• Sonuç bulunamadı

Komisyonun Yeni Yaklaşımı ve Getirdiği Öneriler

Bir önceki bölümde anlatılan AB’deki gelişmeler neticesinde bu kısım içerisinde Komisyonun kolektif davalar bakımından önerdiği yasal değişikliklere kısaca değinilecek, bu değişikliklerin olası etkileri ilerleyen başlıklarda daha detaylı incelenecektir.

2004 yılında yayımlanan Karşılaştırmalı Rapor’da tazminat davalarındaki az gelişmişliğe vurgu yapılmış ve üye ülkelerin kolektif davaları kabul etmekteki parçalanmış ve birbiriyle tutarsız girişimlerine Topluluk çapında bir çözüm aranması gerektiği belirtilmiştir. 2005 yılında yayımlanan Yeşil Kitap ve buna ilişkin Çalışma Belgesi’nde kamunun katılımı sağlanmak suretiyle, tazminat davalarının önündeki diğer engellerle birlikte AB düzeyinde tüketicinin kolektif tazminat imkânına gerek

96 1/2003 sayılı Tüzük ve Modernleşme süreci hakkındaki eleştiriler için bkz. Ehlermann ve Atanasiu (2002, 72). İlk eleştirenler delil standardı, kusur şartı, nedensellik bağının kurulmasında Avrupa çapında farklı yargı sistemleri arasındaki tutarsızlık tehlikelerine işaret etmiştir. Diğerleri, cezalandırıcı (veya çoklu) tazminatın, sınıf davalarının, başarı ücretinin ve yoğun davalara alışık mahkemelerin yokluğunda, ulusal mahkemeler önünde bireysel dava açmaktaki teşviklerin çok zayıf olacağını savunmuştur. Bundan başka delillere erişim, dava öncesi aşamalar, zamanaşımı sürelerine ilişkin kurallar arasında tutarlılık bulunmadığını, bu nedenle mahkemelerin uygun bir tazminat miktarı belirlemelerinin imkânsız olacağını belirtmiştir.

97 Karşılaştırmalı Rapor (2004).

98 “European Commission, Green Paper, Damages Actions for Breach of EC Antitrust Rules”, Brussels, 19.12.2005, COM (2005) 672 (Buradan itibaren “Yeşil Kitap (2005)” olarak anılacaktır).

99 “Commission Staff Working Paper, Annex to the Green Paper”, Brussels, 19.12.2005, COM (2005) 672 (Buradan itibaren “Çalışma Belgesi (2005)” olarak anılacaktır).

100 “The White Paper on Modernisation of the Rules Implementing Articles 85 and 86 of the EC Treaty of May 1999”, OJ C 132/1 (Buradan itibaren “Beyaz Kitap (2008)” olarak anılacaktır).

Özel hukuk yaptırımlarına ilişkin olarak Karşılaştırmalı Rapor (2004, 1)’da AB’de özel hukuk yaptırımları uygulamalarının, tam bir çeşitlilik ve az gelişmişlik (Yeşil Kitap 2005, 4) gösterdiği belirtilmiştir. Beyaz Kitap (2008, 2)’ta, tazminat elde etmekteki yetersiz araçların varlığının, Avrupa’daki tüketicilere ve iş çevrelerine her yıl birkaç milyar Avro’ya mal olduğu belirtilmiştir. 101 Çalışma Belgesi (2008).

olup olmadığı veya ne derecede buna ihtiyaç duyulduğu ve bunlara ilişkin alternatif çözüm önerileri değerlendirilmiştir. Kamuoyunda oluşan çoğunluk görüşü, tüketici davalarının özellikle dava maliyetleri ile minimal tazminat arasındaki farkın azaltılması bakımından bir şekilde toplanması gerektiği yönünde oluşmuştur (Çalışma Belgesi 2008, 14). Yeşil Kitabın yayımlanmasından önce de AB’de özel hukuk uygulamalarını arttırmanın gerekliliği ve nasıl başarılacağı hususundaki tartışmalar sürmüştür102. Komisyon, bu çalışmalarla birlikte ABD gibi diğer

ülkelerin deneyimlerini de ortaya koyarak geniş bir istişare dönemi geçirmiştir. Komisyonun kamuoyundan aldığı görüşler temelinde Yeşil Kitap’ı takiben 2008 yılında yayımladığı Beyaz Kitap’ta öncelikle, rekabet hukuku ihlallerinden zarar gören “tüm kişiler” için “tam tazminat103” hedefi getirilmiş ve kolektif tazminat

mekanizmalarının sağlanması gerektiğinin altı çizilmiştir. Bu çerçevede, gerek rekabet otoritelerinin veya Komisyonun ihlale ilişkin olarak vermiş olduğu kararı takiben (follow-on) açılacak davalar ve gerekse de bunlardan bağımsız (stand- alone) olarak açılacak davalar bakımından etkili bir kolektif tazminat sağlanması

için iki mekanizma önerilmiştir104:

“tüketici birlikleri, kamu kuruluşları veya ticaret odaları gibi yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından belirlenmiş veya belirlenebilir zarar gören kesim adına açılacak temsilci davaları. Bu kuruluşlar önceden yetkilendirilmiş olabileceği gibi, belirli bir rekabet ihlali bakımından özel amaçlı olarak da (ad hoc) yetkilendirilebilecektir”.

“tüketicilerin uğradıkları zarara ilişkin iddialarını bir davada birleştirmek için açıkça olumlu yanıt verdikleri katılmalı (opt-in) davalar”

Ancak temsilci organların tüm davaları açamayacağı veya açmak istemeyeceği Komisyon tarafından göz önüne alınarak, temsilci davalar ile

102 Komisyon 1998 yılında yayımladığı İhtiyati Tedbirler Direktifi (Directive 1998/27 on injunctions for the protection of consumers’ interests [1998] OJ L 166) ile “tüketicinin kolektif çıkarların korunması” amacıyla, tüketici derneklerine önleme davası açma hakkı tanımıştır. Tazminat davası açma hakkı tanımayan bu düzenlemenin etkisi sınırlı kalmıştır.

103 Komisyon Yeşil Kitaba ilişkin Çalışma Belgesi’nde tazminat davaları bakımından hem caydırıcılık hem tazminat amacına işaret ederken (parag. 4-6.), Beyaz Kitap’ta (2008, 3) açıkça tazminat fonksiyonuna ağırlık verilmesi gerektiğini, bu amacın caydırıcılığı da sağlayacağını belirtmiştir.

104 Bkz. Beyaz Kitap 2008, 4. Komisyonun konuya ilişkin Yeşil Kitap’ta getirdiği önerisi bireysel olarak dava açma hakkının korunması yanında tüketici birliklerine dava açma hakkının getirilmesidir. Bu öneriye ilişkin olarak verilecek görüşlerde, dava açabilecek yetkili birliklerin tescil veya yetkilendirme sisteminden hangisine göre belirleneceği, tazminatın birliğin kendisine mi yoksa doğrudan üyelerine mi ödeneceği ve örneğin birliğe ödenecek tazminatın kusurlu tarafın elde ettiği kazanç, üyelere ödenecek tazminatın ise uğradıkları zarara göre hesaplanması gibi konuların da dikkate alınması gerektiği belirtilmektedir. Tez kapsamında Komisyonun Beyaz Kitap’ta getirdiği daha sonraki tarihli önerisi üzerinde durulmaktadır.

katılmalı davaların birbirini tamamlayıcı bir araç olarak kullanılabileceği önerilmiştir. Ayrıca aynı zararın bir kereden fazla tazmin olunmasını önlemek için gerekli önlemlerin alınması gerektiği belirtilmiştir105. Bu çerçevede üç ihtimalli

bir öneri seti getirilerek, temsilci davası, katılmalı dava ya da her ikisinin de uygulama alanı bulduğu dava ihtimalleri üzerinde durulmuştur. Komisyonun bu önerilerine ilişkin değerlendirmeler ilerleyen bölümlerde dava modelleri incelenirken yapılacaktır.

Komisyon, yapmış olduğu reform çalışmaları çerçevesinde, AB düzeyinde kolektif dava sistemini oluşturma amacındaki önceliklerini belirlemiştir. Bu çerçevede bu alandaki yasama faaliyeti; Kasım 2010 tarihinden Şubat 2011 tarihi sonuna kadar kamudan görüş almak, görüşlerin alınmasının ardından 2011 yılı sonbaharında genel bir yasal çerçeve hazırlamak ve 2011’in 2. yarısında farklı politika alanlarında belirli yasal girişimlerde bulunmak şeklinde sıralanmıştır106.

Ancak bu alanda henüz yasal bir düzenleme getirilmediği görülmektedir107.

3.3. AB Rekabet Hukukunda Toplu Dava Modelleri ve Üye Ülke