• Sonuç bulunamadı

F. Hakkında Söylenen Sözler

3. Katkıda Bulundukları

Tek başına kaleme aldığı eserler yanında bazı eserlere değişik aşamalarda katkıda bulunduğu da olmuştur. Katkılarını genel olarak; müşterek çalışmaları, fihrist-tertip ve numaralandırmasını yaptıkları, takdim-takriz yazdıkları ve diğer katkıları diye tasnif etmek mümkündür.

a. Müşterek Çalışmaları

Ebû Gudde’nin birlikte kaleme aldığı eserleri olduğu gibi, başkaları tarafından başlanmış çalışmaları tamamladığı da olmuştur. Kendisinin aynı zamanda ilk eseri1222 olan

Kabesât min nûri’n-nübüvve isimli çalışmayı1223 Ahmed İzzüddîn el-Beyânûnî (ö.

1395/1974) ile birlikte kaleme almışlardır1224. Yine adı geçen dostuyla birlikte liselerde okutulmak üzere 6 adet ders kitabının telifini gerçekleştirmişlerdir1225.

Bir süre Dımaşk Üniversitesi İslâm Hukuku Fakültesi tarafından hazırlanan Fıkıh Ansiklopedisi (el-Mevsûatü’l-fıkhiyye) projesi için fıkıh kitaplarını fihristleme çalışmalarında bulunmuştur. Daha önce başkaları tarafından başlatılmış fakat tamamlanamamış olan Zâhirî fıkıh sözlüğü çalışması Ebû Gudde tarafından ikmal edilerek1226 Mu’cemü’l-fıkhi’z-Zâhirî müstahlasan mine’l-Muhallâ li’bni Hazm adıyla iki

cilt halinde yayınlanmıştır1227.

1219 Bkz. İslâm, Ankara-İstanbul 1984, sy. 10, s. 16-17.

1220 Rabat’ta yayınlanan Da’vetü’l-hak isimli derginin 1405 Rabiulevvel/1985 tarihli 242. sayısında yayınlandığına dair bkz. İbn Abdilberr, İntikâ,(muhakkikin notu), s. 341. Ayrıca Ebû Gudde daha sonra bazı ilavelerde bulunarak İbn Abdilber’in adı geçen eserinin tahkikinde bu makaleyi tekrar yayınlamıştır. Bkz. s. 341-350.

1221 Y.g.k.g.

1222 İbn Hacer, a.g.e. (nâşirin girişi) I, 40.

1223 Bir siyer çalışması olan bu eser hakaret maksadıyla Hz. Peygamber’e koyun çobanı diyen Ebû Şilbâye adındaki birine reddiye olarak kaleme alınmıştır. İbn Hacer, a.g.e. (nâşirin girişi) I, 40.

1224 Birinci baskı yy. 1951, ikinci baskı Beyrut 1420/1999, nşr. Abdülmecîd el-Beyânûnî.

1225 İbn Hacer, a.g.e. (nâşirin girişi) I, 40; İsneyniyye, XI, 605. Bu eserler Bakanlık adına yayınlanmış olup üzerlerinde müelliflerin isimleri yer almamaktadır. Avvâme, y.g.k.g.

1226 Reşîd, a.g.e. (Mustafa ez-Zerkâ’nın yazısı), s. 20. 1227

174 b. Fihrist ve Numaralandırmasını Yaptıkları

Kendi eserlerine ayrıntılı fihristler hazırlamaya özen gösteren Ebû Gudde, ayrıca

Sünenü’n-Nesaî (es-sugrâ)’daki hadisleri numaralandırmış ve esere 9 ayrı fihrist hazırlamıştır.

Hadisleri eserin başından sonuna kadar devam eder bir şekilde numaralandırması yanında Miftâhu künûzi’s-sünne ve kısaca Concordance diye anılan el-Mu’cemü’l-

müfehres li-elfâzi’l-hadîsi’n-nebevî adlı fihristlerin kullandığı sisteme uygun olarak da numarlandıran Ebû Gudde, ayrıca Tuhfetü’l-eşrâf bi ma’rifeti’l-etrâf isimli etraf kitabında

Nesâî’ye nisbet edilerek verilen hadislerin Abdüssamed Şerefüddîn tarafından hazırlanmış fihristini1228 sisteme uyarlayarak bu çalışmaya eklemiştir. Girişte konuyla ilgili eserlerden sözeden Ebû Gudde, esas aldığı Nesâî baskısında1229 var olan yanlışları düzeltmiş, el-

Mu’cemü’l-müfehres’in sistemini tanıtmış ve Müslümanlar tarafından kaleme alınan etrâf ve fihristleme çalışmalarından sözetmiştir.

Ebû Gudde’nin 3 yılını alan bu çalışma, Sünenü’n-Nesâi’nin dokuzuncu cildi olarak yayınlanmış1230 olup 364 sayfadır.

Hatîb el-Bağdâdî’nin (ö. 463/1071) Târîhu Bağdâd isimli eserindeki hadislerin tertibini yapıp fihristlerini çıkardığı ve el-Cem’u ve’t-tertîb li ahâdîsi Târîhi Hatîb adını verdiği 4 ciltlik henüz yayınlanmamış 2 çalışması da bulunmaktadır1231.

Ayrıca yukarıda ifade edildiği gibi bir süre Dımaşk Üniversitesi İslâm Hukuku Fakültesi tarafından hazırlanan Fıkıh Ansiklopedisi projesi için fıkıh kitaplarını fihristleme çalışmalarında bulunduğu da bilinmektedir1232.

c. Takdim ve Takriz Yazdıkları

Bazı eserleri ve/veya müelliflerini tanıtmak amacıyla yahut kendisinden talep edilmesi üzerine1233 çok sayıda takdim-takriz yazmıştır. Bunlardan tespit edebildiklerimiz şunlardır:

1228 Bu fihrist, kendisinin Keşşâf isimli çalışmasında (s. 307-374) yer almaktadır.

1229 Kahire 1348/1930, I-VIII (Suyûtî’nin Şerhu Süneni'n-Nesâî’si ve Ebü'l-Hasan Nureddin es-Sindî’nin

Hâşiyetu Süneni'n-Nesâî’si ile birlikte).

1230 Birinci baskı Beyrut, 1406/1986; ikinci baskı Beyrut, ?; üçüncü baskı Beyrut, 1988. Selmân Ebû Gudde, bu çalışmanın üç defa da izinsiz baskısının yapıldığını belirtmektedir. Bkz. a.g.e., I, 45.

1231 Bkz. Reşîd, a.g.e., s. 214. 1232 Yıldırım, a.g.m., s. 200. 1233

175 1. Fazlullâh el-Geylânî el-Hindî, Fazlullâhi’s-samed fî tavzîhi’l-Edebi’l-

müfred.

2. Muhammed Avvâme, Eseru’l-hadîsi’ş-şerîf fi’htilâfi’l-eimmeti’l- fukahâ’radiyallahu anhum.

3. Muhammed b. Abdülazîm el-Mekkî, el-Kavlu’s-sedîd fî ba’zi mesâili’l-

ictihâdi ve’t-taklîd, thk. Câsim b. Muhammed el-Yâsîn.

4. Ali el-Kârî, Şerhu Şerhi Nuhbeti’l-fiker fî mustalahâti ehli’l-eser, thk. Muhammed Nizâr Temîm ve Heysem Nizâr Temîm.

5. Abdürraûf el-Münâvî (ö. 1031/1622), et-Teysîr bi şerhi’l-Câmii’s-sağîr, nşr. Muhammed b. Abdullah Âlü Reşîd.

6. Semur el-Aşşâ, et-Teysîr fî hıfzi’l-esânîd.

7. Ubeydullâh el-Es’adî, el-Mûcez fî ilmi usûli’l-fıkh.

8. Muhammed Takî el-Osmânî, Tekmiletü Fethi’l-mulhim fî şerhi Sahîh-i

Müslim.

9. Abdullah b. Muzaffer Hüseyn el-Haydarâbâdî (ö. 1384/1964), Zücâcetü’l-

mesâbîh.

10. İbn Hazm ez-Zâhirî, Risâletü’l-elvân, thk. Ebû Abdirrahman ez-Zâhirî1234.

11. Zafer Ahmed et-Tânevî, İ’lâü’s-Sünen.

12. Abdürraûf el-Münâvî, et-Teysîr bi-şerhi'l-Câmii's-sagîr1235.

13. Muhammed İlyâs el-Bâre Benkevî, Şerhu Hayâti’s-sahâbe radiyallâhu

anhum1236.

14. Abdülhayy el-Leknevî, et-Ta’lîku’l-mümecced alâ Muvatta-i Muhammed, thk. Takiyyuddîn en-Nedvî1237.

1234 Yukarıda adları geçen eserlere Ebû Gudde’nin takdim-takriz yazdığına dair bkz. Reşîd, a.g.e., s. 640-641. 1235 Bu iki esere takdim-takriz yazdığına dair bkz. Memdûh, a.g.e., s. 45.

1236 Ebû Gudde’nin takriz yazdığı bu eseri Muhammed Âlü Reşîd her ne kadar Muhammed Yûsuf el- Kandehlevî’nin Hayâtu’s-sahâbe isimli eseri olarak veriyorsa da doğrusu Muhammed İlyâs’ın o eser üzerine kaleme aldığı şerh çalışmasıdır. Bu şerh Ebû Gudde ve Ebu’l-Hasen en-Nedvî’nin takrizleriyle 1421/2000 tarihinde Dâru İbni Kesîr (Dımaşk-Beyrut) tarafından yayınlanmıştır.

1237

176 15. Celâlüddîn es-Suyûtî, el-Bâhir min hükmi’n-Nebiyy sallallahu aleyhi ve

sellem bi’l-bâtıni ve’z-zâhir, thk. Mehmet Hayri Kırbaşoğlu1238.

16. Ahmed ez-Zerkâ, Şerhu’l-kavâidi’l-fıkhiyye1239.

Selmân Ebû Gudde, babasının kaleme aldığı takdim ve takrizleri toplu halde yayınlamayı planladığını bize haber vermiştir1240. Takip edebildiğimiz kadarıyla bu mukaddimeler henüz yayınlanmamıştır.

d. Diğer Katkıları

Ebû Gudde bunlardan başka, tez yönetmek, jürisinde bulunmak, neşrine yardımcı veya önayak olmak gibi değişik şekillerde birçok esere katkılarda bulunmuştur.

Suudi Arabistan’ın değişik üniversitelerinde görev yaptığı 30 yıla yakın süre içerisinde, yirmiyi aşkın öğrencinin yüksek lisans ve doktora tezlerini yöneterek ve çok daha fazlasının da tez jürisinde yer alarak bu çalışmalara katkı sağlamıştır1241.

Diğer taraftan, kimi çalışmaların neşrine de yardımcı olmuştur. Muhammed Yusuf el-Kandehlevî’nin Hayatu’s-sahâbe isimli eserini neşretmek üzere çalışmaya başlamış

1238 Muhammed Alü Reşîd’in Ebû Gudde’nin takdim yazdıkları arasında saydığı (bkz. Reşîd, a.g.e., s. 640) bu eser, esasen Ebû Gudde tarafından neşredilmiş bir çalışmadır. Yayıncılardan birinin basılmak üzere hadisle ilgili küçük hacimli bir eser istemesi üzerine, M. Sait Hatiboğlu tarafından daha önce kendisine hediye edilen ve hemen elinin altında olan bu kitapçığı kendisine vermiştir. Ebû Gudde isminin eserin üzerinde yeralmasının esere güven telkin edeceği gerekçesiyle yayıncı kendisinden eserin son okumasını yapmasını isteyince o da kabul etmiştir. Eseri okuyarak daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla pragraflarını düzenlemiş, özel isimlerin ve bazı ifadelerin zabtını yapmış, eserde hala kalmış kimi yanlışları tashih etmiş ve az sayıda dipnot eklemiştir. Yayıncının aceleci davranması sebebiyle Türkçe kısmını tercüme ettiremeye fırsat bulamayan Ebû Gudde, bunun yerine müellif Suyûtî’nin kısa biyografisini eklemiştir (bkz. s. 5-6). Eserin kapağında “tahkik ve tahricini yapan” unvanıyla Mehmed Hayri Kırbaşoğlu ile “son okumasını yapan” (karaehû) unvanıyla da Abdülfettâh Ebû Gudde’nin adları yazılmıştır.

Eserin muhakkiki Kırbaşoğlu, “Ebû Gudde benim çalışmamı, üzerine “karaehû” yazarak bastırdı. Üstelik danışmanım M. Said Hatiboğlu’nun adını bile yazmamışlar!” diyerek tepki göstermiştir (y.g.k.g.).

Bu tepkiye Ebû Gudde’nin oğlu Selmân, “Öncelikle, babam bu çalışmadan kesinlikle her hangi bir gelir elde etmemiştir. Esasen bu eseri yayınlamaktaki amacı da çok sevdiği hocaları Kevserî ve Sabri Efendi’nin doğduğu topraklarda yetişmiş Türk ilim adamlarının Arap dünyası tarafından tanınmalarına aracı olmaktır” diye karşılık vermiştir (y.g.k.g.). Ebû Gudde’nin eserin girişinde bu çalışmanın M. Said Hatiboğlu danışmanlığında yapıldığını belirttiği (bkz.

s. 5) ve yukarıda sözü edilen katkılarda bulunup eseri neşrettiği düşünüldüğünde “son okumasını yapan” unvanıyla adının kitapçık üzerine yazılmasında yadırganacak bir durum gözükmemektedir. Esasen eser, hacmi itibariyle kendisinden maddi veya manevi bir çıkar beklenmesine pek elverişli olmadığı da açıktır. Kaldı ki, üzerinde Ebû Gudde isminin yazılmış olması, en azından kendisini takdir eden geniş ilim çevrelerı tarafından eserin tanınmasına sebep olduğu da bir gerçektir. Zaten yayıncının Ebû Gudde’nin isminin yazılmasını istemesi de bunu göstermektedir. Bunun dışında Ebû Gudde’nin eseri neşrederken izin alıp almadığı hususu akla gelmektedir ki, bu husus bizce kapalıdır. İzin almadığı düşünülse dahi, böyle hasbi bir davranışın tepkiyle karşılanacağını hesap edememiş olmalıdır.

1239 Dımaşk 1419/1998, nşr. Mustafa Ahmed ez-Zerkâ. 1240 Y.g.k.g.

1241 Boyacılar, a.g.i.a., Selmân Ebû Gudde’den babasının yönettiği ve jürisinde bulunduğu tezler hakkında bilgi istedik, fakat kendisi bunun elinde hazır bulunmadığını, bunları tespit etmek için araştırmaya gerek olduğunu ifade etmiştir. bkz. y.g.k.g.

177 fakat daha sonra yaptığı hazırlıkları eseri neşretmek isteyen başka kişilere devretmiştir1242. Yine Veliyyullâh ed-Dihlevî’nin (ö. 1176/1762) el-İnsâf fî beyâni esbâbî’l-ihtilâf isimli eserinin neşri için hazırlıklara başlamış fakat Ahmed Râtib Armûş’un da böyle bir çalışma yapmış olduğunu öğrenince, onun çalışması tamamlanınca gözden geçirerek bazı mülahazalarını arzetmiş, bu mülahazalar eserde yer almıştır1243. Ayrıca Zeki Muhammed Mücâhid’in el-A’lâmu’ş-şarkiyye isimli eserinin neşrine de yardımcı olmuştur1244.

Yine bazı önemli eserlerin telif ve tahkikine önayak olmuştur. Sevenlerini ve öğrencilerini yönlendirmek suretiyle yazılmasına sebep olduğu birçok eser1245 yanında, İbn Atıyye’nin (ö. 541/1147) el-Muharraru’l-vecîz fî tefsîri’l-kitâbi’l-azîz’i1246 ile İbn Abdibberr’in et-Temhîd’i1247 gibi hacimli eserlerin basılmasını Fas kralı II. Hasan’a önermiş ve yayınlanmasına öncülük etmiştir1248.

Benzer Belgeler