• Sonuç bulunamadı

Kadınlara ve Erkeklere Yönelik Mesajların Niceliksel Dağılımı

3.6. Verilerin Analizi

3.6.7. Kadınlara ve Erkeklere Yönelik Mesajların Niceliksel Dağılımı

mesajların niceliksel dağılımı tablo 3.10’da gösterildiği şekildedir.

Tablo 3.10: Kadınlara ve Erkeklere Yönelik Mesajların Niceliksel Dağılımı

Kavram Geçtiği Sure Sayısı Geçtiği Ayet Sayısı Tekrar Sayısı

Erkek 36 77 103

Kadın 27 115 142

Ailede Erkek: Hem erkek hem de kadın ile ilgili en çok ayet Nisa suresindedir. “Ailede Erkek” ile ilgili olarak ise Bakara, Taha ve Tahrim surelerinde geçen beş ayet bulunmaktadır. Bakara suresi ikinci ayetinde; “erkekler harama ve

gayri meşruya sapmaktan men edilmektedir” Nisa suresinin 34. ayetinde ise;

erkeklerin ailenin geçimi ile ilgili takip edecekleri yol konusunda bilgi verilmektedir. Erkek ile ilgili olarak Taha suresi 132. ayette; “ailene namazı emret ve kendin de ona

devam et” şeklindeki mesaj aile içi iletişimde babanın öncelikle göndereceği mesaja

kendisinin uyması gerektiğine işaret etmektedir.

Ailede Kadın: Kadınlar ailede anne, eş, kız kardeş ya da kız çocuğu olarak fonksiyonlar üstlendikleri için Kur’an-ı Kerim’deki kadınlar ile ilgili ayet ve sureler ailenin bu fertlerine hitap etmektedir. Yani sadece annelere ya da eşlere hitap eden veya boşanma ve nikah konularını içeren ve daha önce açıklanan sure ve ayetlerden bazılarının tekrarına da yer verilmekle beraber bu başlık altındaki “kadınlar” objesinin kapsamı daha geniştir.

Bakara suresi ikinci ayetinde; “kadınların erkekleri harama ve gayri meşruya sapmaktan alıkoyan bir örtü olduklarından” bahsederken; aile içinde kadının önemi ve fonksiyonu dikkat çekmektedir. Aynı surenin 228. ayetinde; “kadınların boşanmış oldukları kocalarının barışmak istemeleri halinde kabul edip-etmeme hakları bulunduğu; kadınların yükümlülükleri kadar meşru hakları da olduğu” beyan edilmektedir.

Yine Bakara suresindeki bir ayette kadınlar ile ilgili olarak şu ifadeler yer almaktadır: “Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin

69

için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz’’ Burada dikkati çeken ilk husus

kadın ve erkeğin birbiri için hata ve kusurlarını örtücü olmaları gerektiğidir. Bakara suresinde kadınlar ile ilgili olarak birbirini takip eden bir grup ayette de kadın ve erkek arasındaki karı-koca ilişkilerinde uyulması gereken kurallara, sınırlara ve bazı kısıtlamalara yer verilmiştir. Örneğin; kadınlara rahatsızlık vermemek amacıyla adetli günlerinde ilişkiye girmemeleri konusu gibi.

Kuran’da “erkekler” anlamına gelen bir sure bulunmamasına karşılık “kadınlar’’ anlamına gelen “Nisa suresi” bulunmaktadır. Bu sure bazen aralıklı bazen de birbirini takip eden ayetlerde kadınlar ile ilgili şu ifadeler yer almaktadır:

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve

ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır; ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Gerek azından, gerek çoğundan belli bir hisse ayrılmıştır’’

“Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana- babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana- babası ona varis olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir düşer’’

“Ey iman edenler! Kadınlara zorla varis olmanız size helal değildir. Apaçık bir edepsizlik yapmadıkça, onlara verdiğinizin bir kısmını ele geçirmeniz için de kadınları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız (biliniz ki) Allah'ın hakkınızda çok hayırlı kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış olabilirsiniz.”

Bu ayetlerde oranlar ve rakamlardan daha ziyade öncelikle cahiliye dönemi diye adlandırılan İslamiyet’ten önceki dönemlerde kadınlara mirastan hiçbir hak verilmemesi söz konusuyken İslam’la birlikte kız çocuklarının mirastan pay almaya hak kazanıyor olmaları konusunda miras hukukunda bir hak verilmektedir. İkinci olarak kadınlara zorla mirasçı olması yasaklanmakta, onlara verilen ya da hediye edilen herhangi bir kıymetin geri alınmaması üzerinde duruluyor. Üçüncü ve en önemli mesaj ise; kadınlarla iyi geçinilmesi emredilmektedir.

70

Kur’an’da kadın hakları ile ilgili ayetlerin bir kısmı “kadınlar, boşanma ve nikah” gibi başlıklar altında ele alınmıştır. Kadın hakları ile ilgili olarak Bakara suredeki 233. ayette; “Emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için, anneler

çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir. Bir insan ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur. Hiçbir anne, çocuğu sebebiyle, hiçbir baba da çocuğu yüzünden zarara uğratılmamalıdır. Onun benzeri (nafaka temini) varis üzerine de gerekir. Eğer ana ve baba birbiriyle görüşerek ve karşılıklı anlaşarak çocuğu sütten kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı (sütanne tutup) emzirtmek istediğiniz takdirde, sütanneye vermekte olduğunuzu iyilikle teslim etmeniz şartıyla, üzerinize günah yoktur”

denilmektedir. Nahl suresi 58-59.ayetlerde “Onlardan birine kız müjdelendiği zaman

öfkelenmiş olarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür” ifadeleri dikkat

çekmektedir.

Cahiliye döneminde bazı kabilelerde kız ve erkek çocuklar arasında ayırım yapılmakta erkek çocuğu dünyaya gelen baba bununla gurur duyarken, kız çocuğu dünyaya gelen babaların bundan utanç duydukları, onları toprağa gömmeye teşebbüs ettikleri anlatılarak Allah tarafından kız ve erkek çocukların arasında ayırım yapmanın kötü bir şey olduğu hatırlatılmaktadır.

Talak suresindeki 6. ayette daha çok boşanma konusunda hakları tasvir edilmektedir. Ayet mealleri şu şekildedir: “Ey Peygamber! Kadınları

boşayacağınızda, onları iddetlerini (adetten sonraki bekleme süresi) gözeterek boşayın ve iddeti de sayın. Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. İddet müddetlerini doldurduklarında onları ya meşru ölçüler içerisinde (nikahınız altında) tutun veya onlardan meşru ölçülere göre ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahit tutun. Kadınlarınız içinden adetten kesilmiş olanlarla, adet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları (doğum yapmaları) dır. Onları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun, onları sıkıştırıp (gitmelerini sağlamak için) kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya

71

kadar nafakalarını verin. Sizin için çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini verin, aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız çocuğu, başka bir kadın emzirecektir. İmkanı geniş olan, nafakayı imkanlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin.”

72

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

“Kur’an mealinde yer alan aile içi iletişim kapsamındaki kavramların içerik

analizi” başlıklı çalışmada aile, anne, baba, çocuklar, kardeşler ve eşler gibi “aile

unsurlarına” yönelik mesajlar sistematik ve niceliksel olarak içerik analizi ile incelenmeye çalışılmıştır. Bu incelemede; Kur’an’da yer alan “aile içi iletişim konulu mesajların” hangi “usul ve üslupla iletildiği?” ve “hangi iletişim yöntemlerinin kullanıldığı?” sorularına cevap aranmıştır. Referans olarak da “Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an Meali” esas alınmıştır.

Bu çalışmanın sonuçları ile ilgili değerlendirmelerde “mealdeki kıssalarda yer alan kişilerin birer peygamber olduklarının” göz önünde bulundurulması önemlidir. Peygamberler de birer insan olsalar da yine de onların davranışlarını, duygularını, sezgi ve hislerini ve diğer duyusal yetilerini; bireylerin dünyaları ile mukayese etmek ve açıklamak yeterli olmayabilir. Çünkü İslam anlayışına göre peygamberler vahiy kaynağından beslenmektedirler. Bireyler arasında “para-psikolojik fenomenler” açısından farklılıklar bulunabilir ancak peygamberler ile diğer bireyler arasındaki fark vahiyden kaynaklanmaktadır.

Örneğin Hz. Yakup’un Hz. Yusuf’a karşı koruyucu tavrı muhtemelen ona “Hz. Yusuf’un gelecekte peygamber olacağının vahiy ile bildirilmesinden” kaynaklanıyor olabilir. Ancak kardeşleri Hz. Yakup’un tutumunu “Yusuf’un başka bir anneden dünyaya gelmiş olmasına” bağlayabilirler. Buna rağmen Hz. Yakup’un kardeşler arasındaki yanlış algılamayı biliyor olması (peygamberlik vasfından dolayı) ve buna meydan vermemesi söylenebilir. İşte bu durumda da peygamberlerin davranışlarının arkasındaki hikmet devreye girmektedir. Çünkü peygamberlerin her davranışı vahye dayalıdır ve insanlara ibret ve ders verme amaçlıdır. Nitekim Hz. Yusuf kıssasının devamındaki olaylar bunu kanıtlamaktadır.

Çalışmada sonuç olarak üzerinde durulması gereken önemli hususlardan bir diğeri; “meal” kavramı üzerindeki irdelemedir. İçerik analizine tabi tutulan meal, tercümeden farklı bir kavramdır. Tercüme, “bir kelamı, bir dilden başka bir dile çevirmek” veya “bir kelamın manasını diğer bir lisanda dengi bir tabir ile aynen ifade etmektir.” Bu nedenle tercüme yapılırken, kelamın bütün mana ve maksatlarına itina gösterilmesi icap etmek gerekir (Cerrahoğlu, 1979: 215). Ancak meal; ‘bir sözün

73

manasının her yönüyle aynen değil de, biraz noksanıyla ifade edilmesidir” İşte “Kur’an’ın tercümesi” için kullanılan meal kelimesi, onu aynen tercüme etmeye imkan olmadığını, daha doğrusu yapılan işte bir eksikliğin mevcut olduğunu belirtmek içindir (Cerrahoğlu,1979: 220). Mealin tanımından da anlaşılacağı üzere meal ile Kur’an’ın tam anlamının aktarılamadığı ortadadır. Bu itibarla Kur’an’ın mesajlarının daha iyi anlaşılabilmesi için okumalarda mealle yetinilmeyip, Kur’an ayetlerinin detaylı olarak açıklandığı tefsirlere de başvurmak daha yararlı olacaktır. Ancak çalışmamızın konusunu “meal” oluşturduğu için içerik analizine tabi tutulan “aile içi iletişim” ile ilgili Kur’an mesajlarının “Kur’an’ın tam anlamını aktaramadığı” gerçeğinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Bulgular değerlendirildiğinde aile içi iletişimle ilgili sure ve ayet sayıları açısından genel olarak iletişimi, özelde de aile içi iletişimi etkileyen hususlara öncelik verildiği görülmektedir. Ayrıca Kur’an’da aileler ile ilgili mesajlarda peygamberlerin aileleri olan “İmran, Lut, Musa, Yakup ve İbrahim” ailesinin ağırlıklı olarak konu edildiği de dikkat çekmektedir. Ailelerin zikredildiği sure ve ayet sayılarına bakıldığında sure bazında birinci sırayı 9 sure ile İbrahim ailesi alırken; ayet bazında birinci sırayı 47 ayetle Yakup ailesinin aldığı görülmektedir.

Ailede kadın ve erkeğin konumlarına işaret edilen sure ve ayetlerin; “ailede erkek ve ailede kadın” şeklinde gruplandırılmış olduğu görülmektedir. Ailede erkeğin konumuna işaret eden ayetlerde dini emirler konusunda ailesinden talepte bulunacak olan erkeğin öncelikle bu emir ve kurallara kendisinin uyması gerektiği vurgulandığı gibi, kadınların aile içerisinde bazı yükümlülükleri yanı sıra, meşru haklarının olduğuna da işaret edilmektedir. Kur’an’da hem sure hem de ayet sayısı bazında erkeklere ilişkin mesajların çoğunlukta olduğu görülmektedir. Bu ayet ve surelerde aile içi iletişimde babanın göndereceği mesaja öncelikle kendisinin uyması gerektiğine işaret etmektedir. Kadınlar ailede anne, eş, kız kardeş ya da kız çocuğu olarak fonksiyonlar üstlendikleri için Kur’an-ı Kerim’deki kadınlar ile ilgili ayet ve surelerin ailenin bu fertlerine hitap etmiş olması dikkat çekmektedir.

Kadınlara karşı adaletli olunması tavsiyeleri ile birlikte daha çok kadın hakları ve eşler arasında sevgi üzerinde durulmaktadır. Bu başlık altında nikah, boşanma, nafaka, miras hukuku ile ilgili konulara da değinilmektedir. Bu ayetler de yine etkili iletişimde davranışın önemine dikkat çekilmesi anlamında önemli sayılabilir.

74

Kur’an’da kadınlarla ilgili Nisa (kadınlar) suresi adında özel bir surenin yer alması ve bu surede kadınlarla ilgili ayetlerin büyük bir çoğunluğu oluşturması dikkate değerdir. Çünkü bu şekilde kadınların gerek aile ve gerekse toplum içerisinde taşıdığı öneme işaret edilmekte, kadın hakları ve toplumda kadının yeri ve rolü konusunda önemli mesajlar verilmektedir.

Çocuklarla ilgili sure ve ayetlere bakıldığında Kur’an mealinde “çocuklar” ifadesi dışında bazı sure ve ayetlerde “evlat” kelimesi de kullanılmıştır. Ayrıca; “İsa’nın babasız doğması, İsmail, Habil ve Kabil” gibi kavram başlıkları altında da yine “çocuklara” ilişkin hususlar ele alınmıştır. Çocuk bakımı, beslenmesi, çocukların aileleri için bir imtihan vesilesi olduğu, İslam öncesi adetlerden biri olan çocukların aileleri tarafından öldürülmesinin haram kılınması, Hz. İsa’nın babasız doğması, Habil ile Kabil, çocuklara öğütler ve evlat edinme gibi konuların ön plana çıktığı görülmektedir.

Çocuk ve baba iletişimi konunda ise Hz. Yakup’un, oğlu Hz. Yusuf’a ve diğer çocuklarına ve Hz. Lokman’ın oğluna “yavrucuğum” şeklinde şefkat dili kullandıkları görülmektedir. Bu hitap tarzı ve kullanılan dil; ebeveynlerin, çocuklarıyla nasıl iletişim kurması gerektiğine yönelik dinin referansını göstermesi yönüyle iletişim açısından önemlidir. Ayrıca bu öğütlerin sadece çocuğun şahsi yararına olmayıp, toplumsal iletişim açısından önemli öğütler olması da dikkat çekicidir.

Mealde “oğul - baba” diyalogunda yer verilen “oğulcuğum” ifadesinin aynı zarafet ve şefkat ifadesiyle “evlat- ebeveyn” iletişiminde “babacığım” şeklinde yer aldığı görülmektedir. Meryem suresi 42. ayette Hz. İbrahim’in, üstelik de puta tapan babasına “babacığım” ifadesiyle hitabı örnek olarak verilebilir. Hz. İbrahim’in, babasıyla arasında geçen diyalogunda kullandığı bu ifade tarzı; dini inanç tercihinde insanların özgür olması ve farklı inançlarda olsalar bile anne-baba ile iyi geçinilmesinin tavsiye ediliyor olması açısından önemlidir. Ayrıca bu hitap etkili iletişimin sadece söylemde kalmaması gerektiğinin bir kez daha vurgulandığı bir örnek olması açısından da önemli sayılabilir.

Kur’an mealinde “eşler” konusu “Eşler Arasında Sevgi, Ebu Leheb’in Eşi, Firavun’un Eşi, İbrahim’in Eşi, İmran’ın Eşi, Lut’un Eşi ve Zekeriyya’nın Eşi” gibi alt başlıklarda ele alınmıştır. Kadın eşler ile ilgili konu başlığında özellikle Ebu

75

Leheb, Firavun ve İmran’ın eşinin yanı sıra Hz. İbrahim, Hz. Lut, Hz. Zekeriyya, Hz. Adem’in eşleri ile ilgili örnekler ağırlıklı olarak yer almaktadır.

Anne ve babaya ilişkin mesajların dağılımına bakıldığında anne ile ilgili mesajların, 38 sure ve 56 ayette 68 kez, baba ile ilgili mesajların ise 32 sure ve 97 ayette 115 kez tekrar edilmiş olduğu dikkat çekmektedir. Anne ve babaya ilişkin mesajlarda; “annenin sorumluluklarına yönelik esneklikler” ile” anne ve babanın ailevi fonksiyonların ifasında anlaşmaları zorunluluğuna” vurgu yapılması etkili iletişim açısından önem arz etmektedir. Bu anlamda Bakara suresinde geçen; “anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler; eğer anne ve baba karşılıklı anlaşarak

çocuğu sütten kesmek isterlerse kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı emzirmek istemediğiniz ve sütanneye vermek istediğiniz takdirde üzerinize günah yoktur”

şeklindeki ayetler ön plana çıkar.

Anne ve babaya ilişkin mesajlarda anne babaya iyi davranılması ve itaatin ölçüsüne vurgu yapılmaktadır. Bu ayetlerde anne ve babaya iyi davranılmasına, onlara bıkkınlık gösterilmemesine değinilmekte, itaat konusunda ise Allah’ın emirleri ile ters düşmemek kaydıyla Anne-babaya itaat edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Böylelikle etkili iletişimin sadece söylemde kalmaması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Yaşlılıklarında ise onlara karşı olumlu iletişime girilmesi tavsiye edilerek etkili iletişimde davranışın önemi ön plana çıkarılmaktadır.

Veri setinin kaynağını oluşturan Kur’an mealinde kardeşlere yönelik mesajlar 29 suredeki 80 ayette 94 kez tekrar edilmektedir. Kardeşler ile ilgili olarak en çok ayetin bulunduğu ve bu kavramın en çok zikredildiği sure metin içerisinde de bahsedildiği gibi Yusuf suresidir. Bu surede “bireylerin duygularının kardeşler arasında bile birbirlerini öldüremeye varacak kadar etkili ve tehlikeli” olduğunun vurgulanması manidardır. Ayrıca “Hz. Yusuf’un bir anneden; diğer kardeşlerin başka bir anneden dünyaya gelmiş olması” kardeşler arasında “Hz. Yusuf’a karşı pozitif ayrımcılık yapılıyormuş” gibi algı farklılığına yol açmış olmasına rağmen Hz. Yakup’un yumuşak üslubu ile bu süreci “kardeşler arası güveni sarsmadan” sonuçlandırmış olması da aile içi iletişim açısından önemli bir mesajdır.

Çalışmamızda konu başlıkları seçilirken yararlandığımız Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an mealinin “içindekiler” kısmı esas alınmıştır. Burada dikkat çeken bir husus; Kur’an’da bazı surelerin özel konulara yoğunlaştığı ve o konularla

76

isimlendirildiğidir. Ancak; bunun kesin bir sınırlama olmadığını konu başlıkları farklı olan başka sure ve ayetlerde de yine “evlat, anne, baba, aile, soy ve iletişim” konularıyla alakalı ifade ve örneklerin yer aldığını belirtmekte yarar vardır. Diğer yandan Kur’an’da bazı konuların birden farklı sure ve ayetlerde tekrar ediliyor olması da dikkat çekicidir. Bu hususlar iletişim çeşitlerinden biri olan tekrar üslubuna örnek olarak verilebilir. Burada tekrarın amacı pekiştirme yani mesajın alıcı tarafından daha iyi anlaşılıp benimsenmesi olarak ifade edilebilir.

Mesajın alıcı tarafından anlaşılıp benimsenmesi için olumlu iletişim unsurlarına dikkat edilmesine rağmen her zaman alıcıyı etkilemek mümkün olamamaktadır. Bu sonucun bir örneği “Hz. Nuh kıssasında” verilmektedir. Hz. Nuh kıssasında; Hz. Nuh’un eşinin ve oğlunun, onun bütün çabalarına rağmen, getirdiği mesaja uymadıkları ve kendisine tabi olmadıkları anlatılmaktadır. Bu durum iletişim açısından ele alındığında, alıcının kaynağa olumsuz geri bildirim yansıtması olarak değerlendirilebilir.

Çalışmada ulaşılan sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde, çeşitli tanımları verilen iletişimin işlevsellik açısından üç temel alanda etkin olduğu ifade edilebilir. Bunları; iki insan ya da insan grubu arasında gerçekleşen duygu, düşünce, davranış ve bilgi alışverişi, diğer yandan bireyin sosyal çevrede sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için çevresindekilerle iletişim kurabilmesi, ayrıca toplumsal kanun ve kuralların sağlıklı işletebilmesi olarak söylemek mümkündür.

Birey ve toplum için oldukça önemli bir eylem olan iletişim konusunda toplumsal olarak çeşitli kurallar ve uygulamalar olmakla birlikte, konuya dini perspektiften bakıldığında Kur’an’da; insanlar için, yukarıda vurgulanan kişiler arası anlaşma, sosyal çevreye kaliteli uyum ve huzurlu yaşam, toplumsal kural ve yasaların işletilebilmesinin sağlanmasına yönelik ayetler de yer almaktadır. Yine Kur’an’da bütün bu hususların birey ve toplumun huzur ve mutluluğunun sağlanmasına yönelik olduğu da vurgulanmaktadır.5

5 Bu konuda bkz. Bakara Suresi 256-257; Ali İmran Suresi 103; Maide Suresi 15-16; Yunus Suresi

77

Bununla birlikte çalışmanın ana temasını teşkil eden aile içi iletişim konusuna Kur’an’da özel bir önem atfedildiği görülmektedir. Ailenin temelini oluşturan eşlerin öncelikle kendi aralarındaki iletişim ve davranış kuralları, ebeveynin çocuklara, çocukların ebeveyne, çocukların birbirlerine yönelik davranışlarının sağlıklı bir şekilde yürütülmesinin teminini amaçlayan ifade üsluplarına yer verildiği görülmektedir. İletişim konusundaki bu tavsiyelerin yanı sıra, aile içerisinde bireylerin birbirlerine karşı hak ve yükümlülükleri ile hukuki sorumluluklarına yer verildiği, özellikle kadın ve çocuk haklarının daha fazla vurgulandığı görülmektedir.

Sonuç olarak insanlara doğruluk rehberi olarak gönderilen Kur’an’ın sadece inanç ve ibadet amaçlı bir mesaj olmayıp, birey ve toplumun, bireysel, sosyal ve hukuki ihtiyaçlarını da karşılamayı amaçladığı, bütün bu hususlarda birey ve toplumun huzur ve mutluğunun ön planda tutulduğunu söylemek mümkündür.

78

KAYNAKÇA

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü(2014). İnternet ve İletişim Teknolojilerinin Toplumsal Etkileri Komisyon Raporu. VI. Aile Şurası Komisyon Kararları ve Bildiriler,14-16 Mayıs. Ankara, 63-67.

Akyüz, Hülya ve Akyüz, Mustafa (2015). Ödüllendirme Sisteminin ve Örgütsel Adalet Algısının Örgütsel Sinizmle İlişkisi (Tokat İli Lise Öğretmenleri Üzerinde Bir İnceleme). 3. Örgütsel Davranış Kongresi Bildiriler Kitabı. 06-07