• Sonuç bulunamadı

2.1.4. Öğretimin Denetimi ile İlgili Yaklaşımlar

2.1.4.1. Öğretimsel Denetim

2.1.4.6.2. Klinik Denetimin Aşamaları

Klinik denetim alanındaki yazarların çoğu, klinik denetimi çeşitli aşamalara ayrılmış bir model olarak tanımlamaktadırlar (Oktay, 1998: 27).

Yaklaşımın öncülerinden olduğu kabul edilen Cogan (Sergiovanni ve Starrat, 2002: 228-229)’ın klinik denetim döngüsü sekiz aşamalıdır:

1. Aşama: Gözlem öncesinde öğretmen-denetmen ilişkisinin kurulması vardır. Bu aşamada öğretmen ve denetmen arasında karşılıklı güven ve desteğe dayalı bir iletişim sağlanır. Denetmen, öğretmene gerekli desteği vereceğine ilişkin güveni sağlamalı, bir denetmenden çok, danışmanmış gibi davranmalıdır.

2. Aşama: Öğretmenle birlikte ders ve ünite planlanır. Planlama aşaması, dersin konusu, hedefleri, sonuçları, anlatımda kullanılacak yöntem ve teknikler, kullanılacak araç-gereçler ve ortaya çıkabilecek problemlerin görüşülmesini içermektedir.

3. Aşama: Bu aşamada, denetmenin ders sırasında, öğretmeni gözlemlerken kullanacağı yöntemlerin ve ne tür bilgilerin toplanacağının öğretmen ve denetmen tarafından birlikte belirlenmesi vardır.

4. Aşama: Gözlemin yapılması.

5. Aşama: Öğretme-öğrenme sürecinin dikkatli bir şekilde analizinin yapılmasıdır. Bu aşamada sınıf içerisinde gerçekleşen bütün eylemlerin analizi yapılır. Dersin başından itibaren bütün etkinlikler ve bunların, önceden yapılmış olan planlamaya bağlı olarak, sonuçları değerlendirilir. Öğretim etkinliklerinin gözlemlenmesinde öğrenci çalışmaları, öğretmenin verdiği ev ödevleri ve sınavlarda sorulan soruların analizleri de göz önünde bulundurulur.

6. Aşama: Görüşme stratejisi belirlenir. Denetmenler, gözlemlenen öğretmenle görüşeceği ortamı ve görüşme üzerinde duracağı noktaları ve görüşme kaydını nasıl tutacağını belirler.

7. Aşama: Görüşme aşamasıdır. Bu aşama, hem öğretmen hem de denetmen için önceden planlanmış olan derste nelerin amaçlandığı ve nelerin başarılıp başarılamadığı konusunda bilgi alışverişinde bulunmak için bir fırsattır.

Cogan ile birlikte yürüttükleri çalışmalardan dolayı, yaklaşımın öncüleri arasında yer alan Goldhammer ve arkadaşları ise (Akt.: Fritz ve Miller, 2003: 17; Ağaoğlu, 1997: 58; Yavuz, 1995: 15), klinik denetim modelinin gözlem öncesi görüşme, gözlem, çözümleme ve strateji, denetim görüşmesi ile son görüşmenin çözümlenmesi olarak beş aşamadan oluştuğunu kabul etmektedir.

Mosher ve Purpel (Akt.: Aydın, 1993: 32), klinik denetim döngüsünü planlama, gözlem ve değerlendirme olmak üzere üç aşamada ele almıştır.

Pajak (Akt.: Taymaz, 2002: 170), klinik denetim sürecinin gözlem öncesi görüşme, gözlem yapma, analiz yapma, gözlem sonrası görüşme ve değerlendirmeden oluşan beş aşamalı bir çalışma oluğunu ifade etmektedir.

Aydın (1993: 32) ise, klinik denetimi gözlem öncesi görüşme, gözlem aşaması, analiz, gözlem sonrası görüşme, görüşme sonrası analiz, yeniden planlama olmak üzere altı aşamalı bir etkinlikler bütünü olarak ele almıştır. Bu aşamalar şöyle özetlenebilir:

1. Gözlem Öncesi Görüşme: Müfettişle öğretmen denetim etkinliğinden önce görüşür. Bu görüşmenin öğretmenin öğretimini aksatmayacağı bir zamanda yapılması sağlanır (Taymaz, 2002: 170). Öğretmen-müfettiş arasında karşılıklı güven ilişkisine dayalı ilişkilerin geliştirilmesi açısından bu aşama klinik denetimin en önemli aşamasıdır (Ağaoğlu, 1997: 61).

Bu görüşmenin amacı denetmen ve öğretmenin birbirlerini tanıması ve denetimin ne amaçla yapıldığının ve yönteminin açıklığa kavuşturulmasıdır. Öğretim ve öğrenim sürecinin geliştirilmesi için, denetmen ve öğretmen gözlemlenecek dersi birlikte planlarlar (Aydın 1993: 32). Planlamada, derste nelerin hangi yöntemle gözleneceği ve gözlem verilerinin nasıl toplanacağı belirlenir (Ağaoğlu, 1997: 61) .

Bu sayede, denetmen, öğretmenle saha sağlıklı iletişim kurar ve daha etkili performans sergilemesi için ona rehberlik etme ve mesleki yardımda bulunma şansına sahip olur (Aydın, 1993: 33; Taymaz, 2002: 171).

2. Gözlem Yapma: Gözlem süreci, gözlem öncesinde müfettişle öğretmenin birlikte hazırladığı plana ve belirledikleri esaslara göre öğretimin her aşamasının gözlemlenmesi ve sonuçların kaydedilmesidir (Taymaz, 2002: 171). Goldhammer ve arkadaşları (Akt.: Ağaoğlu, 1997: 62), gözlem aşamasını gözlem öncesi planlanan etkinliklerle, gözlem sonrası görüşme için veri toplama, bağlantı kurma ve algılama dönemi olarak kabul etmektedirler.

Amaç, öğretim etkinliğinin analiz edilmesi olduğu için, bu aşamada toplanan veriler büyük önem taşımakta ve bu verilerin uygun yöntemlerle sağlıklı olarak toplanması gerekmektedir. Bilimselliğin gereği olarak, toplanan verilerin, sınıf ortamında olup bitenlerle ilgili, gerçeği yanıtsan veriler olması, gözlemin ana amacıdır.

Sınıf içi etkinliklerinin dışardan biri (denetmen) tarafından gözlemlenmesi sayesinde, öğretmenin kendi öğretim sürecinde fark edemediği bazı önemli noktalar denetmen tarafından saptanabilir (Aydın, 1993: 33, 34).

Gözlemde bazı noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Malone (Akt.: Aydın, 1993: 35), sınıf içi etkinliklerinin gözlemi sırasında dikkat edilmesi gereken noktaları beş başlık altında toplamıştır. Bunlar; (a) bireyler arası ilişkiler, (b) fiziksel çevre, (c) amaca yönelik öğretim, (d) ders verme yöntemleri, ve (e) değerlendirmedir.

a) Bireyler arası ilişkiler: Denetmen, sınıf içerisinde öğretmen ile öğrenci arasında karşılıklı saygı ve güvene dayalı bir ilişkinin olup olmadığına dikkat etmelidir. Öğretmen öğrencilerle iletişiminde, onların özgürce ve açık bir şekilde düşüncelerini paylaşmalarını sağlamalıdır. Sınıf içi standartların belirlenmesinde, grup çalışmalarında ve bireysel çalışmalarla ilgili planlamalarda öğrencilerin görüşlerine önem vermelidir. Öğretmen, ayrıca, öğrencilerin fiziksel, toplumsal, zihinsel gereksinimlerini ile çocuk gelişimi ilkelerini göz önünde bulundurulmalı, sınıf içerisindeki disiplin sorunlarını da eşitlik ilkesine dayalı olarak, anlayışla çözmelidir.

b) Fiziksel çevre: Fiziksel ortamın, öğretme-öğrenme sürecine etkisi göz ardı edilemez. Sınıf içerisinde yer alan ilgi merkezleri, etkinlik köşeleri, sınıfın ışıklandırması ve havalandırması gibi etkenlerin uygunluğu ile sürecin verimliliği doğru orantılıdır. Denetmen, sınıf içerisinde öğrenmenin gerçekleştiğini gösteren kanıtların olup olmadığını, sınıftaki ilgi ve etkinlik köşelerinin güdüleyici nitelikte olup olmadığını, öğrenci sıraları ve masalarının etkinliklere uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğini, öğretim araç-gereçlerinin öğrenme ortamına uygun, anlamlı ve amaçlı bir şekilde kullanılıp kullanılmadığını göz önünde bulundurmalıdır

c) Amaca yönelik öğretim: Öğretme-öğrenme sürecinin verimli olabilmesi için, sürecin önceden saptanmış anlamlı amaçlar doğrultusunda yürütülmesi gerekir. Öğretmen ve öğrencilerin, önemi üzerinde görüş birliğinde oldukları hedefleri gerçekleştirmek için birlikte planlama yapmaları ve çalışmaları; öğretimsel etkinlik için belirlenmiş amaçların öğrencilerin gereksinimleri ile tutarlılığı; bütün sınıf için önem taşıyan sorunların yanı sıra, bireysel yetenek, gelişim ve ilgiye dayalı sorunların da ele alınması; yeni becerilerin kazandırılması ve eski becerilerin geliştirilmesi; dersin önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda ve yüksek katılımla işlenmesi; etkinliklerin düzenlenmesi ve yürütülmesinde bütünlüğün sağlanması; yaratıcı düşünme, araştırma ve grup sürecinin özendirilmesi konuları, denetmenin gözlem ve saptamalarında dikkat etmesi gereken noktalardır.

d) Ders verme yöntemleri: Denetmenler, ders verme yöntemleri ile ilgili olarak; dersin araç gereçlerinin uygun zamanda, etkili bir şekilde kullanımının sağlanması; dersin işlenişinde ve öğrencileri gruplandırırken bireysel yeteneklerin göz önünde bulundurulup bulundurulmadığı; etkinliklerin daha önce kazanılmış bilgi ve beceriler üzerine oturtulabilmesi; konuların geçek yaşamla ilişkilendirilmesi; dersin işleniş biçiminin planlanmasında öğretmen-öğrenci işbirliğinin sağlanması; öğrencilere eleştirel düşünme, karar verme, kendini yönetme ve yaratıcı gücünü geliştirme fırsatının verilmesi ve gerekli ortamın hazırlanması hususlarını göz önünde bulundurabilir.

e) Değerlendirme: Eğitim davasının odak noktası olan sınıf ortamında gerçekleştirilen etkinliklerin değerlendirilmesi, eğitim sürecinin amacı açısından

büyük önem taşımaktadır. Öğretmen bir öğretme-öğrenme sürecinin verimliliğini derlendirirken önceden belirlenmiş amaçları esas almalıdır. Not verirken öğretmenin, öğrenci kapasitelerini göz önünde bulundurup bulundurmadığı önemlidir. Öğrencilere yaptığı sınavlar ve verdiği ödevlerdeki yanlış kısımlar üzerinde durulması gereken noktalar olarak değerlendirilmelidir. Yapılan etkinlikle amaçlanan yakın hedeflerin gerçekleştirilme derecesi değerlendirilmeli, uzak hedeflerin değerlendirileceğine ilişkin ipuçları verilmelidir (Aydın, 1993: 35-39).

3. Analiz: Klinik denetimde analiz aşamasının amacı, gelecekteki öğretim etkinlikleri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmaktır. Bugünkü uygulamanın analizi gelecekteki uygulamaların etkililiğini sağlamaya, yani sürecin geliştirilmesine yardımcı olur.

Analiz sürecinde sınıf içi etkinlikleri etkileyici nitelikte olaylar, öğretmenin bu olaylara tepkisi, öğretmenin sınıf içi etkinliklerde kullandığı yöntemler, araç- gereçler ve bunları kullanış biçimi ve sıklığı saptanır. Analiz sonucu tespit edilen birtakım noktalarda, öğretmen belirli davranışları göstermeye özendirilebilir. Denetimin odak noktası öğretme davranışıdır. Klinik denetimin amacı, öğretmenin öğretme performansını geliştirmektir. Klinik denetim ile, öğretmenin güçlü yanlarını daha çok güçlendirme, yetersiz yanlarını yeterli hale getirme amaçlanır (Aydın, 1993: 41). Bu süreçte, öğretmene ne tür bir yardımın, nerede ve ne zaman yapılacağı belirlenir (Taymaz, 2002: 171).

4. Gözlem Sonrası Görüşme: Klinik denetim döngüsünde mutlaka yer alması gereken bir aşamadır. Gözlem sonuçları müfettişle öğretmenin tarafından birlikte eleştirilir. Bu görüşme ile elde edilecek yararlar şunlardır (Aydın, 1993: 42- 43):

1. Öğretmenin, profesyonel bir eğitimci olarak kabul edilen denetmenle işbirliği sayesinde mesleki gelişimine katkıda bulunulur. Görüşmede öğretim sırasında öğretmenin hangi yönlerden iyi, hangi yönlerden zayıf olduğu ve bunların hangi etkenlerden kaynaklandığı ortaya konur.

2. Denetim programının yeniden düzenlenmesi, programın hedeflerinin ve uygulama yöntemlerinin belirlenmesinde rol oynar.

3. Ödül için temel sağlar. Öğretmenin denetmence takdir edilmesinde rol oynar.

4. Denetimsel uygulamanın gözden geçirilmesi ve gerçekleştirilen ilerlemenin saptanmasını sağlar.

5. Öğretmene doğrudan ya da dolaylı yoldan öğretici yardım sağlar. 6. Öğretmenin öz denetim teknikleri ile ilgili kendini yetiştirmesini sağlar. 5. Görüşme Sonrası Analiz: Bu aşama değerlendirme ve yeniden planlama olarak da nitelendirilmektedir. Denetimsel uygulamanın yeterli ve yetersiz yanlarının saptanmasında ve denetim uygulama programının yeniden düzenlenmesinde rol oynar. Denetim uygulamasının nesnel olarak değerlendirilmesi gereklidir. Öyle ki, öğretimi geliştirmeyi amaçlayan denetim uygulamasının kendisinin de gelişmeye açık olması beklenmektedir (Aydın, 1993: 44).

Tüm bu aşamalarda yapılan çalışmaların sonuçları başlangıçta belirlenen amaçlarla karşılaştırılır ve bir takım yargılara varılır. Verilen karları da kapsayan denetleme sonuçları bir rapor haline getirilir. Yapılan çalışmaların değerlendirmesiyle denetim yeniden planlanır (Taymaz, 2002: 172).

Geleneksel etkinliklerde sınıf içi etkinliklerin gözlemine çok fazla zaman ayrılamamaktadır. Klinik denetimde ise gözlem için haftada en az 2-3 saatini ayrılması gereklidir.

Klinik denetim, yapay bir öğretim ortamına, bu öğretim etkinliğinin geliştirilmesi için yapılmış planlı bir müdahaledir. Klinik denetimin amacı öğretimin etkililik derecesini arttırmaktır (Aydın, 1993: 46, 48).