• Sonuç bulunamadı

KOMŞULARLA SIFIR SORUN POLİTİKASI VE TÜRKİYE-YUNANİSTAN

II. BÖLÜM

2.2. KOMŞULARLA SIFIR SORUN POLİTİKASI VE TÜRKİYE-YUNANİSTAN

22 Temmuz 2007’de Türk halkı genel seçimler için sandığa gitmiş ve 2002 yılında olduğu gibi bir kez daha AK Parti seçimlerden birinci çıkarak, hükümet kurabilecek çoğunluğu sağlamıştır. 60. Hükümet420 6 Temmuz 2011 tarihine kadar

görev yaparken, yaşanacak Dışişleri Bakanı değişimi ile AK Parti dönemi Türk dış politikasına damga vuracak isim olan Ahmet Davutoğlu Bakan olacaktır. AK Parti 2007 Genel Seçimleri Seçim Beyannamesi’nde Yunanistan komşu ülkeler başlığı altında bulunmaktadır. 2004 yılından bu yana komşularla ilişkilerin geliştirilmesi dış politikada dört ana hedef arasında yer almıştır. 2002-2007 döneminde komşu ülkeler ile ilişkilerde altın bir dönem olarak görülürken, sürekli temas yöntemi ile ‘komşularla sıfır problem ve maksimum iş birliği’ hedefine yaklaşıldığı ifade edilmiştir. Türk ve Yunan Genelkurmay Başkanları arasında yapılan karşılıklı ziyaret ve temasların karşılıklı güven ilişkisinin öne çıkan bir sonucu olduğu beyannamede yer almıştır. Komşularla ilişkiler bölümünde ifade edilen ve ilerleyen yıllarda sıkça gündeme

420 Başbakanlık görevini Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı görevini ise 29 Ağustos 2007 ile 2

Mayıs 2009 tarihinde Ali Babacan yapmıştır. Ahmet Davutoğlu ise Babacan sonrası dönemde 2 Mayıs 2009 ile Ağustos 2014 arasında Dışişleri Bakanlığı görevini yapmıştır.

gelecek olan ‘büyük ve merkez ülke’ ideali komşularla gelişen ilişkiler sonucunda ortaya çıkacağı ifade edilmiştir.421

Türk-Yunan ilişkilerinin gelişmesinde Cem-Papandreu mirası üzerine inşa edilen sürecin ilerlemesinde Davutoğlu’nun önemli bir etkisi vardır. 2002-2007 döneminin devamı olarak 2007-2011 döneminde de iki ülke arasında ilişkiler gelişirken dönem dönem soğuk duş etkisi yaratacak gelişmeler de olacaktır. Türk dışişlerinin uluslararası siyasette giderek güçlendiği de yine bu döneme denk gelmektedir.

Seçimler sonrasında iki ülke arasında bir doğalgaz boru hattı projesi ile ilgili çalışmalar bu yıl da devam etmiştir. Temmuz ayında Türkiye-Yunanistan-İtalya arasında doğalgaz boru hattı için anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma ile Hazar Denizi kaynaklı doğalgazın Adriyatik Denizi’nden geçerek İtalya’ya geçişi sağlanacaktır.422

Kasım ayında açılışı yapılan bu projenin 2012 yılında Yunanistan-İtalya arasında devreye girmesi ile AB enerji arz güvenliği, kaynakların ve güzergâhların çeşitlendirilmesi amaçlanmaktadır.423 Kuşkusuz Türkiye enerji nakil hatlarının

topraklarından geçmesini sağlayarak ülkenin güvenilir bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyarken aynı zamanda enerji alanında önemli bir oyun kurucu pozisyona sahip olmaktadır. Eylül ayında bir araya gelen Babacan ve Bakoyannis’in görüşmesinde enerji ve ekonomik alanda başarıların elde edildiğinin vurgulanması Türkiye’nin enerji konusunda hedeflerini uyguladığını ortaya koymuştur. Görüşme sırasında iki ülke arasında güven artırıcı önlemlerin 19’dan 24’e çıkarılmasına karar verilmiştir.424

421 Ak Parti, 2007 Genel Seçim Beyannamesi, http://www.akparti.org.tr/upload/documents/2007-

beyanname.pdf, (11.05.2018), s. 234-237.

422 Vatan, Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğalgaz Hattı Anlaşması imzalandı,

http://www.gazetevatan.com/d/t.aspx?ID=129530, (11.05.2018).

423 T.C. Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Enerji Stratejisi,

http://www.mfa.gov.tr/data/DISPOLITIKA/EnerjiPolitikasi/T%C3%BCrkiye'nin%20Enerji%20Strate jisi%20(Ocak%202009).pdf, s. 4, (11.05.2018).

424 ‘‘İki ülke kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanları ve diğer komutanlar arasında karşılıklı düzenli

ziyaretler yapılması, NATO çerçevesinde barışı destekleme harekâtlarına katılmak üzere birleşik- müşterek bir Harekât Birliği teşkil edilmesi, NATO'nun acil müdahale gücü harekâtlarına katılmak üzere birleşik bir kara birliği teşkil edilmesi, geniş bir görev yelpazesinde ve alanında çalışma yeteneğine sahip birleşik-müşterek doğal afet kurtarma/insani yardım görev kuvveti teşkil edilmesi ve Trakya'da Türk-Yunan sınırında görev yapan birliklerin komutanları arasında karşılıklı ziyaretler yapılması.’’ Haber 7, Türkiye-Yunanistan 'güven artırıyor',

Türkiye’nin AB üyeliği ile eşdeğer konular arasında görülen Ruhban Okulu’na olan ABD ilgisi bu dönem gittikçe artmaya başlayacaktır. Bunun ilk örneği 2007 Kasım ayında ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns, Ruhban Okulu’nun Türkiye’nin kendi sistemi içerisinde er ya da geç açılacağını belirtmiş, Patrikhane’nin özgürlük alanının genişletilmesini istemiştir.425 ABD yönetiminden

gelen bu açıklama Ruhban Okulu’nun salt bir dini mesele olmadığını çok amaçlı ve birçok açıdan Türk toplumunu ve Türkiye’yi hedef almak isteyen devlet ve grupların siyasi şantaj malzemesi olduğunu bir kez daha görülmesini sağlamıştır. Yılın son ayında ise Babacan’ın Yunanistan ziyareti birçok yönden şaşırtıcı gelişmelere şahit olmuştur. Babacan’ın ziyareti esnasında Yunan savaş uçakları Ege’de Türk jetlerini taciz etmiştir.426 Bir diğer gelişme Bakan Babacan’ın, Batı Trakya’yı ziyaret etmesi ve

burada kullanmış olduğu bazı ifadelerin Yunanistan’ı rahatsız etmesi olmuştur.427

Türk-Yunan ilişkilerinde ister yüksek ise alçak politika konuları olsun tartışılmaya ve görüşlerin ifade edildiği dönemde Babacan’a verilen tepki dikkatle incelenmelidir. İlerleyen sayfalarda daha ayrıntılı ele alıncak bu ziyarette Babacan’ın söylemleri, Yunanistan Türk azınlık konusunda ne kadar hassas ve Türkiye’den gelen söyleme kapalı olduğunu ortaya koymuştur. Ancak aynı dönemde iki ülke hem ulusal çıkar hem de göreli kazanç olarak birbirlerine fayda sağlayacak olan boru hattı projesi gibi konularda ise uyumlu bir şekilde siyaset izlemiştir. Ay içerisinde Genelkurmay Başkanlığı On İki Ada ve Rodos’un Yunanistan tarafından silahlandırıldığı, adalarda Türk varlığının eritildiği ve Adalara yönelik hayali Türkiye yayılmacılığı fikrinin dünyaya empoze edildiğini açıklamıştır. Adaların silahlandırılmasının 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması’na aykırı olduğu ifade edilmiştir.428 Türkiye’nin

özellikle Ege’de Yunanistan kaynaklı ulusal güvenlik sorunu yaşayacağına dair gözlemleri Yunanistan’ın burada yapmış olduğu tüm hamlaleri dikkatle izlemesine ve

425 Radikal, Burns: Ruhban Okulu er geç açılacak, http://www.radikal.com.tr/politika/burns-ruhban-

okulu-er-gec-acilacak-831928/, (11.05.2018).

426 Hürriyet, Babacan'a Yunan'dan Ege şoku, http://www.hurriyet.com.tr/dunya/babacana-yunandan-

ege-soku-7809807, (11.05.2018).

427 CNN Türk, Batı Trakya ziyareti Yunan basınında,

https://www.cnnturk.com/2007/dunya/12/06/bati.trakya.ziyareti.yunan.basininda/409654.0/index.html , (11.05.2018).

428 Yeniçağ, Yunanistan’a ada uyarısı, http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yunanistana-ada-uyarisi-

göreli kazanç boyutunda Atina’nın avantajına bir durum yaşanmamasına dikkat edilmesi üzerine kurulmuştur.

2007 yılı AB Türkiye İlerleme Raporu’na bakıldığında, iki ülkenin askeri anlamda yakınlaşmaları raporda yer alırken istikşafi görüşmelerin devam ettiği ve güven arttırıcı önlemlerin uygulandığına raporda yer verilmiştir. Casus belli kararında bir değişiklik olmadığı ve Müzakere Çerçeve Belgesi’nde yer alan iyi komşuluk ilişkileri, UAD yargı yetkisi ile BM Sözleşmesi’nde yer alan anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi ilkesine atıflar bulunmaktadır. Azınlıklar ile ilgili olarak mülkiyet hakkı bağlamında herhangi bir gelişme olmadığı, çeşitli sorunlarla karşılaşıldığı eleştirisi bulunmaktadır. Rum azınlığın, eğitim ve mülkiyet hakları ile Gökçeada ve Bozcaada’da azınlığı etkileyen sorunlar olduğu ifade edilmiştir.429

2008 yılı Türk-Yunan ilişkilerinde genel olarak olumlu bir süreç yaşandığı ifade edilebilir. Askeri ve siyasi olarak atılan karşılıklı adımlar iki ülke arasında komşularla sıfır sorun politikasına uygun bir şekilde ilerlemiştir. Ocak 2008’de Karamanlis ve Bakoyannis Türkiye’ye gelmiştir. Ziyaretin önemi 1959 yılından sonra ilk kez resmi ziyaret kapsamında bir Yunan Başbakan’ın Türkiye’yi ziyaret etmesi olmuştur. Verilen mesajlara bakıldığında Karamanlis, Türkiye’nin AB sürecini desteklediğini ifade etmiş ve karşılıklı güvenin sağlanması gerektiğini açıklamıştır. Karamanlis’in, ‘‘geçmişin düşmanlıklarını bir kenara bırakmalıyız. … Tarih bize her

zaman güzel yüzünü göstermedi. Ancak tarih bize gelecekle ilgili tercihlerimizi nasıl yapmamız gerektiği konusunda önemli dersler vermekte’’ ifadesi oldukça önemlidir.430

Karamanlis’in bu ifadesi Morgenthau’nun işaret ettiği başkalarının gözüyle bakma ve hayati olmayan konularda uzlaşmayı öngören diplomasiyi hatırlatmaktadır. İfade edilen düşünce ise bu dönem ortay koyulan ve iki ülke arasında kazan-kazan odaklı ilişkiler olmasına yönelik bir siyasi vizyon olan komşularla sıfır sorun politikası ile uyumlu olduğu ifade edilebilir. Erdoğan, Fener’in ‘‘Ekümenik’’liğinin Ortodoks Hristiyanların iç sorunu olduğunu, Ruhban Okulu’nun 1972 yılına kadar açık olduğunu vurgularken, okulun durumu ile ilgili değerlendirmelerin olduğunu ifade

429 T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, İlerleme Raporları,

https://www.ab.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSureci/IlerlemeRaporlari/turkiye_ilerleme_rap_2007 .pdf, (11.05.2018), 21-62

430 T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, 2008-01-24 Yunanistan Başbakanı Karamanlis'in Türkiye Ziyareti –

etmiştir. Kıbrıs ile ilgili garantör devletlerin ve müzakerelerin başlamasına önem verildiğini ifade etmiştir.431 Ziyaret süresince Ege’de herhangi sorun yaşanmaması için

Centilmenlik Anlaşması imzaladığı iddia edilmiş432, ziyaret ile ilgili olarak Yunan

basınından eleştiriler gelmiştir.433

Şubat ayında Balkanlarda yeni bir devlet ortaya çıkmıştır. Sırbistan’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Kosova ve ülkenin tanınma sorunu KKTC’nin durumunu gündeme getirmiştir. Kosova’nın bağımsızlık ilanını ABD, İngiltere, Türkiye gibi ülkeler tanırken Rusya, Yunanistan, İspanya gibi ülkeler tanımamıştır. Tanımayı kabul etmeyen ülkelerin temel noktası, Kosova’nın tanınması sonucunda diğer ayrılıkçı yapıların bu gelişmeden cesaret alacağı noktasında birleşmesidir. Yunanistan’ın karşı çıkmasının ise birçok nedeni bulunmaktadır. Ülkenin geleneksel Sırp yanlısı siyaseti, bağımsız devletlerin toprak bütünlüğü ve azınlık hakların korunması konusunda uluslararası hukuka yapılan atıflar, KKTC’ye örnek olabilmesi ve Çamerya Bölgesi’nde Arnavutlara bağımsızlık isteği yaratabilme ihtimalidir. Bir başka neden ise Türkiye’nin Balkanlarda izlediği siyaset nedeniyle bir Türk- Müslüman ittifakı ile çevrelenme düşüncesidir.434 Ulusal çıkarlar Balkanlar sahasında

iki ülke için çarpışırken, burada dikkat edilmesi gereken nokta her iki ülkenin de Kosova yaklaşımında kendileri için yüksek politika konusu olan Kıbrıs üzerinden bir dış politika ve görüş oluşturduklarıdır.

Mart ayında Türkiye, Çeşme ve Çandarlı isimli araştırma gemilerini Midilli ve Sakız adası arasında olan bölgeye göndermiştir. Belirtilen bölge ile ilgili iki ülkenin bakış açısı farklıdır. Türkiye’ye göre bölge uluslararası sular, Yunanistan’a göre kendi kıta sahanlığı içinde kalan yerdir. Türkiye bu adımı ile kendi tezini topraklarına yakın olan bölgelerde uluslararası hukukun öngördüğü ortay hat tezinin uygulanamayacağını ortaya koymuştur. Kasım ayında bir kez daha kıta sahanlığı konusu gündeme gelmiştir. Norveç bandıralı bir geminin Türkiye adına Meis adasının 80 mil güneyinde petrol araması üzerine Atina bir hücum bot göndermiştir. Norveç bandıralı gemi ve yanında

431 Deutsche Welle, Ege 'barış denizi' olsun, https://p.dw.com/p/CwyC, (11.05.2018).

432 Deutsche Welle, Karamanlis’ten Ankara’ya tarihi ziyaret, https://p.dw.com/p/CwaD, (11.05.2018). 433 Detaylar için bkz, T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, 2008-01-24 Yunanistan Başbakanı Karamanlis'in

Türkiye Ziyareti – Derleme, https://www.ab.gov.tr/_41286.html, (11.05.2018).

434 İsmail Ermağan-Gökhan Satıcı, ‘’Uluslararası Siyasette Kosova’nın Bağımsızlığına Dair Temel

Meseleler ve Türkiye’nin Genel Balkanlar Politikası’’, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

eşlik eden Türk firkateyni bölgeden ayrılırken, Yunanistan da adalar hakkında kendi kıta sahanlığı tezini bir kez daha ortaya koymuştur. Atina yönetimi Girit, Kaşot, Kerpe ve Meis adalarını birleştiren hattı esas alarak Mısır ile MEB belirlemeyi amaçlamaktadır. GKRY ise ortay hattı esas alarak Mısır ve Lübnan ile anlaşmıştır. Türkiye açısından bakıldığında Ankara Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı ve bunun üzerine ilan edebileceği MEB yüzölçümü ise yaklaşık 145.000 km2’dir.435 Mayıs

ayında ise Ege’de 2007 yılında yaşanan NATO tatbikatı nedeniyle oluşan gerginlik bir kez daha yaşanmış ve tatbikatın ertelenmesi ile sonuçlanmıştır. 436 Güvenlik temelli

bakış açısının egemen olduğu Türk-Yunan ilişkilerinde bu bakışın en önemli nedenlerinden biri olan kıta sahanlığı sorunu, iki ülke arasında hassas konuların hızlı bir şekilde ulusal güvenlik ile ulusal çıkarlar çerçevesinde ele alınıp gerginliğe dönüşebileceğini ortaya koymuştur. GKRY ile Yunanistan’ın MEB belirleme çalışmalarına Ankara’nın bakış açısı yine güvenlik temelli olmakla beraber ilerleyen yıllarda bu düşüncenin haksız olmadığı görülecektir.

Mayıs ayında Fener Rum Patriği Bartolomeos Yunanistan’a bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Dışişleri Bakanı Bakoyannis ile yapılan görüşme sonrasında Bakan, Patrikhane’nin Türkiye için önemini vurgulamış, Ruhban Okulu’nun açılması için çabalardan ve Türkiye’de ki Rumların haklarının korunmasının önemini vurgulamıştır. Bakan Patrikhane’nin sorunlarının çözümünün Türkiye’nin Avrupa’ya uyumu için şart koşulmasını başardığını belirtmiştir.437 Bu ifade bir açıdan Yunanistan’ın Türkiye’nin

AB’ye girişi için Patrikhane ve ilgili konuları şantaj aracı olarak kullandığının bir

435 Cenk Özgen, ‘‘Doğu Akdeniz’de Enerji Güvenliğine Yönelik Bir Girişim: Akdeniz Kalkanı

Harekâtı’’, Akademik Orta Doğu, C. 8, S. 1, Ankara 2013, s. 108.

436 Ali Dayıoğlu, a.g.e. , s. 585-589.

437 ‘‘Bakoyanni, Patrikhane'nin yılardır Türkiye'deki en istikrarlı ve en güçlü Avrupa sesi olduğunu

belirterek, şunları söyledi: “Patrikhane, Türkiye'nin Avrupa vizyonunun istikrarlı savunucusudur. Konuştuğumuz Türklere, Patrikhane'nin Türkiye topraklarında bulunmasının kendileri için ne kadar önemli ve bunun ne kadar lehlerinde bir şey olduğunu anlatmaktan vazgeçmeyeceğiz. Patrikhanenin (ekümenik) statüsünün tanınmasının, faaliyetini rahatlıkla sürdürmesinin, Heybeliada Ruhban Okulunun açılmasının ve Rumların haklarının korunmasının, komşu ülkenin Avrupa'ya doğru uzun ve zor yolcuğunda ne kadar büyük avantaj sağlayacağını tekrarlamaktan vazgeçmeyeceğiz. Bütün bunları sadece Yunanistan değil, tüm ortaklarımız, dostlarımız ve müttefiklerimiz de söylemektedir.”

Patrikhanenin sorunlarının, artık ömrünü tamamlamış anlayışlardan kaynaklandığını belirten Bakoyanni, Atina'nın bu sorunların çözülmesinin Türkiye'nin Avrupa'ya uyumu için şart olarak konulmasını başardığını da vurguladı.’’ Hürriyet, Atina'nın Patrikhane'ye sözü,

ifadesi olarak görülebilir. Siyasi anlamda Türkiye ile ilgili sorunlarda AB’den güç alan bir ülkenin, Patrikhane konusunda başarı sağladığını ifade etmesi sorunlu bir ifadedir.

Askeri anlamda 2008 yılında olumlu bir havanın olduğu ifade edilebilir. Mayıs ayında Yunanistan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dimitrios Grapsas Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Ziyarette Atatürk ve Venizelos dönemi ilişkilere atıflar yapılarak iki ülke arasında barışın önemi ifade edilmiştir.438 Ekim ayında iki ülke

Kıbrıs’taki Nikiforos ve Toros439 tatbikatlarını iptal ederek iki ülke arasında karşılıklı

güvenin sağlanması konusunda atılan adımların askeri alanda da karşılık bulmasını sağlamıştır. Birbirlerine yönelik güvenlik ikilemi yaşayan iki devletin kuşkusuz bu tür bir karar alması hem olumlu hem de sorunların çözümü için bir umut doğmasına neden olmuştur. Bu gelişmenin ilerleyen süreçte ne kadar beklentileri karşılayacağı ise oldukça şüphelidir. Yasadışı göç iki ülkeyi etkileyen ve gittikçe artan bir sorun haline gelmeye başlamıştır. 2008 yılında Human Rights Watch örgütünün raporlarına göre Yunanistan’ın Iraklı göçmenleri zorla ve gizlice Türkiye’ye yolladığı ifade edilmiştir.440

2008 yılı ile ilgili olarak AB Türkiye İlerleme Raporu’nda Türkiye- Yunanistan ilişkilerinin açıklanması birlik gözünden ilişkilerin anlaşılmasını sağlayacaktır. Raporda Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) bir kararına vurgu yapılmıştır. Karar, Türkiye ve Yunanistan arasında iş birliğine örnek olması açısından Bozcaada ve Gökçeada’da iki kültürlü karakter ile Rum toplumunun mimari karakterinin korunmasına yönelik adımlarından memnuniyet duyulduğu ve bu adımların eğitim ile mülkiyet konularında da görülmek istenildiği ifade edilmiştir. İki ülke arasında sınır sorunları ile ilgili olarak istikşafı görüşmeler, enerji alanında iş birliği, karşılıklı güven arttırıcı önlemlerden ve ziyaretlerden memnun olunduğu ifade edilmiştir. Ancak raporda Türkiye’nin casus belli kararı, Yunanistan’ın hava sahasının

438 Türkiye, Yunan ezgileriyle karşılandı, http://www.turkiyegazetesi.com.tr/Genel/a377450.aspx,

(11.05.2018).

439 Gündem Kıbrıs, 'Nikiforos' ve 'Toros' tatbikatları yapılmayacak,

https://www.gundemkibris.com/mansetler/nikiforos-ve-toros-tatbikatlari-yapilmayacak-h193557.html, (11.05.2018).

ihlali nedeniyle şikâyetleri ve Kıbrıs konusunda Türkiye’nin ilerleme sağlamamasında da değinilmiştir.441

Nispeten daha sakin geçen 2008 yılının ardından 2009 ve 2010 yılı daha yoğun ve karmaşık bir hal alacaktır. Özellikle iki ülkenin iç ve dış siyasi gelişmeleri ilişkilere az veya çok etki yapacaktır. İlerleyen yıllarda Türk dış politikasında yaşanan gelişmeler Türk siyasetine damga vururken, Yunanistan’da ise ekonomik kriz ile başlayan süreç ülkenin saygınlığının Almanya ve Fransa gibi ülkeler karşısında ne kadar azaldığını gösterecektir.

2009 yılında iki ülkenin siyasi temsilcilerinde önemli değişiklikler yaşanacaktır. Yunanistan’da ülkenin erken seçime gitmesi nedeniyle Yorgo Papandreu PASOK ile iktidara gelirken, Türkiye’de Mayıs ayında Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanlığı görevine getirilecektir. Davutoğlu danışmanlığından itibaren Ak Parti dış politikasının oluşturulmasında önemli bir isim olurken ortaya koymuş olduğu ‘komşularla sıfır sorun’ AK Parti ile uygulanmaya başlanmıştır. Bakanlık görevi ile politikanın teorisyeni artık Türk dış politikasının fiili olarak başına geçmiş oluyordu. 2009 yılının ilk teması dönemin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in Şubat ayında Ziraat Bankası’nın Gümülcine’de açmış olduğu banka için bu ülkeye gitmesi ile gerçekleşmiştir. Bakan iki ülke arasında ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişimine bankanın olumlu katkı sunacağını ifade etmiştir.442

Nisan ayında GKRY, Yunan Başbakan Karamanlis tarafından ziyaret edilmiştir. Ziyaret süresince Kıbrıs sorunu ve Türkiye’nin AB üyeliği ile ilgili açıklamalar gelmiştir. Yönetimin lideri Dimitris Hristofyas, Türkiye’nin tam üyeliğine destek verildiğini ancak bunun bir açık çek olmadığını, müzakerelerin Türkiye’nin Kıbrıs sorunundaki tavrını değiştirmek için araç olarak gördüklerini açıklamıştır.443

Karamanlis ise iki devletli bir çözümü desteklemediğini ifade ederken, Ankara Anlaşması’nın Ek Protokolü ve Türkiye’nin müzakerelere daha fazla destek vermesi

441 T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı, İlerleme Raporları,

https://www.ab.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSureci/IlerlemeRaporlari/turkiye_ilerleme_rap_2008 .pdf, (11.05.2018), s. 25-29.

442 Hüseyin Emiroğlu- Turgay Kayalak, ‘‘Türkiye’nin Balkan Politikası 2009’’, Türk Dış Politikası

Yıllığı 2009, Ed. Burhanettin Duran-Kemal İnat-Muhittin Ataman, 1. Baskı, SETA Yayınları, Ankara

2011, s. 473-474.

443 Kıbrıs Postası, Karamanlis: Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyoruz,

http://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n23048-Karamanlis-Turkiyenin-AB- uyeligini-destekliyoruz, (12.05.2018).

gerektiğini ifade etmiştir.444 Yunanistan ve GKRY bir kez daha kendi ulusal çıkarlarını

AB üyelik için şart olarak sunarken, Türkiye ise tüm bu gelişmelerden bağımsız olarak Rum azınlık ile ilgili atılabilecek adıları tartışamaya devam etmiştir. Aynı süreçte Türk azınlık ile ilgili olarak ise söylemlerinde ise Atina’dan sert tepkiler gelmiştir.Ruhban Okulu’na sön dönemde artan yabancı devlet adamlarının ilgisi 2009 yılında dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın TBMM’de konuşmasında konuya yer vermesi ile bir kez daha gündeme gelmiştir.445 Obama’nın bu ziyaretinde Bartholomeos ile

görüşmesinde Ruhban Okulu’nun açılması karşılığında Batı Trakya’yı gündeme getirdiği ve Türk azınlık hakları için karşı bir çaba göstermesi gerektiğini ifade ettiği iddia edilmiş ve bu durum Yunan basınında Obama’nın Türkiye’nin avukatı olduğu gibi ifadeler kullanılmıştır.446

Haziran ayında karşılıklı açıklamalar, görüşmeler sivil ve askeri konular