• Sonuç bulunamadı

Kendini Tanıma, Tanımlama ve Açılma Üzerine Elde Edilen Bulgular

4. BÖLÜM: BULGULAR ve YORUM

4.4. Kendini Tanıma, Tanımlama ve Açılma Üzerine Elde Edilen Bulgular

Görüşme yapılan katılımcıların ifadeleri göz önünde bulundurulduğunda kendilerini lise yıllarında tanıma sürecine girdikleri ve üniversite yıllarında ya da reşit olduktan sonra kendilerini tanımlayarak açılma sürecinin başladığı anlaşılmıştır. Kendilerini tanıma, tanımlama ve açılma sürecinin temelinin ortaokul zamanlarına denk geldiği fakat henüz birçok olgunun farkında olunmamasından dolayı kendini tanıma sürecinin asıl olarak lise yıllarında başladığı, açılma ve kabullenme sürecinin ise bazılarında lise bazılarında ise tam anlamı ile üniversite ya da reşit olduktan sonra gerçekleştiği bilgileri edinilmiştir. Kendilerine açılma sürecinin eşcinsel ve geyler için translara oranla daha kolay olduğu bedeni ile duyguları arasında uyumsuzluk yaşayan transların ise açılma ve kabullenme sürecini daha zor yaşadıkları gözlemlenmiştir. Bu konuda trans bir erkek katılımcının (TE1): “Henüz ortaokuldaydım, o zamanlar tabi politik olarak cinsiyetim kadındı, ama

86

ben bir kıza âşık oldum ve hep erkek kıyafetleri ilgimi çekiyor ve erkek gibi davranıyordum, göğüslerimden nefret ediyordum, ailem de erkek gibi davrandığımı söylüyordu hep, baha hep lezbiyen dediler ama ben lezbiyen değildim, çünkü kendimi kadın gibi hissetmiyordum. Sonra liseye başladım ve bir kızla ilişkim başladı, o da lezbiyendi ve beni kadın kimliğimle seviyordu ama aslında ben kendimi erkek gibi hissediyordum ve bedenimden memnun değildim, bedenimin içinde hapsolmuştum. Sonra ilk olarak oturdum düşündüm ben kimim diye. Bilgisayar evimize ilk geldiğinde internette ilk aradığım şey eşcinsellikle alakalı şeylerdi, bununla ilgili çok şey okudum, kendimi tedavi edebileceğimi sandım. İlk olarak kendimi biseksüel sandım hep. Baktım olmadı, anneme ve babama durumdan bahsettim. İlk etapta ortam buz kesti, sonuçta ‘ben erkeğim, erkek olmak istiyorum’ diyen kızları vardı. Onlar da haklı. Kendimi kabullenerek kendime açılma sürecim zor oldu çünkü çevre baskısı nedeni ile hep bunun bir hastalık olduğunu düşündüm fakat okudukça öyle olmadığını öğrendim. Tabi babam evden kovdu, o zaman da üniversite kazandım ve babam bana harçlık göndermedi, dışladı, hem okudum hem part-time çalıştım. Şu an annemle görüşüyorum, hala görünüşüme alışamadı ama kardeşlerim ve babam benimle görüşmüyorlar. Ben kabullendim ama onlar kabullenmedi” ifadelerinde bulunması belki de tıbbi

müdahaleden kaynaklı olarak açılma dönemlerinin daha zor olduğunu düşündürmüştür. Kendini tanıma, tanımlama ve kendine açılma sürecinin zor olmasının en büyük sebebinin aile ve çevre olduğu, ailelerine açılma noktasında tüm katılımcıların zorluklar yaşadığı, kiminin bu zorlukları kolay atlatırken kiminin geri dönüşü olmayan yaralar aldığı, ailelerin verdiği tepkinin genel olarak sert olduğu, karşılaşılan katı tepkilerin kendilerini olumsuz etkilediği, dışlandıklarını her zaman hissettikleri, aile olmasa bile bazı kurumlardan da dışlandıkları, ne kadar önemsemeseler de bir şekilde incindikleri anlaşılmıştır. Konuya dair olarak katılımcıların düşüncelerine aşağıda yer verilmiştir. Gey bir katılımcı (G2):

“Kendime açılma sürecim kolay oldu fakat aileme açılma sürecim tam bir trajedi. Beklentilerin aksine olduğu için çok kötü karşıladılar ve benimle görüşmüyorlar. Ailemin bu tavrı özgüvenimi kırmadı desem yalan olur, o yüzden evlenip bir aile kurmayı çok isterdim ama bu şartlarda mümkün gözükmüyor tabi.”

87 Lezbiyen bir katılımcı (L3):

“Aileme söylemedim, onlar anladılar ve anladıklarında şiddet uyguladılar. Şiddet uyguladıktan sonra korkacağımı ve onlara göre düzeleceğimi düşündüler çünkü onlara göre hastalık bu durum. Sonra üniversite kazandım ve geri dönmemek üzere evden ayrıldım. Annemle görüşüyorum başka kimseyle görüşmüyorum.”

Trans bir kadın katılımcı (TK2):

“Kendime açılmam ve kabullenmem zor olmadı ama ailem bu konuda sert tepki verdi, uzun bir süre annem ve babamla görüşmedik, görüşmek istemediler, çabalarım sonucunda görüşüyoruz, ama beni dışlamaları çok zor bir süreç yaşamama neden oldu. Görünüşüme alışamadılar, onlara göre tek oğullarıydım ve hayalleri yıkıldı ama benim hayallerim ne olacak?”

Eşcinsel ve transların kendilerine açılmaları noktasında kimi zaman zor zamanlar yaşadıkları kimi zaman da kabullenmenin getirdiği özgüven ile zor zamanlarını daha kolay atlatabildikleri anlaşılmıştır. Bu bağlamda transların, bedenlerinde radikal bir değişiklik yapmak istemesi sonucunda, özellikle aile ve yakın çevre tarafından ilk etapta hoş karşılanmayarak sert tepkilere neden olduğu anlaşılmıştır. Trans bir erkek katılımcının (TE1) “…bedenim ile ruhum aynı şeyi söylemiyordu, ruhumu ve duygularımı

değiştiremeyeceğime göre bedenimi ruhuma bürümem gerekiyordu. Ailemin bana her kızım demesi iğne gibi batıyordu, göğüslerimden nefret ediyordum, kadınlara ilgi duyuyordum, çok küçükken bile. Eşcinsel değildim, eşcinsel olsam kadın olmaktan memnun olarak kadınlara ilgi duyardım yani kadın olmakla ilgili problem yaşamazdım; ama ben kendimi erkek olarak görüyordum, erkeksi giyinmek, erkeksi konuşmak, oturmak, davranmak işte. Kendime açıldığımda lise yıllarımdaydım ama aslında ortaokulda fark etmiştim. Kabullenmem ise üniversite dönemimde oldu, anormal olduğumu düşündüğüm için kabullenme aşamasına kadar oldukça zor zamanlar geçirdim ve hep kendimi suçladım, sanki bilerek yapıyormuşum gibi, o dönemler keşke böyle olmasaydım dediğim çok olmuştur ama baskı yüzünden tabi. Aileme söylediğimde kötü tepki verdiler ve zor olan durumu daha da zorlaştırdılar. Kabullendiler ama halen yadırgıyorlar da. Artık tepkiler bana kendimi kötü hissettirmiyor, cahiller deyip geçiyorum ama birçok imkânlardan dışlanarak mahrum edilmek olumsuz etkiliyor tabi.

88

Mesela iftar davetlerinde ailem beni çağırmıyor, utanıyorlar benden” ifadeleri ve diğer

eşcinsel ve transların ifadeleri ele alındığında, eşcinsel ve transların kendilerine açılma dönemlerinin genel olarak lise yıllarında olduğu, genelde üniversite yıllarında kabullenildiği ve aileye belirtildiği saptanmıştır. Aslında eşcinsel ya da trans olmanın sanki anormal bir şeymiş gibi belli bir zaman diliminde fark edilerek kendine açılması ve kabul edilmesi aşamaları, toplumsal yapıdaki norm’al olarak kabul edilmişliğin, bene göre ben olmayanın tanımlanmasının ve düalist anlayışın sonucudur. Eşcinselliğin ve translığın anormal görülmediği toplumlarda ya da topluluklarda bu gibi aşamalardan söz etmek önemsiz olacaktır elbette. Bu gibi eşcinsel kimlik gelişimi aşamaları, norm’al olarak belirlenmişliğin karşısında farklı olarak anlamlandırılmaları sonucunda ortaya çıkmıştır; belki de bir gün eşcinsel ve translığın egemen olduğu düzende heteroseksüellerin kendilerine açılması ve kabullenilmesi aşamaları ele alınacaktır.