• Sonuç bulunamadı

KATMA DEĞER VERGİSİNİN MÜKELLEFİ VE SORUMLUSU

I. BÖLÜM: GENEL OLARAK KATMA DEĞER VERGİSİ

1.3. KATMA DEĞER VERGİSİNİN MÜKELLEFİ VE SORUMLUSU

1.3.1. Mükellef

Katma değer vergisinin mükellefi, verginin konusuna giren işlemleri yapan gerçek veya tüzel kişilerdir. İşlemi yapan gerçek ya da tüzel kişinin tam ya da dar mükellef olması veya kamu kurumu ya da özel kişi olması önem arz etmemektedir. Aslında katma değer vergisi mükellefi, diğer vergi kanunlarında yer alan mükellef kavramından farklı belirlenmiştir. Katma değer vergisinin mükellefleri, mal teslim ve hizmet ifa edenler, ithalatta mal ve hizmet ithal edenler, transit taşımacılıkta, gümrük ve geçiş işlemine muhatap olanlar, PTT işletme müdürlüğü, radyo ve televizyon kurumları, şans ve talih oyunlarında oyunları tertip edenler, at yarışları, diğer müşterek bahis ve talih oyunlarında bunları tertipleyenler, profesyonel sanatçıların ve sporcuların yer aldığı konserler, maçlar, yarışmalar düzenlenmesinde bunları tertipleyenler, gayrimenkul mal ve hakları kiraya verenler ve isteğe bağlı olarak yükümlülüğe giren gerçek ve tüzel kişilerdir (KDVK m.

8).

Verginin mükellefi ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet çerçevesinde mal teslimi ve hizmet ifasında bulunanlar olmakla birlikte; verginin yüklenicisi, aslında nihai tüketicidir101. Verginin mükellefi aslında vergiyi mal ve hizmetlerin fiyatına eklemek suretiyle vergi yükünü nihai taşıyıcı olan tüketicilere geçirmektedir. İndirim mekanizmasından faydalanamayan nihai tüketici de vergi yüküne katlanmak zorunda

99 Göker, Katma Değer Vergisinin Konusu, s. 96.

100 Maç Mehmet, KDV Uygulaması, Denet Yayıncılık, İstanbul 1998, s. 143.

101 Katma değer vergisinin nihai tüketicisine iktisadi mükellef de denilmektedir (Şenyüz – Gerçek – Yüce, Türk Vergi Sistemi, s. 449).

kalmaktadır. Katma değer vergisi ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyetler çerçevesinde yapılan teslim veya hizmet ifası dolayısıyla alınmakla birlikte bir kimsenin salt ticari, zirai ve mesleki kazanç sahibi olması kendisinin katma değer vergisi mükellefi olması sonucunu doğurmamakta; bunun için katma değer vergisinin kapsamına giren bir teslim veya hizmet ifası işlemini yapıyor olması gerekmektedir. Şahıs şirketleri ve tüzel kişiliği olmayan adi ortaklıklarda vergi ortaklık adına doğmakta, gelir vergisinde olduğu gibi ortaklar için tek tek katma değer vergisi yükümlülüğü söz konusu olmamaktadır102.

Katma Değer Vergisi Kanunu gereğince vergi mükellefinin Türkiye içinde işyerinin, ikametgâhının veya tüzel kişilerde iş merkezi ve kanuni merkezinin bulunmadığı durumlarda vergi alacağının güvence altında tutulması için Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergiye tabi işlemlere taraf olanları veya diğer ilgili bir kişiyi sorumlu tutulabilmektedir (KDVK m. 9). Bu kimseler vergi mükellefinin temsilcisi, vekili, onun adına hareket etmeye yetkili diğer kişiler, mal ve hizmet alım satımına taraf olanlar ile zımnen de olsa bu işlemlerle ilişkisi bulunanlardır103.

1.3.2. Vergi Sorumlusu

Vergi Usul Kanunu’nun 8’inci maddesinde “mükellef ve vergi sorumluları” başlığı altında hem vergi mükellefi hem de vergi sorumlusu tanımlanmıştır. Vergi sorumlusu;

verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir. Her ne kadar kanunda vergi borcunu ödemek bakımından tanımlanmış olsa da vergi sorumluluğu daha geniş vergi ödevlerini kapsamaktadır. Zira vergi sorumlusu, vergi mükellefi adına vergi borcunu ödemenin yanısıra, vergiye ilişkin şekli ödevleri de yerine getirmekle yükümlüdür

102 Öncel – Kumrulu – Çağan – Göker, s. 435.

103 Katma Değer Vergisi 1 No.lu Genel Tebliği’nde vergi mükellefleri bu şekilde ifade edilmiştir. Ancak 2014 yılında Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği çıkarılarak bu tebliğler güncellenerek birleştirilmiştir. Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nde ise verginin mükellefleri Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 8’inci maddesinde sayılan madde hükümleri açıklanarak tekrar edilmiştir.

Vergi sorumlusu, kural olarak, mükellef ile devlet arasındaki alacak-borç ilişkisinde üçüncü kişi konumundadır104. Gelir vergisinde ve kurumlar vergisinde olduğu gibi, katma değer vergisinde de vergi kayıp ve kaçaklarının önlenmesi ve verginin güvence altına alınması amacıyla vergi sorumluluğu müessesesi getirilmiştir105. Katma değer vergisinde sorumluluğun uygulanma amacı da vergi güvenliğinin sağlanmasıdır. Zira Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde de katma değer vergisi tevkifatının vergi alacağını güvence altına almak amacıyla getirildiği belirtilmiştir. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun vergi sorumluluğunu düzenleyen 9’uncu maddesinde sayılan hallere106 bakıldığında, vergi mükellefinin takibinin zor olduğu ve verginin tahsilinin risk taşıdığı durumlarda sorumluluk müessesine gidildiği görülmektedir. Maddenin gerekçesinde mükellefin yurtiçinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkez veya işmerkezinin bulunmaması ve gerekli görülen diğer hallere Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, vergi

104 Öncel – Kumrulu – Çağan – Göker, s. 84.

105 Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği, RG. 26.04.2014, S. 28983, s. 17.

106 Katma değer vergisinin sorumlularını Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9’uncu maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;

“1. Mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.

Şu kadar ki Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin katma değer vergisi, bu hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı elektronik ortamda sunulan hizmetlerin kapsamı ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

2. Fiili ya da kaydi envanter sırasında belgesiz mal bulundurulduğu veya belgesiz hizmet satın alındığının tespiti halinde, bu alışlar nedeniyle ziyaa uğratılan katma değer vergisi, belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan mükelleften aranır.

Belgesiz mal bulundurdukları veya hizmet satın aldıkları tespit edilen mükelleflere, bu mal ve hizmetlere ait alış belgelerinin ibrazı için tespit tarihinden itibaren 10 günlük bir süre verilir. Bu süre içinde alış belgelerinin ibraz edilememesi halinde, belgesi ibraz edilemeyen mal ve hizmetlerin tespit tarihindeki emsal bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisi, alışlarını belgeleyemeyen mükellef adına re'sen tarhedilir. Bu tarhiyata vergi ziyaı cezası uygulanır.

Ancak belgesiz alınan mal ve hizmetleri satanlara, bu satışlarla ilgili olarak, vergi inceleme raporuna dayanılarak katma değer vergisi tarhiyatı yapıldığı takdirde, ziyaa uğratılan vergi ve buna ilişkin ceza ayrıca alıcılardan aranmaz.

3. 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununa göre düzenlenen ürün senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslimine ait katma değer vergisinin ödenmesinden lisanslı depo işleticileri sorumludur.”

alacağını güvence altına alınması için işlemlere taraf olan diğer bir kişinin ya da kişilerin verginin sorumlusu olarak tutulduğu ifade edilmiştir. Kanun hükmünde belirtilen

“işlemlere taraf olanlar” ise mükellefin temsilcisi, vekili, mükellef adına hareket etmeye yetkili herhangi bir kişi veya kendisine mal teslim edilen ya da hizmet ifa edilen kişilerdir.

Katma değer vergisinde sorumluluğun bir amacı daha bulunmaktadır. Vergi sorumluluğunun uygulanmasıyla birlikte tahsilat hızlı yapılmaktadır107. Ancak vergi sorumluluğunun karmaşık olduğu, vergi mükellefine birçok bürokratik yük getirdiği ve yalnızca vergi denetiminin sağlanması için belirli bir süre uygulanması ardından kaldırılması gerektiği108 yönünde eleştiriler de bulunmaktadır.

Vergi sorumluluğuna ilişkin olarak başvurulan yaygın uygulama tevkifat olup, özellikle gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamaları bakımından sorumluluk ve tevkifat, Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen kanuni temsilcilerin ve mirasçıların sorumluluğu ile diğer bazı sorumluluk halleri dışında, neredeyse birlikte anılmaktadır109. Katma değer vergisinde tevkifat, bir işleme ilişkin katma değer vergisini ödeme mükellefiyetinin satıcı veya işlemi yapan tarafından alınarak alıcıya yüklenmesi olarak tanımlanmaktadır110. Mal ve hizmeti alan veya teslim/ifa eden kişi başka bir ifadeyle vergi mükellefi ya da satıcı, belge üzerinde hesapladığı katma değer vergisini alıcıdan mal bedeliyle tahsil ederek vergi dairesine vergi mükellefi sıfatıyla beyan edip ödemektedir. Ancak ekonomik faaliyetlerin gizlenmesi ya da sahte belge kullanarak vergi kaçırmanın amaçlanması gibi hallerde verginin ödenmesini güvence altına almak ve verginin tahsilatını hızlandırmak amacıyla vergi sorumlusu doğrudan vergiyi vergi dairesine ödemektedir. Vergi sorumluluğunu düzenleyen Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9’uncu maddesinin 1’inci

107 Aydın, s. 98.

108 Yıldır Mehmet, “Katma Değer Vergisi’nde Sorumluluk Uygulaması”, Vergi Sorunları Dergisi, S. 128, s. 140.

109 Aydın Erkan, Katma Değer Vergisinde Sorumluluk, Oniki Levha Yayıncılık, Birinci Baskı, İstanbul 2009, s. 103. Vergi Usul Kanunu’nda vergi sorumluları; vergi kesintisi yapanlar, karnesiz hizmetli çalıştıranlar, vergi mükelleflerinin temsilcileri, mirasçılar, adi ortaklığın ortaklar ve diğer kanunlarda düzenlenen vergi sorumluları olmak üzere düzenlenmiştir.

110 Öner, Vergi Sistemi, s. 216. Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde, katma değer vergisi tevkifatı, “teslim veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan verginin, teslim veya hizmeti yapanlar tarafından değil, bu işlemlere muhatap olanlar tarafından kısmen veya tamamen vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilip ödenmesi” şeklinde tanımlanmıştır.

fıkrasında Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, vergi mükellefinin Türkiye’de ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ya da iş merkezinin bulunmaması halinde ve gerekli görülen hallerde vergi alacağının tahsilinin garantiye alınması için vergiye tabi işlemin taraflarını verginin ödenmesinden sorumlu tutma yetkisi verilmiştir111. 2017 yılında yapılan değişiklikle birlikte ise Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlerden ötürü doğan katma değer vergisinin, hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödeneceği düzenlenmiştir.

Mal ya da hizmet alan kişinin, almış olduğu mal ve hizmet bedeline ilişkin katma değer vergisini satıcıya ödememesi, vergi dairesine beyan ederek vergiyi ödemesi gerekmektedir. Katma değer vergisi tevkifatı ihtiyari olmayıp, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından tevkifat uygulaması kapsamına alınan işlemlerde alıcılar tarafından tevkifat yapılması zorunludur. Alıcıların tevkifat şartlarının oluşmasına rağmen asıl vergi mükellefinin beyan etmesini istemeleri ve karşı tarafa böyle bir talepte bulunmaları mümkün değildir.

Kısmi tevkifat ve tam tevkifat olmak üzere iki tür tevkifat bulunmaktadır. Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde tam ve kısmi tevkifat uygulanacak işlemler belirlenmiştir. Tam tevkifatta katma değer vergisinin tamamı alıcı tarafından tevkifat yapılarak beyan edip vergi dairesine ödenmektedir112. Kısmı tevkifatta ise katma değer vergisinin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen bir kısmı alıcılar tarafından tevkifat yapılarak vergi dairesine ödenirken, diğer kısmı vergi mükellefi (mal teslimi

111 Bilindiği gibi Anayasa’nın 73’üncü maddesi gereğince “vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir ve kaldırılır.” Ancak “vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir.” Bu bakımdan vergi koyma, kaldırma ve değiştirme yetkisi yalnızca yasama organında olup, yürütme organına ve idareye bu konu yetki verilemez. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın gerekli gördüğü hallerde vergi alacağının tahsilinin garantiye alınması için vergiye tabi işlemin taraflarını verginin ödenmesinden sorumlu tutma yetkisi verilmesi, Anayasa’nın 73’üncü maddesi gereğince vergilerin kanuniliği ilkesini ihlal etmektedir. Zira vergilerin kanuniliği ilkesi gereğince, verginin kanunla konulmuş sayılması için ana unsurları olan verginin mükellefi, konuau, vergiyi doğuran olayı, matrahı, oranı, istisna ve muafiyetleri, indirim ve vergi ödevine ilişkin tüm düzenlemelerin kanunda yer alması gerekmektedir (Güneş, Verginin Yasallığı, s.118).

112 Tam tevkifat uyguamasındaki işlemler; serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki telif faaliyetler, kiralama işlemleri, reklam verme işlemleridir.

yapan veya hizmet ifa eden) tarafından beyan edilip vergi dairesine ödenmektedir113. Örneğin genel bütçeli bir kamu idaresi, bir limited şirketten kiralama hizmeti almıştır.

Kira bedeli 100.000 TL + 18.000 TL katma değer vergisi olması halinde işbu bedelin 5/10 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir. Genel bütçeli kamu idaresi tarafından 18.000 TL’nin 5/10 oranı 9.000 TL’nin katma değer vergisi tevkifatı yapılarak, şirkete 109.000 TL ödenecektir114. Görüldüğü üzere katma değer vergisinin tamamında tevkifat yapılmamıştır.