• Sonuç bulunamadı

Kaynak:

2.1.3. Ermenistan’ın Dağlık Karabağ Ġle Ġlgili Planları

Azerbaycan Ermenistan iliĢkilerinin seyrinde Karabağ‟ın önemli bir yeri bulunmaktadır. Ermeniler, Karabağ üzerinde hak iddia etmektedirler. Karabağ sorununun patlak verdiği 1988 yılına kadar Ermenistan devamlı olarak bu bölgenin kendilerine ait olduğunu dillendirmiĢtir.

Ermeniler 1945 sonrasında Sovyetlerden Dağlık Karabağ‟ın Ermenistan‟a bağlanmasını talep etmiĢler, bu isteklerini 1948, 1963, 1967 ve 1977 yıllarında tekrarlamıĢlardır. Ermenistan‟ın bu isteklerine Sovyetlerde sıcak bakılmıĢ, ancak o günün koĢulları ve ülkedeki iç geliĢmeler nedeni ile Ermenilerin istekleri sonuçsuz kalmıĢtır (ĠĢyar, 2004:371-372).

ġekil 5. Karabağ Sorunu

Ermenilerin hevesleri, Gorbaçov döneminde bir kez daha kursaklarında kalmıĢtır. Gorbaçov SSCB‟nin baĢına geçtiğinde Dağlık Karabağ ile ilgili aldıkları bir kararla bölgenin Azerbaycan‟a bağlı kalacağını açıklamıĢtır. Bu karar Ermenistan tarafından reddedildi, fakat Yüksek Sovyet, Ermenistan yönetiminin ret kararını tanımadı (Gürses, 2001:255).

1987 yılında bir grup Ermeni milliyetçi, yetmiĢbeĢbin kiĢinin imzaladığı ve Karabağ ile Nahçıvan‟ın Ermenistan‟a bağlanmasını talep eden bir dilekçe hazırladılar. Bunun yanında Karabağ‟daki bazı Ermeni grupların öncülüğünde Ermenistan ile birleĢmek için açıklamalar yapıldı. ġubat 1988‟de bölgenin Yüksek ġura‟sı tarafından yapılan böylesi bir açıklama, çatıĢmaların baĢlamasına neden oldu. Karabağ yerel yönetiminin Azerbaycan‟dan ayrı bir Cumhuriyet ilan ettiklerini açıklamasıyla, Bakü Kasım 1991‟de Karabağ‟ın otonomi statüsünü kaldırma kararı aldı. GerginleĢen ortamda Azerbaycan‟da ve Ermenistan‟da çatıĢmalar baĢ gösterdi. Ġki ülkede bulunan Azeri ve Ermeniler karĢılıklı göç etmek zorunda kaldı. Ermeni diasporasının ekonomik yardımı yanında Moskova‟nın da askeri yardımı ile Karabağ bölgesi de dahil Azerbaycan topraklarının yaklaĢık %20‟si Ermenistan‟ın kontrolüne girdi (Gürses, 2001:257).

Ermenistan, Karabağ iĢgalini sürdürmek istemektedir. Fiili bağımsız Dağlık Karabağ Cumhuriyetini müstakil Ermeni toprağı olarak (münasipse Ermeni Cumhuriyetinin bir parçası ya da ayrı bir Cumhuriyet olarak) Azerbaycana ve tüm dünyaya kabul ettirmek istemektedir (Reynolds, 2008:19). Dağlık Karabağ, Ermenistan‟ın planları içinde önemli bir yer tutmakta, Ermenistan Karabağ sorunuyla ilgili olarak her türlü olasılığı göz önünde bulundurarak hareket etmektedir. Bunun içine ordularını güçlendirmek de girmektedir. Ermenistan ordusu için bütçeden ayrılan payın önemli miktarlarda olduğu görülmektedir (Eren, 2007a:12-13).

Dağlık Karabağ sorunu Azeri-Ermeni iliĢkilerine büyük zarar vermektedir (Musabeyov, 2001:183). Bu sorun çözülmedikçe, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki iliĢkilerin iyileĢmesi mümkün görünmemektedir. Taraflar birbirlerinin hasımları olarak görmektedirler.

2.2. Dağlık Karabağ Sorunu ve Uluslararası Kamuoyu

Dağlık Karabağ sorunu ile uluslararası kamuoyu da ilgilenmekte, ülkeler bu sorun karĢısında farklı görüĢ ve tutumlara sahip olabilmektedirler. Bununla ilgili açıklamalara aĢağıdaki metinde yer verilmiĢtir.

2.2.1. Uluslararası Örgütlerin Soruna YaklaĢımı

23 Eylül 1991‟de Ermenistan bağımsızlığını ilan etmiĢtir. 26 Aralık‟ta Sovyetler Birliği dağılmıĢtır. 23 Eylül‟de bağımsızlığını ilan eden Ermenistan fiilen ve hukuken bağımsız olmuĢtur. Ermenistan Parlamentosu, bağımsızlığını ilan ettikten sonra, bunu tanıyan ilk ülkelerden biri Türkiye olmuĢtur. Bağımsızlığını ilan ettikten sonra Ermenistan, BirleĢmiĢ Milletler (BM), Avrupa Güvenlik ve ĠĢbirliği TeĢkilatı (AGĠT), IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluĢlara da üye olmuĢtur (Demir, 2004:727).

Türkiye, SSCB‟nin çöküĢüyle bağımsızlığını elde eden Azerbaycan‟ı tanıyan ilk devlet olmuĢtur (Mesimov, 2001:274; Demir, 2004:727).

Kendisine üye olan Azerbaycan ile Ermenistan‟ın, Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik BM, bazı giriĢimlerde bulunmuĢtur.

2.2.1.1. BirleĢmiĢ Milletler (BM)

BirleĢmiĢ Milletlerde Karabağ savaĢı ile ilgili kararlar alınmıĢ, Karabağ sorununun çözümü için giriĢimlerde bulunulmuĢtur. Ermenistan, BM‟nin aldığı, iĢgal edilmiĢ Azerbaycan topraklarından bütün askeri birliklerin çekilmesi çağrısına uymamıĢtır (Oran, 2005:401).

BM Genel Kurulu 26 Mart tarihli toplantısında, soruna doğrudan müdahale etmeme ve AGĠK‟i destekleme kararı almıĢtır. 24 Mart 1992 yılında Helsinki‟de toplanan AGĠK DıĢiĢleri Bakanları Konseyi, Karabağ‟daki durumu değerlendirmiĢ ve sonuç bildirisinin 3-11. maddelerinde sorunun çözümü için Temmuz 1992‟de Beyaz Rusya‟nın Minsk kentinde bir konferans düzenlenmesini kararlaĢtırmıĢlardır (Özdal, 2006:721).

BM Güvenlik Konseyi‟nin Nisan 1993‟de Kelbecer bölgesinin boĢaltılması ve taarruzların durdurulmasına yönelik 822 sayılı kararı çerçevesinde barıĢ çabaları gösterilmiĢtir.

“Kararda, Güvenlik Konseyi‟nin BaĢkanı‟nın konuya iliĢkin daha önce verdiği beyanat ve sunduğu rapora da gönderme yaparak, iki ülke arasındaki savaĢın endiĢe verici boyutundan, Kelbecer‟in Ermenilerce (ülke gösterilmiyor) iĢgal edilmesinden duyulan rahatsızlık dile getirilerek ve uluslararası kabul görmüĢ sınırların ihlal edilmezliği, toprakların silah zoruyla ele geçirilmesinin kabul edilmezliği, bütün devletlerin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi ilkeleri vurgulanmıĢtır” (Cicioğlu, 2007:313).

Kararda ayrıca Ģu beĢ madde sıralanmıĢtır (Cavadov, 2009:51-52): “BM Güvenlik Konseyi,

AteĢkesin kesin biçimde yapılması, ayrıca tüm iĢgalci güçlerin Kelbecer reyonundan ve Azerbaycan‟ın yakın dönemlerde iĢgal edilmiĢ diğer reyonlarından çıkarılması amacıyla tüm askeri operasyonların ve düĢmanca eylemlerin durdurulmasını talep eder;

Ġlgili tarafların çatıĢmanın AGĠK Minsk Grubu barıĢ süreci ile çözümü için görüĢmelere hemen ve tekrar baĢlanması ve sorunun barıĢçıl araçlarla çözümünü zorlaĢtıracak eylemlerden kaçınmasını ısrarla vurgular;

Sivil halkın zorluklarını azaltmak için bölgede, özellikle çatıĢmanın etkili olduğu tüm reyonlarda insani yardımların yapılabilmesi için engellerin kaldırılmasını isteyerek, bütün tarafların uluslararası insani hukukun ilke ve normlarına uymak zorunda olduğunu belirtir;

Genel Sekreterden AGĠK BaĢkanı, ayrıca AGĠT Minsk Grubu ile görüĢmeler yaparak bölgedeki, özellikle Azerbaycan‟ın Kelbecer reyonundaki durumu değerlendirerek bu konuda Güvenlik Konseyi‟ne rapor sunmasını rica eder;

Bu konuyla aktif olarak ilgilenmeyi sürdüreceği kararını alır.”

Kararda da belirtildiği üzere milletlerarası hukuk, ülkelerin toprak bütünlüğünü ve devlet egemenliğini güvence altına almaktadır (Perinçek, 2006:165). Sovyetler Birliği‟nin dağılması, BDT‟nin oluĢturulması ve yeni Cumhuriyetlerin statüleri konusunda 8 Aralık 1991 tarihli Minsk AntlaĢması‟nın 5. maddesinde üye ülkeler “birbirlerinin ülke bütünlüğünü ve mevcut sınırların dokunulmazlığını tanımıĢlar” denmektedir. Ülke bütünlüğüne saygı ve mevcut sınırların dokunulmazlığı ilkesinin, Ermenistan‟ın imzaladığı 21 Aralık 1991 Alma Ata Deklarasyonu‟nda da tekrarlandığı

belirtilmektedir. Ermenistan‟ın bağımsızlıktan sonra bu sınırları tanımaktan kaçınması ve hatta reddetmesinin, uluslararası hukuk açısından durumu değiĢtirmeyeceği ifade edilmektedir (Yalçınkaya, 2006a:133).