• Sonuç bulunamadı

Kafkasların yaşadığı Kafkasya Bölgesi diye belirtilen yer Karadeniz'de bulunan Anapa’dan Bakü’ye kadar uzanan bölgeyi kapsamaktadır. Kafkasya olarak

3 adlandırılan yer Karadeniz'den Hazar Denizi'ne kadar uzanan doğu-batı yönündeki yüksekliği 5000 metreyi Aşan sıradağları kapsamaktadır.1 "Kafkasya adının bir bölge adı olarak kullanılması XIX. yüzyıl başlarına rastlar. Rus Çarı I. Petro döneminde Petersburg'da kurulan İmparatorluk Bilimler Akademisi'nin bilim adamları Kafkasya adını ilk defa kullanmışlardır. Türk kaynaklarında ise Kafkasya adına ancak 1856 yılından itibaren rastlanır."2 Kafkasya, Orta Asya'yı Türkiye üzerinden batıya ulaştıran fakat bunu yaparken de Rusya'nın müdahale edemeyeceği bir yoldan taşıyan güzergahtır. Hazar Havzası ve Kafkasya'da bulunan enerji kaynakları bölgede bulunan Azerbaycan, Türkmenistan, Rusya, Kazakistan ve İran gibi Hazar Denizi'ne kıyısı bulunan ülkeler açısından önemli olduğu gibi bölgede yaşayan diğer devletleri de kısmen ilgilendirmektedir.3

"Coğrafi olarak Kafkasya kuzey güney olmak üzere ikiye bölünmüştür.

Coğrafi olarak, Kafkas sıradağlarının kuzeyinde yer alan Kuzey Kafkasya, Avrupa kıtasında, güneyinde kalan Güney Kafkasya ise Asya kıtasında yer almaktadır. Siyasi olarak ise Kafkasya'nın tamamı Avrupa'nın bir parçasıdır."4 Hazar Bölgesi ve Kafkaslar diye adlandırılan yerde tarih içerisinde değişik milletler yer aldığından dolayı birçok farklı dil ve farklı kültür bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı Kavimler Göçü’ne kadar dayanan toplulukları kapsamaktadır. Örneğin; Hazar Hanlığı, Akhunlar, Sasaniler, Selçuklular, Moğollar, Rusya, Persler, Bizans İmparatorluğu bu devletlerin başında gelenleri olduğu gibi en önemli olanlarıdır.5

"Türkistan ve Orta Asya tabirleri genellikle aynı bölge için kullanılan isimlerden. Büyük coğrafi engellere dayandırılması için araştırmacılar bölgeye farklı hudutlar çizmektedirler. Orta Asya (Türkistan)'ın Çin'in Sincar bölgesi (Doğu Türkistan), SSCB'den ayrılan bölgedeki Türk Cumhuriyetleri Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ile sahip olduğu fars kültürüne rağmen diğerlerinden ayrı tutulmayan Tacikistan ve Afganistan'ın kuzeyini kapsadığı kabul

1 Yelda Demirağ, Cem Karadeli, Geçmişten Günümüze Dönüşen Orta Asya ve Kafkasya, Palme Yayıncılık, Ankara, 2006, s.79.

2 H. Ömer Budak, Sömürgecilikten Jeopolitiğe, Öztepe Matbaacılık, Ankara, 2016, s.274.

3 Budak, a.g.e. s.280.

4 Hasan Kanbolat, "Kafkasya'nın Jeopolitiğinde Değişim Sinyalleri," Stratejik Analiz Dergisi, Sayı 60, Ankara, Nisan, 2005, s.88.

5 Kamil Uslu, Hazar Bölgesi Enerji Kaynaklarının Ekonomik ve Uluslararası Boyutu, Marmara Üniversitesi İİBF, Cilt XXI, Sayı 1, 2006, s.101.

4 edilebilir. Çin-Sovyet sınırı üzerindeki muazzam dağ sıraları bütününün omurgasını oluşturur."6

Kafkasya Bölgesi'nin genellikle fiziki olarak dağlık olması bölgede bulunan toplulukların bu bölgedeki durumlarını belirlenmesinde önemli etkenlerden biridir Çünkü bölgenin geçit vermez, sarp bir yapısının olması bu bölgede yaşayan devlet kurmuş insanların bölgeye yapılan saldırılardan kendilerini korumaları ve varlıklarını devam ettirmeleri açısından önemlidir.7 Bölge Kuzey-Güney yönünden geçiş noktası olduğundan dolayı bu bölge civarında yaşayan Ruslar, Türkler, Araplar, Persler (İran) tarafından sürekli olarak ilgi odağı olmuştur. Bölgenin ticari olarak da önemli bir güzergahta olması bu devletlerin zaman zaman bu bölgede hakimiyet kurmak istemelerine sebep olmuştur ve sürekli olarak bölgede çekişmeler devam etmiştir. Bölge tarih boyunca çeşitli devletler arasında el değiştirmiştir.8

Bölge son yüzyılda Sovyetler Birliği adı altında, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra da Rusya'nın baskısı altında ezilip kalmıştır. Fakat bölgeye sahip olmak isteyen süper güçler diye adlandırılan ABD, Avrupa Ülkeleri, bölgede yaşayan Çin, İran ve kısmen müdahale edebilen Türkiye açısından sürekli olarak ilgi odağı olmuştur ve bölgenin sadece Rusya'nın tekelinde olmasından rahatsızlık duymuşlardır. Bölgede yaşayan Türk Cumhuriyetleri’nin zaman zaman bağımsızlık istekleri ve mücadeleleri Rusya tarafından bastırılsa da bölgede gözü olan diğer devletler tarafından bu bağımsızlık istekleri desteklenmiş, Rusya'nın da zayıflığı dikkate alınarak bu bölgede çok kutuplu bir dönem başlamıştır.9

Hazar Bölgesi tarihte, İpek Yolu ticaretinin başladığı ve bu ticareti Avrupa'ya taşıyan güzergahın bulunduğu yer olmasından dolayı birçok kültüre ev sahipliği yapmış birçok devlet tarafından ele geçirilmiş bir bölge olması açısından önem taşımaktadır. Coğrafi olarak Asya ile Avrupa kıtaları arasında yer olan Hazar Bölgesi çevresinde bulunan ve Hazar Denizi’ne kıyıdaş devletlerin konumu şu şekildedir;

Kuzeyinde Kazakistan ve Rusya, güneyinde İran, batısında Azerbaycan ve doğusunda da Türkmenistan bulunmaktadır. Hazar Bölgesi İpek Yolu ticaretinin yoğun olduğu bir bölge olmasının dışında enerji kaynakları yönünden de çok değerli

6 Suat İlhan, Türkiye'nin ve Türk Dünyasının Jeopolitiğe, Ankara, 1993, s.154-155.

7 Savaş Yanar, Türk-Rus İlişkilerinde Gizli Güç Kafkasya, IQ Kültür-Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2002, s.8.

8 Hakan Kantarcı, Kıskaçtaki Bölge Kafkasya, IQ Yayıncılık, İstanbul, 2006, s.29.

9 Sinan Oğan, "Güney Kafkasya'da Yeniden Başlayan veya Bitmeyen Soğuk Savaş," Stratejik Analiz, Cilt II, Sayı 13, Mayıs, 2001, s.25-27.

5 bir bölgedir. Bölgede önemli petrol, doğalgaz ve hidrokarbon enerjileri bulunmaktadır. Bu enerjiler de bölgeyi daha da çekici hale getirmektedir.10

Bölgede kurulmuş olan Hazar Devleti aynı zamanda bu bölgede enerji bakımından verimli olan Hazar Denizi’ne de kendi adını vermiştir. Bölgede yaşayan kıyıdaş devletler Hazar’ın paylaşımı konusunda mutabakata varamadıklarından dolayı Hazar'ın statüsü tam olarak belirlenememiştir. Hazar Denizi, coğrafi olarak daha önce de belirttiğimiz gibi Asya ile Avrupa kıtaları arasında önemli bir konumda bulunmaktadır.11

"Güneydoğu Avrupa ile Asya’nın birleştiği bölgede 47.07–36.33 kuzey paralelleri, 45.43–54.20 doğu meridyenleri arasında bulunan Hazar, kuzeyden güneye 1.200 km uzunluğunda ve batıdan doğuya 320 km genişliğinde, ortalama 184 metre (m) derinliğe sahiptir. Hazar sahillerinin toplam uzunluğu 7.010 km’dir."12

"Hazar, 423.300 km2 ile dünyanın en büyük kara içi su örtüsüdür. Su hacmi 80.000 m3 ve su seviyesi 28 m’dir. Uzunluğu 1050 km, eni 196-435 km’dir. En derin kısmı 1098 m, ortalama derinliği 180 m’dir. Suyu çok az tuzludur. Tuzluluk oranı % 0.13’dür. Hazar Denizi’nin Rusya Federasyonu, Azerbaycan, İran, Türkmenistan ve Kazakistan’a kıyısı bulunan bir su alanıdır. Yaklaşık 371.000 km2’lik bir alanı kapsar."13

"Hazar’ın en geniş yeri 554 km ve en dar yeri ise 200 km’dir. Hazar sahillerinin toplam uzunluğu 7.010 km’dir. Kazakistan’ın 2.340 km, Rusya Federasyonu’nun 1.930 km, Türkmenistan’ın 1.200 km, Azerbaycan’ın 800 km ve İran’ın 740 km uzunluğunda Hazar’a kıyısı bulunmaktadır."14

Hazar Havzası bölgesi denilen yer sadece Hazar Denizi’ni kapsayan bir bölgeden ibaret değildir. Hazar Denizi'nin dışında bu bölgede bulunan devletlerin Hazar tarafında kalan kısımlarını da kapsadığından dolayı bölgenin genel adı olarak tabir edilir.15

10 Erdal Tanas Karagöl, Mehmet Kızılkaya, Salihe Kaya, "Statü Sorunu İkileminde Hazar’da Enerji Denklemi," Analiz, Sayı 155, Nisan, 2016, s.9.

11 Metin Meftun, Politik ve Bölgesel Güç Hazar, IQ Kültür-Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2004, s.15.

12 Yasin Şenyurt, "Hazar ve Basra Körfezi Havzalarının Enerji Kaynakları Üzerinde Stratejiler ve Türkiye," Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2010, s.4.

13 Osman Nuri Aras, Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi, Der Yayınları, İstanbul, 2001, s.5.

14 Selim Han Yeniacun, Enerji Jeo-Politiği, Hazar Havzası Kaynakları Üzerine Temel Stratejiler, Fikir Enstitüsü Yayınları, İstanbul, Haziran, 2013, s.2.

15 İbrahim Kalkan, Kazak Petrolleri ve Uluslararası Güçler, Alâeddin Yalçınkaya, (Derleyen), Bağlam Yayıncılık, İstanbul, 1998, s.65.

6

"Hazar Denizi, denizlerle ve okyanuslarla nehir-kanal şebekesi dışında herhangi bir doğal bağlantısı bulunmayan bir tuzlu su kütlesidir. Volga ve Don nehirlerinin kollarına eklenen kanallar aracılığıyla Karadeniz ve Baltık Denizi'ne bağlanmıştır. Hazar Denizi kıyılarının kuzeyden güneye uzunluğu yaklaşık 1.200 km olup, doğudan batıya genişliği de 210 km ile 490 km arasında değişmektedir. Hazar Denizi'ne 10 büyük akarsu dökülmektedir." 16

Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar Hazar'da aktif iki ülke bulunmaktaydı. Bunlardan biri Sovyetler Birliği diğeri ise İran idi. Hazar'ın statüsü konusunda Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar İran ile 1921, 1935 ve 1940 yıllarında anlaşmalar imzalanmıştır ve Hazar’ın statüsü kesin olmamakla birlikte bu anlaşmalar çerçevesinde belirlenmiştir. 1921 ve 1935 yıllarında imzalanan anlaşma ile her iki taraf kendi kıyılarından başlayarak 10 mile kadar uzanan bölgede yalnız balıkçılık yapma hakkına sahip olmuştur. Özellikle 1940 yılında yapılan antlaşma ile birlikte bu iki ülke arasında 10 mile kadar uzanan sularda balıkçılık yapma hakkının yanında Hazar’ın İran ve Sovyetler Birliği'ne ait olduğu ve ortak kullanılabileceği kararlaştırılmıştır. Hazar’daki Sovyetler Birliği-İran sınırı kesin şekilde belirtilmemiştir. 1954 yılında imzalanan anlaşma diğerlerinden daha kapsamlı olmuştur. Hazar’ın taraflar arasındaki sınırları tespit edilmiş, fakat denizin üzerindeki sınır konusunda herhangi bir karar verilmemiştir.17