M. Reþat Güner
turan esas sebepleri bulmak amacýyla geçmiþe dönmek” anlamýna geliyor. Özellikle 1970’lerden sonra yaygýn-laþan ve geliþen “regresyon” çalýþ-malarý henüz tartýþmalý görülse de bu yöntemle problemlerine çözüm bulan, hattâ normal yöntemlerle çözülemeyen bazý sorunlarý iyileþen çok sayýda insan var.
Hepimiz þu anda hatýrlayamadýðýmýz hattâ hatýrlamak istemeyeceðimiz çeþitli anýlara sahibiz. Bu anýlarýn bir kýsmýna bilinçli olarak eriþebilsek de büyük kýsmý bilinçdýþýnýn derinlik-lerinde saklý. Ama artýk þunu biliyoruz ki, “bilinçdýþý” hiçbir þeyi unutmuyor ve tam olarak farkýnda olmadýðýmýz þeyleri bile kaydediyor. Þu an bildiðiniz ama hatýrlamadýðýnýz çok fazla þey var. Soruluncaya kadar sanki her þeyi unutmuþ gibisiniz. Ama sorul-duðu anda bilinçdýþý cevabý ortaya çýkaracaktýr.
Fakat öyle bazý anýlar var ki, bunlar bilinçdýþýnýn daha derin-lerindedir ve onlara normal bilinç halinde ulaþamazsýnýz. Hafif bir trans hali, normal bilinç halinde ulaþýla-mayan bazý anýlara ulaþýlabilmesini saðlar ve bu durumda anlarýz ki, bilinçdýþý hiçbir þeyi unutmaz, sadece onu bilinçli zihinden gizler. Ama hatýr-lamasak bile bilinç dýþýnda varlýðýný sürdüren bu anýlar bizi etkilemeye devam eder. Bu anýlar, çeþitli durumlar-da kendimizi tehdit altýndurumlar-da hissetmem-ize sebep olabilir, strese ve korkuya yol açabilir, bizi güvensiz bir hâle
getire-bilir, içimizde sebebini bilmediðimiz duygulara sebep olabilir vs…
Aslýnda bilinçdýþý düzeyde çalýþan sistemlerin hiçbiri kötü amaçlý deðildir. Örneðin korkunun amacý hayatý koru-maktýr. Kendini kötü hissetmek sizi bir þeyden uzak tutar. Ama bunun arkasýn-daki esas hedef korunmadýr. Bilinçli olarak karþý koyamadýðýmýz her ne varsa ardýnda mutlaka olumlu bir niyet vardýr. Ama örneðin, hiçbir tehlike yokken hissedilen korku, endiþe gibi duygular kiþinin hayatýný sýnýrlandýrýr ve gereksiz acýlara yol açar.
Ýþte bu noktada regresyon terapisi oldukça hýzlý çözümlere ulaþmamýzý saðlayabilir. Bu yöntemi kullanan bir uzmanla çalýþýrsanýz, sizi uygun tekniklerle problemlerinizin kaynaðýna yöneltir ve bu anýlar üzerinde
çalýþýldýðýnda problem büyük oranda hallolur.
Burada bazý ilginç durumlar ortaya çýkabilir. Çünkü bazý problemlerin kök-leri daha derinlere uzanýr ve regresyon çalýþmalarý sýrasýnda bilinçdýþý þimdiki yaþamýnýzýn dýþýnda “baþka zamanlara” ait anýlarý da ortaya çýkarabilir.
Örneðin belli bir durumda endiþe ya da stres hisseden ve bunun sonucunda çaresizlik hissini deneyimleyen birini düþünelim. Böyle bir duygu üzerinde çalýþýldýðýnda kiþi bu durumla baðlan-týlý bazý senaryolarýn içine girebilir. Kendisini eski bir zamanda çeþitli olay-larýn içinde bambaþka bir kiþi olarak
görüp deneyimleyebilir. Bunlar
regresyon çalýþmalarýnda sürekli ortaya çýkan durumlardýr. Ve böyle bir durum-da deneyimledikleri o kiþi için son derece gerçektir. O kadar gerçektir ki, bazen belli oranda bedensel acýlarý bile duyumsayabilir. Bu tip durumlarda ortaya çýkan öyküler genellikle kiþinin seans öncesi yakýndýðý problemle çok anlamlý baðlantýlar içerir.
Bu tarzda çalýþmalar yapan terapist-lerin sayýsý gün geçtikçe artmaktadýr ve bu alanda tüm dünyadan uygulayýcýlarý biraraya getiren önemli bir kurum da vardýr: “Dünya Regresyon Terapistleri Birliði” (Earth Association for
Regression Therapy www.earth-associ-ation.org)
Regresyon çalýþmalarý gerçekten çok etkili çalýþmalardýr ve bu yöntem dünyanýn pek çok ülkesinde baþarýlý bir biçimde kullanýlmakta ve giderek yaygýnlaþmaktadýr.
Þimdi þu soruyu sormamýz gerekiyor: Regresyon uygulamalarýnda ortaya çýkan ve problemlerin çözülmesini saðlayan bu “anýlar” nereden geliyor? Bunlar gerçek anlamda “geçmiþ yaþamlar” mýdýr? Yoksa kolektif bilinç alanýndan gelen ve geçmiþte yaþanmýþ çeþitli anýlarýn yüzeye çýkmasý mýdýr? Ya da kiþinin bilinçdýþýnýn uydurduðu fanteziler midir?
Bunlarýn tümü olasýlýk dâhilindedir. Ancak burada somut gerçek, bu yön-temle genellikle baþka biçimde çözülmesi mümkün olmayan sorunlar çözülmekte ve iyileþmektedir. Ve bu alanda meydana gelen tecrübe birikimi bize kesin olarak þunu söylemektedir: “Geçmiþte birilerinin yaþadýðý hayatlar bizleri etkiliyor.”
Konu hakkýndaki anlayýþýmýzý derin-leþtirebilecek baþka bir olgu da
“kendiliðinden hatýrlama” olaylarýdýr. Ülkemizde özellikle Adana, Mersin ve
Antakya böl-gesinde yoðunlaþan bu türden vakalar dünyanýn hemen her yerinde görülmekte-dir. Bu tip bir vakada çocuk 2 – 3 yaþýna gelip düzgün cüm-leler
kur-maya baþladýðý zaman geçmiþ yaþamý ile ilgili þeyler anlatmaya baþlar. Daha önceki kimliði, ailesi ve yaþadýðý yer hakkýnda detaylý bilgiler verir. Bunlarýn araþtýrýlmasý mümkün olduðu durum-larda bu bilgilerin doðrulandýðý
yüzlerce vaka vardýr. Bu konuda önem-li araþtýrmalar yapmýþ olan Dr. Ian Stevenson ülkemizde de araþtýrmalar yapmýþ ve topladýðý vakalarý kitaplar halinde yayýnlamýþtýr.
Bu tip vakalarýn bazýlarýnda geçmiþ yaþamýný ve nasýl öldüðünü hatýrlayan kiþilerin þimdiki beden-lerinde geçmiþ yaþamlarýndaki ölüm þekliyle baðlantýlý bazý “doðum izleri” de görülmektedir. Örneðin kurþunla-narak öldürüldüðünü hatýrlayan bir kiþide, ayný yerde kurþun izleri bulun-maktadýr. Bu türden vakalar geçmiþ yaþama ait anýlarýn fizik düzeyde bile etki yapabildiðini gösteren normal yoldan açýklanmasý güç ve ilginç durumlardýr.
Yine açýklanmasý güç baþka bir durum da herhangi bir konuda olaðanüstü yetenek sergileyen çocuk-larýn durumudur. Çok küçük bir yaþta, bazen hiçbir eðitim söz konusu olmadan herhangi bir alanda üstün yetenekler sergileyen pek çok örnek var. Günümüzde bu tip çocuklara rast-lamak daha olasý. Bu konu genetik vs. gibi etkenlerle açýklanmaya çalýþýlsa da bence iþ o kadar basit deðil. 13 yaþýna geldiðinde 8 dili hatasýz biçimde konuþan bir çocuðun bunu genetik yolla getirmiþ olma ihtimalini kabul
etmek biraz zorlama olmaz mý? Ya da 5 yaþýnda Paganini keman konçertosunu orkestrayla birlikte çalan bir çocuk nor-mal þartlarda bu iþi bu kadar kýsa sürede baþarabilir mi? Bunlar gerçek örneklerdir ve internette çok daha fazlasýný bulabilirsiniz.
Herkes kendi çevresinde bir bebeðin doðup büyümesini gözlemlemiþtir. Bebeklerin kendilerine has bir kimlik-leri vardýr. Eðitim sadece bu temel kimliðin üzerine bir þeyler inþa eder. Ama çocuðun kendine has yetenekleri, orijinal duruþu hep var olmaya devam eder.
Bütün bu fenomenleri biraraya getirdiðimizde, geçmiþimizin çok derinlere uzandýðýný söyleyebiliriz. Bedenimizdeki elementler yýldýzlarýn kalbinde doðmuþ ve milyarlarca yýllýk evrimin sonucunda canlý bir organizma içerisindeki yerini almýþtýr. Diðer taraftan psiþemiz yani içsel varlýðýmýz, insanlýðýn dünya üstündeki milyonlarca yýllýk geçmiþini, atalara ait ýrksal geçmiþi ve büyük ihtimalle kendi geçmiþ yaþamlarýnýn anýlarýný içinde barýndýrýr. Ve tüm bu anýlar zaman zaman iç varlýðýmýzýn derinliklerinden göz kýrparcasýna kendilerini gösterir ve bize gerçek kimliðimize ait esintiler getirirler.
Ve en sonunda geriye tek bir þey kalýr; hislerin, duygularýn, düþüncelerin ve bedenin ardýnda sürekli var olan ve her þeyi sessizce izleyen farkýndalýk: Bilinç…
izik bilimi doða olaylarý ve doða nesneleri ile ilgilenir. Metafizik ise doða üstü veya doða ötesi, ölçülemeyen hatta varlýðý madde-sel olmayan varlýklarla ilgilenir. Meta-fiziðin ilgilendiði temel konular arasýn-da: “Tanrý var mýdýr?”, “Ýnsanýn yeryü-zünde var oluþunun bir anlamý var mýdýr?”, “Nereden geliyoruz ve ölünce
nereye gideceðiz?”, “Ölümden sonra yaþam var mýdýr?” gibi sorular bulunur.
Her kültür belli bir zaman diliminde bu sorularý yanýtlamaya çalýþmýþtýr. Eskiden mitoslar, destanlar ve çeþitli dini yaklaþýmlar bu sorularýn yanýtlarý ile ilgilendiler. Hemen her eski
kültürün bir yaradýlýþ destaný olduðunu biliyoruz. Kadim bilgelerin yorumu üç alanda yoðunlaþýyordu. Bu alanlar