• Sonuç bulunamadı

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunun Cezai Yaptırımı

İmar Kirliliğine neden olma başlığı altında düzenlenen bu suç TCK’nun 184. maddesinde yer almaktadır. Bu maddenin ilk fıkrası “ Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünü içermektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere Türk Ceza Kanunu’nun konuyla ilgili düzenlemesinde kullanılan bina kavramı, İmar Kanunu’ndaki yapı kavramından daha farklı kullanılmış ve bu kavramlar birbirinden ayrılmıştır. Bina kavramı daha dar bir kavram olması sebebiyle bu madde uygulaması hukuka aykırı bütün yapıları kapsamamaktadır. Ancak, bu farklı ele

1

Ruşen Keleş, “Kente Karşı Suç” Aralık 2007: 45 10 Mayıs 2012. <http://ankara.mo.org.tr/dosya/dosya6.pdf#page=26>.

2 Ayşegül Mengi, “ Kente Karşı Suç- İmar Suçu” Aralık 2007: 47-48 10 Mayıs 2012

<http://ankara.mo.org.tr/dosya/dosya6.pdf#page=26 >.

3 Cevat Geray, “Güvenli Kent Ve Kente Karşı Suçlar Üzerine” Aralık 2007: 51 10 Mayıs 2012.

<http://ankara.mo.org.tr/dosya/dosya6.pdf#page=26 >.

4 Çetin Arslan ve Bahattin Azizağaoğlu, Yeni Türk Ceza Kanunu Şerhi ( Ankara:Asil Yayın, 2004)

145

alışın kasıtlı olarak yapıldığını düşünmektense, kanun çalışmalarında uzman bir kişinin bulunmamış olduğunu düşünmek daha akla yatkındır.1

Bu fıkrada belirtilmiş olan suç, bina yapmak veya yaptırmakla işlenmiş sayılacağı için suçun faili de binayı inşa eden yüklenici, taşeron, usta olabileceği gibi inşaatın sahibi de olabilecektir. Bununla beraber teknik denetim sorumluluğu olan ancak, bunu yerine getirmeyen kişilerin de bu suçtan dolayı sorumluluğu olacaktır.2

184. maddenin 2. ve 3. devam fıkralarında ise, “ Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”denilmektedir.

İkinci fıkrada belirtilmiş olan elektrik, telefon veya su bağlantısı yapılmasının suç oluşturabilmesi için bunların şantiyeye yapılması şartı koşulmuştur. Yani bu bağlantıların kaçak binaya yapılması suç sayılmamıştır. Ayrıca burada suç oluşturan hareket bu hizmetlerin bağlanmasına müsaade edilmiş olmasıdır.3 Burada fail olarak kabul edilecek kişi kurum yetkilileri, belediye görevlileri olabileceği gibi başka bir binadan bu bağlantının yapılmasına müsaade eden kişiler de olabilir. Üçüncü fıkrada ise herhangi bir sınai faaliyetin icrasına izin veren kişi suçun faili olarak kabul edilmiştir.4

Bu suçun oluşması için yetkili kişinin izni yeterlidir. Yoksa izin verilen sınai faaliyetin bizzat kullanılıp kullanılmaması suçun oluşumu açısından önemli değildir.5

Kanun maddesinde 3. fıkrada belirtilen durum hariç ilgili madde hükümlerinin belediye sınırları içinde ya da özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanacağı belirtilmiştir. Madde gerekçesinde her ne kadar özel imar rejimine tabi yerler olarak organize sanayi bölgeleri örnek gösterilmiş olsa da kültür ve tabiat

1 Çolak, İmar Hukuku 463.

2 Hasan Gerçeker, Yorumlu Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, Cilt 2(Ankara: Cantekin Matbaacılık,

2011) 2014.

3

Ergen, “5237 Sayılı TCK’nun 184. Maddesinde Yer Alan İmar Kirliliği Suçu Açısından Belediye Görevlilerinin Durumu”, Beklenen Mahalli İdareler Dergisi, 2006: 20.

4 Gerçeker 2016. 5

Ergen, ” 5237 Sayılı TCK’nun 184. Maddesinde Yer Alan İmar Kirliliği Suçu Açısından BelediyeGörevlilerininDurumu”, 20.

146

varlıklarının bulunduğu alanlar, kıyılar ya da özel çevre koruma bölgeleri gibi alanlar da bu rejime tabi yerler olarak düşünülmelidir. Çünkü özel imar rejimine dahil olma durumu ancak ortaya çıkan uyuşmazlıkların yargı kararlarıyla çözümü esnasında her olaya göre incelenerek netlik kazanacaktır.1

Maddenin ilgili fıkrasından da anlaşıldığı üzere bu suç sadece belediye sınırları içinde ya da özel imar rejimine tabi yerlerde uygulama alanı bulacağından belediye sınırları dışındaki köylerde bu suçun işlenmesi mümkün olmayacaktır.2

Yargıtay 4. Ceza Dairesi konuyla ilgili 2009/1629Es, 2011/1702 Kr ve 15.02.2011 günlü kararında, “ 3194 sayılı İmar kanunu’nun 1, 2, 5 ve 21. maddeleri ile Belediye ve Mücavir Alan Sınırları İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliği hükümlerine göre, imar planı bulunmayan alanlarda bina yapımı için yapı ruhsatı alınması zorunluluğu ve mücavir alanların imar mevzuatı yönünden belediyelerin yetki, denetim ve sorumluluğu altında bulunması karşısında, mücavir alan sınırları içinde işlenen imar kirliliğine neden olma eylemlerinin de TCY’nın 184. maddesi kapsamında kalıp cezai yaptırıma bağlandığının kabulü gerektiği gözetilerek, kanıtların toplanarak sonuca göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi yerine, suçun işlendiği yer olan mücavir alanın TCY’nın 184. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği biçimindeki yasal olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi hukuki olarak yanlıştır.” denilmesinden de anlaşılacağı üzere mücavir alanlar da bu madde kapsamında değerlendirilmelidir.3

Suçun faili tarafından ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yapılan veya yaptırılan binanın ruhsata uygun hale getirilmesi durumunda ise kamu davası açılamayacaktır. Şayet zaten var olan bir kamu davası söz konusuysa bu dava düşecek ve kişiye hükmedilen cezalar da tüm sonuçlarıyla ortadan kalkacak yani hiç verilmemiş gibi olacaktır.

Maddenin beşinci fıkrasında özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi yapılmıştır.4

Normal şartlar altında ruhsata ve imar planlarına aykırı yapılarda tespitle beraber faile makul bir süre verildikten sonra aykırılıkların giderilmediğinin

1 Halil Kalabalık, “Türk Hukuknda Kırsal Alanlarla İlgili Yapı ve Faaliyet Hesapları” Sayı 1-2

2007:881.05 Nisan 2012 <http://www.hukuk.gazi.edu.tr/editor/dergi/halil_kalabalik_33.pdf>.

2 Ergen, “5237 Sayılı TCK’nun 184. Maddesinde Yer Alan İmar Kirliliği Suçu Açısından

BelediyeGörevlilerininDurumu”, 21.

3 Legal Hukuk Dergisi Mart 2011: 1088-1089. 4

147

anlaşılması halinde dava açılması için Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması gereklidir. Ancak, imar planı değişikliği gibi sebeplerle fiil suç olmaktan çıkarılırsa ceza davasının da ortadan kalkması gerekmektedir.1