• Sonuç bulunamadı

Aile ile İlgili Mesajların Niceliksel Dağılımı:

3.6. Verilerin Analizi

3.6.2. Aile ile İlgili Mesajların Niceliksel Dağılımı:

Veri setinin kaynağını oluşturan Kur’an mealinde yer alan “aileye” yönelik mesajların niceliksel dağılımı tablo 3. 2’de gösterildiği şekildedir.

Tablo 3.2: Aileye Yönelik Mesajların Niceliksel Dağılımı

Kavram Geçtiği Sure Sayısı Geçtiği Ayet Sayısı Tekrar Sayısı

Aile 34 73 79

Tabloda görüldüğü gibi aile kelimesi Kur’an mealinde 34 surede ve 73 ayette geçmektedir. Bazı ayetlerde birden fazla yer alması nedeniyle aile kelimesi toplamda Kur’an mealinde 79 kez tekrar etmektedir.

Kur’an mealinde adı geçen aileler; İmran, Lut, Musa, Yakup ve İbrahim aileleridir. Bunların dışında Kur’an’da aile olarak Harun ailesi, Nuh ailesi, Davut ailesi, Firavun ailesinden de bahsedilen ayetler yer almaktadır. İmran, Lut, Musa,

53

Yakup ve İbrahim ailelerine yönelik mesajların niceliksel dağılımı tablo 3.3’de gösterildiği şekildedir.

Ancak aile içi iletişim açısından bakıldığında İmran, Lut, Musa, Yakup ve İbrahim ailelerinin ön plana çıkıyor olması nedeniyle sayısal veriler olarak bu aileler ele alınmıştır.

Tablo 3.3: İmran, Lut, Musa, Yakup ve İbrahim Ailelerine Yönelik Mesajların Niceliksel Dağılımı

Aileler Sure Sayısı Ayet Sayısı

İmran Ailesi 01 01

Lut Ailesi 03 04

Musa’nın Ailesi 02 10

Yakup Ailesi 02 47

İbrahim Ailesi 09 20

Tabloda yer alan verilere göre İmran ailesi 1 surede ve 1 ayette; Lut ailesi 3 surede ve 4 ayette; Musa’nın ailesi 2 surede ve 10 ayette; Yakup ailesi 2 surede ve 47 ayette; İbrahim ailesi 9 surede ve 20 ayette yer almaktadır. Tabloya veri olarak yansıtılmamakla birlikte Harun ailesi ve Davut ailesi birer kez, Firavun ailesi 13 kez yer almaktadır. Nuh Peygamber ile ilgili olarak da aile kelimesi dolaylı olarak zikredilmektedir.

İmran Ailesi: İmran ailesi Al-i İmran suresinde bir ayette zikredilmektedir. Ancak her ne kadar İmran ailesi olarak bir ayette (33. Ayet) ifade edilmiş olsa da, takip eden 35, 36 ve 37. ayetlerde aileden bahsedilmemekle birlikte İmran ailesinin başından geçen olaylardan yani İmran’ın karısının Hz. Meryem’i dünyaya getirmesi ve onun mabede vakfederek, Hz. Zekeriya’ya emanet etmesi anlatılmaktadır. Bu sureye adını veren İmran, Hz. Meryem’in babası olup, peygamberlik ve hikmet ocaklarından olan bir ailenin reisidir. İmran’ın eşinin Al-i İmran suresinin 36. ayetindeki; “Rabbim ben onu kız doğurdum. Oysa erkek kız gibi değildir. Ona

Meryem adını verdim. Şeytana karşı onu ve soyunu senin korumanı diliyorum”

54

surenin 37. ayetteki; “Rabbi Meryem’e hüsn-ü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi

yetiştirdi. Zekeriya’yı da onun bakımı ile görevlendirdi. Zekeriya onun yanına her girişinde orada bir rızık bulur ve Ey Meryem, bu sana nereden geliyor? der; Meryem de; Bu, Allah tarafındandır” şeklindeki ifadeler de yine “Kur’an’da kız çocuğunun korunmasına verilen önemi” vurgulamaktadır.

Lut Ailesi: Lutailesi, Hicr, Neml ve Kamer surelerinde 4 ayette geçmektedir. Bununla birlikte genel anlamıyla toplam 10 ayet içerisinde Lut ailesiyle ilgili açıklayıcı diyalog ve bilgiler yer almaktadır. Hicr suresinde Hz İbrahim’in kendisine gönderilen elçiler ile diyaloğu anlatılmaktadır. Elçiler Hz İbrahim’e; “Şüphesiz biz

suçlu bir millete gönderildik. Lut’un ailesi başka (onlar suçlu değiller) Lut’un karısı dışında onların hepsini kurtaracağız” denilmektedir. Bu surede “aile içi iletişim”

konusunda Lut’un mesajının eşinde davranış değişikliğine yol açmamış olması önem taşımaktadır.

Neml suresi 56. ayetteki; “Lut’un ailesini memleketinizden çıkarın. Çünkü

onlar temiz kalmak isteyen insanlarmış” ifadesinin “aile içi iletişim” konusundaki

önemi; “Hz. Lut’un mesajının ailesinde davranış değişikliğine yol açmış

olmasındandır”. Lut ailesi ile ilgili Kamer suresi 33-34. ayetlerde; “Lut kavmi de uyarıcıları yalanladı. Biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgar gönderdik. Yalnız Lut’un ailesi başka. Onları kurtardık” ifadesi ile yine “aile içi iletişim” bağlamında

“Peygamber mesajına riayet eden aile bireylerinin mükafatına” vurgu yapılmaktadır.

Musa’nın Ailesi: Hz. Musa’nın ailesi 2 surede 10 ayette zikredilmektedir. Taha suresindeki 37- 41. ayetlerde Hz. Musa’nın Peygamberlik mucizelerine atıfta bulunulurken, ablası Meryem’in aile için izlediği strateji dikkat çekmektedir.

Kasas suresinin 7. ayetinde de Taha suresindeki konuların arka planı ve açılımı yer almaktadır. Bu iletişim usulü Kur’an’da sık rastlanan bir yöntemdir. Taha suresinin 7. ayetinde; “Musa’nın annesine ‘onu emzir, başına bir şey gelmesinden

korktuğun zaman onu denize (Nil) bırak, korkma, üzülme. Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu Peygamberlerden kılacağız’ diye ilham ettik” denilmektedir.

55

Yine bu surenin Musa’nın ailesi ile ilgili 9-13. ayetlerinde şu ifadelerle Firavun ailesi, Musa ve Musa’nın ailesi arasındaki ilişki ve olayların akışı anlatılmaktadır:

“Nihayet Firavun ailesi o çocuğu bulup aldı. Firavun’un karısı şöyle dedi:

‘Bana da sana da göz aydınlığı bir çocuk, sakın onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, onu evlat ediniriz’ Musa’nın annesinin kalbi bom boş kaldı. Eğer biz inancını koruması için kalbine güç vermeseydik, neredeyse bunu açıklayacaktı. Annesi Musa’nın kız kardeşine ‘onu takip et’ dedi. O da Musa’yı onlar farkına varmadan uzaktan gözetledi. Biz onun ‘sütanalarının sütünü emmemesini’ sağladık. Kız kardeşi ‘size onun bakımını sizin adınıza üstlenecek ve ona içtenlik ve şefkatle davranacak bir aile göstereyim mi?’ dedi. Böylece biz anasının gözü aydın ve üzülmesin; Allah’ın sözünün hak olduğunu bilsin diye onu anasına geri döndürdük.”

Hz. Musa dünyaya geldiği sırada Mısır’ın yönetimini elinde bulunduran Firavun, İsrail oğullarının gelecekte Mısır’da çoğalıp kendisine isyan edeceklerinden kaygılandığı için İsrail asıllı olanların erkek çocuklarını katlediyordu. Allah Musa’nın korunup kollanması ve kendi gözetiminde yetiştirilip olgunlaşması için Hz. Musa’nın annesine ilhamda bulunup bebeğini Nil nehrine bırakmasını istemişti. Annesi tarafından bir sandık içinde nehre bırakılan bebek Musa, Firavun’un eşi olan Asiye tarafından nehir kenarında bulunmuş, çocuğun hayatına kıyılmaması ve kendisinde kalması için Firavun’a ricada bulunmuş, onu evlat edinebileceklerini söyleyip kocasını razı etmişti.

Öte yandan Musa’nın annesi çok üzülmüş. Kızına kimseye hissettirmeden sandığı takip etmesini söylemişti. O da hemen nehrin kenarında kardeşinin peşine düşmüş, Firavun’un adamlarına hissettirmeden, Musa’nın Firavun’un sarayına götürülüşünü izlemişti. Firavun’un hanımı çocuğa sütanne aramaya başladı; ancak Allah Teala izin vermediği için Musa saraya getirilen kadınlardan hiçbirinin sütünü emmedi. Durumu öğrenen ablası emzikli bir kadın olarak “annesini” tavsiye etti; teklifi kabul edildi ve Musa emzirilmek üzere annesine iade edildi.

Yakup Ailesi: Yakup ailesinin anlatıldığı Yusuf suresindeki ayetlerde Hz. Yakup ile oğlu Hz. Yusuf arasındaki diyaloglar ve Hz. Yusuf’un kardeşleri ile yaşadığı sıkıntılar anlatmaktadır. Sure; “babanın çocuklarına karşı olan tutum ve

56

davranışlarının çocuklar tarafından -babalarının kardeşler arasında ayrımcılık yaptığı- şeklinde algılanmasının yarattığı sonuçları” içermektedir. Bu açıdan aile içi

iletişim konusunda önemli örneklerdendir.

Surenin başlangıcındaki 4-6. ayetleri şu şekildedir: “Hani Yusuf babasına-

babacığım! Gerçekten ben rüyada on bir yıldız, güneş ve ay gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı- demişti. Babası şöyle dedi: -Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma. Yoksa sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan insanın apaçık düşmanıdır- İşte Rabbim seni böylece seçecek, daha önce ataları İbrahim ve İshak’a nimetlerini tamamladığı gibi sana ve Yakup soyuna da tamamlayacaktır”

Bu baba-oğul diyaloğunda birbirlerine şefkat dili ile ‘’babacığım, yavrucuğum’’ şeklindeki hitapları iletişim açısından dikkat çekicidir. Ayrıca kendisi bir peygamber olan Hz. Yakup’un kendisine peygamberlik verilecek olan oğlu Hz. Yusuf’a sadece bu nedenden dolayı farklı bir tutum sergilemesi de aile içi iletişim açısından önemlidir.

Yusuf suresinin Hz. Yusuf ile kardeşleri arasında yaşananları (ilişkileri) anlatan diğer ayetleri şu şekildedir: “And olsun Yusuf ve kardeşlerinde soranlar için ibretler

vardır. Kardeşleri dediler ki: -Biz güçlü bir topluluk olduğumuz halde Yusuf ve kardeşi Bünyamin3 babamıza bizden daha sevgilidir. Doğrusu babamız açık bir

yanılgı içindedir. Yusuf’u öldürün veya onu bir yere atın ki babamız sadece bize yönelsin-. Onlardan bir sözcü; -Yusuf’u öldürmeyin onu bir kuyunun dibine bırakın ki geçen kervanlardan biri onu bulup alsın- dedi”

Surenin 18. ayete kadar devam eden ayetlerinde Hz. Yusuf’un kardeşlerinin babaları ile olan şu diyalogları yer almaktadır:

- Kardeşleri: “Ey babamız Yusuf hakkında bize neden güvenmiyorsun? Halbuki biz onun iyiliğini isteyen kişileriz. Yarın onu bizimle beraber (kıra) gönder de bol bol yesin (içsin), oynasın. Biz onu mutlaka koruruz”

57

- Babaları: “Onu götürmeniz beni mutlaka üzer. Siz ondan habersizken onu bir kurdun yemesinden korkarım”

- Kardeşleri: “Hakikaten biz (kuvvetli) bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten aciz kimseler sayılırız”

Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler; “Ey babamız biz yarışmak üzere uzaklaştık; Yusuf'u eşyamızın yanında bırakmıştık. (Ne yazık ki) onu kurt yemiş! Fakat biz doğru söyleyenler olsak da sen bize inanmazsın. Gömleğinin üstünde sahte bir kan ile geldiler.

- Babaları: “Bilakis nefisleriniz size (kötü) bir işi güzel gösterdi. Artık (bana düşen) hakkıyla sabretmektir. Anlattığınız karşısında (bana) yardım edecek olan, ancak Allah'tır”

Yakup ailesi ile ilgili Meryem suresinde; “mucize olarak kısır bir anneden

doğan Hz. Yahya’nın doğumu ve Hz. Meryem’in yine mucize olarak Hz. İsa’ya hamile kalması ve onu dünyaya getirmesi” anlatılıyor. Bu surede anne-baba ve çocuk

arasındaki diyaloglar ile anne ve babanın evlat sahibi olmak istemeleri ile ilgili anlatımlar dikkat çekmektedir. Bu surede Hz. Zekeriyya’nın bir çocuk sahibi olmak ve böylece aileyi oluşturabilmek için Allah ile şu diyalogu dikkat çekmektedir:

- Hz. Zekeriyya: Rabbim! Kemiklerim zayıfladı, saçım-başım ağardı; karım da kısırdır. Ama ben arkamdan iş başına geçecek yakınlarımdan endişe diyorum. Bana bir oğul ver ki bana ve Yakup hanedanına varis olsun.

- Allah: Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki onun adı Yahya’dır. - Hz. Zekeriyya: Rabbim! Karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?

- Allah: O bana kolaydır.

İbrahim Ailesi: Hz. İbrahim ailesi ile ilgili olarak 9 surede 20 ayet yer almaktadır. Bunlardan Meryem suresinin 42. ayet ve onu takip eden ayetlerde Hz. İbrahim ile babası arasında geçen diyalog yer almaktadır. Bu diyalog “bir evladın puta tapan babasını hak dine çağıran ve böylece bir aile bireyini kurtarmaya çalışan mesajlar içermesi ancak babasının bu mesaja duyarsız kalması açısından önemlidir.

58

- Hz. İbrahim: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda

sağlamayan bir şeye niçin taparsın? Babacığım! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise bana uy ki, seni düz yola çıkarayım. Babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, çok merhametli olan Allah'a asi oldu. Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum

- Babası: Ey İbrahim! Sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer

vazgeçmezsen, and olsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak dur!

- Hz. İbrahim: Selam sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkardır.

3.6.3. Anne ve Babaya yönelik Mesajların Niceliksel Dağılımı

Bu başlık altında anneye ve babaya yönelik başlıklar birlikte ele alınmaktadır. Aileyi oluşturan bu iki temel unsur Kur’an’da da sıklıkla birlikte zikredilmektedir. Örneğin Ankebut suresindeki 8. ayette; “Biz, insana, ana-babasına iyi davranmasını

tavsiye etmişizdir” ifadesi yer alırken; İsra suresindeki 23-25. ayetlerde; “Rabbin, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti” denilmektedir. Veri

setinin kaynağını oluşturan Kur’an mealinde yer alan “anne ve babaya” yönelik mesajların niceliksel dağılımı tablo 3.4’de gösterildiği şekildedir.

Tablo 3.4: Anne ve Babaya Yönelik Mesajların Niceliksel Dağılımı

Kavram Geçtiği Sure Sayısı Geçtiği Ayet Sayısı Tekrar Sayısı

Anne(Ana) 38 56 68

Baba 32 97 115

Kur’an mealinde “anne” kavramının yanı sıra bazı sure ve ayetlerde “ana” kavramı da yer almaktadır. Dolayısıyla tabloda “ana” kavramı da “anne” kavramıyla birlikte niceliksel dağılımda yer almıştır.

Anne ile ilgili olarak Bakara suresinde geçen 233.ayette; “anneler çocuklarını

iki tam yıl emzirirler” ifadesiyle aile içinde annenin sorumluluğuna vurgu

59

kesmek isterlerse kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı emzirmek istemediğiniz ve sütanneye vermek istediğiniz takdirde üzerinize günah yoktur” ayetiyle annelerin

sorumluluklarına esneklik getirilmektedir. Bu ayetteki; “anne ve baba karşılıklı

anlaşarak” ifadesi “anne-baba arasındaki anlaşmayı ve çocuk yetiştirmede ebeveynlerin ortak hareket etme davranışını” vurgulaması açısından dikkat çekicidir.

Yine Bakara suresinin aynı ayetindeki; “onların beslenmesi ve giyimi baba

tarafına aittir” ifadesiyle babanın sorumluluğuna vurgu yapılmaktadır. Aile için

iletişimin sağlığı açısından çocukların anne ve babalarına karşı sorumlulukları ise Kur’an’da şu şekilde işlenmektedir: Ankebut suresindeki 8. ayette; “Biz, insana, ana-

babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onlar, seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak banadır. O zaman size yapmış olduklarınızı haber vereceğim” ifadesi yer almaktadır. Nitekim Hz. İbrahim’in puta tapan babası ile

gerçekleştirdiği “doğru yola davet” içerikli diyalogda babasına “babacığım” şeklindeki ifadesi, sağlıklı bir aile içi iletişimde anne ve babaya karşı takınılacak yapıcı tavrı vurgulaması açısından önemlidir.

Ankebut suresindeki ayet ayrıca aile içi iletişimde ve ilişkide “körü körüne ve kayıtsız şartsız” değil; özgür bir tercih ön plandadır. Nitekim anne- babaya itaat konusunda Lokman suresindeki “Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi

(körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin” ayeti bu noktayı teyit etmektedir.

Aile içi iletişimde anne ve babanın konumlandırılacağı yeri vurgulaması açısından İsra suresi 23-25. ayetlerdeki; “Rabbin ana-babanıza da iyi davranmanızı

kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «of!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: -Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!- diyerek dua et” ifadesi dikkat çekicidir. Bu bağlamda yine Ankebut suresi 8. ayetteki; “Biz, insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Dönüşünüz ancak banadır. O zaman size yapmış olduklarınızı haber vereceğim” ifadesi de önemlidir.

60