• Sonuç bulunamadı

3.2. Reformun Temel Çerçevesi: Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden

3.2.2. Tasarının Önemi

3.3.1.6. Katılımcılığı Arttıran Düzenlemeler

Yönetime halkın katılması yönetim kültürü ile ilgili bir gelişmedir. Ülke yönetimine halkın katılımını artırabilmek için bu bilincin bireylere verilmiş olması gerekmektedir.

Bu süreçte yerel yönetimler ön plana çıkmaktadır. Yerel yönetimlere halkın katılımını sağlamak merkezi yönetime göre daha kolaydır. Yerel mal ve hizmetlere ilişkin politikalar daha kolay izlenebilmektedir. Ancak, yerel halkın yönetime katılımının sağlanabilmesi için halkın yerel ihtiyaçları önemsemesinin ve yerel sorunların çözümünde katkı sağlayabileceği mekanizmaların geliştirilmesi gerekmektedir (Üste, 2005: 54). 5393 sayılı belediye kanunu bu bağlamda önemli düzenlemeler öngörmektedir. Kanun ile mahalle yönetimi, hemşehrilik hukuku, ihtisas komisyonları, kent konseyi ve belediye hizmetlerine gönüllü katılım gibi konuların düzenlenmesiyle birlikte yeni katılımcı kanallar ortaya çıkmaktadır.

Yeni Belediye Kanunu ile birlikte hemşehrilik hukuku farklı bir boyuta taşınmaktadır. 1580 sayılı Kanun "Her Türk nüfus kütüğüne yerli olarak yazıldığı beldenin hemşerisidir" ifadesiyle hemşehrilikte nüfusa kayıtlı olunan yeri esas almaktadır. 5393 sayılı Kanun bu yaklaşımdan vazgeçerek hemşehrilik hukukunu yeniden düzenlemektedir. Kanunda,

hemşehrilik hukuku şeffaflığı ve yönetime katılımı sağlayacak şekilde yeniden düzenlenerek hemşehrilerin belediye kararlarına katılmaları ve hizmetlerden faydalanmalarına ilişkin yeni hususlar getirilmektedir. Buna göre ,artık herkes ikamet etiği yerin hemşehrisi sayılmaktadır. Bu düzenleme ile birlikte herkes ikamet ettiği beldedeki belediyenin kararlarına ve hizmetlerine katılabilmekte, belediye işleri ile ilgili bilgilenebilmekte ve belediyenin yardımlarından yararlanabilmektedir.

5393 sayılı Kanun, hemşehriler arasında kültürel ve sosyal ilişkilerin artırılması ve özellikle kültürel değerlerin korunması hususunda gerekli çalışmaları yapma görevini belediyelere vermiştir. Belediyeler bu görevi yerine getirirken, üniversitelerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların ve uzman kişilerin katılımını sağlayacak önlemleri almaktadır.

Yeni Kanunda katılımcılık bağlamında değerlendirilebilecek diğer bir gelişmede mahalle yönetiminin düzenlenmesidir. 5393 sayılı Kanun ile mahalle yönetimine ilişkin yerel demokrasi, katılım ve belediye ilişkileri açısından önemli yapısal değişikliklere gidilmiştir (Öner, 2005: 69). Yeni belediye kanununda mahalle, belediye sınırları içerisinde, ihtiyaçları ve öncelikleri benzer özellikler gösteren ve sakinleri arasında komşuluk ilişkisi bulunan idari birim olarak ifade edilmektedir. Mahallenin kurulması daha basit hale getirilmiştir. Yeni düzenleme ile birlikte mahalle, belediye meclisinin kararı, kaymakamın görüşü ve valinin onayı ile birlikte kurulmaktadır. Burada katılımcılık açısından vurgulanması gereken nokta muhtara, mahalle sakinlerinin ortak katılımı ile ortak ihtiyaçları belirleme yetkisi verilmesidir. Ayrıca muhtar mahalle ile ilgili konularda görüş bildirme yetkisine sahiptir.

5393 sayılı kanun ile katılımcılığı arttırmayı hedefleyen yeni bir düzenleme ise kent konseyi uygulaması olarak belirtilebilir. Kent konseyi, belediye kanunun 76. maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre kent konseyinin amacı, kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, sürdürebilir kalkınma, kentin hakkının ve hukukunun korunması, sosyal dayanışma ve yardımlaşma, çevreye duyarlılık, hesap verme ve hesap sorma, saydamlık, yönetime katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirme olarak sıralanabilir. Kent konseyi, siyasi parti temsilcilerinin, kamu kurumu niteliği taşıyan meslek kuruluşlarının, noterlerin, sendikaların, üniversitelerin, ilgili sivil toplum kuruluşlarının, kamu kurum ve kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcileri ile diğer ilgililerin katılımıyla oluşmaktadır. Belediyeler kent konseylerinin faaliyetlerinin verimli ve etkili yürütülmesi konusunda yardım ve destek sağlamakla görevlidir. Kent konseyinde görüşülen

konular belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınmakta ve değerlendirilmektedir. Ancak Azaklı ve Özgür’e göre (2005: 305); kent konseyi görüş ve kararların hangi ilk toplantıda meclis gündemine alınacağı, kent konseyinin nasıl oluşacağı, belediyelerin kent konseyine yardımlarının neler olacağı ve nasıl sağlanacağı kanunda belirtilmemiştir.

Katılımcılık bağlamında değerlendirilebilecek diğer bir gelişmede belediye hizmetlerine gönüllü katılım başlığını taşıyan 77. Madde değerlendirilebilir. Bu madde beldede sosyal dayanışmayı ve yönetime katılmayı, tasarrufu, hizmetlerde verimlilik ve etkinliği artırmak amacıyla; sağlık, spor, eğitim, çevre, sosyal yardım ve hizmet, kütüphane, trafik, park ve kültür hizmetleriyle yaşlılara, kadınlara ve çocuklara, engellilere, düşkün ve yoksullara yönelik hizmetlerin yapılmasında gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygulama yetkisi belediyelere verilmektedir.

5393 sayılı kanun ile getirilen ve katılımcılık bağlamında önemli olan diğer bir düzenleme ise ihtisas komisyonları ile ilgilidir. İhtisas komisyonları düzenlemesi 1580 sayılı Belediye Kanununda da mevcut olup, aynı durum 5393 sayılı kanunda da korunmaktadır. Buna göre; belediye meclisi, üyeleri içerisinden en az üç en fazla beş kişiden oluşan ihtisas komisyonları kurabilmektedir. İhtisas komisyonları, her siyasi parti grubunun ve bağımsız üyelerin meclisteki üye sayısı meclis üye tam sayısının oranlanması suretiyle elde edilmektedir. İl belediyeleri ve ilçe belediyeleri ile nüfusu 10.000’in üzerindeki belediyelerde plan ve bütçe ile imar komisyonlarının kurulması zorunlu olmaktadır. Mahalle muhtarları, ildeki kamu kuruluşlarının amirleri ile ildeki kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sendikalar, üniversiteler ve gündemdeki konularla ilgili sivil toplum teşkilatlarının temsilcileri, oy hakkı olmaksızın kendi görev ve faaliyet alanlarına içerisinde bulunan hususların görüşüldüğü ihtisas komisyonu toplantılarına katılabilmekte ve görüş bildirebilmektedir. Komisyon raporları aleni olup çeşitli yollarla halka ilan edilmekte ve talep edenlere meclis tarafından maliyetlerini aşmamak kaydıyla belirlenecek bedeli karşılığında verilmektedir.

Bu komisyonlara oy hakkı olmaksızın katılan mahalle muhtarlarının, kamu kurum amirlerinin, sendikaların, üniversitelerin, meslek kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının kendilerinin görev ve faaliyet alanında yer alan konularda görüş bildirmesi katılımcılık ve demokrasi yönünden önem taşımaktadır (Öner, 2005: 73).