• Sonuç bulunamadı

Kocaeli Đmalat Sanayi’nde Güçlü-Zayıf Yönler, Fırsat ve Tehditler

Kocaeli imalat sanayinin güçlü, zayıf yönlerini, ve imalat sanayi için tehdit ve fırsat niteliğindeki unsurları değerlendirebilmek için SWOT çalışmasına gidilmiştir. Bu şekilde, sanayinin güçlü yönlerinin fırsatlar ile uyumlaştırılarak ve zayıf yönleri,

238

Mustafa Sönmez, Türkiye’nin Dış Ticaretinin Sektörel Analizi 2000-2004, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yayını, Đzmir, s. 15.

239 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2006 Üçüncü Çeyreğindeki Gelişmeler Temmuz-Eylül, a.g.e., s. 2.

tehditler doğrultusunda giderilerek, rekabet gücünü, katma değeri, verimliliği arttırıcı yönde öneriler geliştirmek amaçlanmıştır. Bu kapsamda makine, gıda, metal eşya, metal ana, otomotiv yan sanayi, plastik eşya, kimya, elektrikli alet ve cihaz sanayinin firma yetkilileri ile birebir görüşmeler yapılmıştır. Makine sanayinde 3 firma, ve diğer sanayi kollarından birer firma olmak üzere toplam 10 firma yetkilisi ile görüşülmüş, firma yetkililerinin ağırlıklı olarak hemfikir oldukları hususlar doğrultusunda, Kocaeli imalat sanayinin SWOT analizi yapılmıştır.

i. Güçlü Yönler

Kocaeli'de kişi başına düşen milli gelirin yüksek olması,

Kocaeli'nin bir sanayi bölgesi olması dolayısıyla sağladığı dışsallıklar,

Sanayi kuruluşlarının ekonomiye ve eğitime katkıda bulunmaktadır.

Sanayi şehri olmasına rağmen tarımla uğraşan çiftçi sayısının yüksektir.

Sanayi kuruluşları için faaliyette olan OSB’lerinin bulunması bir avantajdır.

Kocaeli vergi ödeme kapasitesi çok yüksektir.

Kocaeli, turizm-kültür merkezidir.

Yabancı sermaye için Kocaeli bir çekim merkezidir.

Kocaeli imalat sanayinde marka ve teknoloji üretme becerisi yüksektir.

Đl'de teknoloji geliştirme projeleri faaliyete başlamıştır.

Güçlü bir girişimci kültürü, sanayi üretiminde esnek ve dinamik bir yapı vardır.

Kocaeli, bütün ulaşım üstünlüklerine sahip bir liman kentidir.

ii. Zayıf Yönler

Gelir dağılımının düzensiz olması: Sanayi kenti olması itibariyle istihdamda işçi kesiminin ağırlıklı olarak yer alması,

Göç alan bir bölge olması nedeniyle, çarpık kentleşme ve gecekondulaşma, sanayi atıklarının çevre kirliliği yaratması, sanayileşmede afet planlarının dikkate alınmaması; sanayinin turizmi olumsuz etkilemesi,

Su kaynağı, enerji kaynağı ve toprakların yetersiz oluşu,

Kayıt dışılığın fazla olması ve OSB'ler dışında kontrolsüzce kurulan sanayi işletmeleri,

Körfez gemi trafiğinin yoğun oluşu,

Kurumsal yönetim anlayışındaki zayıflık,

Ölçek yetersizlikleri,

Girdi ve nakliye maliyetlerinin yüksek olması ve düşük kar marjları,

Bozuk rekabet ortamı,

Tahsilât, finansman zorlukları ve nakit para sıkıntısı,

Kalifiye eleman eksikliği,

Arzın talepten fazla olması,

iii. Fırsatlar

Kişi başına düşen gelir ortalamasının yüksek olması, çevre ile barışık sanayi kuruluşlarının arttırılmasıyla, sanayileşmenin olumsuz etkilerini bertaraf edilebilir olması,

Velilerin eğitilme potansiyelinin yüksek olması,

Sanayi kuruluşlarının eğitime katkısının artırılması, il bazında eğitim, öğretim ve sağlık yatırımlarının artması,

Tarımsal sanayinin geliştirilebilecek olması,

AB ile uyumlu çalışma ve ekonomik istikrar,

AB’ye tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla birlikte artan yabancı yatırımlar,

Büyümeye bağlı olarak çevre ülkelere ihracatta yaşanan artışlar ve diğer ülkelerle yapılan ticareti geliştirici anlaşmalar,

Đhracatta yeni pazar oluşturulması çabaları,

Sektör ihtiyaçlarının iyi tespit edilmesi,

Yatırım yapmak isteyen iç ve dış sermayeye teşviklerin sağlanması, şeklinde sıralanmaktadır.

iv. Tehditler

Planlı bir yapılaşma olmaması, görüntü ve çevre kirliliği oluşması; riskli

alanlarda sanayileşme nedeniyle olası bir afet sonrası Kocaeli'nin göreceği zarar, nitelikli tarım alanlarının sanayiye ayrılması,

Yüksek oranlı yaşanan göçler ile sağlık, eğitim ve konut altyapısının yetersizliği,

Sıklıkla yaşanan elektrik kesintisi, enerji ihtiyacında dışa bağımlılık, enerji kullanımının optimizasyonu sorunu ve önemli bir ara girdi olan petrol ürünlerindeki aşırı fiyat artışları,

Kimyasal atık ve atık çamur sorununun, yeni atık dönüşüm tesislerine ihtiyaç doğurması,

Çin ürünlerinin iç piyasayı tehdit etmesi,

Cari işlemler açığı, kamu borçları, yabancı yatırımların gelişmekte olan diğer ülkeleri tercih etmesi, ekonomideki belirsizlikler ve ithalatın artması,

Ülke genelinde işsizlik oranı ve işgücü maliyetlerinin yüksek oluşu,

Yatırım indirimlerinin kaldırılması ve vergilerin yüksek oluşu,

Hammadde fiyatlarında istikrarsızlık ve hammadde temininde yaşanan zorluklar,

Döviz kurlarında yaşanan istikrarsızlıklar,

Yurtdışına nakliye ücretlerinde artış,

Teşvik ve desteklerin yetersiz oluşu, finansman temininde yaşanan zorluk,

Terör olayları,

Đç ve dış piyasalarda yaşanan durgunluk ve talep yetersizliği,

Yurtdışı pazarın dar olması,

AB üyelik sürecinin yavaş işlemesi,

Bürokratik engeller, gümrük işlemlerindeki prosedürler,

Dalgalı seyreden enflasyon oranları,

Güven ortamının yeterince tesis edilememiş olması, şeklinde sıralanmaktadır.

Kocaeli imalat sanayi için güçlü yönlerin başında, kişi başına yüksek GSMH, sanayi kümelenme alanı olmanın yol açtığı dışsallıklar, OSB’lerin faaliyette olması ile yüksek vergi ödeme kapasitesi gelmektedir. Bir kültür-turizm kenti olarak kentte ulaşım altyapısı gelişmiştir. Yabancı sermaye için çekim merkezi olan ilde, teknoloji geliştirme faaliyetlerine verilen önem neticesinde, marka ve teknoloji yaratma becerisi yüksektir. Kentte, yüksek bir girişimci kültürü ve yüksek bir işgücü mobilitesi vardır.

Kişi başına gelir düzeyinin yüksek oluşuna karşın, gelir dağılımının adaletsiz oluşu, imalat sanayi üretimi için olumsuz bir durum olarak belirlenmiştir. Đl’in sanayi kümelenme alanı olması ve büyük sanayi kuruluşlarının kentte yerleşik oluşu, çarpık kentleşme, gecekondulaşma ve çevre kirliliğine yol açmaktadır. Su, enerji kaynakları ve toprağın yetersiz kaldığı ilde dengesiz bir kentleşme süreci yaşanmaktadır. Optimal olmayan bir ölçek büyüklüğünde, yüksek girdi maliyetleri ve düşük kar marjı, tahsilat, finansman ve nakit sıkıntısı, imalat sanayi üretiminin zayıf bir yönünü ortaya koymaktadır. Đmalat sanayi kesiminin, zayıf yön olarak niteledikleri unsurlar içinde, kalifiye eleman yetersizliği, yetersiz talep ve kalite uyumsuzluğu, önem sırasına göre en alt sıralarda yer almaktadır.

Yüksek kişi başına gelir düzeyi, çarpık kentleşme ve çevresel sorunları ortadan kaldırarak, dengeli bir kentleşme sürecinin işlemesi için değerlendirilmesi gereken fırsatların başında yer almaktadır. Sanayi kuruluşlarının eğitime katkısındaki artış,

nitelikli eleman ihtiyacının giderilmesi konusunda bir fırsat olarak

değerlendirilmektedir. Sanayi kuruluşlarının yanı sıra üretimlerini sürdüren tarım kesimi, tarımsal sanayinin gelişimi için fırsat niteliğindedir. Diğer ülkelerle yapılan ticareti geliştirici anlaşmalar, Kocaeli imalat sanayinin dış ticaret potansiyelini arttırıcı bir unsur olarak öne çıkmaktadır.

Gittikçe artan bir şekilde tarımsal arazinin sanayi tesislerine tahsis edilmesi, plansız yapılaşma, doğal afetler ve çeşitli nedenlerle yaşanan göç, Kocaeli imalat sanayi için tehdit niteliğinde değerlendirilen unsurların başında yer almaktadır. Bunu çevre sorunları, genel ekonomik konjonktür, rekabet, hammadde, nakliye vb. maliyet unsurlarının istikrarsız oluşu, terör, dünya piyasalarındaki duygunluk ve dövizdeki istikrarsızlık, bürokratik engeller ve güven eksikliği izlemektedir.

Kocaeli’de önemle üzerinde durulması gereken konu, dengesiz kentleşme sürecinin doğurduğu olumsuzlukların giderilmesidir. Kocaeli’de sanayi alanları ve yerleşim birimleri iç içe geçmiştir. OSB’ler faaliyet gösterse de bütün sanayi kuruluşları OSB’leri tercih etmemektedir. Sanayi kuruluşlarının, alanda plansız şekilde yerleşimi, çevre ve alt yapı sorunlarına yol açmaktadır. Bu nedenle, oluşması muhtemel dışsallıklar da gözetilerek, aynı sektörde faaliyet gösteren sanayi kuruluşları için tahsis edilecek OSB’ler kurulmalı ve gerekli su, enerji, kanalizasyon altyapısı oluşturulmalıdır. Yerleşim bölgeleri ve sanayi alanlarının ayrımı net bir şekilde belirlendiği takdirde, dengesiz kentleşmenin yol açtığı sorunlar da zamanla ortadan kalkacaktır.

Kocaeli’de emek mobilitesi, Đstanbul ve Bursa gibi önemli sanayi merkezlerine yakınlığı nedeniyle yüksektir. Đmalat sanayinin gereksinim duyduğu nitelikli eleman sorununun aşılması için, ara eleman yetiştiren teknik okullara ve meslek liselerine ağırlık verilmelidir. Teknoloji üretme becerisi yüksek olan Kocaeli imalat sanayi’nin rekabet edebilirliğini arttırmak için sanayi-üniversite işbirliği sağlanmalı, projeler birbirini tamamlar nitelikte yönlendirilmelidir. Bu şekilde, ürün, marka ve teknoloji

gelişiminde teori ve uygulama, paralel şekilde aşama kaydederek, ülke ekonomisine daha fazla oranda katma değer sağlanacaktır.

Daha fazla oranda ve ileri teknolojili, katma değeri yüksek mal ihracatı, dış ticaret için üzerinde durulması gereken bir husustur. Đhracat artışı için, öncelikle firmaların teknoloji yatırımlarını arttırması, bu şekilde yurtdışı pazarlarda rekabet payı elde edebilmesi gerekmektedir. Teknoloji yatırımları, maliyeti yüksek yatırımlardır. Firmalar, yatırımlarını gerçekleştirirken finansman sorunuyla karşı karşıya kalmaktadır. Finansman sorununun aşılması için, küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik uzun vadeli ve düşük faizli işletme ve yatırım kredilerine ihtiyaç vardır. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, kalite standardı oluşturma konusunda yetersizdir. Dış pazarları yeteri ölçüde tanıyamayan küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleri, ürünlerini, dış piyasalara, güven ve bilgi eksikliği, finansman kısıtı ya da profesyonel pazarlama teknikleri bakımından yetersiz oluşları nedeniyle sunamamaktadır. Kocaeli’de çok sayıda küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşu faaliyet göstermektedir. Bu kuruluşlara özel üretim ve dış ticareti nicelik ve nitelik bakımından geliştirici plan ve programlar oluşturulmalı, dış pazarları tanımaya yönelik seminer ve kurslar ilgili kuruluşlar ya da üniversite tarafınca verilmelidir. Finansman ve bilgi eksikliği giderildiği takdirde, bu kuruluşlar da dış pazarlarda rekabet gücü elde edebilecek, kalite standardizasyonu sağlama yönündeki çabalarını arttırmak zorunda kalacaklardır.

SONUÇ

Đnsanların yerleşik düzene geçmesiyle birlikte ilk kentler, oluşmaya başlamıştır. Bir yerleşim yeri olarak kent, M.Ö. II. ve III. bin yıllara kadar uzanan bir geçmişe

sahiptir. Günümüze kadar pek çok aşamadan geçen kentler, ilk olarak dini ve idari merkezler olarak işlev görmüşlerdir. Tarımsal ürünün fazlalaşması ile kentler, zamanla ticaret ve üretim merkezleri haline gelmiştir.

Kültürel ve yönetsel merkezler olarak oluşan, tarımsal ürünün fazlalaşmasıyla ticaret merkezleri haline gelen kentler, Sanayi Devrimi ile yeni bir içerik ve boyut kazandırmıştır. Sanayi tesislerinin kuruluş yeri olarak, kentler ve yakın etki alanları tercih edilmiştir. Kentleşme, kırda çözülme olayının bir sonucu olarak, kentte yoğunlaşmayı ortaya çıkaran, aynı zamanda kır ve kent arasında nüfus ve kaynak aktarımlarına yol açan bir süreçtir.

Azgelişmiş ülkelerin yaşadığı kent ve kentleşme sorunlarının temelinde, sanayileşemeden önde giden “kentleşme” yatmaktadır. Bu ülkelerde kentleşme, sanayileşme ile birlikte gitmemekte, nüfus ve kent sayısı hızla artarken, sanayi üretiminde ve istihdamında bunu karşılayacak bir artış ve gelişme olmamaktadır. Bu nedenle, gelişmiş ve azgelişmiş ülkelerde kent kavramı ve kentleşme süreçleri, farklı özellikler göstermektedir.

Sanayileşme ve kentleşme, birbiriyle çok yakından ilintilidir. Sanayileşme sürecinde, üretici birimler, ulaşım, haberleşme, altyapı, tamamlayıcı ilişkiler, önsel- gerisel firma bağlantıları, hammaddeye erişim vs. üstünlükleri barındıran bölgeleri tercih etmektedir. Bu oluşum, belli üstünlüklere sahip coğrafi bölgelerde sanayi kuruluşları bakımından ve bölgeye yoğunlaşan göçler dolayısıyla nüfus bakımdan bir toplanma alanı oluşturmaktadır. Nüfusun kent bölgelerinde yoğunlaşması sonucu ortaya çıkan eğitim, sağlık, konut ihtiyaçları, alt ve üst yapı yatırımlarının hızlanmasına yol açmaktadır. Her bölgenin sahip olduğu özellikler farklılık gösterdiğinden, kentleşme ve sanayileşme düzeyleri de farklılık sergilemektedir. Karşılaştırmalı üstünlükler kuramı, kentsel düzeyde de işlemekte; böylelikle çeşitli dışsallıklar barındıran kentler, nüfus ve ekonomik faaliyetlerin yoğunluk derecesi bakımından ön plana çıkmaktadır. Farklı sektörlerde faaliyette bulunan işletmelerin birbirlerine yakın olmaları sonucu, kentleşme ekonomileri ortaya çıkmaktadır. Bölgesindeki diğer üretim merkezleri ile ticaret yapma imkanına sahip olan ve üretim yelpazesini genişletip, girişimcinin önündeki engelleri kaldırabilen, tarihi ve kültürel

mirasını koruyabilen kentler, küresel rekabet güçlerini ve ekonomik etkinliklerini artırabilmektedir.

Kalkınma süreci ve dolayısıyla sanayi üretim ve ihracatının nicelik ve nitelik bakımından gelişimi, genel ekonomik koşullar yanında yerel ve kentsel niteliklerden etkilenmektedir. Bu noktadan hareketle, kentleşme ve sanayileşme süreci bakımından öne çıkan kentlerin sanayi üretimi, ihracat potansiyeli ve sanayinin karşılaştığı sorunların tespit edilmesi, sorunlara yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi önem kazanmaktadır.

Kocaeli, planlama dönemi içinde başlayan ve özellikle 1960-1975 döneminde yoğunluk kazanan sanayi yatırımları ile, Türkiye’nin en hızlı gelişen sanayi bölgelerinden biri olarak, yoğun şekilde göç almıştır. 1927 sanayi sayımı sonuçlarına göre, Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının % 1.9’u, çalışanların % 1.5’i Kocaeli’de yer almaktadır. Sanayinin gelişimi ile sektörel bakımdan, orman ve deniz ürünlerine verilen ağırlık, petro-kimya, otomotiv, lastik ve kağıt alanlarına doğru kaymıştır. TUĐK tarafından 2002 yılında gerçekleştirilen, mevcut son sanayi sayımına göre, Türkiye’deki imalat sanayi işletmelerinin % 4,96’sı ve toplam istihdamın % 5,59’u Kocaeli’de yerleşiktir. Kocaeli imalat sanayinde, kimya (petro-kimya dahil) sanayi başta gelmekle birlikte bu sektörü, metal ana, metal eşya, taşıt araçları ve taşa- toprağa dayalı sanayi takip etmektedir. Kocaeli imalat sanayinin Türkiye imalat sanayindeki payı, firma sayısı ve istihdam edilen personel bakımından, sürekli olarak yükselme eğilimindedir. 1981 yılında ülke çapında yaratılan katma değerin % 11,7’si Kocaeli imalat sanayi tarafından oluşturulurken, bu oran 2001 yılında % 13,74’e yükselmiştir. Đmalat sanayi üretiminin % 30’unda, küresel ölçekte rekabet gücünü arttırıcı bir faktör olan ileri teknoloji kullanılmaktadır. Kocaeli imalat sanayinde yaratılan katma değerin sektörel ayrımında, kimya, metal eşya, ana metal sanayi ile taşa ve toprağa dayalı sanayi ön plana çıkmaktadır.

1999 yılında toplam ihracatın % 3,45’i ve toplam ithalatın % 13,71’i Kocaeli’de gerçekleştirilirken, 2005 yılında ilin toplam ihracat içindeki payı % 12,3’e ve toplam ithalat içindeki payı ise % 19,1’e yükselmiştir. En çok ihracat yapan ilk 1000 kuruluş

içerisinde Kocaeli’nde yerleşik 65 firma yer almaktadır. Đmalat sanayi, geleneksel- emek yoğun mamuller ihraç eden bir ekonomiden, teknoloji yoğun ürünler ihraç eden bir yenilik-inovasyon ekonomisine dönüşmektedir. Nitekim, 2006 yılında teknoloji yoğun üretim yapan ve uluslararası ticarette katma değeri yüksek olan taşıt araçları ve yan sanayi, elektrik-elektronik, makine imalat ve kimya sanayi gibi sektörlerin ihracat içindeki payları artmıştır. Kocaeli’den yapılan toplam ihracat, 2001-2006 döneminde sürekli bir artış eğilimindedir. Đhracatın sektörel dağılımında, 2001 yılında toplam ihracata katkısı bakımından önemli payı bulunan ilk üç sektör, ana metal, kimya ve metal eşya sanayi iken, 2006 yılı için bu sıralama değişmemiştir. Kocaeli ihracat yapısı, 2000-2006 döneminde orta teknoloji (otomotiv ürünleri, endüstriyel kimyasallar, standart endüstri makineleri, basit elektrikli ve elektronik ürünler) ve kısmen ileri teknoloji mallarda (karmaşık kimyasallar, ilaçlar, karmaşık elektronik makineler) yoğunlaşmıştır. Aynı dönemde, kaynağa dayalı teknolojili mal ihracatındaki düşüş, düşük teknoloji ve orta-ileri teknolojili mal gruplarına doğru kaymıştır. 1990 yılında Kocaeli’de ihracatın ithalatı karşılama oranı % 22 iken, bu oran 2005 yılında % 40’a yükselmiş; ihracatın, Đl GSMH’ye oranı ise ele alınan dönemde % 8 oranında artmıştır.

Kocaeli, göçün yoğun olarak yaşandığı bir il olduğu için, çarpık kentleşme ve gecekondulaşma yaygındır. Sanayi kuruluşları ve kent merkezleri, birbirine giderek yaklaşmış, hatta bazı bölgelerde sanayi kuruluşları ve yerleşim birimleri iç içe geçmiştir. Üretici birimlerin, Đl’de faaliyet gösteren OSB’ne yönlendirilmesi, dengeli kentleşme gelişimine katkı sağlayarak, kayıt dışı faaliyet gösteren sanayi üreticilerini kayıt altına alacak; bu şekilde, turizm kesimi, sanayi üretiminin olumsuz etkilerinden kurtulacaktır. Üretimin OSB’lerde gerçekleştirilmesi, enerji, su kaynağı ve toprak kullanımında tasarrufa neden olacaktır. Çarpık sanayileşmeden kurtulmak için, hem ekonomik üretim, hem de çevreye uygun üretim açısından küçük ya da büyük ölçekli her türlü yatırım, organize sanayi bölgesinde yapılmalıdır. Kentleşme, doğanın dengesini bozmayacak şekilde biçimlenmelidir.

Yüksek kişi başına gelir düzeyi ve yüksek girişimci kültür dokusunun katkısıyla, sanayi-üniversite işbirliğinin geliştirilmesi ile katma değeri yüksek, ileri teknolojili üretim ağırlık kazanacaktır. Emek mobilitesinin Kocaeli ve hinterlandında yüksek

Benzer Belgeler