KAUTSKY'NİN HASMI olan Pannekoek saf
larında Rosa Lüxembourg, Karl Radek ve daha başkalarını toplayan «radikal sol» eğilimin tem
silcilerinden biriydi. ihtilalci taktiği öneren radi
kal sollar Kautsky'nin ilkelerden yoksun «merkez
ci» bir tutum kabul ettiğini ve marksizmle opor
tünizm arasında sallandığını kabul etmekte birle
şiyorlardı. Haksız yere marksist adı verilen «mer
kezci» ya da «Kautsky'ist» denilen eğilim bütün çirkin yoksulluğuyla ortaya çıkınca bu değerlen
dirmenin doğruluğunu, savaş tamamen kanıtıı
yordu,
Pannekoek. başka şeyler arasında devlet so
rununu da inceleyen «yığın eylemi ve devrim» ya
zısında Kautsky'nin durumu «pasif bir radika
lizm» olarak «gayri - faal bir bekleme teorisiıı ola
rak tanımlıyordu. «Kautsky devrim sürecini gör
mek istemiyor>-' ( s. 616) . Pannakoek, sorunu bu biçimde koyarak, bizi ilgilendiren konuya, proleter ihtilalin devlet karşısındaki görevleri konusuna değiniyorrlu :
«Proleterya mücadelesi, diye yazıyordu Pan
nekoek, sadece burjuvaziye karşı devlet iktidarı için bir mücadele değildir; proleterya mücadelesi, ayni zamanda devlet iktidarına karşı bir mücade
ledir de . . . Proleter ihtilali, devlet gücünün aletıe
rini parçalamak ve onları proleterya gücünün - 155
aletleriyle ortadan kaldırmaktan (Auflösung, har
fiyen : yoketmek, dağıtmak) ibarettir . . . Mücadele, ancak kesin sonuç alındığı anda, ancak devlet ör
gütü tamamen yıkıldığı anda biter. ı Çoğunluk ör
gütü, egemen azınlık örgütünü yok eder, üstünlü
ğünü ispatıarıı (s. 548)
Pannekoek'ün düşüncesini ifade etmek için kullandığı formülde büyük hatalar var. Bununla birlikte fikir açıktır; ve Kautsky'niiı bu düşünce
yi nasıl çürütmeye çalıştığını görmek ilginçtir.
Kautsky şöyle yazar :
«Şimdiye kadar, sosyal - demokratlarla anar
şistler arasındaki karşıtlık, sosyal - demokratların devlet iktidarını ele geçirmek, anarşistlerin ise onu yıkmak istemelerinden ibarettir. Pannekoek ikisini birden istiyor» (s. 724 ) .
Pannekoek'ün açıklaması, açıklık ve sarahat ten yoksundur (yazısının, üzerinde durulan ko
nuyla ilgili olmayan başka hatalarını bir yana bı
rakıyoruz) ; ama Kautsky, Pannekoek tarafından ortaya konmuş bulunan prensip meselesini ele almış, ve bu çok önemli prensip meselesinde, opar
tünizmin göbeğine geçmek için, marksizmin mev
zilerini tamamen terketmiştir. Kautsky'nin sosyal - demokratlar ile anarşistler arasında kurduğu ayırım tamamen yanlıştır; marksizm kesin olarak tahrif edilmiş ve alçaltılmıştır.
Marksistleri anarşistlerden ayırdeden şeyler şunlardır :
ı - Marksistıer, devleti tamamen ortadan 156
-kaldırmak istemekte devam ederek, bunu ancak sosyalist devrimle sınıfların ortadan kalkmasın
dan sonra, devletin yokolmasına götüren sosyaliz
min kuruluşu sonucu olarak, gerçekleşebili!" bir şey olduğuna inanırlar; anarşistler ise, bunu mümkün hale getiren şartları anlamaksızın, dev
letin bugünden yarına tamamen ortadan kalkma
sını i:sterler.
2 - Marksistler, proleterya için, politik ikti
darı ele geçirdikten sonra, eski devlet makinesini tamamen parçalamanın ve onu silahlı işçilerin Komün örneğine göre örgütlenmesine dayanan ye
ni bir devlet makinesiyle değiştirmenin zorunlu bir şey olduğunu söylerler; anarşistler ise, devlet iktidarının devrimci proleterya tarafından kulla
nılmasını reddetmeye kadar, devrimci diktatorya
yı reddetmeye kadar giderler.
3 - Marksistler, modern devletten yararlana
rak, proleteryanın devrime hazırlanmasını ister
ler; anarşistler ise böyle bir davranışa karşıdır
lar.
Bu tartışmada, Pannekoek, Kautsky'ye karşı marksizmi temsil etmiştir; çünkü Marks, açıkça, proleteryanın devlet iktidarını ele geçirmekle yeti
nemiyeceğini (eski devlet aygıtının sadece başka ellere geçmekle kalmaması anlamında) ayrıca bu aygıtı kırmak, parçalamak ve onu bir yenisiyle de
ğiştirmek zorunda olduğunu öğretmiştir.
Kautsky, oportünizm adına marksizmi terke
der; çünkü devlet makinesinin tahribini, oportü
nistıer için kabulü mümkün olmayan bir şeyi, apaçık bir biçimde elçabukluğuna getirir, ve
böy 157 böy
-lece, oportünistlere, devletin ccfethi>ıni basit bir çoğunluk sağlama olarak yorumlama imkanım veren bir kaçamak yolu bırakır.
Marksizmin bu tahrifatını gözlerde n sakla
mak için Kautsky, iyi bir şarih (açımlayıcı) ola
rak hareket eder : söz konusu olan bizzat Marks'
ın bir «alıntısı», Marks'tan bir metin - aktarırrı..ı
dır, Marks 1850'de <<devletin elleri arasında azimli bir kudret temerküzü»nü öneriyordu. Buna daya
narak Kautsky bayram eder : Pannekoek <<merke
ziyetçiliği» yıkmak istemiyor muydu?
Basit bir hokkabazlık; merkeziyetçiliğe yeğ tutulan federasyon üzerindeki görüşlerinde, Mark
sizm ile Proudhon'culuğu özleştiren Bernstein'ın oyununu hatırlatan basit bir hokkabazlık.
Kautsky'nin «metin - aktarımı», çorbaya düş
müş saça benzer. Merkeziyetçilik, eski devlet ma
kinesiyle olduğu gibi, yenisiyle ·de mümkündür.
Eğer işçiler, kendi silahlı güçlerini özgürce birleş
tirirse, bu, merkeziyetçilik olacaktır; ama bu mer
keziyetçilik, merkezi devlet aygıtının, sürekli or
dunun, polisin, bürokrasinin «tamamen yıkılma
Sl» üzerine dayanacaktır. Kautsky, Marks ve En
gels'in Komün üzerine iyi bilinen düşüncelerini atlayarak, meseleye hiçbir ilgisi olmayan bir me
tin parçasını bulup, çıkartacak kadar dürüstlüğe aykırı bir tarzda hareket eder.
Ve, şöyle yazar :
« . . . Acaba Pannekoek memurların kamu gö
revlerini mi ortadan kaldırmak istiyordu? Ama devlet yönetimi şöyle dursun, biz ne parti, ne de sendikalar örgütünde memurlardan vazgeçemeyiz.
158
-Programımız, devlet memurlarının yokedilmesini değil, halk tarafından seçilmesini ister ... »
«Şimdi bizde söz konusu olan şey, 'müs
takbel devlet'teki yönetim aygıtının hangi biçime
bürüneceğini bilmek değil, bizim politik mücade
lemizin devlet iktidarını, biz bu iktidarı ele geçir
meden önce, yıkıp yıkmayacağını ( anflöst, harfi
yen : yokedecek, dağıtacak) bilmektir («biz bu ik
tidarı ele geçirmeden önce»nin altı Kautsky tara
fından çizilmiştir. Memurlarıyla birlikte ortadan kaldırılabilecek bakanlık hangisidir? Kautsky, Eğitim, Adalet, Maliye, Savunma bakanlıklarını sayar - L.) . Hayır, mevcut bakanlıkların içinde,.
hükümete karşı olan politik mücadelemiz tarafın
dan ortadan kaldırılacak tek bakanlık yoktur . . . Yanlış anlamalardan kaçınmak için tekrar adıyo
rum : söz konusu olan, muzaffer sosyal - demokra
sinin 'müstakbel devlet'e hangi biçimi vereceğini bilmek değildir; söz konusu olan bizim muhalefe
timizin bugünkü devleti nasıl dönüştüreceğini bil
mektir:. (s. 275 ).
İşte bu hakiki hokkabazlıktır. Pannekoek, sa
rih ihtilill sorununu koyuyordu. Yazısının başlığı ve aktarılan parçalar bunu açıkça gösterir. Ka
utsky, «muhalefet» sorununa sıçrayarak, devrim
ci bakış açısı yerine, oportünist bakış açısını koy
maktan başka bir şey yapmaz. Düşünce tarzı şöy
le özetlenebilir : şimdi, muhalefet; iktidarın elde edilmesinden sonra, bir çare düşünülecek. ihtilal yokoluyor! Bu, epo:rtüıııistl�rin istediği şeyin ta kendisidir.
Söz konusu olan şey, ne muhalefet, ne de ge-- 159
·-nel olarak politik müçadeledir; söz konusu olan şey, açıkça devrimdir. Devrim de-şundan ibarettir:
Proleterya, «yönetim aygıtı»nı ve bütün devlet ay
gıtını parçalar ve onun yerine silahlı işçiler tara
fından teşkil edilen bir yenisini koyar. Kautsky,
«bakanlıklar» için «dindarca bir saygııı gösteriyor;
ama, işçi ve köylü temsilcilerinin hükümran ve son derecede güçlü sovyetleri yanında ve bu sov
yetlere bağlı, uzmanlardan kurulu komisyonlar, neden bu bakanlıklar yerine geçmesinler?
Önemli olan, «bakanlıklar»ın kalıp kalmaya
cağını, ya da bunların «uzman komisyonları», ya da başka örgütıerle değiştirilip değiştirilmeyeceği
ni bilmek değildir; bunun hiçbir önemi yoktur.
Önemli olan, (binlerce bağla burjuvaziye bağlı ve tamamen görenek ve muhafazakarlık etkisinde bulunan) eski devlet makinesinin muhafaza edi
lip edilmeyeceği, ya da parçalanıp bir yenisiyle değiştirHip değiştirilmeyeceğidir. Devrim, yeni sı
nıfın eski devlet makinesi yardımıyla huyurup yö
netmesine değil, eski devlet makinesini parçala
dıktan sonra, yeni bir makine yardımıyla buyurup yönetmesine götürmelidir. İşte Kautsky'nin elça
bukluğuna getirdiği, ya da hiç anlamamış olduğu şey, marksizmin bu temel fikridir.
Memur meselesi karşısındaki tutumu açıkça gösterir ki, Kautsky ne Komün'den çıkan dersleri anlamıştır, ne de Marks'ın doktrinini. O şöyle di
yordu : «Biz ne parti, ne de sendikalar örgütüne memurlardan vaz geçemeyiz . . . »
Biz kapitalist rejimde, burjuvazinin egemen
liği altında memurlardan vazgeçemeyiz. Proleter 160 Proleter
-ya, kapitalizm tarafından ezilmiş, çalışan yığınlar köleleştirilmiştir. Kapitalist rejimde demokrasi, yığınların ücretli �öleliği, ihtiyaç ve sefaletinin yarattığı bu havayla daralmış, sıkışmış, kolu - ka
nadı budanmış ve sakatlanmıştır. İşte bu nedenle, ama sadece bu nedenle, bizim politik ve sendikal örgütlerimizdeki memurlar kapitalist çevre tara
fından bozulmuşlardır (ya da daha doğrusu bozul
maya eğilimlidirler) ve bürokratlar haline, yani imtiyazlı, yığınlardan kopmuş ve onlar üzerinde yer alan kimseler haline dönüşme eğilimi gösterir
ler.
Bürokratizmin esası işte buradadır. Kapita
listler istimlak edilmedikçe, burjuvazi alaşağı edil
medikçe, bizzat proleterya memurlarının belirli ölçüde «bürokratlaşmaları» kaçınılmaz bir şeydir.
Kautsky, kısacası şöyle der : madem ki seçil
miş kamu görevlileri olacak, öyleyse sosyalist re
jimde de memurlar ve bir bürokrasi olacaktır! İş
te yanlış olan da budur. Marks, Komün örneğiyle göstermiştir ki, kamu görevlileri, sosyalist rejim
de, seçimle işbaşma gelmeleri bir yana, ayrıca her an görevden azledilebilmeleri yöntemi yerleştiril
dikçe, aylıkları ortalama işçi ücretleri düzeyine indirildikçe, ve üstelik parlamenter kuruluşlar ye
rine «hareketli», «ayni zamanda hem yürütücü, hem de yasamac1» topluluklar geçtikçe, «bürok
rat» olmaktan, «memur» olmaktan çıkarlar.
Gerçekte, Kautsky'nin Pannekoek'e karşı bü
tün kanıtlaması, hele özellikle, parti örgütlerinde olduğu gibi sendikal örgütlerde de memurlardan vazgeçemiyeceğimiz yolundaki o hayranlık verici
� 161 - F : l l
kanıtı, onun, Bernstein'ın genel olarak marksizme karşı eski «kanıtlar»ını yeniden ele aldığını gös
terir. Bernstein, Sosyalizmin öncüleri adlı dönek
lik kitabında, «ilkel» demokrasi fikrine karşı, Dak
triner demokratizm» - emredici vekalet, ücretsiz memuriyet, iktidarsız merkezi temsil vb. - dedi
ği şeye karşı, savaşa girişir. Bu «ilkel» demokrasi
nin eksikliğini, başarısızlığını ispatlamak ıçın.
Bernstein, İngiliz trade - union'cularının, karı koca Webb'ler tarafından yorumlanan deneyine başvurur. Sözüm ona «tam bir özgürlük içinde»
(almanca baskı, s. 137) evrimlenmiş bulunan trade - union'lar, gelişmelerinin yetmiş yılı esnasında, ilkel demokrasinin etkisizliğine kaani olmuşlardır ve onu bürokratizme bağlı bildiğimiz parlamenta
rizmle değiştirmişlerdir.
Aslında, trade - union'lar «tam bir özgürlük içinde» değil, tam bir kapitalist kölelik içinde ev
rimlenmişlerdir. Şüphesiz, hüküm süren kötülüğe, şiddete, yalana, yoksulların «yüksek» yönetim elenmesine taviz vermekten «kaçınılamazdı. » Sos
yalist rejimde, «ilkelıı demokrasinin birçok yönleri yeniden canlanacaktır; çünkü, uygar toplumların tarihinde ilk defa olarak, halk yığınları, sadece oylama ve seçimlere değil, günlük yönetimede, özerk olarak katılma düzeyine yükselecektir. Sos
yalist rejimde herkes sırayla yönetecek, ve böyle
ce, aslında kimsenin yönetmemesine hızla alışa
caktır.
Dahiyane tahlil ve eleştiri zekasıyla, Marx, Komün'ün pratik tedbirlerinde, oportünistıerin
al 162 al
-çaklıkları ve burjuvaziyle kesin olarak bozuşmayı reddetmeleri yüzünden, o kadar korktukları ve ka
bul etmek istemedikleri; anarşistlerinse, ya fazla aceleleri, ya da büyük toplumsal dönüşümleri içinde oluştukları şartları genel olarak anlamama
ları yüzünden görmek istemedikleri bu dönüm noktasını görmüştür. Burjuva darkafalılığı ilikle
rine işlemiş bulunan oportünist, «eski devlet ma
kinasını yıkmayı düşünmek bile doğru değildir;
bakanlardan ve memurlardan nasıl vazgeçebili
riz?, biçiminde muhakeme yürütür ve aslında dev
rime ve onun yaratıcı gücüne inanmak şöyle dur
sun, devrimden ödü patlar (tıpkı bizim Menşevik
lerle Devrimci Sosyalistlerimizin devrimden kork
tukları gibi) .
Anarşi ise, «Sadece eski devlet makinasını mayı düşünmek gerekir; daha önceki proleter ili
tilallerinden çıkan somut dersleri derinleştirmek, ve yıkılan şeyin yerine neyin ve nasıl kanacağını tahlil etmek yararsızdıt» biçiminde muhakeme yü
rütür ( anarşistlerin en iyisi tabii, yoksa Kropot
kin ve şürekasını takiben burjuvazinin peşinde sürükleneni değil) ; bu nedenle, anarşist, gözüpek, sert, ama aynı zamanda yığın hareketinin pratik şartlarınıda hesaba katan somut bir devrimci ey
lemi değil, umutsuzluk taktiğini benimser; muha
k:eme tarzı onu bu noktaya ulaştırır.
Marx, bu iki hatadan da kaçınınayı öğretir bize. Bir yandan, eski devlet makinasının tama
men parçalanmasında en büyük gözüpekliğin gös
terilmesini; öte yandan da, meseleyi somut bir 163
-tarzda koymasını öğretir : Komün, şu -tarzda dav
ranıp, daha büyük bir demokrasl sağlamaya ve bürokratizmin kökünü kazımaya yönelen şu şu tedbirleri alarak, birkaç haftada, yeni bir devlet makinası, proleter bir devlet makinası kurmaya başlayabilmiştir. Öyleyse, Komünar'lardan ihtilal
ci gözü pekliği öğrenelim, onların pratik tedbirle
rinde, pratik bakımdan acil ve hemen gerçekleş
tirilmesi mümkün tedbirlerin bir taslağını görme
ye çalışalım; bürokratizmi tamamen yıkmaya, an
cak böyle, bu yolu izleyerek ulaşabiliriz.
Sosyalizm, işgücünü kısaltacak, yığınları yeni bir hayata yükseltecek, halkın büyük kısmını, is
tisnasız herkesin «kamu görevleri» yapmasını sağlayan şartlara kavuşturacaktır; bürokratizmin yıkılınası imkanını garanti eden şey, işte budur.
Ve genel olarak tüm devletin tamamen yokolma
sına götürecek şey de, budur.
« . . . Yığın grevinin rolü, diye devam eder Ka
utsky, asla devlet iktidarını yıkmak olamaz; sade
ce hükümeti belirli bir mesele üzerinde taviz ver
meye razı etmek, ya da proleteryaya düşman bir hükümeti, proleteryanın ihtiyaçlarını karşılayacak (entgegen kommende) bir hükümetle değiştirmek olabilir . . . Ama bu, « ( yani proleteryanın kendine düşman hükümet üzerindeki zaferi) » asla ve hiç bir durumda, devlet iktidarının yıkılmasına götü
remez; bunun sonucu, ancak ve ancak, güçler den
gesinde, devlet iktidarı dahilinde belirli bir deği
şiklik «Verschiebungıı olabilir . . . öyleyse, bizim po
litik mücadelemizin ereği, gene geçmişte olduğu
�- 164
-gibi, pariementoda çoğunluğun sağlanmasıyla dev
let iktidarının elde edilmesi ve parlementonun hü
kümetin efendisi haline getirilmesidir>> (s. 726, 727, 732) .
İşte, en katkısız ve en yavan oportünizmin ta kendisi; bu, lafla devrimci kalarak, gerçekte dev
rimden vazgeçmekten başka bir şey değildir. Ka
utsky'nin düşüncesi, «proleteryanın ihtiyaçlarını karşılayacak bir hükümet»ten öteye gitmez; bu, Komünist Manifesto'nun «proleteryanın egemen sınıf olarak örgütıenmesi»ni ilan ettiği 1847'ye göre, burjuva darkafalılığına doğru �tılmış bir geri adımdır.
Böylece Kautsky, hepsi de «proleteryanın ih
tiyaçlarını karşılayacak» bir hükümet için müca
delede ittifak halinde bulunan Scheidemann'lar, Plekhanof'lar, Vandervelde'lerle, o kadar sevdiği ,,birlik»i gerçekleştirmek durumuna düşecektir.
Bize gelince, biz bu sosyalizm dönekleriyle se
lamı - sabahı kesecek ve silahlı proleteryanın biz
zat hükümet haline gelmesi bakımından, bütün eski devlet makinasının yıkılınası için mücadele edeceğiz. Bu, «iki büyük fark»tır.
Kautsky, «güçler dengesinde, devlet iktidarı dahilinde belirli bir değişiklik, için, «parlamento
da çoğunluğun elde edilmesi ve parlementonun hükümetin efendisi haline getirilmesi» için savaş
maktan daha ala bir şeyi istemeyen Legien ve Da
vid'lerin, Plekhanof, Patrossof, Çereteli ve Çernof'
ların o zarif dost topluluğu içinde kalacaktır; bu - 165 �
zarif topluluğun erekleri, hepsi de oportünistıer tarafından kabul edilebilecek olan ve parlamenter burjuva cumhuriyeti çerçevesi dışına asla çıkma
yan çok asil ereklerdir.
Bize gelince, biz oportünistıerle selamı - saba
hı keseceğiz; ve bilinçli proleterya, «güçler denge
sinde bir değişme» için değil, burjuvazinin alaşa
ğı edilmesi için, burjuva parlamentarizminin yı
kılması için, Komün tipinde bir demokratik cum
huriyet ya da bir işçi ve asker temsilciler Sovyet
leri cumhuriyeti için, proleteryanın devrimci dik
tataryası için mücadelede bütünüyle bizimle bir
likte olacaktır.
ENTERNASYONAL SOSYALiZM içinde, Ka
utsky akımından daha sağda yer alan akımlarda bulunmaktadır : Almanya'da Aylık Sosyalist Def
terler (23) ( Legien, David, Kolbe ve İskandinav
yalı Stauning ve Branting dahil daha bir çokları) ; Fransa ve Belçika'da .Jaures'ciler ve Vandervelde;
(İtalya' da) Turati, Terves - ve İtalyan partisi sağ kanadının öteki temsilcileri; İngiltere'de Fabian'
lar ve « bağımsızlar» (gerçekte daima liberaııerin eğemenliği altında bulunan Independent Labour Partyn ) (24) vb . . . Parlamenter faaliyet içinde ve parti yayınlarında öıı.emli ve çoğunlukla hakim bir rol oynayan bütün bu efendiler, proleterya diktatoryasını açıkça reddederler ve kılık değiştir
memiş bir oportünizm uygularlar. Bu efendilere göre, proleterya <<diktatorya»sı, demokrasiyle çe
lişir ! Gerçekte, bu efendileri küçük - burjuva de
mokratlardan ayırdeden ciddi hiç bir şey yoktur.
166
-Bundan dolayı ı . Enternasyonalin, resmi tem
silcilerinin büyük çoğunluğu itibarıyla tamamen oportünizme saplandığı sonucunu çıkarmakta haklıyız, Komün deneyi sadece unutulmakla kal
mamış ayrıca tahrif de edilmiştir. İşçi yığınlarına, harekete geçmek eski devlet makinası parçalayıp onun yerine bir yenisini koymak ve böylece kendi politik egemenliklerini toplumun sosyalist dönü
şümünün temeli yapmak gerekeceği anın yaklaş
tığı inancını aşılamak yerine bunun tam tersi tel
kin ediliyordu. Ve «iktidarın elde edilmesi» o tarz
da sunulmuştu ki bütün kapılar oportünizme açık kalıyordu.
Proleter devrimi devlet karşısında ki tutumu sorununun tahrifi ve bu sorun etrafındaki fesat
çı sükut, emperyalist rekabet sonucu güçlendiril
miş bir askeri aygıtıa süslenmiş devletler, dünya üzerinde, İngiltere ya da Almanya'dan hangisinin İngiliz mali sermayesi ya da Alman mali sermaye
sinden hangisinin hüküm süreceğini kararlaştır
mak için milyonlarca insanı yok eden kan dökücü canavarlar haline gelmiş bulunduğu anda önemli bir rol oynamaktan geri kalamazdı ( * )
ı 0 ı Müsveddede daha sonra şunlar yazılıdır :
167
-BÖLÜM 7
1905 VE 1907 RUS DEVRİMLERİ DENEYi BU BÖLÜMÜN başlığında belirtilen konu o kadar geniştir ki bu konuda ciltlerce kitap yazıla
bilir. Ve yazılmasıda gerekirdi. Bu broşürde elbet
teki kazanılan deneyin devrim esnasında proletar
yanın devlet iktidarı karşısındaki görevleri ile doğrudan doğruya ilgili en önemli dersleriyle ye
tinmemiz gerekecektir. (Müsvedde burada biter.)
BİRİNCİ BASK lY A SON SÖZ
BU BROŞÜR 1917 Ağustos ve Eylül'ünde ya
zılmıştır. Son bölümün, « 1 905 ve 1917 Rus devrim
leri deneyi, başlığını taşıyan 7. bölümün planını daha önce kararlaştırmıştım. Ama, başlık dışında bu bölümün bir tek satırını bile yazacak vaktim olmadı. 1917 Ekim devrimi arifesini belirleyen po
litik bunalım tarafından «Engellendim». Böylesi
ne bir «engel»den sadece kıvanç duyulabilir. Ama bu broşürün « 1905 ve 1917 Rus devrimleri deneyi
ne ayrılmış» İkinci fasikül'ü şüphesiz çok daha sonraya bırakmak gerekecek; «bir devrim deneyi»
yapmak, o konuda yazmaktan daha güzel ve da
ha yararlıdır.
30 Kasım 1917 Petrograt
168
-Yazar
AÇlKLAYlCI NOTLAR
1 ) Devlet ve devrim, Lenin tarafından, 1917 Ağustos - Eylül ayları içinde yazılmıştır. Lenin, 1916'nın ikinci yarısından itibaren, devlet sorunu
nun teorik bir incelemesinin zorunluluğu üzerin
de ısrar ediyordu. Gene bu dönemde gençlik enter
nasyonali başlıklı bir yazı yazdı. Bu yazıda Bukt harin'in devlet sorunu üzerindeki anti - marksist tutumunu eleştiriyar ve marksizmin devlet karşı
sındaki tutumu üzerine ayrıntılı bir yazı yazmayı vaad ediyordu. Kolantaya yazdığı 17 Şubat 1917 tarihli mektuptan Lenin bu mesele üzerine gerek
li dokümantasyon toplama işini hemen hemen ta
mamladığını bildirir. Bu mektupta söz konusu edilen şey, Marxsizm ve Devlet başlığını taşıyan mavi kaplı bir defter içine ince ve sık bir yazıyla kopye edilmiş malzemedir. Karl Marx ve F. En
gels'in eserlerinden alınmış metin - aktarımlar, Kautsky, Pannekoek ve Bernstein'nin kitapların
dan alınmış parçalar, Lenin'in eleştirici düşünce
leri, çıkardığı sonuç ve genellemelerle birlikte bu defterde biraraya getirilmiştir. Devlet ve Devrim 7 bölümden meydana gelecekti ama 7. bölüm
« 1 905 ve 1917 Rus devrimleri deneyi» hiç yazılma
dı. Bu bölümden sadece inceden ineeye hazırlan
mış bir plfm kaldı. Eserinin yayınlanmasıyla ilgili olarak yayıncıya gönderdiği bir mektupta Lenin
« . . . eğer 7. bölüm için biraz gecikmişse, ya da bu bölüm kitabı fazla kalınlaştıracaksa ilk altı bö
lüm ayrı olarak I. fasükül olarak yayınlanması
� 169
-gerekeceğini» yazmıştı. Kitabının ilk sayfasında
«FF. İvanovski» takma adı bulunur Lenin kitabını takma ad altında yayınlamayı düşünüyordu, yok
sa geçici hükümet kitabı toplatabilirdi. Eser an
cak 1918'de yayınlanabildiği için takma ada lü
zum yoktu ı . Kitabın 2. bölüme Lenin tarafından eklenmiş yeni bir kısmı «Marx 1852'de nasıl ko
yar» kısmını ihtiva eden bir ikinci baskısı, 1919'
yar» kısmını ihtiva eden bir ikinci baskısı, 1919'