• Sonuç bulunamadı

1 Katılımcıların 1 sorunun 1 sondasında “Öğretim programında yer

alan, Uluslararası Sanat Müziği, Geleneksel Türk Sanat Müziği (GTSM), Geleneksel Türk Halk Müziği (GTHM) ve Uluslararası Popüler Müzik Formları’na herhangi bir konu sınırlaması getirilmeli midir? Neden?” sorusuna verdikleri yanıtlar

değerlendirildiğinde müzik biçimleri dersindeki konuları sınırlama durumları üç tema altında toplanmıştır.

1. Konu Sınırlaması Getirilmelidir: Bu görüşe göre katılımcılar Müzik Biçimleri dersi kapsamında gerek Uluslararası Sanat Müziği, gerek GTSM, GTHM ve gerekse Uluslararası Popüler ve 20. yy. müziğinde kullanılan formların (biçimlerin) oldukça geniş ve kapsamlı olduğunu belirtmişlerdir. Bu sebepten dolayı konu sınırlaması yapılması gerektiğini ve bu sınırlama yapılırken de günümüz müzik türlerinde kullanılan, yaşayan ve seslendirilen formlar üzerinde durulması yönünde görüş bildirmişlerdir.

K1: “Şimdi bir müzik öğretmeni adayının bu biçimlerin hepsini bilmesi gerekir. Ama

bir müzik biçimleri, müzik formları dersi dediğiniz zaman bu derste günümüz müziğinde kullanılan ve yakın gelecekteki müziklerde kullanılma olasılığı olan tüm temel ana biçimleri kapsarız. Bunun içine sonat biçimi girer, füg de girer. Çünkü füg biçiminde hala müzik icra ediliyor, yani yaşayan bir biçim. O açıdan o da gerekli. GTHM ile GTSM biçimlerinin yaşayan biçimleri bence önemli. Bu bakımdan bu derste tüm ana türlerimizin GTHM, GTSM, Çağdaş Türk Müziği, Popüler Müzik hatta Öncü Müzik/ Avangart Müzik yapılar var. Şimdi bunlarda bu derste kapsamalı. Bu ders böyle standartlaşmayla sağlanmalı. Hem genel olarak müzik öğretmenliğinin genel müzik kültürü içinde bu yapıların eserleri vardır. Günümüzde yaygın olan müziklerden, yeni, özgün, değişik biçimsel yapıları olanları özellikle saptayıp onların biçimsel yapılarını yeni bir gereği olarak ders içine sokmak gerekiyor. Sanıyorum burada bir sıkıntı var. Burada önemli bir eksiklik var. Örneğin; Caz Müzik türünün belli bir takım yapılar, mesela eksik bu müzik formları derslerimizde”.

K2: “Şimdi tabii ki adlarının kesin olarak konulmasında yarar var. Örneğin;

Uluslararası Sanat Müziği söz konusu olduğunda şarkı formları çok önemli. Şarkı formlarıyla başlayıp biten bir sürü repertuar var. Dolayısıyla bu anlamda şarkı formları oldukça önemli. Halk Müziği’nde de, Geleneksel Müziklerde de, Uluslararası Sanat Müziğinde de bu böyle. Çalgı derslerine giren öğretim elemanlarının çoğu, çalınan eserlerin formlarına ilişkin bilgi vermedikleri bilinen bir şey. Acaba çalgı programları yapılırken yoksa bu müzik biçimlerindeki biçimler düşünülerek mi konular belirlense? Ve tabii ki de başından sonuna kadar bence bütün formları ele almakta yarar var. Farklı formların farklı kazandıracakları şeyler vardır. Öğrencide ilgi uyandırabilecek, her tür sınıfta konu olarak işlenmeli, ilgi duymayacağı herhangi bir biçimi almaktansa bir dans biçimini almaktansa şu anda hala bölgede yaşayan “Tango” gibi daha anlamlı olur. Türk Müziği Formları’nın hepsinin işlenmesi kuramsal olarak, ezberde kalır. Halbuki bunlar öğrencinin müziksel yaşamına geçmeli, müziksel yaşamında bunu kullanabilmeli. Yani günlük yaşamın bir parçası olmalı. Dolayısıyla, çok fazla abartmayıp belli

şeyleri tanıma düzeyine kalacağına, yaşama geçirmek çok daha anlamlı. Türk Sanat Müziği söz konusu olduğunda, bir kere birinci olarak Şarkı Formu olmalı. Fantezilerden örnek verilebilir. Belli bir kalıba, belli bir biçime bağlı kalmayıp özgürce verilen eserler var. Onlara da değinilebilir. Onun dışında Saz Semaileri, Peşrevler mutlaka alınmalı. Peşrevler, Saz Semaileri mutlaka Uluslararası Sanat Müziği’nin Rondosu ile ilişkilendirilmeli. Terennümlü bir parçayı da mutlaka tanısınlar çocuklar, yani. Çünkü sıradan bir şey değil bu. Mutlaka bir Yürük Semai işlenmeli. Sırf o nedenle o “tennenni”lerin uyduruk bir şey olmayıp, sırf orada söz bulamayıp da böyle bir şeyle geçiştirmeyip, bunun çok farklı bir anlamı olduğunu bilsinler. Tabii bunun dışında da Geleneksel Türk Sanat Müziği’nin çok kıvrak formları var; sirtolar var, longalar var. Mutlaka onlardan söz etmekte yarar var. Kanto… Longa deyince bakın şu longadır, şu sirtodur deyip en azından köklerini bilmeli. Türkü formları mutlaka işlenmeli. Kırık havaların içinde dans havaları var, halaylar, zeybekler, karşılamalar, barlar, köçekçeler... Uzun havalarda, ağıtlar… Her bir şeyde örnek görmesinde yarar var. Hatta ve hatta lise geçliğinin günümüzde dinlediği klasikleşmiş eserler vardır; belli toplulukların ünlü eserlerini konu olarak işlemekte yarar var; Beatles, Elvis Presley, Rolling Stones gibi… Bunlar da mutlaka işlenmeli”.

K7: “Müzik formlarında herhangi konu sınırlaması getirilmelidir. Çünkü öğretim

programında yer alan konular; (1) İlköğretim, ortaöğretim ve lise müfredat programında yer alan şarkı örneklerini kapsamalı, (2) Klasik müziğin dönemlerini kapsamalı, (3) GTSM ve GTHM'nin sözlü ve enstrümantal eserleri ile popüler müzikte kullanılan şarkı formlarına göre sınıflandırılıp, öğretmen adaylarının okullarda karşılaşacağı/kullandıkları repertuar ile sınırlandırılabilir”.

2. Konu Sınırlaması Getirilmemelidir: Bu görüşe göre katılımcılar bir müzik öğretmenin ister yorumculuk, isterse öğreticilik alanında tüm formları öğrenmesi ve bilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmişlerdir.

K13: “Hayır. İçerikte verildiği üzere her aşamada uygun örneklerle desteklenerek ve

okul müziği dağarcığı ile bağlantılı olarak yer verilmesi gerekir”.

K5: “Getirilmemelidir. Çünkü Batı Klasik Müzik Formları olan Sonat, Konçerto,

Aria, Serabande, Serenat vs. Türk Klasik Müziği Formları, Peşrev, Saz Semai, Mevlevi Ayini’ninden tutunda oyun havası vs. Türk Halk Müziği’nde ki formlar, uzun havalar, kırık havalar, Zeybek, Horon, Hora, Halay, Karşılama vs, tüm bu bilgileri öğrenciye vermek gerek”.

K6: “Yani şu anda müzik özellikle form bakımından yalnızca bunları kapsamıyor.

Bunların dışında da özellikle çağdaş formlar dediğimiz formlar var. Ya da daha değişik akımlar var işte bunları da tabii kapsamalı. 12 ton besteleme tekniği var, onun ayrı bir formu var. Ayrı bir grafik şeması var. Rastlantısal müzik dediğimiz Aleatorik Müzik çeşitleri var. İşte John Cage’in Amerika da yaptığı 1912’lerde onların da ayrı bir grafiksel şemaları var. Onlar da bir formdur yani. Artık özellikle 20. yy. sonlarında, günümüzdeki 1900’lerle 2000 arasındaki müziksel formlar artık neredeyse arayışlar sonucunda matematiksel öğeler haline gelmiş. Öğrencilere bunların da aktarılması gerekir. Gerek Batı Müziği’ndeki bahsettiğimiz Sonat, Sonatin, Rondodan diğer katlı şarkı formlarına kadar, Türk Müziği’ndeki formlar, Halk Müziği formlarının yanında bunların da öğretilmesi gerekiyor. Sınırlama zaten işin doğasına aykırıdır. Mutlaka bütün formları öğretmek gerekiyor”.

K3: “Hayır. Çünkü hepsini aynı temel mantıkla öğretip farklı özellikleri belirlemek

daha doğrudur”.

3. Konuların Çeşitli Durumlara Göre Düzenlenmesi: Bu görüşe göre ise, katılımcılar türlere ilişkin temel olan ortak konuların daha ayrıntılı olarak işlenmesi, konuların İlköğretim ve Ortaöğretim müfredatları kapsamında ve müzik eğitimi dağarında kullanılan okul şarkılarıyla uygulamalı olarak işlenmesi ve GTSM, GTHM ile Uluslararası Popüler müzikte kullanılan formlara ilişkin bilgilerin ilgili derslerin

içeriklerinde bulunduğundan dolayı ağırlıklı olarak Uluslararası Sanat Müziği formlarına yer verilmesi gerektiği gibi düşünceleri dile getirmişlerdir.

K4: “Müzik formlarının işlenişinde kimi konular daha ayrıntılı, kimileri daha

yüzeysel işlenebilir. Örneğin motif, cümle, şarkı formları gibi temel konular tüm türlerde ayrıntılı olarak verilmeli, uygulamalı örnekleri yapılmalı ancak füg ve benzeri yapıdaki eserler daha yüzeysel olarak işlenebilir. Öncelikle ders saati ve öğrenci alt yapısı bu konuları işlemek için yeterli değil. Ayrıca müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda form bilgisi öğrenciye yaptığı işi baz alarak öğretilmelidir. Şarkı formunda eser yazmayı, bir şarkının, türkünün vb. form analizini kolaylıkla yapabilmeyi, ayrıca öğretmenlik mesleğine katkıda bulunacak şekilde/ölçüde verilmeli diye düşünüyorum”.

K8: “Getirmenin bir anlamı yok ki. En azından bilmeli. Öğreticiliği var,

yorumculuğu var, besteciliği var, dinleyiciliği var, araştırıcılığı var. Bunların hepsini biliyor olması lazım. Füg çalıyorsa füg çaldığını bilecek. Füg bestelemeyecek belki ama en azından eserin yapısını, ne çaldığını bilecek. Bizde şöyle, GTSM’ nin ayrı bir dersi ve hocaları var biz onlara bırakıyoruz. Biz zaten Batı Müziği’ni işliyoruz. GTSM-GTHM, Popüler Müzik Formları’nı da işleyebiliyoruz da, GTSM-GTHM derslerinde ayrı ayrı var aslında. Bahsediyoruz yani son 2 ders (2 saat). Peşrev, Saz Semaisi, Şarkı Formu. Zaman yetmiyor ki zaten. Hepsini bir dönemde yetiştiremiyoruz. Ancak bir yıl olursa bunlar devreye girer”.

K10: “Öncelikle en küçük yapı taşı motiften başlayarak büyük formlara doğru kurgu

biçimlenişi verilmelidir. Algıyı oluşturabilmek için örn. motif örnekleri ve işlenişi anlatıldıktan sonra öğrenciden bu konuda örneklemeler yapması istenebilir. Sırasıyla konular işlendikçe çeşitlilik artar. Asıl düşünülmesi gereken hangi tip okulda bu dersi hangi hazırbulunuşluk düzeyinde öğrenciye verdiğinizdir. Çünkü dersin kurgusu elinizdeki materyalin ne olduğuna göre değişebilir”.

K11:“Bir dönem süresince ders içerisinde ya da sınıf dışındaki yapılan ödev

çalışmalarının incelenmesi ile Batı Müziği formları konularının yetişmesi çok zor. Konular sadece teorik işlenirse daha kısa sürede yol alınabilir. Ancak öğrencilerin uygulama yaptığı bir öğrenme süreci gerçekleşiyorsa bir dönem Batı Müziği’nin konularına dahi yetmiyor. O nedenle GTSM, GTHM ve Uluslararası Popüler Müzik Formları’na ilişkin çalışmalarla ilgili kısıtlama olabilir. Çünkü programımızda bu konuların işlenebileceği başka dersler yer almaktadır”.

K14:“Konu sınırlamasının ötesinde öğrencilere bu ders içerisinde hemen her türde

örneklerin öğretilmesi yoluyla bestecilik, yorumculuk konularında farkındalıklar yaratılması gereklidir”.

K15:“Bu dersin tek dönemde yapılması, geleneksel Türk Müziği Formları’nın

işlenebilmesinde sıkıntı yaratmaktadır. Tek dönemde yapılan bu derste sadece Batı Müziği Formları işlenmeli ve ders ismi de buna paralel değiştirilmelidir. Ancak Müzik Biçimleri dersi iki döneme yayıldığı takdirde ilk dönem Batı Müziği Formları, ikinci dönemde ise Türk Müziği Formları işlenebilir. Böylece konuların işlenmesinde uygulamalara daha çok zaman ayrılabilecektir”.

Katılımcıların konu sınırlamasındaki ortak görüşleri doğrultusunda, tür ayırımı gözetmeksizin günümüz müziğinde kullanılan, müziğin her türlü alanına (yorumculuk, öğreticilik, bestecilik, dinleyicilik vb.) öncülük eden ve İlköğretim- Ortaöğretim müfredatlarında yer alan biçimlerin uygulamalı olarak işlenmesi, müzik kültürü kapsamında ise tüm müzik türlerinin öğretilmesi gerektiği şeklinde genellenebilir.