• Sonuç bulunamadı

2. FİNANSAL BİLGİ KALİTESİNİN KAVRAMSAL ANALİZİ

2.3. Finansal Bilginin Kalitatif (Niteliksel) Özellikleri

2.3.2. Destekleyici Niteliksel Özellikler

Karşılaştırılabilirlik, doğrulanabilirlik, zamanında sunum ve anlaşılabilirlik, ihtiyaca uygun ve gerçeğe uygun bir şekilde sunulan bilginin faydasını arttıran niteliksel özelliklerdir. Ayrıca destekleyici niteliksel özellikler, bir ekonomik olayın sunumunda kullanılabilecek iki yöntemin de aynı derecede ihtiyaca uygun bilgi ürettiği ve gerçeğe uygun şekilde sunum sağladığı durumlarda, yöntemlerden hangisinin kullanılması gerektiğinin belirlenmesinde faydalı olabilir.

Destekleyici niteliksel özellikler, mümkün olduğu ölçüde azami seviyeye çıkarılmalıdır. Ancak, bilgi ihtiyaca uygun olmadığında veya gerçeğe uygun bir şekilde sunulmadığında, destekleyici niteliksel özellikler bu bilgiyi, tek başına ya da grup olarak, faydalı kılamaz (Kavramsal Çerçeve, b.3, p.33).

19

2.3.2.1. Karşılaştırılabilirlilik

Finansal tablolardaki bilgilerin kullanıcılarına yararlı olabilmesi için karşılaştırılabilirlik özelliğine sahip olması gerekir. Bunun içinde, muhasebe uygulamaları için seçilen muhasebe politikalarının birbirini izleyen dönemlerde değiştirilmeden uygulanmasına, yani tutarlılık ilkesine uyumu gerektirir.

Finansal raporlamaya ilişkin kavramsal çerçevenin; 20 - 25. maddeleri finansal tablodaki bilgilerin karşılaştırılabilirliliği ile ilgilidir. Buna göre; finansal tablolar bir önceki döneme karşı karşılaştırmalı olarak düzenlenir ve karşılaştırmalı bilgilerin belirlenmesinde cari dönem finansal tablosuna uygulanan ilke ve yöntemler esas alınır. Mümkün olan durumlarda bir önceki dönemin finansal bilgileri cari dönemde uygulanan ilke ve yöntemlere göre yeniden belirlenir. Bir önceki dönemin finansal tablo kalemlerinin düzeltilmesinde "TMS-8"Muhasebe Politikaları, Muhasebe Tahminlerinde değişiklikler ve Hatalar" Standardı dikkate alınır. Bunun mümkün olmadığı durumlarda cari dönemde, bir önceki dönemde uygulanan ilke ve yöntemlerde yapılan değişiklikler ile bu değişikliklerin ilgili finansal tablo kalemleri üzerindeki parasal etkisi dipnotlarda açıklanır.

Finansal tabloların karşılaştırılabilir olma özelliği, bir işletmenin birden fazla döneme ilişkin işlemlerinin benzerlik ve farklılıklarının ortaya konabilmesini sağlar. Bu bağlamda, bir işletmenin değişik dönemlerine ait finansal tablolarına bakarak farklılıklar ve benzerliklerin ortaya konabilmesi aşağıdaki koşulların varlığını gerektirir:

• Finansal tabloların hazırlanışında bir örneklik sağlanmış olmalıdır.

• Finansal tablolarda yer alan kalemler aynı bölüm başlıkları altında toplanmalıdır. Böylece dönemlerin karşılaştırılarak dönemler itibariyle farklılıkların ortaya çıkmasına fırsat verilmelidir.

• Uygulanan muhasebe ilkeleri mümkün olduğunca değiştirilmemelidir. Her dönemde farklı ilkelerin uygulanması karşılaştırılmaları güçleştirir, örneğin, stok değerlendirmede bir dönem ilk giren ilk çıkar (FİFO), sonraki dönemlerde son giren ilk çıkar (LİFO) yönteminin uygulanması finansal tabloların karşılaştırılmasını anlamsız kılar. Aynı şekilde amortisman yöntemlerinin dönemden döneme değiştirilmesi hatalı yorumlamalara neden olur. Ancak, muhasebe politikalarının

20

uygulanmasında değişiklik yapmak kaçınılmaz ise, bu farklılık ve nedenleri finansal tablolarda açık bir biçimde ortaya konmalı ve bilanço dipnotlarında açıklanmalıdır.

Belirtilen bu üç koşul yerine getirildiği takdirde, finansal tabloların karşılaştırılabilir olma özelliği sağlanır ve finansal tablolar dönemler itibariyle karşılaştırılarak yararlı bilgiler edinilebilir. Bu koşullardan birinin yerine getirilmemesi karşılaştırmanın sağlayacağı yararları ortadan kaldırabilir.

Bugün tek bir işletmenin farklı dönemlere ilişkin finansal tabloların karşılaştırılabilirliğinin yanında, ekonomideki tüm işletmelerin finansal tablolarının en azından ana hatlarıyla birbirleriyle karşılaştırılabilir olmasına çalışılmaktadır.

Bu, başarılması çok güç, kuvvetli bir ulusal muhasebe meslek kuruluşunu gerektiren işlemdir. Çünkü, tüm muhasebe uygulamalarında kabul edilecek, titizlikle saptanmış ve ekonomik gelişmelere uydurulmuş muhasebe ilkeleri ancak böyle bir dinamik kuruluş tarafından belirlenebilir.

Finansal tabloların işletmeler arası karşılaştırılabilir olmasını sağlamak için şu iki sorunun cevaplanması gerekmektedir.

• Özel bir muhasebe uygulaması veya yöntemi gerektiren durumların belirlenmesi ve tanımlanması,

• Bu durumlara uygulanan farklı muhasebe uygulama ve yöntemlerinin giderilmesi.

Ülkemizde son zamanlarda muhasebe standartlarında yapılan çalışmalarla bu konulara ağırlık verildiği gözlenmektedir. Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ile ülke düzeyinde finansal tablolarda tek düzenlik sağlanmıştır. Uluslararası Muhasebe Standartları ile tam uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlarının uygulanmasıyla da hem sektörler arasında karşılaştırılabilirlik, hem de uluslararası düzeyde karşılaştırılabilirlik sağlanmaya başlanmıştır. Artık ülke düzeyinde karşılaştırılabilirliği sağlamak yeterli olmamaktadır. Yatırımcıların alacağı ekonomik kararlarda doğru yönlendirilebilmeleri için, küreselleşmenin sonucu olarak dünyada da aynı muhasebe standartlarının uygulanması ve finansal raporlamada karşılaştırılabilirliğin sağlanması gerekli olmaktadır. Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulunun çalışmaları bu hedefi sağlamaya yöneliktir. Ülkeler arasında

21

muhasebe standartlarında yapılan yakınsama çalışmaları küçümsenmeyecek boyuttadır. Aynı şekilde Amerika Finansal Muhasebe Standartları Kurulu (FASB) ile Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) arasındaki dayanışma ve farklılıkların asgariye indirilmesi için yapılan çalışmalar, finansal raporlamada karşılaştırılabilirliği sağlamada önemli adımlardır. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) da bu çalışmaların içinde olup, yayınladığı Türkiye Muhasebe Standartları ile, finansal raporlamada karşılaştırılabilirliği yakalamış durumdadır (Akdoğan ve Tenker, 2010: 46-48).

2.3.2.2. Doğrulanabilirlik

Doğrulanabilir olma; (Kanıtlanabilirlik) finansal tablodaki bilgilerin işletmede meydana gelen işlem ve olaylarla ön yargıdan uzak gerçek durumu yansıtacak biçimde muhasebe ölçümlerinin yapılarak, işlem ve olayları doğru temsil etmelerinin sağlanmasıdır. Kanıtlanabilir muhasebe bilgileri, aynı ölçme yöntemlerini kullanan bağımsız kişilerce önemli ölçüde benzer nitelikte elde edilen sonuçlar sağlar. Finansal tablolardaki bilgilerin doğrulanabilir olması, bu bilgilere güvenilmesine yardımcı olur.

Ancak, unutulmamalıdır ki, değerlemeler sübjektif fikir ve yargılardan tamamen arındırılamaz. Değerlendirme ve mali bilgi sunma süreci insan faktörü kullanmak zorundadır. Bu nedenle mali bilgileri objektif gerçeklik temeli üzerine oturtmak çok güçtür. Fakat, mali bilgilerin yararlılığı, bu bilgiler doğrulanabiliyorsa ve kanıtlanabiliyorsa sağlanabilir.

Objektif belgelere dayanılan ve değerleme ölçülerinde olabildiğince bir örnekliğe kavuşturulabilen mali bilgiler, doğrulanabilir olma niteliğine kavuşur. Böylece, aynı mali bilgiler kullanan kişilerin aynı sonuçlara ulaşması sağlanır.

Kısaca özetlemek istenirse, finansal tabloların veya mali bilgilerin doğrulanabilir olma niteliği, birbirinden bağımsız ilgililerin aynı finansal tablo üzerinde yaptıkları incelemelerde aynı sonuca ulaşabilmeleridir (Akdoğan ve Tenker, 2010: 45).

22

2.3.2.3. Zamanlılık (Zamanında Sunulma)

Zamanında sunulma, kararları etkileme kapasitesini yitirmeden önce, karar vericiler tarafından bilginin elde edilebilir olması demektir. Zamanında sunulma tek başına bilgiyi ihtiyaca uygun yapmaz. Ancak zamanlılık unsurunun olmaması durumunda ihtiyaca uygun olabilecek bilginin uygunluğunu ortadan kaldırabilir. Bu nedenle finansal tablolar alınacak ekonomik kararlara yardımcı olabilecek kadar bir süre öncesinden kullanıcılara ulaşmalıdır. Aksi takdirde, finansal tablonun zamanlamasında meydana gelecek gecikmeler ekonomik kararların başarısını olumsuz yönde etkileyecektir (Akdoğan ve Tenker, 2010: 44).

2.3.2.4. Anlaşılabilirlilik

Finansal tablolarda sunulan bilgilerin yöneticilere, yatırımcılara, kredi verenlere ve diğer kullanıcılara yararlı olabilmesi için; bu bilgilerin herşeyden önce anlaşılabilir olması gerekir. Aksi takdirde bilgiyi kullanan kişilerin, sunulan bilgileri anlayamaması, bilginin yararını ortadan kaldırır.

Finansal tablolardan sağlanan bilgiler; işletme faaliyetleri ve ekonomik faaliyetler hakkında makul seviyede bilgisi olan, bilgileri dikkatle gözden geçiren ve analiz eden kullanıcılar için hazırlanır. Bazen, bilgili ve dikkatli kullanıcılar bile karmaşık ekonomik olaylara ilişkin bilgileri anlamak için bir danışmandan yardım alma ihtiyacı duyabilirler. Finansal tablolar ve bu tablolarda sunulan bilgilerin anlaşılabilir olma özelliği bu bilgilerin anlamlı olmasına olanak verir. Anlaşılır olma önemli bir özelliktir. Çünkü, finansal bilgiler yararlı olacaksa kullanıcılar açısından anlaşılabilir olmalıdır.

Ancak, finansal tabloların anlaşılabilir oluşunu bu tablonun herkes tarafından kolayca anlaşılacak ölçüde basit olması gerektiği biçiminde anlaşılmamalıdır. Mali tablo kullanıcılarının muhasebe terminolojisi ve yöntemleri, işletme hayatı ve ekonomik olaylar hakkında azda olsa bilgi sahibi olduğu varsayımı ile hazırlanır. Aslında, ekonomik olayların basitleştirilerek sunulması, bu olayların anlaşılmasına değil ekonomik gerçeklerin gözden kaçmasına neden olur. Bu nedenle anlaşılır olma özelliği basitlik olarak anlaşılmamalıdır.

23

Kısaca ifade etmek istersek, finansal tabloların ve bu tablolardaki bilgilerin anlaşılabilir olma özelliği, finansal tablo kullanıcılarının finansal bilgilerin kolaylıkla anlamalarım sağlayacak bir mali bilgi sunuş şeklini gerekli kılar (Akdoğan ve Tenker, 2010: 41).