• Sonuç bulunamadı

Katılımcı ortamlarda işbirliği ve bilgi paylaşımı yapmak

Amaç 4: Yaşamboyu öğrenme süreçleri, kişisel, akademik ve profesyonel amaçlarla öğrenme ve araştırma stratejilerine yönelik becerileri bütünleştirmek.

2.4. BİLGİ OKURYAZARLIĞI VE OKUL KÜTÜPHANELERİ

Bilgi toplumu eğitim aracılığıyla öğrencileri iş yaşamına, günlük yaşama ve vatandaş olmaya hazırlar. Eğitim aracılığıyla çağın gereksinimlerine uygun, yenilikçi, üretken insan yetiştirmeye ve demokratik toplumun katılımcı vatandaşlarını hazırlamaya katkı sağlar. Teknoloji ile beraber karmaşıklaşan günlük yaşama yaratıcı ve başarılı bir şekilde katılımını artırmayı hedefler (Kuhlthau, 1999, s.8).

Bilgi çağında okul kütüphaneleri en iyi bilgi olanaklarının sunulduğu ortamlar olması nedeniyle bilgi okuryazarlığı becerilerinin kazandırılmasında, araştırmaların yürütülmesinde belirleyici bir role sahiptir (Todd, 2001).

Bilgi çağında, zengin bilgi ortamlarının artması bilgi merkezlerinin okullardaki sorumluluğunu artırmıştır. Bilgi merkezleri geniş yelpazedeki bilgi kaynaklarını bulundurma, kaynaklara erişimde rehberlik etme ve bu doğrultuda sınıf içinde olduğu kadar sınıf dışında da öğrenmeyi desteklemelidir. Bilgi arama sürecinde bütünsel bir

yaklaşım sergileyebilmek kütüphaneci ve öğretmen işbirliği ile mümkündür (Kuhlthau, 1989, s.19).

Yaşam boyu devam eden öğrenme sürecinde okullar öğrencilerin öğrenmeyi öğrenen bireyler olmalarını destekler. Bu nedenle öğrencilerin öğrenme yetkinliklerine, bilgi probleminin tanımlanması, bilgi kaynaklarına erişim, bilginin değerlendirilmesi ve bilginin etkin kullanımı içeren süreçleri bilmeleri gerekmektedir (Doyle, 1994, s.6; Behrens, 1994, s. 313).

IFLA/UNESCO Okul Kütüphaneleri Bildirgesi (School Library Manifesto) (1999) ile okul kütüphanelerinin misyonu şu şekilde belirlenmiştir:

“Okul kütüphanesi günümüzün bilgiyi temel alan toplumunda başarılı hizmetlerin verilmesi için esas olan bilgi ve düşünceleri kapsar. Okul kütüphanesi, öğrencilerin sorumlu vatandaşlar olarak yaşamalarını sağlarken, onları yaşam boyu öğrenme becerisiyle donatır ve hayal güçlerini geliştirir”.

Bilgi okuryazarlığı becerilerinin öğrencilere kazandırılmasında okul kütüphaneleri hizmet sorumluluğu taşımaktadır. Bildirgede geçen okul kütüphanelerinin amaçları şunlardır:

 “Okulun görevleriyle birlikte öğretim programında belirtilen eğitimsel amaçları desteklemek ve ilerletmek;

 Çocuklarda okuma, öğrenme, yaşamları boyunca kütüphane kullanma alışkanlığını ve zevkini geliştirerek sürdürmek;

 Bilgi edinme, anlama, hayal kurma ve eğlenme amacıyla bilgiyi kullanma ve yaratıcılığı sağlama deneyimlerini oluşturacak fırsatlar sunmak;

 Toplumdaki iletişim yöntemlerine duyarlı olarak yapıya, biçime veya ortama bakılmaksızın bilgiyi değerlendirmeleri ve kullanmaları için bütün öğrencileri eğiterek beceri kazanmalarını desteklemek;

 Yerel, bölgesel, ulusal ve evrensel kaynaklara erişimi sağlayarak kullanıcıların farklı görüşleri, deneyimleri ve düşünceleri üretebilmelerinde gerekli olanakları tanımak;

 Sosyal ve kültürel olayların farkında olmayı ve bunlara önem vermeyi sağlayan faaliyetler düzenlemek;

 Okulun görevlerini başarıyla yerine getirmesi için öğrenciler, öğretmenler, yöneticiler ve velilerle birlikte çalışmak;

 Etkin ve sorumlu vatandaş olarak demokrasiye katılmak için düşünce ve bilgiye erişim özgürlüğünün gerekliliğini benimsetmek;

 Okul kütüphanesinin kaynaklarını, hizmetlerini ve okumanın gerekliliğini okulun tamamına ve ilgili olabilecek herkese anlatmak” (IFLA/UNESCO Okul Kütüphaneleri Bildirgesi, 1999).

Küreselleşme ile beraber kütüphaneler sınırları belli kapalı mekanlar olmaktan çıkmış farklı ihtiyaçlara cevap veren çok katmanlı bir yapıya kavuşmaya başlamıştır. Okul kütüphaneleri esnek öğrenme ortamları oluşturarak, çoklu okuryazarlık becerilerini öğrencilere kazandırmada yol göstericidir. Öğrencilerin güçlendirilmesi için AASL (2009) okul kütüphanesi programları için bir rehber (Empowering Learners: Guidelines for School Library Programs) hazırlamıştır. Bu rehber 21. yy da öğrencilerin gerekli becerileri öğrenmelerine okul kütüphanesinin artan sorumluluklarını da göz önüne alarak hazırlanmıştır. Bir okul kütüphanesi programı öğrenci ve personelin bilgiyi etkin kullanmasını hedefler (AASL, 2009, s.7, 11).

2.5. BİLGİ OKURYAZARLIĞI VE ÖĞRETİM PROGRAMLARI İLİŞKİSİ

Öğretim programı, okul programı ve müfredat programı terimleri çoğu zaman birbirinin yerine kullanılmaktadır. Ancak aralarında bazı küçük farklılıklar bulunmaktadır. Bu nedenle benzerlik ve farklılıkları burada belirtmek gerekmektedir. Öğretim programı, belirli bir öğretim kademesinde derslerde ele alınacak konuları, bunların amaçlarını sınıf düzeylerine göre bir plan dahilinde hazırlanmış kılavuzudur. Okul programı, okulda yer alan tüm eğitim ve öğretim etkinliklerini içerisine alan programdır. Bu etkinlikler içerisinde hem ders içi hem de ders dışı (çeşitli kurslar, kol çalışmaları vb.) çalışmalar yer almaktadır. Müfredat programı, eski program anlayışını yansıtmaktadır ve bugün bu terim yerine öğretim programı veya okul programı kullanılmaktadır. Bu tez çalışmasında öğretim programı kavramı kullanılmıştır.

Eğitimin temel amacı, öğrencilerin ekonomik ve toplum yaşamına katılmalarında eğitimden faydalanmalarıdır. Eğitim bilimi (pedagoji) bu süreçte adil bir öğrenme ve öğretme ilişkisini oluşturabilmek için gerekli koşulları sağlar (New London Group, 2000, s.1).

Eğitim sistemi içerisinde öğrencilere kazandırılmak istenen davranışlar ders hedefleri içerisine alınarak öğretim programları aracılığıyla öğretilmeye çalışılır. Öğretim programları, öğretme-öğrenme etkinlikleri içerisinde öğrencilere kazandırılmak istenen becerilerin ne şekilde yer alacağına planlı bir şekilde yer verir. Dersin uygulanması esnasında bu plana uygun hareket edilir (Çelik, 2014, s.3-5).

Bilgiye nasıl erişebileceğini ve nasıl kullanması gerektiğini bilmek kişiyi daha başarılı olmasını sağlarken diğerleriyle rekabet etme potansiyelini arttıracaktır. Okul aracılığıyla elde edilen bilgilerin gerçek dünyada karşılaşılan problemleri çözmeye ne kadar faydalı olduğu sorusunun cevabı giderek önem kazanmıştır. Okulda derslerle ilgili karşılaşılan problemlerde başvurulan ilk kaynak öğretmen ve onun sunduğu hazır bilgiler olmaktadır. Gerçek yaşamda karşılaşılan problemlerde çözüm yöntemi tamamen değişmektedir. Bu nedenle öğrenci okul yaşamı içinde yeterince uygulamalar yapmalıdır (Doyle, 1994, s.4).

Bilgiyi kullanma süreç ve becerilerini içeren bilgi okuryazarlığı, bilgiyi kullanma becerisini geliştirecek şekilde öğretim programında yer almalıdır. Bilginin aranması ve kullanılması gibi beceri isteyen bu sürece öğrenciler kapsamlı olarak hazırlanmalıdır (Kuhlthau, 1993, s.1). Genel olarak öğretim programları, öğrencilere sorunların çözümünde bilgi edinmenin yanısıra bilgi edinmeye ve kullanmaya yönelik becerilerinin gelişmesini de sağlamaktadır (Defining Quality in Education, 2000, s.11).

2.6. BİLGİ TOPLUMU VE EĞİTİMDE YENİ YÖNELİMLER

Bilgi toplumunu niceliksel ve niteliksel olarak değişikliğe iten farklı unsurlar olmuştur. Bu unsurları beş farklı kıstasla tanımlamak mümkündür. Bunlar, teknolojik, ekonomik, mesleki, coğrafi ve kültüreldir. Tüm bu alanlarda yapılan farklı tanımlarda ortak olan, günümüzde çok fazla bilginin olduğu, bu bilgilerin yaşamımızı nasıl dönüştürdüğü ve bu ortamda kendimizi nasıl idare ettiğimizdir. 1970’lerin sonlarından itibaren otaya çıkan yeni teknolojik gelişmeler bilgi toplumunun oluşumuna işaret eder. Bu gelişmeler kablo ve uydu televizyonu, bilgisayarlar arası iletişimin kurulması, kişisel bilgisayarlar, ofis teknolojileri ve çevrimiçi bilgi hizmetleri gösterilmektedir. Teknolojik alanda

meydana gelen bu ilerleme toplum hayatında değişikliklere neden olmaktadır. Alvin Toffler’in (1981)’de ifade ettiği gibi dünya artık üç büyük dalganın önlenemez etkisine girmiştir. Her dalga bir sonrakini etkilemiş dünya tarım toplumunu, sanayi toplumunu ve bilgi toplumunu oluşturmuştur (Webster, 2006, s.8-12; Toffler, 1981, s.28).

Bilgi toplumu olabilmek için yerine getirilmesi gereken koşullar şunları içermektedir (Martin, 1988, s.40):

1. Teknolojik Gereklilikler: Bilgi teknolojilerinin iş yerlerinde, eğitimde ve evlerde kullanımının yaygınlaşması,

2. Sosyal Gereklilikler: Yüksek kaliteli bilginin topluma ulaşması ve kullanılması, 3. Ekonomik Gereklilikler: Bilginin ekonomik faaliyetlerde değerinin olması, 4. Politik Gereklilikler: Bilgiye erişim özgürlüğü ve siyasi süreçlere aktif katılım, 5. Kültürel Gereklilikler: Bilginin kültürel bir değer olarak görülmesi.

Bilginin bu zengin dünyasında akademik ve günlük yaşamda gereksinim duyulan beceriler her geçen gün artmaktadır. Yaşamın her alanında hissedilen ve bireyin ortaya çıkan yeni durumlarla baş edebilmesini sağlayacak olan eğitim gereksiniminin üç temel direğini UNESCO (1996) aşağıdaki şekilde açıklamıştır (UNESCO, 1996, s.20-23):

1. Öğrenmeyi öğrenmek: Bilimsel ilerlemeler, yeni ekonomik ve sosyal etkinlikler göz önüne alındığında birey yaşamboyu öğrenmenin temeli olan öğrenme becerilerini eğitim sistemi içerisinde oluşturulacak planlamayla kazanmalıdır. 2. Yapmak için öğrenmek: İş yaşamında karşılaşılan problemlerle baş etmeyi

gerektiren becerilere sahip olmak için bireylere bağımsız, kararlı ve sorumlu olma öğretilmelidir.

3. Olmak için öğrenmek: Her bireye sahip olduğu yetenekleri (hayal gücü, fiziksel yetenek, muhakeme gücü, estetik farkındalık, iletişim becerisi vb.) ortaya çıkaracak ve kendini tanımasını sağlayacak fırsatlar sunulmalıdır.

Endüstriyel çağdan bilgi çağına geçişte geleneksel eğitim ile 21. yy eğitim gereksinimleri arasındaki farklar Tablo 10’da özetlemektedir (Literacy for the 21st Century, 2003, s.6-8):

Tablo 10. Yüzyıllara göre öğrenim

19. ve 20. Yüzyıl Öğrenimi 21. Yüzyıl Öğrenimi

Basılı bilgiye sınırlı erişim İnternet aracılığıyla bilgiye sınırsız erişim. Hayatta kullanılacak veya kullanılmayacak bilgiye

vurgu

Yaşamboyu öğrenme becerilerine vurgu Amaç edebiyat tarih, fen bilimleri gibi bilgilere sahip

olmaktır.

Amaç problemleri çözmek için gerekli becerileri (erişim, analiz, değerlendirme, üretme) öğrenmektir. Bilgiler öğrencilere hazır bir halde sunulur. Öğretmenler sorgulamaya ve araştırmaya dayalı bir

yaklaşım kullanır.

Basılı bilgi analizi Çok ortamlı (multimedya) bilgi analizi

Kağıt, kalem ve sözle ifade etme Çoklu ortam teknolojilerini kullanarak ifade etme Sınıfta sınırlı öğrenme ve bilgi paylaşımı Dünya çapında öğrenme ve bilgi paylaşımı

Tek kaynaklı ders kitabı ile öğrenme Görsel ve elektronik başta olmak üzere çeşitli güncel kaynaklardan öğrenme

Birey tabanlı kavramsal öğrenme Takım tabanlı proje temelli öğrenme

Yaş tabanlı içerik bilgisine maruz kalma Bireyselleştirilmiş esnek içerik bilgisine maruz kalma Öğrenmeyi basılı ve testlerle kanıtlama Öğrenmeyi çoklu ortam aracılığıyla kanıtlama Öğretmen seçer ve anlatır Öğretmen çerçeveler ve yönlendirir

Öğretmen değerlendirir ve not verir Öğrenciler kendi işlerini değerlendirir ve değerlendirme kriterlerini öğrenir

Daha az sorumluluk alarak devlet tarafından kabul görmüş ders kitapları kullanarak öğretmek

Hesap verme sorumluluğuyla eğitim standartlarını belirleyerek öğretmek

(Kaynak: Literacy for the 21st Century, 2003, s.8)

Bilgi miktarındaki büyük artış dünyadaki eğitim anlayışının da değişmesine neden olmuştur. Bugün artık önemli olan, gereksinim duyulan bilginin ne olduğu, bu bilginin nerede ve nasıl bulacağını bilmek, bu bilgilerin aranılan bilgi olup olmadığını analiz edip, değerlendirebilmek yani üst düzey düşünme becerilerine sahip olmaktır.

2.7. BÖLÜM DEĞERLENDİRMESİ

Bilgi okuryazarlığı, gereksinimler doğrultusunda bilgiyi elde etmede kullanılan yol, yöntem ve bu süreçte gerekli tüm araç ve teknolojileri kullanma becerisidir. Bilgi okuryazarlığının eğitim ortamlarında nasıl uygulama bulduğu ve nasıl uygulanacağına yönelik ve hangi süreçler yardımıyla gerçekleştirileceğine yönelik model ve standartlar oluşturulmuştur. Bilgi kaynaklarındaki çeşitlilik, iletişim teknolojilerinin gelişmesi, bilgi iletiminin kolaylaşması, dili kullanma becerileri, etik değerler ve gittikçe artan düzeyde becerileri geliştirme gerekliliği okuryazarlıkların çeşitlenmesini sağlamıştır.

Eğitim ortamlarından beklenen kişilere bilgi okuryazarlığını öğretim programlarıyla öğretirken, kütüphaneler bilgi okuryazarlığının uygulama alanlarını oluşturmaktadır. Böylece kalıcı değerlerin kazandırılması mümkün olmaktadır.

3. BÖLÜM

TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ