• Sonuç bulunamadı

Kişi Öldükten Sonra Yapılan Uygulamalar:

8- Nişanlı kız ölmüşse eline kına yakılır, nişan balası üzerine atılır, özel

6.2. Ölüm Sonrası

6.2.1. Kişi Öldükten Sonra Yapılan Uygulamalar:

Ölen kişi için ailesinin ve akrabalarının bazı görevleri vardır. Mezar yeri alma, cenaze işlemleri, Kur’an okutma, yemek verme, vasiyetini yerine getirme.

Ölen kişinin gözleri açıksa gözleri kapatılır, çenesi bağlanır, eli ayağı düzeltilir, eli ayağı bağlanır, yüzü kıbleye doğru çevrilir(Mekke’ ye doğru, can versin diye).

Kişinin eline ayağına kına sürülür(Kına cennetten gelen topraktır. Bunun için mübarek olduğuna inanılır ve dinsel temizliği temsil eder. Ayrıca evlenenlere ve askere gidenlere de kına yakılması kınanın kutsallığına olan inançtan dolayıdır. Kınanın kızarması ve kırmızının özel bir anlamı olması da bu işlemin önemini ortaya çıkarmaktadır.)

Ölünün ayakucunda cami hocasına Kur’ an okutturulur. Ölen Kişinin vücudu düzeltilir. Parmak uçları bağlanır, elleri yana konulur, üstüne çarşaf örtülür. Bu çarşaf beyaz bir çarşaftır ve çarşafın üzerine ölünün şişmemesi için bıçak konur( arkasından başka biri ölmesin diye yapılan bir kaçınmadır.)

Ölü toprağa girmeden rahat edemediği düşünülür bunun için de hemen gömülmek istenir, bekletilmez. Eğer uzakta akrabası yoksa aynı gün defin edilir. Defin öğle namazı sonrasında ya da ikindi namazı sonrasında olur.

6.2.1.1.

Ölü Gömme İşlemleri

Cenazenin defnedileceği gün ölünün yakınları da geldikten sonra cenaze, yıkanmak için çadır ya da morga götürülür. Musalla taşına konur. Cenazeyi herkes yıkayamayacağı için din adamları ya da dinle ilgisi olan bu işleri bilen birisi yıkar. Cenazenin yıkanması şu şekilde olur. Büyük bir ateş yakılır ve kazanda, su ısıtılır, bu suya el vurulmaz, çünkü suyun kirli olmaması gerekir, her şeyin temiz olmasına dikkat edilir. Suyu kim içinden gelirse o taşır sonra ölüyü üç kişi birden yıkar, bunlar abdest aldıktan sonra yıkama işini yaparlar. Ölü yıkanırken üzerinde olan her şey yüzükler ve diğer eşyalar dâhil çıkarılır. Biri suyu döker, biri ölüyü yıkar, biri de sağa sola çevirir. İsterlerse ölünün akrabaları da su dökerek helallik verirler. Cenazelerde kadını kadın, erkeği erkek yıkar. Cenaze yıkama işleminde karşı cins yoktur. Yıkama işleminin sonunda yıkayan kişiye para verilmek istense de bunu kabul etmez çünkü genelde hayır için yapılmaktadır. Ölen kişi şehitse onun cenazesi yıkanmaz, Allah rızası olduğu için onun elbisesiyle beraber gömülmesi gerekir.

Yıkanma işlemi yapıldıktan sonra kefene sarılır kefen beyaz veya yeşil olabilir. Kefen tek parçadır dikiş olmaz. Erkeğin kefeni üç kat, kadının ise beş kattır. Üç kuşak ayak bağı, baş bağı ve iki tane ortada bağlanır. Kefende makas kullanılmaz, bıçakla kesilir. Bu yörede kefene “köynek” (Azeriler) ya da “ahret gömleği” denir.

Cenaze, mezara tabutla taşınır. “Kars’ta tabuta “Ayaksız at”derler.”145

Tabut tahtadan yapılmıştır. Tabutun üzerinde yeşil örtü vardır, süslemeleri sarıdır ve üzerinde Arapça yazılar vardır. Eğer ölen kişi yaşlı veya çocuksa üzerine ekstra bir şey konulmaz. Genç kız ise gelinlik, tülbent veya buna benzer herhangi bir şey atılır. Tabuttaki cenazeyi sırasıyla yakınları ve kim isterse o taşır. Böylece ölen kişiye karşı son görevler yapılmış olur.

“Tabutun içine ‘’sitre ağacı’’ su ile karıştırılarak ölünün yanına konulur. Sitre ağacı Kerbela’ dan getirilir ve uğurludur ölünün güzel kokması için yanına konulur.”146

Cenaze mezarlığa götürülürken yedi yerde durdurularak komşu hakkı istenmektedir. Eğer cenaze perşembe günü olmuşsa genellikle cuma günü gömülür çünkü cuma gömmek daha sevaptır.

Mezara getirildikten sonra cenaze genellikle tabutsuz gömülür, ancak eğer yakınları isterse tabutlu da gömülebilir. Genelde tabutsuz gömülmektedir. Çünkü topraktan gelen insanoğlunun toprağa gideceği ve toprağa karışması gerektiğine olan inançtır. Ölünün mezara herhangi bir eşyası konulmaz bu dinen yasaklanmıştır. Vasiyet edilmesi halinde yüzüğüyle ya da başka bir eşyası ile gömülebileceği düşünülür. Ölünün yıkandıktan sonra hemen gömülmesi gerekmektedir. Bunun nedeni ölünün bekletilmesi günah ve ona eziyet olarak düşünülmektedir. Tabuttan çıkarılan cenaze birkaç kişinin yardımıyla mezara konmaktadır. Mezara gömmeyi herkes yapamaz, ya ölen kişinin yakınları ya da bu işi bilen kişiler tarafından yapılır, ölünün yönü kıbleye doğru olmalıdır ki öte dünyada da huzurlu olsun. Sağ tarafı kıbleye, ayakları doğuya, sağ kolunun üzerine sol kolu getirilir, sol ayağı sol ayağının üstüne getirilir. Gömülme işleminde ölünün gözüne toprak atılır. Burada dünyevi bir doyuma ulaşmayan insanoğlunun gözünü toprak doyuracağı düşünülmektedir. Toprağı yakın akrabalarından birisi koyar. Azerilerde ölüyü mezara gömerken ölen kişinin öbür dünyada rahat bir şekilde gezmesi için koltuk altına ve bacak arkalarına çubuk konulmaktadır. Gömülme yapılırken kafasının üzerine tahta konulur. Bunun nedeni ölünün gömüldükten sonra kalkmak isteyeceğinin düşünülmesi. Kalmak isteyen ölü başının tahtaya vurarak öldüğünü anlayacaktır. Mezar topraklanırken yakınları toprak eter bunun anlamı helallik almak içindir.

Mezara ilk günler kadınlar gitmez. Mezar ziyareti Perşembe akşamı yapılır. Perşembe gününün mübarek olduğuna inanılır. Bu akşam ölünün ruhu içinde evinde Kur’an okutulur. Bayramlarda mezarlıkta şeker veya lokum dağıtılır, ölünün hayrı için para verilir. Mezar taşı bir yıl sonra yapılır, ilk önce tahtadan bir şey dikilir, üzerine adı, soyadı, yaşı yazılır. Mezarın başına ağaç dikilir, öbür dünyada o ağacın gölgesinde yaşayacağına inanılır. Mezar taşına isteğe bağlı bazı dualar, hadisler ya da cümleler yazılır. Bunlar genellikle ailenin acısını ifade eder. Mezarların alt kısımlarına ve ayakuçlarına kuşların içmesi için suluk yapılır.

“Mezarda en son hoca kalır ve telkin verir o sırada birtakım sorular sorar.

Hocanın İslam bilgisi kuvvetliyse hoca onun öldüğünü ölüye hissettirir. Onun emelini öğrenmeye çalışır, iyi ya da kötü biri olduğunu öğrenmeye çalışır. Mezarda bir taş olduğuna inanılır ve kişi hocanın sorduğu sorulara cevap verirse alnı o taşa değerse kendisinin öldüğünü anlıyormuş eğer kötüyse de yılanlar, böcekler etrafını sarıyormuş. Hoca orada senin rabbin kimdir, peygamberin kimdir, dinin nedir, kitabın nedir, gibi sorular sorar, kişi imanlıysa bu soruları cevaplar, değilse cevaplamaz.”147

Mezara ziyaretleri önceleri sık olur ama yıl geçtikçe azalır. Bayramlarda, kandillerde gidilir.