• Sonuç bulunamadı

Kelime Çağrışım Tekniği ile Toplanan Verilerin Özetlenmesi

2.4. Veri Analizi

2.4.2. Verileri Özetleme

2.4.2.1. Kelime Çağrışım Tekniği ile Toplanan Verilerin Özetlenmesi

Kelime çağrışım tekniği ile öğrencilerden toplanan verilerin özetlenmesinde öncelikle hangi anahtar kavram için hangi kavramların kaçar defa tekrarlandığını gösteren frekans tabloları hazırlanmıştır. Frekans tabloları; ilkokul, ortaokul ve lise kademeleri için ayrı ayrı hazırlanmıştır. Tablolarda her bir sütunun başına anahtar kavramlar yerleştirilmiş, her satır başına ise katılımcılar tarafından bu anahtar kavramlarla ilişkilendirilen kavramlar alfabetik sıraya göre dizilmiştir. Anahtar kavramlarla analiz sonucu ortaya çıkan kavramların kesiştiği kutucuklara ise kavramların birbiriyle kaç kez ilişkilendirildiği yazılmıştır.

Sevgi algısı kelime ilişkilendirme tablolarında 12 anahtar kavram yer almaktadır. Bu anahtar kavramlara verilen cevaplar doğrultusunda; ilkokul kademesinde 129, ortaokul kademesinde 269 ve lise kademesinde 330 farklı kavram ortaya çıkmıştır. Demokrasi algısı kelime ilişkilendirme tablolarında 20 anahtar kavram yer almaktadır. Bu anahtar kavramlara verilen cevaplar doğrultusunda; ilkokul kademesinde 140, ortaokul kademesinde 367 ve lise kademesinde 391 farklı kavram ortaya çıkmıştır. Eğitim algısı kelime ilişkilendirme tablolarında 18 anahtar kavram yer almaktadır. Bu anahtar kavramlara verilen cevaplar doğrultusunda; ilkokul kademesinde 187, ortaokul kademesinde 358 ve lise kademesinde 505 farklı kavram ortaya çıkmıştır.

Daha sonra kesme noktaları (Bahar, Johnstone ve Sutcliffe, 1999) belirlenmiştir. Kesme noktası; toplanan form (katılımcı) sayısı göz önünde bulundurularak (yaklaşık 1/10) ilkokul kademesinde iki, ortaokul kademesinde dört ve lise kademesinde beş olarak belirlenmiştir. Yani ilkokul kademesinde birbiriyle en az iki defa, ortaokulda en az dört defa, lise kademesinde ise en az beş defa ilişkilendirilmiş kavramlar analize dâhil edilmiş, diğer kavramlar tablolardan çıkarılmıştır. Bu durumda; sevgi algısı kelime ilişkilendirme tablosunda ilkokul kademesinde 28, ortaokul kademesinde 29 ve lise kademesinde 38 kavram kalmıştır. Demokrasi algısı kelime ilişkilendirme tablosunda ilkokul kademesinde 44, ortaokul kademesinde 46 ve lise kademesinde 52 kavram kalmıştır. Eğitim algısı kelime ilişkilendirme tablosunda ise ilkokul kademesinde 66, ortaokul kademesinde 55 ve lise kademesinde 64 kavram kalmıştır.

Yeni oluşan frekans tabloları dikkate alınarak kavram ağları oluşturulmuştur. Kavram ağlarında, anahtar kavramlar çerçeve içine alınmış, analiz sırasında ortaya çıkan kavramlar ise çerçeve içine alınmamıştır. Öncelikle anahtar kavramların birbirleri ile olan ilişkilerini gösteren kavram ağları sunulmuştur. Daha sonra anahtar kavramların her birinin ortaya çıkan diğer kavramlarla ilişkisini gösteren kavram ağlarına yer verilmiş, her biri ile ilgili yorumlamalar yapılmıştır.

2.4.2.2. Cümle Tamamlama Tekniği ile Toplanan Verilerin Özetlenmesi

Araştırmada projeksiyon tekniklerinden “cümle tamamlama tekniği” ile öğrencilerden toplanan veriler “betimsel analiz” ve “içerik analizi” yaklaşımı kullanılarak analiz edilmiştir. Patton (2002) araştırmalarda bazen önce tümdengelimsel bir yaklaşımla yani teoriden çıkan bir hipotezle işe başlamanın, sonrasında tümevarımsal bir bakışla keşfedilmemiş örüntülerin bu bütün içinde incelenmesinin de mümkün olacağını ifade eder. Bu araştırmada da başlangıçta tümdengelimsel bir yaklaşımla analizlere başlanmış ve daha sonra tümevarımsal bir yolla analizler detaylandırarak daha derin bilgi bütününe ulaşmaya çalışılmıştır. Cümle tamamlama tekniği ile toplanan verilerin analizinde Kılıç ve diğerleri (2019) tarafından belirlenen aşağıdaki adımlar takip edilmiştir:

Kategorileri Belirleme: Bu aşamada betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Betimsel analiz; üzerinde araştırma yapılan kişilerin deneyimlerinden doğan anlamları sistematik olarak incelemeyi amaçlamaktadır (Bryman, 1988; Lincoln ve Guba, 1985). Betimsel analizde, elde edilen verilerin daha önceden belirlenen kategorilere göre özetlenmesi ve yorumlanması söz konusudur. Amaç bulguların okuyucuya düzenlenmiş bir bütün şeklinde sunulmasıdır.

Araştırma kapsamındaki kategoriler veri toplama araçları oluşturulurken literatür taraması ve araştırma amacı doğrultusunda belirlenmiştir. Mevcut literatürün iyi bir şekilde incelenip doğru kategorilere ulaşılmasına özen gösterilmiştir. Literatür taraması sonrası ulaşılan ve cümle tamamlama formlarında da yer alan kategoriler aşağıda açıklanmıştır:

Sevgi algısı verilerinin analizinde kullanılmak üzere; “Sevginin Tanımı”, “Sevginin Oluşumu/Gelişimi”, “Sevginin Kaynağı”, “Kimler Sevilmeli”, “Varlıklar Neden Sevilmeli”, “Sevginin Faydaları” ve “Sevgi-Değerler İlişkisi” olmak üzere yedi kategori belirlenmiştir.

Demokrasi algısı verilerinin analizinde kullanılmak üzere; “Demokrasinin Temel Özellikleri”, “Hukukun Üstünlüğü”, “Kuvvetler (Güçler) Ayrılığı”, “Yargı Bağımsızlığı”, “Çoğulculuk”, “Temel Hak ve Özgürlükler”, “Seçim”, “Muhalefet”, “Adalet”, “Eşitlik” ve “Demokratik Toplum” olmak üzere 11 kategori belirlenmiştir.

Eğitim algısı verilerinin analizinde kullanılmak üzere; “Derse Hazırlık”, “Öğrencilerin Görev ve Sorumlulukları” “Öğretmenlerin Görev ve Sorumlulukları”, “Dersin İşlenişi”, “Öğrencilerin Birbirleri ile Olan İlişkileri”, “Öğretmen ile Öğrenciler Arasındaki İlişkiler”, “Sınıf İçi Kararlar”, “Ödevler” ve “Değerlendirme” olmak üzere dokuz kategori belirlenmiştir.

Sınıflandırma: Bu aşamada, araştırma kapsamında öğrencilerden toplanan cümle tamamlama formları dikkatlice okunmuş ve belirlenen kategorilere yerleştirilmiş, farklı fikir ve görüşler uygun kategorilerde özetlenmiştir.

Daha sonra tümevarımsal bir bakışla ana temalar altındaki keşfedilmemiş örüntüler incelenmiş, alt kategoriler oluşturulmuş ve daha derin bilgi bütününe ulaşılmaya çalışılmıştır.

Sevgi algısı verilerinin analizinde bu aşamada “Kimler Sevilmeli” ve “Varlıklar Neden Sevilmeli” kategorileri içinde oluşan tüm alt kategorilerin aynı olduğu ve alt kategoriler içindeki kodların aynı anlamı ifade ettiği görüldüğünden bu iki kategori “Kimler Sevilmeli” şeklinde birleştirilmiştir. Böylece başlangıçta yedi olan kategori sayısı altıya düşmüştür.

Demokrasi algısı verilerinin analizinde “Demokrasinin Temel Özellikleri” ve “Demokratik Toplum” kategorileri içinde oluşan tüm alt kategorilerin aynı olduğu ve alt kategoriler içindeki kodların aynı anlamı ifade ettiği görüldüğünden bu iki kategori “Demokrasinin Özellikleri” şeklinde birleştirilmiştir. Böylece başlangıçta 11 olan kategori sayısı 10’a düşmüştür.

Eğitim algısı verilerinin analizinde başlangıçta dokuz olarak belirlenen kategori sayısında değişme olmamıştır.

2.4.2.3. Hikâye Tamamlama Tekniği ile Toplanan Verilerin Özetlenmesi

Araştırmada projeksiyon tekniklerinden “hikâye tamamlama tekniği” ile öğrencilerden toplanan veriler “içerik analizi” yöntemi ile analiz edilmiştir. Genel olarak içerik analizinin; kalıpları, kategorileri veya anlamları tanımlamak için belirli bir materyalin ayrıntılı ve dikkatli biçimde incelenmesi olarak tanımlandığı görülür (Leedy ve Ormrod, 2005; Neuendorf, 2002).Hikâye tamamlama tekniği ile toplanan verilerin analizinde Kılıç ve diğerleri (2019) tarafından belirlenen aşağıdaki adımlar takip edilmiştir:

Kodlama: Kodlama işlemi verilerin özetlenmesi amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Brinkman (2013) da kodlamanın, “veri tabanlı” ya da “kavram tabanlı” olabileceğinden bahseder. Veri tabanlı kodlamada, araştırmacı önceden belirlenmiş kodlar olmadan analize başlar ve kodlar analiz sürecinde geliştirilir. Kavram tabanlı kodlamada, malzemenin seçilen bölümlerine bakılarak ya da mevcut literatür taranarak önceden geliştirilmiş kodlar kullanılır. Kodlama türü belirlendikten sonra veriler okunarak yinelenen fikirler bulunmaya çalışılır, yani kodlama yapılır. Bu araştırmada verilerin kodlanmasında “veri tabanlı kodlama” türü benimsenmiş ve kodlar analiz sürecinde geliştirilmiştir.

Sınıflandırma: Bu süreçte, kodlanan verilere daha yakından bakılmış ve verilerin özelliklerine dayalı olarak kategori oluşturma işlemi gerçekleştirilmiştir.Bu süreçte, verileri kategorilere dağıtma, verileri üst kategorilerde birleştirme, alt kategoriler oluşturma işlemleri gerçekleştirilmiştir. Daha sonra geliştirilmiş olan kategoriler arasındaki ilişkiler ve farklılıklar incelenmiştir. Kodlama ile parçalara ayrılan veriler bu aşamada analitik olarak düzenli bir şekilde tekrar bir araya getirilmiş ve yeni bir kavramsal çerçeve oluşturulmuştur.

2.4.2.4. Hikâye Yorumlama Tekniği ile Toplanan Verilerin Özetlenmesi

Araştırmada; projeksiyon tekniklerinden “hikâye yorumlama tekniği” ile öğretmen ve müdürlerden toplanan veriler “söylem analizi” yöntemiyle analiz edilmiştir.

Söylem; dilbilimi, sosyoloji, felsefe, eleştirel teori ve diğer birçok alanla ilişkili ve sıkça kullanılan bir kavramdır (Johnstone, 2008). Son on yılda söylem analizinin nitel araştırmalarda kullanımı giderek önem kazanmıştır (Cheek, 2004). Gerçekte, söylem analizi, eğitim dışındaki alanlardan gelmesine ve dil bilimine bağlı olmasına rağmen son yıllarda, eğitim araştırmacıları giderek dil ve toplum arasındaki ilişkiler hakkındaki sorulara cevap bulmak için söylem analizine yönelmiştir (Rogers, Malancharuvil-Berkes, Mosley, Hui ve Joseph, 2005). Pozitivist yaklaşımın içinde yaşanılan sosyal dünyanın karmaşık ilişkilerini açıklayabilecek güçte olmadığı iddia edildiği için, söylem analizi pozitivist düşüncenin egemenliği altında kalan bilim anlayışına ve dünya görüşüne alternatif bir bakış açısı olarak görülebilir (Çelik ve Ekşi, 2013).

Söylem analizi, bireylerin dil yoluyla kişisel, sosyal ve politik gerçekliği nasıl oluşturdukları ile ilgilenir (Starks ve Trinidad, 2007). Söylem analizi dil ile dilin kullanıldığı bağlam arasındaki ilişkiyi inceler (McCarthy, 2005). Söylem analistleri, sözcüklerin ve cümlelerin metinleri ve etkileşimleri nasıl oluşturduğunu ve bu metinlerin ve etkileşimlerin toplumsal dünyamızla nasıl uyum sağladığını incelerler. Dil, doğası gereği belirsizdir. İnsanların iletişim kurarken ne demek istediğini anlamamızın yollarından biri, konuşuldukları ya da yazıldıkları bağlama atıfta bulunmaktır (Jones, 2012). Bu anlayışa göre söylem; sosyal yapı içinde bulunan ve iletişimde kullanılan metin, mesaj, konuşma, diyalog ya da sohbet şeklinde gerçekleşen bir sistem olarak tanımlanır (Lupton, 1992).

Özetle söylem analizi; metin ya da konuşmanın farklı bölümlerini birbirine bağlamaya yardımcı olan dil özellikleri, metin ya da konuşmanın genel düzeni, söylemdeki anlam, bağlam ve ilişkiler ile diğer metinler arasındaki bağlantılar, metin ile metnin üretildiği bağlam arasındaki dinamik ilişki incelenerek gerçekleştirilen analiz türü olarak tanımlanabilir (Şahin vd., 2018).

Bu araştırmada Şahin ve diğerleri (2018) tarafından geliştirilen söylem analizi modeli kullanılmıştır. Modelin ana unsurları Şekil 2’de gösterilmiştir:

Şekil 2. Söylem Analizi Modeli

Araştırmacıların ellerindeki verilerin niteliğine ve amaçlarına göre analiz yaklaşımları da farklılaşır. Bazı araştırmacılar, dilsel araçları analiz etmek için dile daha yapısal ya da resmi bir bakış açısıyla bakarlar. Bazı araştırmacılar ise sosyal bağlamda dil kullanımına bakarak, dili kimlerin, nasıl kullandıkları ile ilgilenerek daha fonksiyonel bir yaklaşım benimserler (Bavelas, Kenwood ve Phillips, 2000). Örneğin dilbilim alanındaki araştırmacılar kelime, tamlama, cümle, adıl gibi yapısal birimler üzerine daha fazla yoğunlaşırken, sosyoloji ya da siyaset bilimciler bunların üzerinde çok fazla ayrıntılara girmeyip, sosyal ilişki, güç, sosyal servet, kurum ve kimlikler üzerinde daha fazla duran dolayısı ile daha çok eleştirel söylem analizine yakın sayılabilecek bir yöntemi benimserler (Gür, 2013). Bu araştırma kapsamında Şekil 2’de yer alan modelin dilbilimsel unsurlar bölümü kullanılmamış, analizde bağlam ve metinlerarasılık bölümlerine yoğunlaşılmıştır.

Bağlam; amaç, kimlikler, yer ve zaman, iletişimsel unsurlar olmak üzere dört bileşenden oluşmaktadır. Amaç bileşeninde; söylemin içindeki ipuçları, açık ve gizli amaçlar ortaya konularak neyin, nasıl ve niçin söylendiği incelenmiştir. Katılımcıların ne söylediği, dili nasıl kullandıkları üzerinde durulmuştur. Söylemin anlamı ve amacı keşfedilmeye çalışılmıştır. Katılımcıların sözleri incelenmiş, “Bunun anlamı ne?” ve “Neden bunu söyledi?” sorularına cevap aranmıştır. Bu amaçla öncelikle söylemlerde yer alan açıklayıcı repertuvarlar belirlenmiştir. Açıklayıcı repertuvarlar, tanınır temalardan oluşan tartışma çizgileridir (Wetherell, 1998). Açıklayıcı repertuvarları belirlemek için katılımcıların söylemlerindeki benzer çizgiler ve benzer türden argümanlar belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla formlar tekrar tekrar okunmuş, verilere aşinalık kazanılmıştır (Edley, 2001). Daha sonra bu açıklayıcı repertuvarlar kapsamında yer alan ideolojik ikilemler (Wetherell, 1998) ortaya konularak söylemler yorumlanmıştır. Böylece söylemlerde yaşanan çatışmaların, uyuşmazlıkların, çelişkilerin ve zıtlaşmaların nasıl yaşandığını anlamanın bir yolu bulunmaya çalışılmıştır (Elçi, 2011). Kimlikler bileşeninde; hangi kimliklerden bahsedildiği, bu kimliklerin nasıl tanımlandığı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yer ve zaman bileşeninde; söylemin gerçekleştiği yer ve zamanın anlamlar ve değerlerle ilişkisi incelenmiştir. İletişimsel unsurlar bileşeninde; yazarın ya da konuşmacının kendisini ifade etme şekli ve etkileşim içinde olduğu diğer insanlarla ilişki kurma yolları, sosyal yapı içerisindeki konumu incelenmiştir. İnanç ve değerlerin söylem yoluyla nasıl inşa edildiği keşfedilmeye çalışılmıştır.

Metinlerarasılık bölümü katılımcıların sevgi, demokrasi ve öğrenci merkezli eğitim söylemlerinin karşılaştırılması amacıyla kullanılmıştır. Her bir söylemdeki anlam ve ilişkilerin diğer metinlerle bağlantısı incelenmiştir.