• Sonuç bulunamadı

2 Katılımcıların 3 sorunun 2 sondasında “Yorumculuğa yönelik bilgi ve becerilerin geliştirilmesinde izlenecek yöntemler neler olabilir?” sorusuna

verdikleri yanıtlar değerlendirildiğinde, büyük bir çoğunluğu müzik öğretmenliği mesleğinin bir gereği olarak meslek yaşamı boyunca seslendirme çalışmaları yapılacağından Müzik Biçimleri dersi kapsamında öğrencilerdeki yorumlama becerilerinin kazandırılmasına yönelik çalışmalara mutlaka yer verilmesi gerektiği görüşündedirler. Bireysel Çalgı dersini yürüten öğretim elemanlarının seslendirdikleri eserlerin rengi ve deseni hakkında bilgi sahibi olmaları ve Müzik Biçimleri dersini yürüten öğretim elemanlarının da kuramsal ağırlıklı bir öğretim yöntemi izlemesinden daha çok, yorumlama ağırlıklı bir yaklaşımla dersin işlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Katılımcıların yanıtları değerlendirildiğinde ise genel görüşleri şunlardır:

1. Eserin stil özelliklerine uygun olarak etkili ve müzikal bir anlayışla yorumlanması için öncelikle biçim bilgisi, armoni bilgisi, müzik tarihi ve müzik kültürü kapsamındaki bilgilerin kazandırılarak gerekli alt yapının tamamlanmış olması gerekir.

2. Müzikal ifade ve anlatım işaretlerinin (legato, non legato, portato, staccato vb.) cümlelerin yapısı üzerinde gösterilerek eserin yorumlanmasında yaratacağı etkilerin konuşulması ve tartışılması gerekir.

3. Çalışılan eserlerde ezgisel ve ritmik yapının dışında, cümlenin yapısı ve müzikal ifadelerle armonik analiz arasındaki bağlantının fark edilmesi gerekir. 4. Motif-cümle-dönem gibi kavramların hissettirilmesi için dersi yürüten öğretim

elemanının sınıf ortamında bu kavramları örneklendirmesi ve öğrencileri de çalgılarıyla deneyerek yaşamaları için teşvik etmesi gerekir. İlaveten farklı müzik türlerinden seçilen işitsel ve görsel kaynakların (konser kayıtları vb.)

sunumu, öğrencilerdeki yorumlama becerisinin geliştirilmesinde etkili olacağı belirtilmiştir.

5. Öğrencilerin gerek bireysel çalgı derslerinde çalıştıkları eserler gerekse değişik tür ve formlara sahip örnek eserleri sınıf ortamında seslendirerek paylaşmaları gerektiği görüşünü bildirmişlerdir.

K1: “Bir cümle yapısının icrasının bir gelişim seyri var. Bu seyrin dinlenirken,

çaldırırken, söylenirken yaşanması lazım. Bu, bu derste mutlaka işlenmeli. Bu eksiksiz kazandırılmaz demiyorum. Ama bu konu işlenmeli. Bu işlenmiyor. Motif bile işlenmiyor. Motifin bir ağırlık merkezi var. Bir yığılma yeri var. Bu hissettirilmiyor. Sadece sesler filan, motifin filan, bir anlamlı bütün gibi kavramlar havada kalıyor… Ağırlığı motif düzeyinde bile işlenmiyor. Bunlar eksik kalıyor. Bu da neden oluyor, müziği daha çok birisi kuramsal ağırlıklı, kuramcı yaklaşımıyla işliyorsa bunları veremez. Biraz işin içine icracı, yani bu dersi veren öğretim elemanının aynı zamanda müziği kendi ölçüsünde icracısı da olabilmeli. Öğrenci de denemeli, sınamalı, öğrenmeli. Yani bizim bu derslerimiz ihtiyaca göre, gereksinime göre, öğrencinin de yapısına göre farklı boyutlarda ağırlıklı, daha yoğun hale getirilebilir. Öyle bir sınıf düşünün ki çocukların 15’i 3. sınıf, bunun 10 tanesi bayağı icracı (4 yıl Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde okumuş). Şimdi bunlar temel şeyleri çabuk kavrar. Öyle bir sınıfta bu seslendirme ve yorumlama yönü ağırlıklı olarak yürütülebilir, çünkü onların buna ihtiyacı vardır ve bunun altından kalkabilirler. Ama öyle bir grup var ki daha eli yeni çalgı tutmaya başlamış. Bu öğrencilerle çok fazla ileri düzeyde bir eğitim yapamazsın. Yani dersin işlenişi, öğrenme-öğretme durumları ve sınama-ölçme durumları yine öğrencilerin eğitim düzeyi ile tutarlı olması gerekir”.

K2: “Yorumculuk çok daha farklı, besteciliğe göre olay daha farklı. Herkes beste

yapmayabilir ama sonuç olarak en yalınından en karmaşığına kadar her şekilde yorumculuk yapıyor yani. Biraz evvel dediğim gibi tekerlemeyi bile söylerken öylesine söylemiyorsun, dinleyenlerin hoşuna gitsin diye bir yerlerinde bir şeyler yapmaya çalışıyorsun. İşin içine sonuç olarak yorum

giriyor. Doğru yorum için bir kere biçim konusunda gerçekten alt yapının olması gerekiyor. Alt yapısı iyi olmayan kişilerde; sanatçılarda, sanat eğitimcilerinde ya da öğrencilerde, bölümleri birbirinden ayırmak çoğu kez mümkün olmayabilir. Ama bak şurası birinci bölüm legato, ikincide bak staccato, non legato oldu şimdi, yani sırf bununla sınırlı değil. Eğer bölümü bir kuş bakışı olarak görebiliyorsa öğrenci, bölümdeki yapıyı hisseder. Bölümdeki yalnızca ezgisel, yalnızca ritmik yapı değil aynı zamanda armonik yapıda, yani şöyle resim olarak baktığında size bir şeyler söyler. İkinci bölüme baktığında yine resim olarak birbirinden ayrılır; birinci bölüm, ikinci bölüm. Bunların hepsi hissettirilmeli, konuşulmalı. Sonuç olarak müziksel biçimlemeyle alınabilecek, kazanılabilecek davranışlar. Kuşkusuz, özellikle eğitimde anahtar sözcüklerden bir tanesi sevgidir. Yani öğrenciye konuyu sevdirmektir. Öğrencide konuyu nasıl sevebilir, kendisi işin içinde olursa sever. Yoksa öğretmen piyano başına geçip sürekli çalar söylerse çocuklar hayal alemine dalarlar ve koparlar. Oysa bir konu işlendikten sonra örneğin; dönem işlendikten sonra, herkes çaldığı çalgısı neyse, çalgısıyla bir dönemlik, yani eserin bir dönemini gösterecek ve sınıfta seslendirecek, kemancı kemanıyla, udi uduyla, bağlamacı bağlamasıyla dönemleri gösterirse ders çok farklı bir hale gelir. Dolayısıyla dersi bu hale getirebilmek çok anlamlı, çok önemli. Örneklendirebilmek ve bu örnekleri öğrencinin kendisinden alabilmek çok anlamlı olur”.

K4: “Yine çok miktarda eser dinlemeleri. Müzikal terimlerin, ifadelerin anlamları

ve kullanıldığı yerlerle ilgili yeterli bilgi edinmeleri. Bir esere müziksel terimler bulup yazmaları istenebilir. (Forte, crescendo gibi ifadeler). Müziksel terimler ile armonik analiz arasındaki bağlantıyı bulmaları, fark etmeleri istenebilir”.

K5: “Formların sınıfta seslendirilmesi öğrenciler tarafından yapılmalı, yorumlama

K6: “O daha farklı. Yorumculuk becerisinin geliştirilmesiyle alakalı, öğrencinin tabi

kendi kişisel çalışması çok önemli. Yani yorumculuk bunların hepsinin üstüne ayrı bir şeyler katmalı. Yorumcu çaldığı eserin alt yapısını çok iyi bilmek zorundadır; formunu, dönemini, periyodunu, hangi yüzyılda yazıldığını, hangi dönemin eseri olduğunu, bunları bilmek zorundadır. Dolayısıyla bu tip şeylerin de bilinmesi yorumcuya ayrı özellikler katar. Ayrı bir tecrübe, birikim katar”.

K7: “Form bilgisi yoluyla öğrencilerin çalacakları eserleri form yönünden

incelemeleri, eseri tanımalarını sağlar (Müziğin akışı içinde müziksel biçim ve yapı öğelerini, cümleler, kalışlar, bölmeler, motifler, fonksiyonlar vb.)”.

K8: “Öğrencinin derste herhangi bir formu yaşayarak çalması, burada birinci tema

girdi, şurada birinci bölüm bitti gibi etkinlikler yapılabilir. Sonuç olarak dersler arasında ki eşgüdüm bu. Çalgı hocalarıyla paralel gidecek. Bütün çalgı hocalarının müzik biçimlerini bilmesi gerekiyor. Bilmesi gerekiyor derken şekil olarak değil, rengini, desenini bilmesi gerekiyor. Eser çözümlemenin de ana hedefi yorumlamaktır. Çalacak yorumlayacak, yorumlayacak çalacak”.

K11: “Öğrencilerin Bireysel Çalgı derslerinde seslendirdikleri eserler üzerinden

çalışılan konular incelenip, bu eserlerin Müzik Biçimleri dersinde edinilen bilgiler doğrultusunda nasıl yorumlanabileceği tartışılmalıdır”.

K12: “Bireysel Çalgı ve Piyano dersinde çaldıkları eserlerin analizini yapmaları ve

türleri öğrendikçe eserlere daha bilinçli bir şekilde yaklaşmaları takip edilebilir”.

K13: “Lisans programı kapsamında yer verilen piyano, çalgı vb. derslerin çalışılan

eserlere ilişkin müzik biçimlerine yönelik uygulamalara yer verilmesi, doğru ve anlaşılır bir yorumlama yapma becerisine ulaşılmasına katkı sağlayacaktır”.

K14: “Türler arasından seçilecek yine güdüleyici örneklere ait çeşitli görsel ve

K15: “Yorumculuk önemli bir alt konudur. Çünkü bu mesleği yerine getiren her ne

çalarsa ya da söylerse söylesin, yorumculuk her zaman kıymettedir. Zaten derslerimde, öğrencilerimin bireysel çalgı ve piyano derslerinde çalıştıkları eserlerin biçimsel olarak analiz edilmesini sağlamaktayım. Bununla beraber bu dersi alan öğrencilerin çalgı ve piyano derslerinde daha derinlemesine eserlerini icra ettiklerini sezinlemekteyim. Kısaca Müzik Biçimleri dersinde diğer dersler ile ilişkili bir biçimde (özellikle çalgı ve piyano dersleri) dersin işlenmesi düşüncesini ben de taşımaktayım”.

Katılımcılar ayrıca öğrencilerdeki yorumlama becerileri geliştirilirken Müzik Biçimleri dersinin bireysel derslerle eşgüdümlü olarak yürütülmesini, bireysel çalgı ve piyano dersini yürüten öğretim elemanlarının ders içinde müzik biçimlerine yönelik bilgilere yer vermelerini ve Müzik Biçimleri ile Bireysel Ses-Çalgı, Piyano dersini yürüten öğretim elemanlarının karşılıklı olarak öğrencilerin derslerdeki yorumlama becerilerine ilişkin durumlarının takip edilmesi gerektiği görüşlerini de bildirmişlerdir.

Soru 3. 3. Katılımcıların 3. sorunun 3. sondasında “Çözümlemeye yönelik bilgi