• Sonuç bulunamadı

4. KAZANÇ YÖNETİMİNİN KAVRAMSAL ANALİZİ

4.5. Kazanç Yöntemi Tespiti ile İlgili Ölçüm Yöntemleri

4.5.1. Kazanç Yönetimi Ölçümünde Tahakkukları Esas Alan Modeller

4.5.1.1. Healy Modeli

Healy (1985) çalışmasında, işletmenin performansına dayalı olarak yöneticilere teşvik primleri (bonus schemes) verilmesi durumunda, alacakları teşvik primlerini artırmak isteyen yöneticilerin, kazanç yönetimi uygulayabilecekleri hipotezini test etmiştir.

Healy (1985)’e göre, yöneticiler, performans planları ya da teşvik planları ile ödüllendirilmektedir. Performans planları, 3 ya da 5 yıl gibi uzun vadeli kazanç hedeflerine ulaşılması durumunda, yöneticilerin nakdi olarak ya da hisse senedi gibi performans değerleri ile ödüllendirildiği planlardır. Teşvik planları (bonus schemes) ise, performans planlarına benzemekle birlikte, performans planlarının uzun vadeli kazanç hedeflerinden ziyade, yıllık kazanç hedeflerinin belirlendiği planlardır. Bu iki planın kazanç tanımlamaları ve hedef tercihlerindeki farklılıklar dolayısıyla, yöneticilerin muhasebe kararları üzerinde bu iki planın birleşik etkisini belirlemek zorlaşmaktadır. Bu nedenle, Healy (1985), yıllık olarak tanımlanan teşvik planları, bir başka ifadeyle teşvik primleri ile çalışmasını sınırlandırmıştır (Healy, 1985: 87).

Healy (1985)’te ifade edilen teşvik primleri, genellikle karın bir fonksiyonu olarak tanımlanmakta ve teşvik primini hesaplamak amacıyla belirli bir kar hedefi ya da alt sınır belirlenmektedir. Karın, belirlenen kar hedefini (alt sınır) aşması durumunda, yöneticilere belirli oranlarda teşvik primi ödenmektedir. Eğer kar, belirlenen kar hedefinin (alt sınır) altında kalırsa, yöneticiler teşvik primi elde edememektedirler. Fakat, yöneticilerin kara bağlı olarak elde edebilecekleri teşvik primlerine bir üst sınır getirilebilmektedir. Bir başka ifadeyle, yöneticiler belirli bir kar üst sınırına kadar, belirli oranda teşvik primi elde edebilmekte iken, bu sınırın geçilmesi durumunda ise elde edilecek teşvik priminde bir değişiklik olmamaktadır (Healy, 1985: 87-88).

Healy (1985)’ e göre kar, faaliyetlerden kaynaklanan nakit akımları, ihtiyari olmayan tahakkuklar ve ihtiyari tahakkuklar olarak ayrıştırılmaktadır. İhtiyari olmayan tahakkuklar, SEC ve FASB gibi muhasebe ile ilgili kuralları koyan otoriteler tarafından belirlenen firma nakit akışlarındaki ayarlamalar olarak tanımlanmaktadır. İhtiyari tahakkuklar ise, nakit akımı dışındaki kalemlerde yöneticiler tarafından yapılan ayarlamalar olarak ifade edilmekte, yöneticilerin

114

ihtiyari tahakkuklarda yapacakları oynamalar yoluyla karı dönemler itibariyle etkileyebilecekleri varsayılmaktadır (Healy, 1985: 89).

Healy (1985)’e göre, mevzuattan kaynaklanan sınırlamalar ile bağımsız dış denetimden kaynaklanan kısıtlayıcı faktörler gibi durumlar dolayısıyla, belirli bir dönemde karı artırıcı yönde bir kazanç yönetimi yapılması durumunda, bunu izleyen dönemde tersi bir politikanın uygulanması gerektiği belirtilmektedir. Bu durumda, yöneticilerin görevde bulundukları süre zarfında kazanç yönetimi uygulamaları toplamının sıfır olacağı varsayılmaktadır. Bir başka ifadeyle, yöneticiler, faaliyetlerden kaynaklanan nakit akımları ve ihtiyari olmayan tahakkukları dikkate almak suretiyle, ihtiyari tahakkuklarda yapacakları ayarlamalar yoluyla, kendi teşvik primlerini arttırmalarını sağlayacak karı belirlemiş olacaklardır (Healy, 1985: 89-90). Healy (1985), yöneticinin görevde kaldığı süre boyunca ihtiyari tahakkuk seçim kararını iki dönem (cari dönem ve sonraki dönem) için yapacağı varsayımıyla, üç muhtemel durumu aşağıdaki şekilde açıklamaktadır (Healy, 1985: 90) :

1. Durum: Birinci durumda yönetici, karı azaltıcı yöndeki ihtiyari

tahakkukları seçmek isteyecektir. Birinci durum için iki muhtemel durum söz konusudur. Birinci ihtimal, ihtiyari tahakkuklar öncesi karın, teşvik primi için belirlenmiş kar hedefinin (alt sınır) üzerinde olması durumudur. Bu durumda, yönetici, teşvik primi alt sınırını kazanç yönetimi uygulamaları yoluyla aşamayacağı ve dolayısıyla teşvik primi ile ödüllendirilmeyeceği için, ihtiyari tahakkukları en aza düşürme yolunu seçecektir. İkinci ihtimal ise, birinci dönemde (t dönemi) ihtiyari tahakkuklar öncesi karın, ihtiyari tahakkuk sınırı ile teşvik primi alt sınırı içerisinde olması durumudur. Bu durumda, yönetici, ya ihtiyari tahakkukları azaltacak ya da arttıracaktır. Yönetici, ihtiyari tahakkukları arttırma yolunu seçerse, bu dönemde teşvik primi alacak fakat sonraki dönem için beklenen teşvik priminden vazgeçecektir. Yönetici, ihtiyari tahakkukları azaltma yolunu seçerse, sonraki dönem için beklenen teşvik primini maksimize edecek fakat bu dönemde teşvik primi alamayacaktır. Dolayısıyla yönetici, bu dönemde teşvik primi almanın şimdiki değeri ve avantajı ile sonraki dönemde beklenen teşvik priminden vazgeçme arasında bir karar vermek durumundadır.

2. Durum: İkinci durumda, yönetici, karı arttırıcı yöndeki ihtiyari

115

alt sınırın aşılabileceğini fakat üst sınırın aşılamayacağını anlayan yöneticinin, karı arttırıcı yöndeki ihtiyari tahakkuklar uygulama yoluna gideceği varsayılmaktadır (Healy, 1985, s. 91).

3. Durum: Üçüncü durumda yönetici, karı azaltıcı yöndeki ihtiyari

tahakkukları seçmek isteyecektir. Bu duruma göre, teşvik primi alma ile ilgili olarak belirlenmiş üst sınırın aşılamayacağını anlayan yöneticinin, sonraki dönemdeki teşvik primini arttırmak amacıyla, bu dönemdeki karı azaltmaya yönelik ihtiyari tahakkukları kullanacağı varsayılmaktadır (Healy, 1985: 91).

Healy (1985)’e göre, ihtiyari tahakkukların işareti ve büyüklüğü, ihtiyari tahakkuk uygulamaları öncesi karın, teşvik planlarının, ihtiyari tahakkuklar üzerindeki sınırlamaların ve yöneticilerin risk tercihlerinin bir fonksiyonudur (Healy, 1985: 92).

Healy (1985) tarafından 1930-1980 yılları için 94 şirket üzerinde yapılan çalışmada (ihtiyari olmayan tahakkuklar sabit kabul edilmiştir.), yukarıda belirtilen her üç durum için ortalama tahakkuklar (tahakkukların aktif toplamına bölünmesiyle elde edilmiştir) karşılaştırılmak suretiyle, kazanç yönetimi amacıyla kullanılan ihtiyari tahakkukların tahmini yapılmış ve ihtiyari tahakkuklar aşağıdaki şekilde hesaplanmıştır:

DAt = TAit / A it-1

DA: İhtiyari tahakkuklar; TA: Toplam tahakkuklar; Ait-1: Önceki yıl aktif toplamı.

Healy (1985) sonuçları, yukarıda belirtilen üç durumu destekler nitelikte gerçekleşmiştir. Kısacası, alacakları teşvik primlerini arttırmak isteyen yöneticilerin karı arttırıcı yönde ihtiyari tahakkuklar yoluyla kazanç yönetimi uygulayacakları ancak kar için belirlenen üst sınırın aşılamaması dolayısıyla teşvik priminde artış sağlayamayan yöneticilerin ise, karı azaltıcı yöndeki tahakkuklar yoluyla kazanç yönetimi uygulamasına gidecekleri sonucuna ulaşılmıştır.

116