogramlarında böbreklerin ve üreterlerin opasifikasyonu “orta” (Resim4. 3), 15., 30.

ve 60. dk radyogramlarında ise zayıf kalitede opasifikasyon izlendi.

Resim 4.3. Laterolateral IVP’de böbreklerin ve üreterlerin “orta” dereceli opasifikasyonu (Olgu no: 3)

5. TARTIŞMA VE SONUÇ

Böreklerin, karın boşluğu içinde retroperitoneal boşlukta olduğu bildirilmektedir.

Üreterler, böbrek hilus’unu terk ettikten sonra vertebra ventralinde caudale seyreder ve nomal şartlarda direkt radyografide görülebilir değildirler (27,28). Bu çalışmada, tüm hayvanlarda başlangıçta yapılan direkt radyografi ve sonrasında kontrast radyografi uygulamalarında böbrekler ve üreteler diyafram gerisinde retroperitoneal boşlukta, normal şekil, sayı, biçim ve kontürde belirlenmişlerdir.

Kedi ve köpeklerde, IVP uygulaması amacıyla iyonik kontrast maddeler (sodium-meglumine ioxitalamate, sodium-(sodium-meglumine amidotrizoate) veya noniyonik kontrast maddeler (iohexol, iopamidol, iopromide) intravenöz yolla uygulanmaktadır (26).

Çalışmada deney grubundaki hayvanlara yeni nesil noniyonik kontrast maddelerden

“ioversol” kullanıldı. Bu kontrast madde böbrekler üstüne toksik etkisinin az olması nedeniyle tercih edildi.

IVP uygulamalarında hayvanın 24 saat önceden yemek yemesi, 12 saat önceden ise su verilmesi engellenir. Bu şekilde oluşacak hafif dehidrasyon kontrast kalitesinin artmasını sağlayacaktır. Yine IVP’ye bir ön hazırlık olarak +4 derecedeki lavman uygulaması, bağırsaklardaki gaita ve gaz içeriğinin boşalmasını sağlayacaktır (27, 28).

Çalışmada, hayvanlar 2 gruba ayrılmış, her gruptaki hayvan IVP uygulamasından önceki 24. saatten itibaren aç tutulmuş, 12. saat öncesinden ise su verilmesi durdurulmuştur.

Kontrast radyografi uygulamalarının tümünde, önceden uygulanan direkt radyografi çekimleri olası lezyonların izlenmesi ve kontrast radyografi için daha net görüntü verecek kilovolt ve miliamper değerlerinin belirlenmesi önerilmektedir (1). Çalışmadaki köpeklerin tümüne öncelikle direkt radyografi uygulandı. Köpeklerin hiç birinde, direkt radyografide belirlenen bir lezyon görülmedi. Uygun kilovolt ve miliamper değerleri direkt radyografi kalitesi ile belirlendikten sonra kilovolt değeri %10 veya miliamper değeri %50 attırılarak kontrast radyografi çekildi.

Normal fonksiyona sahip böbrekde nefrogram fazı, kontrast madde injeksiyonundan sonraki 10-30 sn. de başlar. Bu, renal paranşimin fonksiyonunun normal olduğunun göstergesidir (29, 30). Çalışmada, kontrol grubundaki ve deney grubundaki hayvanların tümünde kontrast madde verildikten hemen sonra çekilen 0. dk radyogramlarında nefrogram fazı izlenmiştir.

Pyelografik fazda, pelvik recessus’lar ve proksimal üreter kontrast görünüm vermektedir. Normal fonksiyona sahip böbreklerde pyelografik fazın kontrast madde enjeksiyonunu takiben yaklaşık 28. dk. da başladığı bildirilmektedir (29, 31). Bu çalışmada, kontrol grubundaki hayvanlarda pyelografik fazın 26,2±11,8 dk.da izlendiği belirlendi. Grup 2’deki hayvanlarda 6 tanesinde sadece nefrogram fazı görülürken, pyelogram fazının izlendiği 4 hayvanda ise bu fazın başlama zamanının kontrol grubundaki ortalama zamana göre uzadığı görüldü.

IVP amacıyla kulanılan kontrast maddeler, yüksek osmolar ve yüksek yoğunlukta olmalarından dolayı nefrotoksisite, alerjik reaksiyonlara sebeb olma, kusma, bıradiaritmi, hiperaritmi ve hipotansiyon gibi kardiyak yan etkilere sebeb olabilmektedir (26, 29, 31, 32, 33, 34). Kontrast madde uygulamasında olası komplikasyonlara müdehale için “acil müdehale çantası” hazır bulundurulmuş, ancak her iki gruptaki köpeklerde de her hangi bir komplikasyon ile karşılaşılmamıştır.

Kontrast madde komplikasyonlarının görülme sıklığı üzerine renal perfüzyon yetersizliği, renal glomerular permeabilite değişikliği, renal tubulün direkt yaralanması, intraluminal obstruksiyon ve immunolojik reaksiyon gibi değişik faktörler etkili olmaktadır (21, 30, 35). NSAİ ilaçların yan etkileri arasında olan renal kan akımının

azalması değişik araştırmalarda rapor edilmiştir (9, 19, 24). Bu çalışmada, deney grubundaki hayvanlara 2,2 mg/kg dozda deri altı uygulama ile NSAİ ilaçlardan olan Flunixin meglumine uygulanmıştır. Hayvanlarda kontrast maddenin sebeb olduğu herhangi bir komplikasyon gelişmemiştir.

Kontrast madde komplikasyonlarını azaltmak amaçlı % 0,9 serum fizyolojik, mannitol frosemid (işetici) ve dopaminin düşük böbrek dozunda kullanımı değişik çalışmalarda önerilmiştir (29, 30, 36, 37, 38). Bu çalışmada, NSAİ ilaçların böbrek perfüzyon değerinde azalma yapıcı etkileri ve bunun IVP tekniğinde üriner sistemde belirlenen fazlar, bu fazların görüntü kalitesi, böbreklerden kontrast maddenin eliminasyon zamanı gibi parametreler üzerindeki etkileri araştırıldı. Direkt etkinin izlenebilmesi için IVP öncesi koruyucu etkili herhangi bir uygulama yapılmadı.

IVP’de kullanılan kontrast maddenin dozu ve özelliği ile birlikte radyografilerin alınış zamanı ve muayenesi yapılan doku ve organ da önem taşımaktadır. Çalışmada gruplardaki IVP fazları izlenme süreleri tablo 1 detaylı şekilde göterilmiştir ve bulgular önceki literatür veriler ile uyumludur.

Sonuç olarak, köpeklerde sağaltım dozunda kullanılan flunixine meglumine’nin böbrek kan damarları üzerindeki vasokonstruktör etkisine bağlı olarak IVP bulgularında değişikliklere, kontrast madde eliminasyon zamanında uzamalara neden olabileceği, IVP de belirlenen üriner sistem hastalıklarının güvenilir tanısın bu nedenle yapılamıyabileceği sonucuna varıldı.

6. KAYNAKLAR

1. Alkan, Z. Radyolojik Görüntüleme Yöntemleri, Üriner Sistem Ultrasonografisi;

Veteriner Radyoloji, Mina Ajans Ltd. Şti. Ankara, 1999; s.: 78-120, 136-140, 152-153, 250-259.

2. Arıncı, K., Elhan, A. Organa Urinaria; Anatomi Cilt 1, Kemikler, Eklemler, Kaslar ve İç Organlar; AÜ. Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Güneş Kitap Evi, Ankara, 1995; s.: 393-398.

3. Baltacı, S., Müftüoğlu, Y. Z., Özdiler, E., Yaman, L. S., Anafarta, K., Göğüş, O., Arıkan, N., Bedük, Y., Küpeli, S., Şafak, S.M. Ürogenital Sistemin Radyografik, Ultrasonografik, Radyoisotopik ve Diğer Görüntüleme Yöntemleri İle Muayenesi;

Klinik Üroloji. 4. Bölüm, Antıp A.Ş., Ankara, 1998; s.: 57-68.

4. Dursun, N. Urogenital Sistem Anatomisi; Veteriner Anatomi II, 7. Baskı. Medisan Yayın Evi, Ankara, 2006; s.: 128-134

5. Dyce, K.M., Sack W.O., Wiesing C.J.G. The Urogenital Apparatus; Textbook of Veterinary Anatomy. W.B. Saunders Company, Chapter 5. 1995; p.: 162-204.

6. İçten, N., Gökmen, F.G. Systema Urinarium; Sistemik Anatomi, Bölüm 13, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, İzmir Güven Kitap Evi İzmir, 2003;

s.: 531-537.

7. Keally K. J., Mcallister, H., The Urinary System; Diagnostic Radiology and Ultrasonography of The Dog and Cat, 3rd Edition, W.B. Saunders Company, Philadelphia, Pennsylvania, 2000; p.: 96-108.

8. Guyton, A.C. 34. Chapter, Urine Formation in Kidney, Glomerular Filtration, Tubular Function and 35. Chapter, Renal Mechanisms, Glomerular Filtration Control; Textbook of Medical Physıology, Seventh Edition, Volum 1, Department of Physiology and Biophysics University of mississippi School of Medicine W.B. Saunders Company, Missisippi, 1986; p.: 570-573, 578, 581-583, 592, 595.

9. Brunton, L.L., Lazo, J.S., Parker, K.L. NSAİDs; Goodman & Gilman’s The Pharmacological Basis of therapeutics. 11.Edition, McGraw-Hill Companies, Inc.

United States of America, 2006; p.: 673-685.

10. Budras, K.D., Mccarthy, P.H., Fricke, W, Richter, R. Urinaryand genital organs, Pelvis;

Anatomy of the Dogs. Fifth Education, Capter 7. Schlütersche Verlagsgesellschaft mbH

& Co. Germany, 2007; p.: 62-66.

11. König, H.E., Maierl, J., Liebich, H.G. Urinary System – Organa Urinaria – In;

Veterinary Anatomy of Domestic Mammals, Textbook and color Atlas Ed: könig, H.E., Liebich, H.G. Schlütersche GmbH, HölderlinstraBe 3, Part: IX. Stuttgard-Germany, 2004; p.: 365-380.

12. Pozniak, A.M., Kelcz, F., Stratta, J.R., Oberly, D.T. Extraneous Factors Affecting Rezistive Index; Invest. Radiol. Vol: 23. 1988; p.: 899-904.

13. Seçil, M. Ultrasonografi ve Doppler Ultrasonografi Kullanımı; Temel Ultrasonografi ve Doppler. Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Radyoloji ABD, Meta Basın Matbaacılık Hizm.

İzmir, 2008; s.: 1-51.

14. Kaya, M. Tavşanlarda Kronik Unilateral Parsiyel Üreteral Obstruksiyonlarda Diüretik Kullanılarak Renkli Doppler Ultrasonografi Bulgularının Değerlendirilmesi; Doktora

14. Kaya, M. Tavşanlarda Kronik Unilateral Parsiyel Üreteral Obstruksiyonlarda Diüretik Kullanılarak Renkli Doppler Ultrasonografi Bulgularının Değerlendirilmesi; Doktora

Benzer Belgeler