• Sonuç bulunamadı

Ekonomi biliminin temel kavramlarından birisi olan talep konusunu ilk açıklayan kişi bu bilim dalının kurucusu olarak kabul edilen Adam Smith’tir. Adam Smith ünlü eseri olan Milletlerin Zenginliği (Wealth of Nations) adlı yapıtında, talebi “bir malın

3

Shih-Yen Wu ve Jack Pontley (1986), a.g.e., ss. 205-229. 4

5

doğal fiyatını ödemeye istekli olunması5” olarak tanımlamaktadır. Burada söz konusu

olan doğal fiyat tanımı ilk olarak Adam Smith tarafından kullanılmıştır. Smith’e göre doğal fiyat, bir malın veya hizmetin emek değer cinsinden üretim maliyetine eşit uzun dönemdeki fiyatıdır. Buna karşılık mal ve hizmetlerin piyasa fiyatı ise arz ve talep dalgalanmalarından etkilenen doğal fiyatın altında veya üstünde oluşabilen fiyatlardır. Adam Smith, uzun dönemde rekabet koşulları altında mal veya hizmetlerin doğal fiyatları ile piyasa fiyatlarının eşleştiğini varsaymaktadır6.

Adam Smith’i takip eden dönemlerde ise talep konusunda çalışan William Stanley Jevons, Alfred Marshall, Leon Walras, Francis Ysidro Edgeworth, Sör Roy George Douglas Allen, John Hicks, Vilfredo Pareto ve Paul Samuelson gibi ünlü iktisatçıların hemen hepsi Smith’in talep tanımını benimsemiş ve talep teorileriyle ilgili bölümden de anlaşılacağı gibi çalışmalarını bireyin satın alma isteğini etkileyen faktörler üzerine yoğunlaştırmışlardır.

İşletmeciler, özellikle işletme biliminin bir alt disiplini olan pazarlama ve üretim yönetimi konusunda çalışan bilim adamlarının da talep kavramını açıklamaya çalıştıklarını gözlemlemekteyiz. Örneğin, çağımızın en ünlü pazarlamacılarından birisi olan Philip Kotler talebi, “alım gücü dahilinde olan belirli bir ürüne duyulan

istek7” şeklinde tanımlamaktadır. Türkiye’de işletme ekonomisi alanında yapılmış yayınlarda da genellikle talep, “satın alma gücü ile desteklenen, belirli bir piyasada,

belirli bir zamanda, belirli bir fiyattan mal veya hizmetlere duyulan satın alma isteği8” olarak tanımlanmaktadır.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi ekonomistlerle işletmecilerin talep kavramları içerik itibariyle birbiriyle örtüşmektedir. Hemen hepsi esas olarak talebi, tüketicilerin mal ve hizmetleri satın alma isteklerini yönlendiren davranışlarını ifade eden bir kavram olarak benimsemektedirler. Yine bu talep tanımlarının içeriğinden de anlaşılacağı gibi, talep sıradan bir satın alma isteği değildir. Herhangi bir malın veya hizmetin satın alma isteğinin talep olarak kabul edilebilmesi için, bu isteğin

5

Adam Smith (2005), Wealth of Nations, 1. Baskı, Electronic Classics Series Publication, Pennsylvania, s. 52.

6

Adam Smith (2005), a.g.e., ss. 30-51 7

Philip Kotler ve Kevin Lane Keller (2012), Marketing Management, Prentice Hall, Essex, s. 5. 8

6

aşağıda belirtilen koşullarla birlikte ve onlarla bütünleşerek ortaya çıkması gerekmektedir9.

 Herhangi bir mal veya hizmeti satın alma isteğinde bulunan tüketicinin o mal veya hizmeti satın alacak parasal güce sahip olması,

 Tüketicinin bu mal veya hizmete dönük satın alma isteğinin belirli bir dönemi kapsaması,

 Satın alma isteğinde bulunulan mal veya hizmetin belirli bir piyasada ve belirli bir fiyattan arz edilmiş olması.

İşletme ekonomisi, özellikle pazarlama ve üretim yönetimi konusunda çalışan bilim adamlarının bireysel talepten çok, piyasa talebi üzerine çalışmalarını yoğunlaştırdıkları görülmektedir. Bu durum, işletmeler açısından piyasa talebinin önemli olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü, işletmeler piyasalarda oluşan mal ve hizmet taleplerini karşılamakla yükümlü kar amaçlı kuruluşlardır10. İşletmelerin yönetim süreci, üretecekler mal veya hizmetlerle ilgili faaliyetlerini planlamak, bu planın içerdiği faaliyetleri organize etmek, uygulamak, koordine etmek ve kontrol etmek gibi alt süreçleri kapsamaktadır11. Bu süreçleri başarıyla ve rasyonellik ilkesine göre yönetebilmenin ön koşulu ise gerçekçi bir plan yapabilmektir. General Dwight David Eisenhower’ın da ifade ettiği gibi “Planlar hiçbir şeydir, fakat

planlama her şeydir12.” Eisenhower bu cümlesi ile planlamayı süreklilik gerektiren

ve yönetim sürecinin diğer aşamalarına ışık tutan önemli bir yönetim faaliyeti olarak ifade etmektedir.

Yukarıda da ifade edildiği gibi talep konusundaki ilk bilimsel yaklaşım Adam Smith’e aittir. Smith, talebi bireysel talep ve piyasa talebi olmak üzere iki çeşide ayırarak incelemiştir. Smith ve onu takip eden ekonomistler bireysel talebi bireyin herhangi bir mal veya hizmetten satın almak istediği miktar olarak tanımlamaktadır. Bu ekonomistlere göre piyasa talebi ise herhangi bir mal veya hizmetin piyasasında oluşan bireysel taleplerin toplamıdır. Bu tanımlamada talep kelimesi hem satın alma isteği ve hem de satın alınmak istenilen miktar yerine kullanılmaktadır.

9

İlker Birdal (1986), a.g.e., s. 209. 10

İlker Birdal (1986), a.g.e., ss. 26-27. 11

Tamer Koçel (2010), İşletme Yöneticiliği, 12. Baskı, Beta Yayıncılık, İstanbul, s. 103. 12

7

Piyasa talebini de, piyasanın kapsadığı coğrafi alana göre; yerel piyasa talebi, ulusal

piyasa talebi ve uluslararası piyasa talebi gibi çeşitlere ayırmak mümkündür.

Talebin oluştuğu sınırları belirleyen bu sınıflandırmanın, piyasa talebinin miktarı olarak ifade edilmesi bakımından önemlidir. Bu tezde, Türkiye’deki ulusal otomobil piyasası veri alınarak binek otomobili ile ilgili analizler yapılmaktadır.

Adam Smith’in taleple ilgili yaptığı diğer bir sınıflandırma ise talebin bireylerin satın alma gücü ile desteklenip desteklenmemesine göredir. Smith’e göre mutlak talep

(absolute demand) piyasada bulunan bütün bireylerin ilgili maldan satın almak

istedikleri miktardır. Ancak, etkin talep (effective demand) ise satın alma gücüne sahip bireylerin satın almak istedikleri miktardır13.

Talep çeşitleri konusundaki en önemli sınıflandırma ise Alfred Marshall’a aittir. Marshall’ın talebi etkileyen faktörler ile talep edilen malların diğer mallarla etkileşimi ve kullanım bağımlılığını esas alarak yaptığı bu sınıflandırma günümüzde de önemini korumaktadır. Bu kriterlere göre talep; rekabetçi talep (competitive

demand), ortak veya tamamlayıcı talep (joint or complementary demand), türetilmiş talep (derived demand), karma talep (composite demand) olmak üzere dört çeşide

ayrılmaktadır14. Marshall’ın bu sınıflandırmasına ilişkin açıklamalar aşağıda sunulmaktadır.

Rekabetçi talep, çay ve kahve gibi bireylerin aynı ihtiyacını karşılayan ve dolayısıyla birbirinin ikamesi olan mallar için söz konusu olan taleptir. Geleneksel talep teorileri bölümünde ifade edildiği gibi, ikame mallardan birinin fiyatı yükseldiğinde diğerine olan talep artar. Rekabet halinde olan mallar, talebi etkileyen faktörlerdeki değişime bağlı olarak birbiri ile rekabet içindedirler.

Bireylerin ihtiyacını tek başına karşılamayan, bir başka mal ile birlikte karşılayan mallara olan talep ortak veya tamamlayıcı olarak adlandırılmaktadır. Binek otomobili ile benzin veya mazot arasındaki ilişki bu talep çeşidi için iyi bir örnek teşkil etmektedir. Birbirinin tamamlayıcısı olan mallardan herhangi birisinin talebini etkileyen faktörlerden birinin değişimi diğer malın talebinde de değişime neden olmaktadır. Ancak bu değişim rekabetçi mallar arasındaki değişimle ters yöndedir.

13

Adam Smith (2005), Wealth of Nations, 1. Baskı, Electronic Classics Series Publication, Pennsylvania, s. 51-53.

14

8

Örneğin, benzin veya mazot fiyatları yükseldiği takdirde, binek otomobiline olan piyasa talebi azalması beklenir.

Bir mal, başka bir malın üretiminde girdi olarak kullanılması nedeniyle talep ediliyorsa o malın talebi türetilmiş taleptir. Otomobil üretiminde girdi olarak kullanılan otomotiv yan sanayi ürünlerine olan talep türetilmiş talep için güzel bir örnektir. Marshall kendi örneğinde, bireylerin ekmeğe olan ihtiyacını direkt talep, ancak ekmek yapımında kullanılan un değirmeni ve fırına olan ihtiyacı endirekt talep olarak ifade etmektedir. Ekmek yapımında kullanılan hammaddelere olan talep türetilmiş taleptir.

Tüketicilerin birbirinden farklı ihtiyaçlarını karşılamak üzere talep edilen malların talebi olarak isimlendirilmektedir. Örneğin, binek otomobili hem bireylerin kişisel seyahat ihtiyaçlarını karşılamak için, hem de taksi, dolmuş gibi ticari amaçla kullanılmak için talep edilmektedir. Bu nedenle, binek otomobili talebi bir bakıma karma taleptir.