• Sonuç bulunamadı

SBKP ve diğer sosyalist ülkelerin komünist partilerinde olduğu gibi Küba Komünist Partisi’nden (KKP) de burjuvazinin çıkma ihtimali yok mudur? Bu ihtimal ABD’ye çok yakın olma-ya, sürekli ambargoolma-ya, adada girişilen değişik sabotaj faaliyet-lerine, sosyalist rejim ve kadroları hakkında ABD televizyon-larınca yapılan sürekli karşı propagandaya ve yaşanılan ciddi ekonomik zorluklara rağmen neden bugüne kadar gerçekleş-memiştir?

Komünist partilerinde burjuvazi herhangi bir zaman-da değil 1980’li yılların ikinci yarısınzaman-da gelişir, ilk şekillenmesi daha önce olsa gerektir. Tabandan gelişip zenginleşerek yük-selip devleti ele geçirmez, zaten sorumlu yerlerde bulunduğu devlet kademelerini kullanarak zenginleşir. Hemen her malın

ithalatından bile satıcıdan komisyon alarak ve fiyatı yüksek göstererek zenginleşmek mümkündür. Döviz ticareti başka bir kolay zenginleşme yoludur. Burada sorumlu yerlerdeki kişile-ri tek değil ekip olarak düşünmek gerekir. Bir üretim bikişile-riminin piyasada az bulunan mallarını karaborsada satmak ekip işidir;

başka bir deyişle devleti soyarak zenginleşenler göründüğün-den daha fazladır.

Zenginleşme sürerken halkın tepkisizliğinden yararla-nılarak yasalar değiştirilmeye başlanır. Zenginlik vardır ama yasal güvencesi yoktur. Miras hakkı bulunmadığı gibi üretim araçlarında özel mülkiyet de yasaktır. Altyapısı sosyalist olan, yönetimde ise kapitalist zihniyet sahiplerinin ağır bastığı top-lumda yasalar değiştirilmeye başlanıp, fiili duruma resmiyet kazandırılır.

“Neden daha önce değil de 1980’li yılların ikinci yarısı?”

diye sorulabilir.

Reel sosyalizm üretici güçlerin geliştirilmesinde önemli kapitalist ülkelere yetişmek ve onları geçmek iddiasını kesin olarak kaybetmişti. Gelişme düzeyinde önceden de gerilik vardı ama yetişebilme umudu da bulunuyordu. Kapitalizmin üçüncü sanayi devrimini gerçekleştirerek üretimde ve giderek hayatın her alanında bilgisayarlaşmaya geçmesi, sosyalizminse bunu yapamayacağının anlaşılması sonucu gelecek bitmişti. Kızıl Or-du’nun Afganistan’da yaşadığı yenilgi, Polonya’da Dayanışma Sendikası’nın –sıkıyönetim ilan edilmesine rağmen- önleneme-yen yükselişi, Reagan’ın “Yıldız Savaşları” projesi ve silahlanma masraflarının iyice yükselmesinin ardından reel sosyalizmin günlerinin sayılı olduğunu önce yöneticiler gördüler ve yeni dü-zende kendilerini garantiye almaya yöneldiler.

Komünist partilerinden burjuvazinin doğması ancak sos-yalizmin büyük iddiasını gerçekleştiremeyeceğinin anlaşılma-sından sonra mümkün olmuştur. Kötü gidiş 1980’lerin başından beri görülebiliyordu aslında…

Küba’nın şu veya bu önemli kapitalist ülkeye rakip olmak gibi bir iddiası olmadı, küçük bir ülke olarak zaten olamazdı da.

Küba’nın ABD’nin yakınındaki sosyalist bir ülke olarak

yaşama-nın ve Latin Amerika ülkelerinden daha iyi durumda olmayaşama-nın ilerisinde amacı olmadı.

Sosyalist bir ülkenin yukardan başlayarak kapitalistleşe-bilmesi için halkın da “kaybettik, bu iş bitti” duygusuna sahip olması gerekir; tersi durumda bazı yöneticiler zenginleşse bile bunun yasal güvencesi olmaz. Halkın tepkisizliği ya da Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde görüldüğü gibi ön plana çıkmış yöne-ticilere tepki göstermesi gereklidir. Bu isimler –Jivkov’un yol-suzluk nedeniyle hapsedilmesi gibi- daha sonra “günah keçisi”

olacaktır.

Jivkov’un yolsuzluk nedeniyle hapsedilmesi doğru olabilir ama bunu yapan sadece o muydu?

Küba hareketli bir toplumdur, bunun için sadece Fidel’in saatlerce konuştuğu çok sayıda mitingi düşünmek bile yeterli-dir. Küba halkının hoşnutsuz olduğu konular vardır ama “kay-bettik, bu iş bitti” anlayışına ya da bazı yöneticilere açık biçim-de karşı olması için nebiçim-den yoktur. Bu durumda bazı yöneticiler zenginleşse bile yasal güvenceye kavuşamayacaklarından fazla ileri gidemezler. Ek olarak küçük ülkelerde bu tür faaliyetlerin fark edilmesi daha kolaydır.

Burjuvazinin komünist partisinden çıkmasının bir başka önkoşulu da ülke dışında da olsa bu sınıfın bulunmamasıdır.

DAC özel durumu nedeniyle hariç tutulduğunda Orta ve Doğu Avrupa’daki sosyalist ülkelerde devrimden sonra dış ülkelere giden burjuvazi vardı ama etkinliği yıllar içinde zayıfladı. Yıl-lardır ülkede bulunan komünist partisi kaynaklı burjuvazinin kapitalizme dönüş şartlarında dışarıdakilerin eski mülkiyetle-rini iade etmesi zayıf bir ihtimaldir; tersine yeninin eskiyi tanı-maması kuvvetle muhtemeldir; sosyalizm sonrasındaki kapita-lizmde de böyle olduğu görülmüştür.

Eski komünist ülkelerin önemli bir özelliği devri sabık yaratılmamasıdır. Sosyalizm sonrası kapitalizmde geçmişe yö-nelik yargılama ve cezalandırmalar adı fazla öne çıkmış ya da halka ateş açılması gibi örtbas edilmesi kolay olmayan eylem-lerden sorumlu kişilerle ilgilidir. Aksi durumda her şeyi birlikte yapmış insanlar içinde kim kimi yargılayacaktır?

Çekoslovakya ve Polonya gibi komünist partisine karşı muhalefetin güçlü olduğu ülkelerde bile devri sabık olabildiğin-ce az yaratılmıştır. Benzer durum iktidar değişikliği yaşanan ka-pitalist ülkelerde de –değişik kapsamda da olsa- görülür. İspan-ya’nın Franco faşizminden parlamenter demokrasiye yumuşak geçiş yapması Franco’nun ölümünün ardından taraftarlarına ceza almayacakları güvencesi verilmesiyle mümkün olmuştur.

Geçmişin üzerine çizgi çekilmesi yeniye çatışmasız geçiş için önemlidir.

Sosyalist ülkelerde de komünist partilerinin iktidarı bı-rakması büyük kitle gösterilerinin ardından olaysız denilemese bile küçük olaylarla gerçekleşmiştir.

Devrimden önceki burjuvazinin artık kayda değer güce sahip olmaması ve devri sabık yaratılmayacak olması şartları-nın ikisi de Küba için geçerli değildir.

ABD’de yaklaşık 1,5 Milyon Kübalı yaşıyor, bunların bir bölümünü devrimden sonra özellikle Florida’da yerleşen Küba burjuvazisi oluşturuyor. Bunlar elli yıldan fazla zamandır, tapu-ları ellerinde, adaya dönüp maltapu-larına kavuşacaktapu-ları günü bekli-yorlar. ABD yönetimleri bunlara her türlü desteği sağlıyor, onlar da adadaki eski tanıdıkları aracılığıyla muhalefet örgütlemeye çalışıyorlar. Olmuyor! Umutlarını son olarak Fidel’in ölümüne bağlamışlardı, yine olmadı.

Küba’da sosyalizmden kapitalizme geçilmesi durumunda Florida’daki burjuvazi adaya dönecek ve tapulu mallarına kavu-şacaktır. Bu nedenle kaç kişi yıllardır oturduğu evi terk etmek zorunda kalacaktır, bilinmez. ABD tarafından desteklenen bu burjuvazi kuşkusuz kapsamlı bir hesaplaşmaya yönelecektir.

Küba’da komünist partisinden doğacak burjuvazi için ya-şama alanı yoktur.