• Sonuç bulunamadı

D. Yapı Ruhsatının Geçerlilik Süresi

4. Kazanılmış Hak

Bu başlık altında öncelikli olarak kazanılmış hak kavramı sözlük ve hukuksal anlamıyla ele alınacak ve İmar Hukuku alanında önemi incelenecektir. Bununla beraber kazanılmış hak kavramının inşai faaliyetler konusunda nasıl bir uygulama

1

Danıştay Dergisi Sayı:123. 2010:259-260.

2 Gözübüyük, Tan 440-442. 3 Çağlayan 49.

4 Kalabalık, İmar Hukuku Dersleri 379. 5

60

alanı bulduğu ve özellikle de imar planı değişiklikleri sonrasında yapı ruhsatlarının bu değişiklikten nasıl etkileneceği ve bu durumda kazanılmış hak kavramının ne gibi etkiler yaratacağı incelenmelidir.

a. Kazanılmış Hak Kavramı

Sözlük anlamıyla kazanılmış hak yani müktesep hak, “ önceden yürürlükte bulunan hükümlere göre bir kişi yararına var olan bir hakkın, sonradan çıkartılan hükümlerle çiğnenememesi; bir kimsenin edinmiş olduğu hakkın onun iradesi dışında elinden alınmaması” anlamına gelmektedir.1

Kazanılmış hak kavramını, geçerli bir hukuki işleme dayanılarak kazanılan, kişisel sonuçlar doğurarak subjektif ve öznel bir hak halini alan, hukuka uygun bir şekilde tamamlanıp ilgilisinin lehine sonuç doğurduktan sonra, yürürlükteki hukuk kurallarının değişmesinden etkilenmeyerek önceki halin korunmasını sağlayan bir hak olarak tanımlayabiliriz.2

Kazanılmış hak kavramı içerik olarak belirsiz, tartışmalı ve netlik kazanmamış bir kavramdır. Bu kavramın geniş bir şekilde yer aldığı medeni hukuk alanında dahi hakkın niteliği ve muhtemel beklentiler ile arasındaki fark tam olarak açıklanamamıştır.3

Haklı beklenti uygulanması mutlak zorunlu olan bir kural değildir. Bu kavram daha çok, idarenin ister bir taahhütle, isterse uzun süren bir uygulaması ile kişiler üzerinde bir güven duygusu yaratması ve kişilerin lehlerine bir durumun oluşacağına yönelik ümitlerini ifade eder.4

Kazanılmış hak kavramı Anayasal anlamda da açıklanmamış olmakla beraber, bu kavramın Anayasa’da yer alan hukuk devleti kavramının bir yansıması olduğu yani dolaylı da olsa Anayasa’nın bu kavrama yollama yaptığı söylenebilir.5 Anayasa Mahkemesi kazanılmış haklara saygı ilkesini hukuk devletinin doğal bir sonucu olarak görmekte ve bu hakların korunmasını hukuk devletinin temel hukuk

1 Ejder Yılmaz, Hukuk Sözlüğü (İstanbul: Yetkin Yayıncılık, 1996) 457.

2 Selman Özdemir, “ İmar Hukukunda Kazanılmış Hak Kavramı ve Kavramın Kentleşmeye Etkileri” Türk İdare Dergisi Haziran-Eylül 2011: 175.

3 Özay 430. 4

Yücel Oğurlu, “İmar Planlarının Değiştirilmesinin Ruhsat ve Süren İnşaatlara Etkisi Konusunda ABD Hukukundan Çözümler: “ Aykırı Kullanım Hakkı ve Kazanılmış Parselleme Hakkı”, Atatürk

Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisis Haziran 2003:222. 14 Nisan 2012

<http://hukuk.erzincan.edu.tr/dergi/makale/2003_VII_9.pdf>.

5

61

kurallarından saymaktadır. 1Kişilerin sonradan yürürlüğe girecek mevzuat kurallarını önceden bilmesi düşünülemeyeceğinden, yürürlükteki bir yasaya ya da düzenleyici işleme güvenerek bir hakka sahip olan kişilerin bu kazanımlarının korunması hukuk devletinin temel ilkelerindendir. 2

Kazanılmış hak sadece kişisel bir durumun oluşmasından yani genel durumun kişisel bir duruma dönüşmesinden sonra söz konusu olabilir. Bu hakkın oluşumu için yeni düzenlemeden önce yürürlükte bulunan kurallar uyarınca, ilgilisinin hata, hile ya da kusuru olmaksızın bütün sonuçlarıyla elde edilen bir hakkın varlığı şarttır. 3

b. Kazanılmış Hak Kavramının İnşai Faaliyetlere Etkisi ve İmar Planı İptallerinin Sonuçları

İmar hukuku bağlamında kazanılmış hak denildiği zaman aslında kastedilen şey özel hukuktan farklı olarak hukuki korumadan faydalanan subjektif statüdür. Yani başka bir anlatımla kazanılmış hak, tamamlanmış bir işlemin geri alınması, iptali ya da değiştirilmesi durumunda daha önceden var olan statünün korunup korunamayacağı, korunacaksa bunun nasıl olacağını belirleyen bir kavramdır.4

İmar hukukunda özellikle genel düzenleyici nitelikteki imar planlarının değiştirilmesi durumunda daha önceden var olan imar planlarına göre, hukuka uygun olarak ortaya çıkan birel işlemlerin geçerliliğinin ne olacağı konusunda kazanılmış haklara saygı ilkesi ortaya çıkar.5 Danıştay uygulamalarında kazanılmış hak kavramı araştırılırken, öncelikli olarak yapı ruhsatının bulunması, inşaata başlanılmış olması, inşaatın tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlandıysa ne aşamada olduğu gibi kriterlere bakılır ve bu sebeple her olayın somut özelliğine göre farklı bir karar verilir.6 Danıştay kararlarında kişilerin fiilen kazanılmış haklarının dikkate alındığı ancak, yapı sahiplerinin iyi niyetlerine dayanan beklentilerinin çok da dikkate alınmadığı

1 İsmail Tazegül, “İmar Mevzuatının Uygulaması ve Kent Planlaması Bakımından Kazanılmış Haklar

Sorunu”,TAAD 2010:169. 10 Nisan 2012

<www.humanlawjustice.gov.tr/Uploads%5CMizanpaj%5C200.doc>.

2 Birtek 763. 3

Özdemir, “ İmar Hukukunda Kazanılmış Hak Kavramı ve Kavramın Kentleşmeye Etkileri” 176.

4 Özdemir, “İmar Hukukunda Kazanılmış Hak Kavramı ve Kavramın Kentleşmeye Etkileri” 174. 5 Oğurlu 200.

6 Kerem Canbazoğlu ve Dilhun Ayaydın, “İmar Planlarının Yargısal Denetimi 2”, TBB Dergisi

62

görülmektedir.1

Danıştay’ın uygulamaya yönelik olarak açık ve genel bir düzenlemesi bulunmaması sebebiyle her olayın özelliğine göre ayrı bir inceleme yapılmakta ve bu durum bazen tutarsızlıklara neden olmaktadır.2

İmar planları değiştirilerek yeni imar planları yapılmasında, daha önceki planın kaldırılması ve yenisini oluşturma iradesi bulunmaktadır.3 İmar planlarında asıl olan plan hiyerarşisine uygunluk ve plan bütünlüğünün korunmasıdır. Yapılacak olan plan değişikliklerinin mümkün mertebe ada bazında yapılması kişilerin haklarının korunması açısından önemlidir. Ama bu konuda yani parsel bazında değişiklik yapılmaması husunda yasal bir engel bulunmadığı gibi bazı parseller açısından bu değişiklikler zorunlu olmaktadır.4

İmar planları, kamu yararına dayanarak, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları da dikkate alınarak değişime uğrayabilirler. Ancak yeni planın hukuken geçerli bir şekilde yürürlüğe girmesiyle plan kapsamında kalan bütün taşınmazlar bu durumdan etkilenecektir. Burada ortaya çıkan sorun ise, önceki plana göre alınmış ruhsatların ve bu ruhsatlar uyarınca inşasına başlanılmış yapıların durumunun ne olacağıdır.5

Genel düzenleyici işlemlerin değiştirilmesiyle beraber oluşan geçmişe yürüme sorunu, imar planlarının değiştirilmesinde de ortaya çıkar.6

İmar planı iptali bu plana dayanılarak verilen ruhsatları kendiliğinden hükümsüz hale getirmez. Bu sebeple, usulüne uygun olarak verilmiş yapı ruhsatı uyarınca inşasına başlanılan yapıların, dayanak imar planının iptali sebebiyle yıkılmalarına karar verilmesi doğru değildir. Burada incelenmesi gereken husus yapının iptal hükmü verilen tarihe kadar gelmiş olduğu durumun tespit edilmesi ve kişinin hata, hile ya da kusuru olmaması durumunda yapının fiili olarak geldiği aşamanın kazanılmış hak olarak korunmasıdır.7

Çünkü imar planlarının değiştirilmesi herhangi bir süreyle sınırlı olmadığı gibi, maddi ve hukuksal şartlardaki değişiklikler sonucu hukuka uygun imar planları da her zaman değiştirilebilir. Kazanılmış hak kavramının önemi burada

1 Tazegül 177. 2

Oğurlu 204.

3 Kahraman Berk, “ İstanbulun Üst Ölçekli Planlaması ve Yok hükmünde Metropolitan İmar Planı”,

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 2005-2006:68. 06 Haziran 2012 <www.iudergi.com/tr/index.phb/hukukmhb/article/view/2486/2075 >.

4 Oğuz Sancakdar, “ İmar Hukukunda “ Yüksek Yapı” Kavramı ve Yüksek Yapıların (Gökdelenler

Dahil) Yıkımında Karşılaşılabilen Bazı Hukuki Sorunlar”, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk

Fakültesi Dergisi Temmuz 2009: 62 . 5 Tazegül 175.

6 Oğurlu 164. 7

63

ortaya çıkar.1

Danıştay bu konuyla ilgili vermiş olduğu bir kararında “Dosyanın incelenmesinden, dava konusu inşaat ruhsatının verildiği alanda 18.10.2000 günlü, 54 sayılı belediye meclisi kararı ile imar planı değişikliğinin yapıldığı, bu plan değişikliğine uygun olarak dava konusu inşaat ruhsatının düzenlendiği ve 30.06.2003 tarihinde söz konusu imar planı değişikliğinin ve inşaat ruhsatının iptali istemiyle dava açıldığı, Konya 2. İdare Mahkemesi’nin 30.07.2004 günlü, E:2003/162 sayılı kararıyla imar planı değişikliğinin yürütülmesinin durdurulmasına karar verildiği, 05.11.2004 günlü, E:2003/162, K: 2004/1218 sayılı kararıyla da imar planı değişikliğinin iptal edildiği anlaşılmaktadır.

İmar planı değişikliğinin yargı kararı ile iptal edilmiş olması, bu işleme dayalı olarak verilmiş inşaat ruhsatının iptalini gerektirmez. İdarece, yargı kararının gereğinin yerine getirilmesi amacıyla tesis edilecek yeni imar planı sonrasında inşaatların durumunun değerlendirilmesi, bu yeni imar planına göre yapıların ruhsata bağlanması mümkün değilse inşaat ruhsatı sahibinin hatası, hilesi veya isnat edilebilecek bir kusuru olmadan inşaatı o tarihte yürürlükte olan imar planına uygun olarak inşa edilmek suretiyle kullanılabilir hale getirilmesi nedeniyle kazanılmış hak ilkesi de göz önünde bulundurularak bu aşamadan sonra inşaat ruhsatının iptal edilmesi gerekmektedir.”denilerek açık bir şekilde imar planı değişikliğinin ruhsat iptali gerektirmediği, inşaatların durumunun yeni imar planına göre ve kazanılmış hak ilkesi de ele alınarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.2 Danıştay’ın kesinleşen imar planı iptalleri ya da yargılama aşamasında olan imar planı iptali konulu davalar incelenirken pek çok kararında kazanılmış hak kavramının kabulü için yapı kullanma izninin varlığını aradığı görülmektedir. Danıştay bir kararında “ Yapı ruhsatı uyarınca başlanmış inşaatlarda kazanılmış haklar saklı olup, inşaatın bitimi, yapı kullanma izninin verildiği tarih olup, bu izin verilmeden yapı bitmiş sayılmaz...Ancak, yapı için yargı kararlarından önce, yapı kullanma izin belgesinin düzenlenmiş olduğunun belirlenmesi halinde, izin alınan yapı ya da yapı kısımları için inşaatın bittiği ve kazanılmış hakkın doğduğunun kabulü gerekmektedir.”diyerek yapı kullanma izni alınmış olmasının kazanılmış hak kavramı üzerindeki etkisine

1 Oğurlu 200.

2 Danıştay 6. Dairesi’nin 2005/5805Es, 2007/846Kr sayılı ve 13.02.2007 günlü çevrimiçi elde edilen

64

değinmiştir.1

Ancak, Danıştay’ın pek çok kararında görüldüğü üzere yapı kullanma izni alınmış olması kazanılmış hakkın varlığı açısından bir zorunluluk olmayıp, bir değerlendirme kriteri olarak ele alınmaktadır. Danıştay 6. Dairesi’nin 2008/11988Es, 2010/8758Kr sayılı ve 05.10.2010 günlü kararı ile 2008/10545Es, 2010/8826Kr sayılı ve 05.10.2010 günlü kararlarında “Yapının; yargı kararından önce imar planına ve ruhsata uygun olarak inşaa edilmiş bölümlerinin davacı yönünden kazanılmış hak doğuracağı tabidir.” şeklinde belirtildiği gibi kazanılmış hak kavramında önemli olan yapıların verilen ruhsata uygun olarak inşa edilmiş olmalarıdır.

İmar planı iptalinden önce usulüne uygun olarak verilen yapı ruhsatı uyarınca inşai faaliyetler devam etmekteyken, idare tarafından ruhsatın dayanağı plana ilişkin iptal kararı verilmesi durumunda idare, yapıya ilişkin seviye tespiti yapmalı, ve yapılan bu seviye tespiti sonrasında inşaatlar durdurulmalıdır. Plan iptalinin kesinleşmesi halinde yapının durdurma işlemine kadar gelen kısmı kazanılmış hak çerçevesinde korunacak ve yeni plana aykırı olmayacak şekilde yapının devamına izin verilebilecektir.2 Yani kazanılmış hak sadece yapının, plan değişikliği ya da iptaline kadar tamamlanmış olan kısmını koruyacaktır. Örneğin zemin + 4 Kat için yapı ruhsatı alınmış olması durumunda plan iptaline kadar sadece 3 kat yapılmışsa bu 3 kat için kazanılmış hak doğacaktır.3

Danıştay 6. Dairesi’nin vermiş olduğu bir kararda “ 2577 sayılı Yasa’nın 28. maddesi uyarınca, uyuşmazlık konusu yapıların yapımına dayanak oluşturan uygulama imar planının iptali ya da yürütmesinin durdurulması kararı üzerine, davacı idarece bu kararın gereklerine göre gecikmeksizin uygulanması amacıyla, plana göre yapılmakta olan yapıların mevcut durumunun tespitine yönelik olarak 3194 sayılı Yasa’nın 32. maddesine göre inşai faaliyete devam edilmesinin tedbir olarak mühürlenmek suretiyle durdurulması gerekmektedir. Bu şekilde, uygulama imar planına karşı açılan davanın yargılama süreci içerisinde verilecek kararlar ile bu kararlar üzerine yeniden yapılacak olan imar planında inşai faaliyeti durdurulan yapılar için öngörülen durumun, mevcut ruhsatın bu plana uygun olduğu ve inşai faaliyetin devam edilmesini engelleyen bir yönünün bulunmadığının tespiti halinde mühürlemenin sona erdirilerek inşai

1

Danıştay 6. Dairesi’nin 2009/551Es, 2011/1104Kr sayılı ve 04.05.2011 günlü çevrimiçi elde edilen kararı.

2 Özdemir, “İmar Hukukunda Kazanılmış Hak Kavramı ve Kavramın Kentleşmeye Etkileri” 185. 3 Suat Şimşek, “Ruhsatsız veya Ruhsat ve Eklerine Aykırı Yapıların Yıktırılması 2”, Maliye ve Sigorta Yorumları, Mayıs 2009: 82.

65

faaliyetin, mevcut ruhsatına göre devamına izin verilmesi gerektiği, aksine bir durumun tesbitinde ise, yeni yapılan imar planına aykırı olan yapı ruhsatının iptali yoluna gidileceği tabidir.” denerek belirtildiği gibi, kazanılmış hakkın tespiti açısından yapının gelmiş olduğu aşamanın bilinmesi ve bu sebeple yapının tedbiren mühürlenmesi gerekmektedir.1

Danıştay 6. Dairesi’nin benzer nitelikteki başka bir kararında ise; “ Olayda, 24.10.1995 günlü inşaat ruhsatı, verildiği tarihte yürürlükte olan imar planına uygun olarak düzenlenmiş, bu ruhsata dayalı olarak inşaata başlanılmış, anılan planın 22.05.1997 tarihinde İdare Mahkemesince iptal edilmesine karşın inşaat mühürlenmeyerek devamına izin verilmiştir. Davalı idarece iptale ilişkin Mahkeme kararının onandığı26.11.1998 tarihi itibariyle dahi işlem yapılmamış, yeni planın yürürlüğe girdiği tarihten yaklaşık 2 yıl sonra inşaat ruhsatı iptal edilmiştir.bu durumda, davalı idarece 22.05.1997 günlü Mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmesi için ancak 25.02.2000 gününde bir işlemin tesis edilmesi ve inşaat ruhsatının iptal edildiğinden bahisle tadilat projesi yapılmasının da istenilmesi nedeniyle arada geçen bu sürede yapımına devam eidlen inşaatın bu tarihe kadar tamamlanmış kısmının korunması zorunlu olduğundan, bu hususun göz önünde bulundurulması suretiyle İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.” denilerek yapı ruhsatının dayanağı imar planının iptali durumunda yapının mühürlenmesi gerekliliğinin önemi vurgulanmıştır. (Danıştay 6. Dairesi’nin 2003/6430Es, 2004/948Kr sayılı kararı)2

Hukuken geçerli bir plana dayanmayan imar durumu da kazanılmış hak sağlamayacaktır. Kazanılmış bir haktan söz edebilmek için düzenlendiği tarihte imar planı ve yönetmeliklerine uygun olarak verilmiş bir ruhsatın varlığı şarttır. Aksi takdirde başından beri usulsüz olan bir yapı ruhsatı sonucu yapının tamamlanmış olması kişiye kazanılmış hak sağlamayacaktır.3

Yapının geçerli süre içerisinde tamamlanamaması sebebiyle yeniden ruhsat başvurusunda bulunulduğu sırada imar planında değişiklik yapılırsa, bu durum da dikkate alınmalıdır. Eğer değişiklik yapılaşma hakkına bir kısıtlama içermiyorsa yeni yapı ruhsatı açısından bir sorun doğmayacaktır. Ancak, aksi bir durum söz konusuysa ve ruhsata konu parselin kullanım amacı değiştirilmişse yapıya yeniden ruhsat

1 Danıştay 6. Dairesi’nin 2008/160Es, 2010/2283Kr sayılı ve 08.03.2010 günlü çevrimiçi elde edilen

kararı.

2

Legal Hukuk Dergisi Ocak. 2005:253-255.

3

66

verilmeyecektir. Ancak, burada da başlanılmış inşaatlarda kazanılmış haklar korunacaktır.1

Kazanılmış hak kavramı sadece imar planı değişiklikleri durumunda karşımıza çıkmaz. Bunun dışında pek çok sebep dolayısıyla bu kavramın tartışılması ve devam eden inşai faaliyetler üzerindeki etkisinin incelenmesi gereklidir. Danıştay 6. Dairesi’nin vermiş olduğu 2009/11838Es, 2010/1746Kr sayılı karar bu konuda incelemeye değerdir. Bahse konu kararda yapı izin belgesinin hukuki dayanağının ortadan kalkması durumu kazanılmış hak çerçevesinde ele alınmıştır. Kararda “ Boğaziçi Öngörünün Bölgesinde bulunan taşınmaza ilişkin yapı ruhsatının verildiği tarihten önce11.12.1986 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin 1985/11Es, 1986/29Kr sayılı kararıyla, yapı izin belgesinin hukuki dayanağını oluşturan 3194 sayılı Yasanın 47. Maddesinin ilgili hükmünün iptal edildiği, yapı ruhsatının bu tarihten sonra ancak bahsi geçen Anayasa Mahkemesi kararının Resmi Gazetede yayımlandığı 18.04.1987 tarihinden önce 13.02.1987 tarihinde TRT kurumu vasıtasıyla, müteakkip günlerde de yazılı basın marifetiyle kamuoyuna duyurulduğu da dikkate alındığında, yapı ruhsatının alınarak yapıya başlanılan tarihlerde, ruhsatların hukuki dayanağının bulunmadığının bilinmediğinden bahsetmenin mümkün olmadığı,idarece verilmiş yapı ruhsatlarının hukuka aykırı olduğu, dolayısıyla bu işlemden yararlanan yapı sahibi lehine müktesep hak sağlamayacağı hususunun tartışmasız olduğu” denilerek hukuki dayanaktan yoksun bir yapı ruhsatına dayanılarak yapılan inşai faaliyetlerin kazanılmış hak çerçevesinde korunamayacağı belirtilmiştir.2