• Sonuç bulunamadı

2.2. Romanlarda Tema

3.1.6. Kişiler

3.1.6.1. Kadın Karakterler 3.1.6.1.1.Genel Olarak Kadınlar

Kadınlar, Ayfer Tunç’un öykülerinde ataerkil toplum kurallarının dışına çık(a)mayan insanlardır. Onlar, erkeklerin hayatlarını tamamlar; ancak bunu erkeklerin belirlediği, kendilerine çizdiği alanda yapar. Erkek egemen toplumlarda kadın anne olduğunda kutsanır. Bu durumda anneden beklenen vefalı, fedakâr, sadık ve uysal bir eş olmasıdır. Kadın toplum tarafından belirlenen annelik rollerini eksiksiz yerine getirmelidir. Annelik rolünü yerine getirdiği oranda da toplumda kabul görür.

Hikâyelerin büyük bölümünde kadınlar yalnız, sevgisiz, terk edilmiş, yaşam mücadelesinde yenik düşmüş tiplerdir. Erkeklerle hayatın içinde eşit mücadele veremeyen kadınlar suskundur. Suskunlukları, içine kapanmış halleri, varoluşunu sorgulamayışı ile toplumsal cinsiyet rolünü kabul ettikleri görülür. Kendini ve sahip olduğu hakları sorgulamayan kadınların eğitimli kadınlar olmadıkları görülür. Hikâyelerinin hiç birinde eğitimi ile öne çıkan, mücadeleci bir kadın karakter yoktur.

Kadınlar, çocukluk yıllarında düş kırıklığı ve yoksunluğu tatmış kişiler olarak evliliğin romantizmi içinde bu eksikliklerini gidermeye çalışırlar. Evlilik güvenilir duygusallık, cinsellik ve hayatı paylaşmak demektir. Ancak geçmişin problemleri, evlilikte ortaya çıktığında kadınlara büyük zarar verir. Kadınların problemlerinden kurtulma yöntemi intihar olarak karşımıza çıkar. İntihar ve ihanet kadının özne olduğu eylemlerdir.

Ayfer Tunç’un hikâyelerinde annenin yuva yaptığı ev önemli yer tutar. Ancak erkek karakterler için ev özlem duyulan bir yer değildir. Erkekler istedikleri hayatı evin dışında arar. Evin içinde ilgi bekleyen, unutulmuş kadınlar erkekler için evdeki dekordan ibarettir. Bu kadınlar güçlü, mücadeleci, feminist değildir. Kadınların karşılık bulamayan ilgisi zamanla kaybolur. Bu ilişki “sıfır toplamlı oyuna” (Mıller, 2000: 86) dönüşür. Erkekler istedikleri hayatı yaşayarak kazandığını düşünürken, kadınlar ilişkinin yenilen tarafındadır. Ancak bu ilişkilerin kazananı yoktur, sadece iki kaybedeni vardır.

165

Öykülerdeki kadın karakterler yaşlıdır. Yaşlı kadınlar yalnız, sevgisiz, aradığı aşkı bulamayan ya da aşkı kısa süre yaşayıp geçmişi özlemle hatırlayan karakterlerdir. Kadınların sorunu aşkta değil, aşkın bitişindedir. Derin kayıplarla biten aşklar söz konusudur. Aşkın doğasında bulunan geçicilik, kadınlara bedel ödetir. Bu bedelde yaşamları boyunca sevgiden yoksun bir hayat sürmektir. Sevginin varlığı ve yokluğu kişilerin psikolojilerindeki temel belirleyicidir. Sevgiyi bulamayan bu kadınlar zaman içinde yorgun düşüp, tükenir. Bu tükenmişlik ölümü beklemeyi beraberinde getirir.

Tunç’un kadın karakterleri Türk toplumundaki tarihi seyrini devam ettirir. Türk kadını toplum içindeki konumu zaman içinde yitirir. Kültürel olarak devam eden öğretiler değişir. Dede Korkut Hikâyeleri’nde kadınlar 4 tip olarak anlatılır. Bunlardan ‘evin direği’ olarak nitelenen kadın olumlu özellikleri ile dikkati çeker. “Evin dayağı odur ki kırdan yabandan eve bir misafir gelse, kocası evde olmasa, onu yedirir içirir, ağırlar azizler gönderir” (Perinçek, 2016: 167). Kültürel kodların değişmesi ile kadınlar evine kapatılarak toplum içinden uzaklaştırılır. Kadınlar silikleştirilir, hayatın içinden silinir, özerkliği elinden alınır.

3.1.6.1.2. Küçük Kasabalı ve Şehirli Kadınlar

Ayfer Tunç kasabalı, küçük şehirde yaşayan kadınları ataerkil toplumsal yapının gerçekliğine bağlı kalarak konumlandırır. Bu kadınlar evlerinde, erkekler tarafından kendilerine çizilen özgürlük alanı içinde yaşarlar. Silik, ezik, yalnız, terk edilmiş ya da eşleri ölmüş kadınlardır. “Kadın arzunun nesnesi olmuştur. Bütün kadınlar delidir deniliyor. Tam da işten bu yüzden onlar tam değildir, yani hiç (de) deli – değil’dirler, tersine uyum yapıcıdırlar; öyle ki her birinin bir erkek için verdiği tavizlerin sınırı yoktur: bedenin, ruhun, mallarının tavizi” (Lacan, 2013: 102). Süslü Yenge, Halas’ın annesi, Selva Hanım, Asude, Gülayşe, Fehime’nin annesi, teyzesi, Manifaturacı’nın eşi, Vuslat bu kadınlara örnektir.

Şehirli kadınlar yazarın öykülerinde sayıca azdır. Bu kadınlar diğerlerine göre daha güçlü ve özgüvenli tiplerdir. Eğitimleri ve ekonomik özgürlükleri ile rahat bir yaşam sürdürürler. Alafranga İhtiyar’daki Handan, Hande; akademisyen Neşide, Siz ve Şakalarınız’daki yaşlı öğretmen bunlara örnektir.

166

3.1.6.1.3. Düşkün Hayat Kadınları

Sosyal ve toplumsal şartların düşürdüğü bu kadınlar kaderlerine razı yaşarlar. Hayat onlar için zorluklarla doludur. Yalnız, sevgiden uzak, aileleri dağılmış, mutlu bir aile yaşamı sürmemiş kadınlardır. Bu kadınlar erkekleri kullanmayı, onların zaaflarını bilen tiplerdir. Şarkıcı Şebnem, Ayyıldız Apartmanı’nda yaşayan hafifi meşrep kız, otelci İbrahim’in kızı Leyla, Kaybetme Korkusu’ndaki düşkün kadın, Mikail’in Kalbi Durdu öyküsünde Semiramis, Kırmızı Azap’taki kırmızılı kadın bu tiplere örnektir.

3.1.6.1.4. Yaşlı Kadınlar

Ayfer Tunç’un öykülerinde yaşlı, yalnız kalmış, sevgiden mahrum, huzurevinde yaşamak zorunda kalan kadınlar dikkati çeker. Yaşlı kadınlar hayat yorgunudur, mutsuzdurlar. Bu kadınların eşleri ya kendilerinden önce ölmüş ya da hiç evlenmiş tiplerdir. Çocukları olan kadınlar da evlatları tarafından terk edilmişlerdir. Huzurevinde yaşayan yaşlı öğretmen, yılbaşı gecesinde ölen yaşlı kadın, Halas’ın annesi bunlara örnektir.

3.1.6.2. Erkek Karakterler 3.1.6.2.1. Genel Olarak Erkekler

Kadının toplumsal cinsiyet karşısında acizliği kadar erkekler de acizdir. Tunç, bunu anlatırken feminist kuramın dışında bir yol izler. Kadınları güçlü, mücadeleci, eğitimli olarak çizmez. Erkekler de siliktir, yalnızdır, korkaktır; ancak ataerkil yapı tarafından köşeye sıkıştırılmış bireyler olarak kendine biçilen rolü hakkıyla yapmak zorunda kalırlar. Bu mirası dedesinden, babasından alır, sevgiye, aşka onların gözünden bakar.

Erkeklerin ilk özdeşim modeli babadır. Babanın yaptıklarını doğru bulan çocuk onu taklit eder. Baba büyük ve yenilmez bir figürdür. Tunç’un erkek karakterleri babalarının mirasını kabul etmek istemez. Baba ile özdeşim kurmada problem yaşar ve annelerinde takılı kalırlar. Birçoğu ödiptir. Babaya duyulan nefret, baba sevgisinin bilinçaltına atılmasına neden olur. Bu durum anne özlemi ile birleşerek erkek karakterlerde derin psikolojik sorunlara neden olur.

167

Öykülerin çoğu erkek karakterler tarafından anlatılır. Arketipsel olarak erkeklerin akıl, kadınların kalp ile temsiliyeti anlatıcının erkeklerden seçilmesinde etkilidir. Yazar duygudan uzak, gerçekçi bir tavırla olayları aktardığını ima eder. Kadınlar tarafından anlatılan erkekler gerçekçiliğini kaybeder.

Bazı öykülerde (Aziz Bey Hadisesi, Soğuk Geçen Bir Kış, Kar Yolcusu) kadın merkeze alınır. Erkekler hayattaki yenilgilerini unutmak, babalarından aldıkları mirası yok etmek için kadınları kullanırlar. Kadınlar erkeklerin eksikliklerini giderir, yalnızlıklarını yendikleri sığınak olurlar. Geçmişteki travmalar sebebiyle erkeklerdeki sevgi marazi bir hal alır. Erkekler, kadınları sevgileri ile boğar, özerkliklerini elinden alırlar.

Evlilik hayatında, iş hayatında başarısız olan erkeklerin silikliğini aynı özellikteki kadınlar perçinler. Evden ve eşinden uzaklaşan erkek mutluluğu dışarıda da bulamaz. Toplumun kendine biçtiği rol mutlu bir evlilik için, modern hayatta sürdürülebilecek bir miras değildir. Bu miras toplumsal ve tarihsel bir üründür.

3.1.6.2.2. Entelektüel Erkekler

Yazar öykülerini çoğunlukla erkek ben anlatıcılara anlattırır. Öyküleri anlatan erkekler kadınların toplumun dışına itildiğini, evlerinde kendilerini gösterebildiklerini vurgular. Kadınların geri plana itilmişliğini yazar bu şekilde göstermeye çalışır. Kadınları mücadele içine girmeden, ataerkil yapının buyruğu altında ezildiğinin altını çizer.

Anlatıcılar arasında meslek olarak kendine yazarlığı seçmiş erkek karakterler vardır. Bu yazarların ortak özelliği yazdıklarının okuyanı, takipçisi olmamasıdır. Ayrıca Ayfer Tunç öyküsünü bir yazara anlattırarak postmodern anlatıda kullanılan kurmacanın kurmacasını öyküdeki karakter aracılığıyla eserinde var eder. Mağara Arkadaşları”nda Ayyıldız Apartmanı’nın tarihini yazan Ayyaş Yazar vardır. Alafranga İhtiyar öyküsünün anlatıcılarından biri Muharrir gençtir. Yük öyküsünü anlatan ben anlatıcı belgesel çeken bir karakterdir. Cinnet Bahçesi’nde kütüphane memuru Sadık, Hiçbir Hikâye Göründüğü Kadar Temiz Değildir öyküsünde Akademisyen Mithat, İhtilaller Neye Benzer’de şiir yazan A, edebiyata ilgi duyan diğer karakterlerdir.

168

3.1.6.2.3. Mesleğine Göre Erkekler

Ayfer Tunç’un hikâyelerinde tematik gücü temsil eden karakterlerinden bazıları sanatkâr erkeklerdir. Bunlar duygulu, hassas, naif kişilikleri ile dikkat çeker. Aziz Bey Hadisesi öyküsünün başkişisi Tamburi Aziz Bey’i fon karakter olan dedesi, İstanbullu Toros duygu ve sanat anlayışı bakımından tamamlar. Cinnet Bahçesi öyküsünde sessiz, silik başkişi Müeyyet her pazar Meyhaneci İsmail’in yerine gider ve İsmail’in “İstanbul musikisi” (ABH, s.84) dediği sanat müziği eserlerini dinler. İsmail Müeyyet’in masasını çiçeksiz bırakmaz. Meyhaneci İsmail de zarif, ince ruhlu karakterdir.

Alafranga İhtiyar öyküsünde Ulvi Efendi hademe olarak çalıştığı Darülelhan’da Batı Müziği ile tanışır. Emekli olduktan sonra da konserlere gitmeye devam eder. Muharrir Ulvi Efendiyi dinlediği müzikle özdeşleştirir; ancak Ulvi Efendi dinlediği müziğin ruhuna, zarifliğine sahiptir.

Ressam Nesim bu karakterlerden farklıdır. Kadınlarla tanışmak, onlarla iletişim kurmak için ressam olduğunu söyler. “[R]esimden anlamayan” (S, s.190), ruhu kaba bir adamdır.

Ayfer Tunç orta sınıfın problemlerini, hayata tutunma çabalarını, evliliklerini, yozlaşmalarını, sevgisizliklerini, aile travmalarını, yabancılaşmalarını anlatır. Böyle bir sınıfın içinde çok farklı işlerde çalışan, farklı meslek gruplarına dâhil karakterler vardır. Bu karakterler öykülerde başkişi, fon ya da norm karakter olarak görülür. Camgöbeği öyküsündeki başkişi pansiyoncu Behiç, Gülkurusu öyküsündeki başkişi pazarlamacı Bektaş, Kadın Hikâyeleri Yüzünden’deki başkişi Manifaturacı, kart karakter aynacı Turan, Evvelotel”deki norm karakter olan otel kâtibi Zebercet, Silentium öyküsündeki fayans ustası Cafer, yaşlı emeklilerden oluşan farklı mesleklere sahip erkekler vardır.

3.1.6.2.4. Yaşlı Erkekler

Erkek karakterlerin çoğu yaşlıdır. Emekli olup hayatın kıyısına çekilmiş tiplerdir. Yalnız, kimsesiz, ölümü bekleyen insanlardır. Zembili Göçmen, Bunak İhtiyar, Samim Bey, Emekli vücutçu, Semavi Bey, Hülya’ya âşık emekli anlatıcı bu erkeklere örnektir.

169