• Sonuç bulunamadı

BOŞANMANIN ÇOCUKLARLA İLGİLİ HUKUKİ SONUÇLAR

G. Kişisel İlişki Kurulması Konusunda Yargıtay Uygulaması

Yargıtay’ın, kişisel ilişkilerin düzenlenmesiyle ilgili çeşitli kararları, kişisel ilişkilerin kapsamının ve sınırlarının belirlenmesinde yol gösterici rol oynamaktadır. Ancak, kişisel ilişkileri kurallara bağlamak, oldukça zordur. Çünkü, her dosyada; sağlık, kültür, yaş, gelir, inanç gibi birbirinden farklı nitelikte, onlarca faktör bulunmaktadır. Bu nedenle, hakim, her somut olayın özel koşullarını dikkate almak durumundadır691.

Aşağıda, Yargıtay’ın, bu konudaki kararlarından bazı örnekler sunulmuştur: Küçüğün fikrî ve bedenî gelişmesini olumsuz yönde etkileyebilecek şekilde kişisel ilişki düzenlenemez692. Yaşam biçimi ile çocuğa iyi bir örnek olamayacak olan anne baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişki süresinin kısıtlı tutulması uygundur693.

Ayrı şehirlerde oturan anne baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişki, çocuğun eğitim durumunu etkilemeyecek ve infazda zorluk yaratmayacak biçimde düzenlenmelidir694. 691 Baktır Çetiner, s. 130. 692 Y. 2. HD, 25.04.1995, E. 2193, K. 5066 (Uyar, s. 2069); YHGK, 08.12.1993, E. 2-626, K. 798 (Uyar, s. 2069). 693 Y. 2. HD, 04.02.1993, E. 13478, K. 809 (Uyar, s. 2088).

694 Y. 2. HD, 30.03.2000, E. 1896, K. 3927 (Antalya Barosu Dergisi, Ocak 2001, s. 106); YHGK,

14.09.1983, E. 1980/2-2719, K. 810 (İKİD, S:278, s. 2393). Bu kararda, şu ifadelere yer verilmektedir:

“Eşler ayrı ayrı yerlerde oturduklarına göre, senenin belli mevsiminde aralıksız olarak uygun bir süre çocukların analarının yanında kalması sureti ile aralarında kişisel ilişki kurulması zorunludur.”;

YHGK, 03.11.1978, E. 2-170, K. 960 (İKİD, S:219, s. 6738). “İkili terbiye sistemine yer verecek

Çocuk ile velâyet hakkına sahip olmayan ana baba arasında, çocuğun eğitimine engel olmayacak şekilde ve başlama ve bitiş saatleri de belirtilmek suretiyle kişisel ilişki kurulmalıdır695.

Velâyet kendisinde olmayan ana veya babanın yanı sıra, büyükbaba ve büyükanneye da kişisel ilişki kurma hakkı verilirken, velâyet sahibinin hareket kabiliyeti kısıtlanmamalıdır696.

Çocukla, velâyet kendisine verilmeyen ana ve baba arasında kişisel ilişki kurulurken, Çocuk Haklarına Dair Milletlerarası Sözleşme hükümlerinin de göz önünde bulundurulması gerekir697.

Çocuklarla ana baba arasındaki kişisel ilişki düzenlenirken, ana baba olmaktan kaynaklanan duyguların tatmin edilmesine özen gösterilmelidir; “iki ayda bir gün” ya da “tanıklar önünde” kişisel ilişkinin kurulması, yasaya aykırıdır698. Velâyeti anaya verilmiş çocuk ile babası arasında, sadece dini ve milli bayramlarda kişisel ilişki kurulması yeterli değildir699.

Ana baba ile kişisel ilişkiyi düzenleyen kararlarda, kişisel ilişkinin, senenin hangi ayında ve haftanın hangi gün ve saatlerinde kurulacağının ilâmda açıkça belirtilmesi gerekir700.

Baba ile çocuk arasında, babanın, boşandığı eşinin evine giderek çocuğu görebilmesi suretiyle kişisel ilişki kurulmasına karar verilemez701.

695 Y. 2. HD, 20.03.2000, E. 1721, K. 3202 (Uyar, s. 2019). 696 YHGK, 08.12.1993, E. 2-626, K. 798 (Gençcan, s. 1193). 697 Y. 2. HD, 20.06.2000, E. 7431, K. 8396 (Uyar, s. 2014).

698 Y. 2. HD, 06.11.1986, E. 9490, K. 9752 (İKİD, S:327, s. 5528). Aynı yönde bkz. “Çocukla

anne/baba arasında mahalle muhtarlığında kişisel ilişki kurulamaz.” Y. 2. HD, 26.01.1978, E. 129, K.

505 (İKİD, S:206, s. 5894); “Annenin ya da babanın tanıklar önünde çocuk ile görüşmesi şeklinde

karar verilemez.” Y. 2. HD, 27.09.1976, E. 4884, K. 6456 (YKD, 1978/5, s. 691); “Anne ve velâyeti babaya verilmiş çocuk arasındaki kişisel ilişkinin bir öğretmen huzurunda kurulmasına karar verilemez.” YHGK, 16.11.1960, E. 2/45, K. 53 (İKİD, S:8, s. 570).

699 Y. 2. HD, 30.01.1992, E. 509, K. 815 (Uyar, s. 2094). 700 Y. 2. HD, 18.12.1984, E. 9135, K. 10493 (Uyar, s. 2113). 701 YHGK, 24.10.1962, E. 2/35, K. 52 (Uyar, s. 2145).

Velâyet kendisine tevdi edilmeyen davalı baba ile çocuk arasında, babanın çok sık ve masraflı yolculuk yapmaya zorlanması sonucunu doğuracak ve kişisel ilişkiyi fiilen imkansız kılacak şekilde, sık ve kısa süreli kişisel ilişki kurulması doğru değildir702. Her hafta sonu pazar günü, davacı baba ile kişisel ilişki kurulması doğru değildir703.

V. ÇOCUKLARIN BAKIM VE EĞİTİM GİDERLERİNİN KARŞILANMASI A. Çocuğun Giderlerini Karşılama Yükümlülüğü

1. Genel Olarak

Türk Medeni Kanunu, madde 327-334 hükümleri arasında, çocukların bakım ve eğitim giderlerinin karşılanması ile ilgili düzenlemelere yer vermiştir. Kanun, çocukların ruhsal, düşünsel ve fiziksel gelişmesinin sağlanması için gerekli masrafları karşılama görevini, ana ve babaya vermiştir704. Eşler, boşanmadan önce birlikte; boşanmadan sonra ise, çocuklar, eşlerden birine bırakıldığı için ayrı olarak, bu yükümlülüğü yerine getirmek zorundadırlar705.

Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli olan tüm giderlerden, ana ve babanın sorumlu olduğuna ilişkin, Önceki Medeni Kanun’da yer alan düzenleme (Önceki Medeni Kanun madde 261), Yeni Medeni Kanun’da da korunmuştur.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 27. maddesinde de, çocuğun, bedensel, zihinsel, ahlâkî ve toplumsal gelişmesini sağlayacak, yeterli bir yaşam standardına hakkı olduğu; bunu sağlama görevinin, sahip oldukları olanaklar ve mali güçleri oranında, öncelikle çocuğun ana ve babasına ve bakımını üstlenecek diğer kişilere ait olduğu; devletin de olanakları ölçüsünde, ana babaya ve çocuğun

702 Y. 2. HD, 12.05.2004, E. 2004/5174, K. 2004/6182 (Ruhi, s. 639). 703 Y. 2. HD, 17.06.2004, E. 2004/6835, K. 2004/7989 (Ruhi, s. 646). 704 Bkz. Ceylan, s. 174.

bakımını üstlenen diğer kişilere, bu sorumluluğun yerine getirilmesine yardımcı olmak amacıyla, gerekli önlemleri alacağı belirtilmiştir706.

2. Bakım ve Eğitim Giderlerinin Kapsamı ve Bu Giderleri Karşılamakla Yükümlü Olanlar

Türk Medeni Kanunu madde 327 hükmü, her ne kadar, kapsam başlığını taşısa da; bu hükümde, esasen, çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılamakla yükümlü olanlar düzenlenmiştir. Hükme göre;

“Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.

Ana ve baba, yoksul oldukları veya çocuğun özel durumu olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiği takdirde ya da olağan dışı herhangi bir sebebin varlığı hâlinde, hâkimin izniyle çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar sarfedebilirler”.

Ana baba, kural olarak, kendi malvarlığından harcama yapmak zorundadır707. Ana babanın, çocuğun mallarından harcama yapabilmesi, Türk Medeni Kanunu madde 327/II’de belirtilen şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Buna göre, Türk Medeni Kanunu madde 327/II uyarınca; ana babanın, çocuğun mallarından, onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktarını harcayabilmesi, ancak hakimin izniyle mümkündür708. Hakimin, bu hususta izin verebilmesi için; ana babanın yoksul olması veya çocuğun özel durumunun olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirmesi ya da olağan dışı herhangi bir sebebin bulunması gerekir.

Görüldüğü üzere, söz konusu hükümde; çocuğun bakım, eğitim ve koruma giderlerinin kapsamına nelerin girdiği düzenlenmemiştir. Bu giderler, çocuğun yaşına,

706 Bkz. Akarslan, s. 59; Oğuzman ve Dural, s. 271; Ceylan, s. 174. 707 Kılıçoğlu, s. 150.

708 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382. maddesinin ikinci fıkrasının b bendinin 12. alt bendi

gereğince; ana babaya, çocuğun mallarından bir kısmını, çocuğun bakım ve eğitimi için sarf etme izninin verilmesi, çekişmesiz yargı işlerinden sayılmaktadır.

ihtiyaçlarına, ana babanın mali gücüne, yaşadığı çevreye vs. göre değişecektir709. Çocuğun bakım ve eğitim giderlerinin belirlenmesi, bakım (iştirak) nafakasının belirlenmesinde, önemli bir rol oynamaktadır710.

Türk Medeni Kanunu madde 327’ye göre, kural olarak, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması ile ilgili gerekli giderleri; ana ve baba, velâyet hakkına sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın, karşılama yükümlülüğü altındadırlar711. Bu yükümlülük, ana ve babanın her ikisine birden aittir712. Ana baba için, bu yükümlülük; çocuk ile soybağının kurulması ile, kanun uyarınca, kendiliğinden doğar.

Maddenin gerekçesinde de, “ana ve babanın çocuklarına bakma, onu koruma ve eğitme ödevlerinin velâyet hakkından bağımsız olduğu, velâyet hakkı kendisinden alınmış olsa dahi onların bu ödevlerinin yine de devam edeceği” belirtilmiştir713. Nitekim, velâyetin kaldırılması halinde de, ana ve babanın, çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülüklerinin devam ettiği, Türk Medeni Kanunu madde 350 hükmünde düzenlenmiştir.

Yine, çocuk için bu giderlerin yapılıp yapılmaması; ana ve babanın varlıklı olmasına veya çocuğun kendisine ait mallarının veya gelir ve kazancının bulunmasına bağlı değildir714. Bu durum, ancak, Türk Medeni Kanunu madde 327/II uyarınca, çocuk mallarından belirli bir miktarı sarfedebilmelerine dayanak teşkil edebilir715. Bununla beraber, ana babanın, bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülüğünün kapsamı; çocuğun ihtiyaçları ile birlikte, şüphesiz, ana babanın ekonomik gücü dikkate alınarak belirlenecektir716.

709 Akyüz, Çocuğun Güvenliğinin Korunması, s. 224; Özuğur, Yenilikler, s. 218; Ceylan, s. 175. 710 Ceylan, s. 175.

711 Zevkliler ve diğerleri, s. 943; Dural ve diğerleri, s. 323; Ceylan, s. 175. Benzer yönde, Şakir Kaleli,

“Nafaka Davaları”, Yargıtay Dergisi, C:4, S:1-2, Ocak-Nisan 1978, s. 124.

712 Dural ve diğerleri, s. 323.

713 Bkz. TMK m. 327 gerekçesi (Ertaş ve Koç, ss. 448-449). 714 Feyzioğlu, s. 391; Oğuzman ve Dural, s. 270; Ceylan, s. 175. 715 Oğuzman ve Dural, s. 270; Dural ve diğerleri, s. 323. 716 Dural ve diğerleri, s. 323.

B. Bakım (İştirak) Nafakası