• Sonuç bulunamadı

3. KAZANÇ KALİTESİNİN KAVRAMSAL ANALİZİ

3.2. Kazanç Kalitesini Etkileyen Faktörler ve Kazanç Kalitesinin Temel

3.2.1. Kazanç Kalitesinin Temel Göstergeleri

Gerek finansal raporların gerekse kazancın kalitesi açısından finansal raporlama kalitesinin odağında ilişkili tarafların bilgilendirilmesi konusunun olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, işletmelerin finansal raporlarının kalitesinin belirlenmesi finansal piyasalar açısından da işletmeler için olduğu kadar önem arz etmektedir. Bu nedenle, finansal raporların ve/veya kazancın kalitesi üzerine geniş bir literatür oluşmuştur. Araştırmacılar tarafından finansal raporlama kalitesi “kazanç yönetimi derecesi”, “ihtiyatlılık derecesi” ve “tahakkuk kalitesi” gibi olgular ışığında değerlendirilmektedir (Choi ve Pae, 2011: 409). Öte yandan, kazanç kalitesine ilişkin Francis vd. (2006) 7 adet gösterge belirlemektedir. Bu göstergeler muhasebe temelli ve piyasa temelli göstergeler olarak iki sınıfta ele alınmaktadır. Muhasebe temelli göstergeler “tahakkuk kalitesi”, “süreğenlik”, “tahmin edilebilirlik” ve “değişkenlik” olmakla birlikte muhasebe raporlarından elde edilen verilere dayanmaktadırlar. Piyasa temelli göstergeler ise “değere ilişkinlik”, “zamanında sunum” ve “ihtiyatlılık” olarak belirlenmektedir. Bu göstergeler hem muhasebe raporlarından

58

hem de piyasa verilerinden elde edilen bilgilere dayanmaktadırlar (Durak ve Gürel, 2014: 96).

Yel (2009), kazanç kalitesi ile ilgili literatür de yapılan tanımlamalardan yola çıkarak kazanç kalitesinin göstergelerini 7 başlık altında toplamıştır.

1.Süreklilik 2.Tahmin edilebilirlik 3. Değişkenlik ya da İstikrarlılık 4. İlgililik 5. Güvenilirlik 6.Tahakkuk Kalitesi 7. Kazanç Yönetimi

Aşağıda bu göstergeler başlıklar halinde incelenecektir.

3.2.1.1. Süreklilik

Kazancın süreklilik özelliğine sahip olması istenen bir durumdur. Kazancın süreğen olması durumunda, açıklanan kazanç tutarının izleyen dönemlerde de mevcut olacağı ve geleceğe yönelik bilgiler sunabileceği düşünüldüğünde sürekliliğin artmasıyla kazancın kalitesinin de arttığının kabul edilmesi mümkündür (Durak ve Gürel, 2014b: 96).

Schipper ve Vincent (2003) literatürde çoğu zaman “süreklilik” (persistence) gösteren kazançlar ile “sürdürülebilir” (sustainable) kazançların birbirinin yerine eşdeğer olarak kullanıldığını belirtmektedirler. Schipper ve Vincent yüksek kaliteli kazançları sürdürülebilir ya da süreklilik gösteren kazanç olarak tanımlamışlardır. Williams (2005)’a göre genellikle kazançlar sürdürülebilir ise yüksek kaliteli olduğu düşünülür. Örneğin, firmanın mallarına bağlı müşteriler veya marka tanınmışlığından doğan kazançlar yüksek kalitelidir. Diğer taraftan bir binanın satışından ya da bir davanın olumlu sonuçlanmasından elde edilen kazançlar tipik olarak tekrar etmez (bir defalıktır), yani sürdürülemez (Yel, 2009: 15).

Başka bir ifade ile, dönem içerisindeki kazançlar mevcut performansı doğru yansıtırsa ve eğer mevcut dönem performansı gelecek dönemlerde de sürüyorsa, bu durumda kazanç kalitesi tanımına göre kazancın sürekliliğinin yüksek olduğunu

59

söyleyebiliriz. Fakat süreklilik tek başına kazanç kalitesi için belirleyici değildir; kazanç akışı firmanın içsel değerini de yansıtmalıdır (Dechow ve Schrand, 2004, 6; Yel, 2009: 23).

3.2.1.2. Tahmin Edilebilirlik

FASB kazanç kalitesini, yatırımcıların cari döneme ait olan kazançları etkili bir şekilde kullanarak gelecek dönem kazançlarını tahminlemesindeki yararlılık olarak tanımlamıştır (SFAS No.132, par.26, FASB,1998). FASB’ın kavramsal ifadesine göre, kullanıcının, ilgilendiği konularda doğru tahmin yapma yeteneğini arttırmak üzere, kazanç bileşenleri ve net kazanca ait bölümlerini de içeren tüm finansal raporlama araçları için, kazancın tahmin edilebilmesi özelliği göz önünde tutulması gereken en önemli unsurlardan biridir (Yel, 2009: 23).

Bu özellik kısaca; geçmiş dönemlerde raporlanan kazanç performansının geleceğe yönelik kazancın tahmin edilmesinde kullanılabilir olması şeklinde ifade edilebilmektedir. Tahmin edilebilirlik bilginin ihtiyaca uygunluk niteliğine sahip olmasının ön koşullarından olduğu için kazanç kalitesi ile doğru orantılı olduğunun savunulması mümkündür (Durak ve Gürel, 2014b: 96).

Giner ve Reverte (1999), Christian ve Jones (2004) bu tahmin edilebilirlik özelliğini kazanç kalitesi ile ilişkilendirmektedirler. Christian ve Jones (2004) kazancın akışına yapılacak herhangi bir etki veya değişiklik, kazanç kalitesini bozacağı için, gelecek dönemlere ait olan kazançların tahmin edilmesini zorlaştıracaktır. Lev (1989), kazancın rolünün, yatırımcıya hisse senetlerinden ne kadar geri alacağı bilgisini vermek olduğunu söylemiştir. Yani, geleceği tahmin etmede daha güçlü olan kazanç daha kalitelidir (Yel, 2009: 31).

3.2.1.3. İstikrarlılık (Değişkenliğin Göreceli Yokluğu)

İstikrarlılık (değişkenliğin göreceli yokluğu) bazen yüksek kalitedeki kazanç ile olan ilişkisinden dolayı kazanç kalitesini değerlendirmek için kullanılan bir yaklaşım ve bazen de gelirin istikrarlı olduğunu kanıtlamak için yapılan bir testtir. Çünkü iş modeli ve açıklanan ekonomik çevrenin oynak olmasına rağmen raporlanan kazancın istikrarlı olması yönetimin istikrarlaştırma uygulamalarına işaret eder. İstikrarsız dalgalanmalar yerine sabit gelir ve kazanç artışı sağlamak için yapılan bir

60

çaba olan kazancın istikrarlı hale getirilmesi, kazanç yönetiminin potansiyel bir bileşenidir. Genellikle, tahakkuk muhasebesi kazancın istikrarlı hale getirilmesini destekler (Giroux, 2004, 5). Kazancın istikrarlı hale getirilmesi; istikrarlı bir eğilim gösterdiğini ve şirketin kârlılığına ilişkin riskin az olduğu izlenimi yaratmak amacıyla, kazancın çeşitli muhasebe uygulamaları ve faaliyetlere ilişkin kararlarla değiştirilmesidir. Bao ve Bao (2004)’ e göre kazancın istikrarı için birçok gösterge bulunmaktadır ancak bu göstergelerin temel amacı kazançların değişkenliğini, satışların değişkenliği ile karşılaştırmaktır. İstikrarlı bir kazanç için, kazançların değişkenliğinin satışların değişkenliğinden daha düşük olması gerekmektedir (Yel, 2009: 28).

3.2.1.4. Güvenilirlilik ve İlgililik

Hem ilgililik hem de güvenilirlik yüksek kazanç kalitesi için gereklidir. Fakat bu iki faktörün göreceli olarak üstünlüğünü ifade etmek de zordur. Güvenilir bir rakam kanıtlanabilir ve hatalardan büyük ölçüde arınmış olandır. Güvenilir bir rakam çok az yargı ve tahmin içerir. İlgili bir rakam, o ana özeldir ve değerleme için bir tahmin değeri taşır. Yani, teoride değerleme için ilgili olan bir rakam, eğer güvenilir değilse kullanışlı olmayacaktır. Eğer bir işletmenin kazancı hem daha güvenilir hem de daha ilgili ise diğer işletmelere nazaran kazancının daha kaliteli olduğu söylenebilir (Dechow ve Schrand, 2004, 6). Aslını temsil etme ve doğrulanabilirliğin ayrı bir ölçütü olmamasına rağmen, Dechow ve Dichev (2002)’i de içine alan birçok araştırma kazanç güvenilirliği veya kalitesinin ters bir ölçütü olarak, örneğin anormal tahakkukları, aşırı tahakkukları veya tahakkuk tahmin hatalarını kullanmışlardır (Yel, 2009: 31).

3.2.1.5. Tahakkuk Kalitesi

Kazanç rakamını oluşturan, nakit akışları ve tahakkuklar olmak üzere iki bileşen bulunmaktadır. Nakit akışları, hali hazırda kesinleşmiş rakamlar oldukları için, tahakkukların kalitesinin belirlenmesi aynı zamanda kazanç rakamlarının da kalitesinin belirlenmesi anlamına gelmektedir. Tahakkuklar ise nakit akışlarına dönüştükleri ölçüde kaliteli sayılmaktadırlar (Dechow ve Dichev, 2002: 38; Francis vd., 2006: 270).

61

Barragato ve Markelevich’e göre (2003) kazancın nakite olan yakınlığı arttıkça kazanç kalitesi artacak ve gelecek dönem faaliyet nakit akışını tahmin edebilen bir kazanç akışı özelliğiyle “yüksek kaliteli” bir nitelik sunacaktır. Francis vd. (2004) tahakkuk kalitesini, nakit akışına yaklaşan kazançların daha çok istenen kazançlar olduğu şeklinde açıklamaktadırlar (Yel, 2009: 32).

3.2.1.6. Kazanç Yönetimi

Schipper (1989)’a göre kazanç yönetimi, dışarıya yapılan finansal raporlama sistemine, özel bir kazanç sağlama amacıyla, bilinçli bir şekilde müdahale etmektir. Kazanç yönetiminin kazancın kalitesini düşürdüğü söylenebilir. Bu bağlamda, bazı araştırmacılar kazancın kalitesine kazanç yönetimi perspektifinden yaklaşmışlardır. Eğer kazanç yönetimi yapıldığına dair bir ipucu yoksa kazanç kalitesinin daha yüksek olduğunu varsaymışlardır. Bu perspektiften bakıldığında, kazançların yöneticiler tarafından manipüle edilip edilmediği araştırılırken tahakkuklar da incelenmektedir ( Yel, 2009: 33).

Literatür de genelde kazanç kalitesini ölçmeye çalışırken, kazancı; nakit akışı ve toplam tahakkuklara ayırarak incelemişlerdir. Toplam tahakkuklar firmaların kazanç tutarı ile nakit akış tutarı arasındaki fark olarak tanımlanabilir. Toplam tahakkukların yapısı incelendiğinde isteğe bağlı ve isteğe bağlı olmayan iki unsurdan oluştuğu görülmektedir. İsteğe bağlı tahakkuklar muhasebeleştirme işlemlerinde yöneticilerin takdir haklarını kullanmaları sonucunda oluşmaktadır. Bundan dolayı literatürde tahakkukların güvenilirliği tartışılmakta ve tahakkukların güvenilirliğinin düşük olmasından dolayı kazanç kalitesini düşürdüğü kabul edilmektedir. Nakit akışlarının ise tahakkuklara göre yüksek güvenilirliğe sahip olduğu ve kazanç kalitesini yükselteceği kabul edilmektedir (Yel, 2009: 3).

Görüldüğü üzere yapılan çalışmalardan, kazanç kalitesinin sağlanması açısından genel olarak sisteme etki eden işletme içi faktörler kadar işletme üstü faktörlerin de etkili olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bu bağlam da kazanç kalitesini etkileyen faktörlerin de incelenmesi yararlı olacaktır.

62