• Sonuç bulunamadı

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin Maddi Hükümleri 17,18

Ayrımcılığın Tanımlanması 1. Madde

İşbu sözleşmeye göre, “kadınlara karşı ayırım” deyimi kadınların, medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya diğer sahalardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını en-gelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayırım, mahrumiyet veya kısıtlama anlamına gelecektir.

1. madde, Sözleşme’nin tüm hükümlerine uygulanmak üzere kapsamlı bir ayrım-cılık tanımı getirmektedir. Yalnızca cinsiyete dayalı “ayrıma” veya “ayrımcılığa” atıf-ta bulunmakla yetinen Uluslararası İnsan Hakları Manzumesi’nin19 aksine, 1. madde özellikle kadınlara karşı ayrımcılığın anlamına ilişkin ayrıntılı bir açıklama sunmakta-dır. Söz konusu ayrımcılık, toplumsal cinsiyete dayanan ve aşağıda sayılan nitelikleri taşıyan her türlü muamele farklılığını kapsamı içine almaktadır:

• kasıtlı olarak veya olmayarak kadınları dezavantajlı hale getiren muamele;

• toplumun bir bütün olarak, hem ev hem de kamusal alanda kadın haklarını ta-nımasını engelleyen muamele

veya

• kadınların sahip oldukları insan haklarını ve temel özgürlükleri uygulamalarını engelleyen muameleler.

Bazı ülkelerde kadınlar, oy kullanma hakkı ve mülk edinme hakkı da dahil olmak üzere en temel hukuksal haklardan mahrum edilmektedir. Yasalar tarafından koru-nan böylesi farklılaştırmalar kolaylıkla ayrımcı olarak nitelenir. Ancak, tüm farklılaş-tırmalar ayrımcılık oluşturmaz. Yukarıda yer alan tanım, farklılaştırma kriterini

(cin-17 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (The Office of the United Nations High Commissioner for Human Rights-OHCHR) insan haklarıyla ilgili konularda tematik durum tes-pit belgeleri yayınlamaktadır. Bu metin “22 No’lu Durum Testes-pit Belgesi, Kadınlara Karşı Ayrım-cılık: Sözleşme ve Komite” (Fact Sheet No. 22, Discrimination against Women: The Convention and the Committee) başlıklı belgenin I. Bölümü’nden alınmıştır. Belgenin orijinal metni için bkz.

http://www.ohchr.org/Documents/Publications/FactSheet22en.pdf (erişim: 28 Eylül 2009).

18 Bu belgenin İngilizceden Türkçeye çevirisi Defne Orhun tarafından yapılmıştır.

19 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Hak-lar Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel HakHak-lar Sözleşmesi – ed.n.

106 temel belgeler

siyet) saptamanın yanı sıra bu farklılaştırmanın doğurduğu sonucun da göz önüne alınması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Yukarıda sayılan biçimlerde yapılan farklılaştırmaların herhangi biri sonucunda eşit hakların hükümsüz kalması veya za-yıflaması halinde, bu farklılaştırma ayrımcı bir nitelik taşır ve dolayısıyla Sözleşme ta-rafından yasaklanmıştır.

1992 yılında, Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi,20 cinsiyet ayrım-cılığına ilişkin genel yasağı toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti de içine alacak şekilde ge-nişletmiştir. (...)

Taraf Devletlerin Yükümlülükleri 2. Madde

Taraf Devletler, kadınlara karşı her türlü ayırımı kınar, tüm uygun yollar-dan yararlanarak ve gecikmeksizin kadınlara karşı ayırımı ortayollar-dan kaldırıcı bir politika izlemeyi kabul eder ve bu amaçla aşağıdaki hususları taahhüt ederler:

a – Kadın ile erkek eşitliği ilkesini kendi ulusal anayasalarına ve diğer ilgi-li yasalara, henüz girmemişse dahil etmeyi ve yasalar ile ve diğer uygun yollar-la bu ilkenin uyguyollar-lanmasını sağyollar-lamayı,

b – Kadınlara karşı her türlü ayırımı yasaklayan ve gerekli yerlerde müey-yideler de ihtiva eden yasal ve diğer uygun önlemleri kabul etmeyi,

c – Kadın haklarının erkeklerle eşit olarak yasal himayesini tesis etmeyi ve yetkili ulusal mahkemeler ve diğer kamu kuruluşları aracılığıyla kadınların her türlü ayırıma karşı etkin himayesini sağlamayı,

d – Kadınlara karşı herhangi bir ayırımcı hareket yapılmasından veya uy-gulanmasından kaçınmayı ve kamu yetkilileri ile kuruluşlarının bu yükümlü-lüğe uyumlu olarak hareket etmelerini sağlamayı,

e – Herhangi bir kişi, kuruluş veya teşebbüsün kadınlara karşı ayırım yap-masını önlemek için bütün uygun önlemleri almayı,

f – Kadınlara karşı ayırımcılık teşkil eden mevcut yasa, yönetmelik, adet ve uygulamaları, tadil veya feshetmek için yasal düzenlemeler de dahil gerekli bü-tün uygun önlemleri almayı,

g – Kadınlara karşı ayırımcılık teşkil eden bütün ulusal cezaî hükümleri il-ga etmeyi.

2. madde, Devletlerin Sözleşme kapsamındaki yükümlüklerini ve kadınlara karşı ayrımcılığın tasfiye edilmesi için izlemeleri gereken politikayı saptamaktadır. Devlet-ler, Sözleşme’ye taraf olmak suretiyle, kadın erkek eşitliği prensibini kendi ulusal ana-yasalarına ve diğer ilgili mevzuatlarına uygulamak için etkili adımları atma sorumlu-luğunu üstlenmektedirler. Devletler bunun yanı sıra, mevcut yasaları ve medeni, ceza ve iş kanunlarını gözden geçirerek değiştirmek suretiyle ayrımcılığa neden olan hu-kuksal dayanakları ortadan kaldırmalıdır.

20 CEDAW Komitesi olarak anılmaktadır.

kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi’nin maddi hükümleri 107

Mevzuata ayrımcılık karşıtı hükümler eklemek tek başına yeterli değildir. Sözleş-me aynı zamanda, Taraf Devletlerin kadın haklarını etkili bir biçimde korumalarını ve kadınlara, ayrımcılığa karşı korunma ve başvuru yolları sağlamalarını da gerekli kıl-maktadır. Devletler, mevzuatlarına, kadınlara karşı ayrımcılığı önleyecek yaptırımlar koymalı ve ulusal mahkemelere başvurulması için bir sistem oluşturmalıdır.

Sözleşme’ye Taraf Devletler, hem özel, hem kamusal alanda ayrımcılığın ortadan kaldırılması için gerekli tedbirleri almalıdırlar. Kadının kamu makamları karşısında

“dikey” toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için çabalamak yeterli değildir; Devlet-ler “yatay” düzeyde, hatta aile içinde bile ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını sağla-mak için çalışmalıdırlar.

2. madde, yasal değişikliklerin, destekleyici bir çerçeve ile beraber gerçekleştirildi-ğinde, yani yasalardaki değişikliklere ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel alanlardaki eş zamanlı değişiklikler eşlik ettiği takdirde etkisinin en üst düzeye ulaşacağını kabul etmektedir. Bu nedenle, (f ) bendi, Devletlerin yalnızca yasaları değiştirmesini değil, ayrımcı gelenekleri ve uygulamaları ortadan kaldırmasını da öngörmektedir.

Uygun Tedbirler 3. Madde

Taraf Devletler özellikle politika, sosyal, ekonomik ve kültürel sahalarda olmak üzere bütün alanlarda, erkeklerle eşit olarak insan hakları ve temel öz-gürlüklerinden yararlanmalarını ve bu hakları kullanmalarını garanti etmek amacıyla, kadının tam gelişmesini ve ilerlemesini sağlamak için yasal düzenle-me dahil bütün uygun önlemleri alacaklardır.

3. madde, 2. maddede sayılan politikaların hayata geçirilmesi için tüm alanlarda alınması gereken uygun tedbirleri tanımlamaktadır. Ayrıca, Sözleşme tarafından gü-vence altına alınmış olan hakların ve tüm insanların sahip olduğu temel insan hakla-rının bölünmezliğini ve birbirine bağlılığını da göstermektedir. Diğer Birleşmiş Millet-ler sözleşmeMillet-leri tüm insanların sahip olduğu eşit itibar ve hakları halihazırda güvence altına almıştır. 3. madde, Devletlerin kadınların gelişmelerini ve ilerlemelerini teşvik etmek için etkin adımlar atmaması halinde, kadınların diğer sözleşmeler tarafından güvence altına alınmış olan temel insan haklarını tam olarak kullanamayacaklarını ifade etmektedir.

Ayrımcılıkla Mücadelede Kullanılacak Geçici Özel Tedbirler 4. Madde

1. Kadın ve erkek eşitliğini fiilen sağlamak için taraf devletlerce alınacak geçici ve özel önlemler, işbu Sözleşmede belirtilen cinsten bir ayırım olarak mütalâa edilmeyecek ve hiçbir şekilde eşitsizlik veya farklı standartların muha-fazası sonucunu doğurmayacaktır. Fırsat ve uygulama eşitliği hedeflerine ula-şıldığı zaman bu tedbirlere son verilecektir.

108 temel belgeler

2. Anneliğin himayesi maksadıyle işbu Sözleşmede belirtilenler dahil, Taraf Devletlerce alınacak özel önlemler, ayırımcı olarak nitelendirilmeyecektir.

4. madde, kadınlara hukuksal (de jure) eşitlik tanınması halinde dahi, bunun ka-dınlara gerçek hayatta otomatik olarak eşit muamelede bulunulmasını (de facto eşit-lik) güvence altına almadığını kabul etmektedir. Kadınların toplumda ve iş hayatında gerçek eşitlik kazanmasını hızlandırmak için, eşitsizlikler var olmaya devam ettiği sü-rece devletlerin özel iyileştirici tedbirler almasına izin verilmektedir. Sözleşme böylece dar, biçimsel eşitlik kavramının ötesine geçerek fırsat eşitliğini ve sonuç eşitliğini he-deflemektedir. Bu hedeflere ulaşılması için pozitif tedbirler alınması hem yasalara uy-gun hem de gereklidir.

Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi, 1988 yılında, yedinci oturu-munda, kadınların hukuksal eşitliğinin güvence altına alınması yönünde önemli bir ilerleme sağlanmış olduğunu, ancak fiili eşitliğinin teşvik edilmesi için daha ileri adım-ların atılması gerektiğini dile getirmiştir. Komite’nin bu oturumunda kabul edilen 5 No’lu Genel Tavsiye’de; Taraf Devletlerin, kadınların eğitim, ekonomi, siyaset ve is-tihdam alanlarıyla bütünleşmelerini geliştirmek amacıyla olumlu eylem, öncelik hak-kı ya da kota sistemleri gibi geçici özel tedbirlerden daha çok faydalanmaları tavsiye edilmektedir.

Bu özel tedbirler yalnızca, kadınların fiili eşitliğinin sağlanmasını hızlandırmak amacıyla kullanılabilir; bu tedbirler kadınlar ve erkekler için ayrı standartlar yaratma-malıdır. Diğer bir deyişle, bir özel tedbirin uygunluğu halihazırda ayrımcı uygulama-ların varlığıyla değerlendirilmelidir. Dolayısıyla, fırsat ve muamele eşitliği hedeflerine bir kez ulaşıldıktan sonra, bu özel tedbirlere daha fazla ihtiyaç kalmaz ve bunların uy-gulanmasına devam edilmemelidir.

Ne var ki, gerçek bir eşitlik sağlayabilmek için özel muamele uygulamak dışında bir çare bulunmayan istisnai durumlar her zaman olacaktır. Örneğin, çocukların kişi-sel ve toplumsal menfaati, annelerin sağlığına, gelirine ve kazançlarına devamlı suret-te önem verilmesini gerektirmeksuret-tedir. Bu nedenledir ki, anneliğin korunması için özel tedbirler daima gerekli olacaktır ve asla sonlandırılmamalıdır.

Sosyal ve Kültürel Kalıpların Değiştirilmesi 5. Madde

Taraf Devletler aşağıdaki bütün uygun önlemleri alacaklardır:

a – Her iki cinsten birinin aşağılığı veya üstünlüğü fikrine veya kadın ile er-keğin kalıplaşmış rollerine dayalı ön yargıların, geleneksel ve diğer bütün uy-gulamaların ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla kadın ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarını değiştirmek,

b – Anneliğin sosyal bir görev olarak anlaşılmasını ve çocukların yetiştiril-mesi ve gelişiminde kadın ve erkeğin ortak sorumluluğunun tanınmasını öngö-ren ve her halükârda çocukların menfaatlerini her şeyden önce gözeten anlayı-şa dayanan bir aile eğitimini sağlamak.

kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi’nin maddi hükümleri 109

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin önemi, eşitlik ve ayrımcılık yasağını konu edinen diğer sözleşmelere yeni maddi hükümler ekliyor oluşundan kaynaklanmaktadır. 5. madde, kadınların hukuksal eşitliğinin güvence al-tına alınmış ve fiili eşitliklerinin teşvik edilmesi için de özel tedbirlerin alınmış olması halinde dahi, kadınların gerçek eşitliğinin sağlanması için başka bir değişim aşaması-nın kat edilmesi gerektiğini öngörmektedir. Devletler, toplumsal cinsiyet rolüne daya-lı kadaya-lıpları devam ettiren sosyal, kültürel ve geleneksel modelleri ortadan kaldırmak ve toplumda, kadınların tüm haklarının gerçekleştirilmesini teşvik eden bir çerçeve ya-ratmak için çaba göstermelidirler.

Toplumsal cinsiyet rolüne dayalı kalıpların hakimiyeti en çok, kadınların evdeki geleneksel rollerinde göze çarpmaktadır. Kadınların çoğu okula gönderilmemektedir, çünkü onların rolü öncelikle ailenin bakımını sağlamak olarak görülmektedir. Daha-sı, bu rol genellikle önemsiz ve eğitim gerektirmeyen bir rol olarak görülmektedir. 5.

maddenin (b) fıkrası, Taraf Devletlerden, anneliğin toplumsal bir fonksiyon olarak önemli rolünün düzgün bir biçimde anlaşılmasını da içerecek bir eğitim sunmasını ta-lep etmektedir. Bundan başka, Devletlerden, çocuk yetiştirmeyi kadınlar ve erkekler tarafından paylaşılması gereken bir sorumluluk ve tek başına kadınlar tarafından üst-lenilmemesi gereken bir görev olarak kabul etmelerini de istemektedir. Bunu sağlamak için, anne-babalık görevlerinin paylaşılmasını mümkün kılacak sosyal altyapıların (örneğin, babalık izni sistemi) geliştirilmesi de gerekebilir.

Kadınların İstismar Edilmesini Engellemek 6. Madde

Taraf Devletler, kadın ticareti ve fahişeliğin istismarının her şekliyle önlen-mesi için yasama dahil gerekli bütün önlemleri alacaklardır.

6. madde, Devletleri, kadın ticareti ve kadınların fahişeleştirilerek istismar edilme-siyle mücadele etmek üzere tüm uygun tedbirleri almaya çağırmaktadır. Bu sorunları ele alırken, Devletlerin fahişeliğin kökenlerinde yatan koşulları (azgelişmişlik, yoksul-luk, uyuşturucu kullanımı, cehalet ve eğitim, öğretim ve istihdam fırsatlarından yok-sunluk) göz önünde bulundurması ve ona göre hareket etmesi önem taşımaktadır. Ta-raf Devletler ayrıca, rehabilitasyon, meslek eğitimi ve iş bulma programlarından ya-rarlanarak fırsatlar yaratmak suretiyle kadınlara alternatifler sunmalıdır.

Kadınların fahişeleştirilerek istismar edilmesine, kız çocukların fahişeleştirilmesine ve pornografiye (ki bunlar daima istismara yöneliktir) ve diğer kölelik benzeri uygula-malara göz yuman Devletler bu madde kapsamındaki yükümlülüklerini açıkça ihlal etmektedirler. Sorumluluklarını yeterli bir biçimde yerine getirmek için bu adaletsiz-liklere karşı yasalar çıkarmak yeterli değildir; Taraf Devletler, cezai yaptırımların tam ve etkili bir biçimde uygulanması için tedbirler alınmasını sağlamak zorundadırlar.

110 temel belgeler

Ulusal Düzeyde Siyasal ve Kamusal Yaşamda Eşitlik 7. Madde

Taraf Devletler, ülkenin politika ve kamu hayatında, kadınlara karşı ayırı-mı önlemek için tüm tedbirleri alacaklar ve özellikle kadınlara erkeklerle eşit şartlarla aşağıdaki hakları sağlayacaklardır:

a – Bütün seçimlerde ve halk oylamalarında oy kullanmak ve halk tarafın-dan seçilen organlara seçilebilmek,

b – Hükümet politikasının hazırlanmasına ve uygulanmasına katılmak, ka-mu görevinde bulunabilmek ve hükümetin her kademesinde kaka-mu görevleri ifa etmek,

c – Ülkenin kamu ve politik hayatı ile ilgili hükümet dışı kuruluşlara ve derneklere iştirak etmek.

7. madde, Taraf Devletlerin, kadınlar için siyasal ve kamusal yaşamda eşitlik ya-ratabilmek için iki aşamalı eylemde bulunmasını öngörmektedir. İlk olarak, Devletler Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 25. maddesi tarafından güvence altına alınan hakları genişletmeli ve kadınlara tüm seçimlerde ve halk oyla-malarında oy kullanma hakkı tanımalıdır. Gizli oy kullanma hakkı kadınlar açısından özel bir öneme sahiptir. Gizli oy kullanmasına izin verilmeyen kadınlar genellikle ko-calarıyla aynı yönde oy kullanma baskısı altında kalırlar ve bu nedenle kendi görüşle-rini ifade etmeleri engellenmiş olur.

İkinci olarak, 7. madde, oy kullanma hakkının kadınların siyasal sürece gerçekten ve etkili bir biçimde katılmalarını sağlamak için elzem olmakla birlikte tek başına ye-terli olmadığını kabul etmektedir. Bu nedenle bu hüküm, Devletlerin kadınlara kamu görevlisi olarak seçilme ve diğer devlet görevlerinde ve hükümet dışı örgütlerdeki po-zisyonlarda çalışma hakkı tanınmasını sağlamasını öngörmektedir. Bu yükümlülük-ler, kadınları kamu görevlisi aday listelerine ekleyerek, olumlu eylem ve kotalarla, be-lirli bazı pozisyonlar için toplumsal cinsiyet sınırlamalarını kaldırarak, kadınların teş-vik primlerini artırarak ve anlamlı (sadece sözde değil) siyasi liderlik rollerine daha çok sayıda kadının ilgisini çekmeyi başaracak hükümet programları geliştirerek yeri-ne getirilebilir.

Uluslararası Düzeyde Siyasal ve Kamusal Yaşamda Eşitlik 8. Madde

Taraf Devletler, kadınlara, erkeklerle eşit şartlarda ve hiçbir ayırım gözet-meksizin, hükümetlerini uluslararası düzeyde temsil etmek ve uluslararası ku-ruluşların faaliyetlerine katılmak fırsatını sağlamak için gerekli bütün tedbirle-ri alacaklardır.

Kadınların yaşamlarını doğrudan etkileyen kararların pek çoğu kendi ülkelerinde alınsa da, önemli siyasi, hukuki ve sosyal eğilimler uluslararası düzeyde şekillenmekte

kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi’nin maddi hükümleri 111

ve desteklenmektedir. Bu nedenle, kadınların hükümet temsilcileri ve uluslararası ör-gütlerin çalışanları olarak uluslararası arenada yeterli bir biçimde temsil edilmeleri son derece önem taşımaktadır.

Kadınların uluslararası düzeyde eşit bir biçimde temsil edilmesi, hedeflenen nokta-dan hâlâ epey geridedir. Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi, 1988 yı-lında, yedinci oturumunda kabul edilen 8 No’lu Genel Tavsiye’de, Taraf Devletlerin Sözleşme’nin 8. maddesini hayata geçirirken, 4. madde tarafından öngörülen olumlu eylem ve pozitif ayrımcılık gibi geçici özel tedbirlerden yararlanmasını tavsiye etmek-tedir. Devletler ayrıca, kadınların yeterli ve eşit bir biçimde temsil edilmesini sağlamak için uluslararası örgütler üzerindeki nüfuzlarını da kullanmalıdırlar.

Vatandaşlık Yasalarında Eşitlik 9. Madde

1. Taraf Devletler, tâbiiyetin kazanılmasında, değiştirilmesinde veya mu-hafazasında kadınlara erkekler ile eşit haklar tanıyacaklar ve özellikle bir ya-bancıyla evlenmenin veya evlilik sırasında kocanın tâbiiyetini değiştirmesinin, kadının da otomatik olarak tâbiiyet değiştirmesine, tâbiiyetsiz kalmasına veya kocanın tâbiiyetini zorla almasına yol açmamasını temin edeceklerdir.

2. Taraf Devletler, çocukların tâbiiyeti konusunda kadınlara erkeklerle eşit haklar sağlayacaklardır.

9. madde kapsamında uyrukluk, vatandaşlık anlamına gelmektedir. Başta siyasal haklar olmak üzere, insan haklarının pek çoğu doğrudan vatandaşlıktan doğmaktadır.

9. maddede yer alan iki temel yükümlülük bulunmaktadır. Bunlardan ilki, Taraf Devletlerin, uyrukluğun kazanılması, değiştirilmesi ve sürdürülmesi konusunda ka-dınlara erkeklerle eşit haklar tanımasını öngörmektedir. Örneğin, pek çok ülke yaban-cılarla evlenen kadın vatandaşlarına karşı ayrımcılık yapmaktadır. Erkek vatandaşla-rın yabancı eşlerinin, kocalavatandaşla-rının vatandaşlığını kazanmasına izin verilebilirken, ka-dın vatandaşların yabancı eşlerine aynı hak tanınmamaktadır. Dolayısıyla, larla evlenen erkeklerin esas memleketlerinde kalmalarına imkân tanınırken, yabancı-larla evlenen kadınlar kocalarının memleketine taşınmak zorunda kalabilmektedirler.

Böylesi yasalar ayrımcı olarak nitelenecektir ve dolayısıyla değiştirilmelidir.

9. madde ikinci olarak, Taraf Devletlerin, çocukların vatandaşlığı konusunda ka-dınlara erkeklerle eşit haklar tanımasını öngörür. Pek çok ülkede, çocuklar otomatik olarak babalarının vatandaşlığını edinmektedir. Devletlerin, bu hükmü hayata geçirir-ken, vatandaşlığın kazanılması, değiştirilmesi ve sürdürülmesi ve eşe ya da çocuklara verilmesi konusunda kadınlarla erkeklere resmi olarak hukuksal eşitlik sağlaması ge-rekmektedir.

112 temel belgeler

Eğitim Eşitliği 10. Madde

Taraf Devletler, özellikle aşağıdaki konularda kadın erkek eşitliği esasına dayanarak eğitimde erkeklerle eşit hakka sahip olmalarını sağlamak için ka-dınlara karşı ayırımı önleyen bütün uygun tedbirleri alacaklardır:

a – Meslek ve sanat yönlendirilmesinde kırsal ve kentsel alanlarda bütün dallardaki eğitim kurumlarına girişte ve diploma almada okul öncesi, genel, teknik, mesleki ve yüksek teknik eğitimde ve her çeşit mesleki eğitimde eşit şartların sağlanması,

b – Kadınların erkeklerle aynı ders programlarından yararlanmaları, aynı sınavlara katılmaları, aynı seviyedeki niteliklere sahip eğitim görevlilerine, okul bina ve malzemesine sahip olmaları,

c – Kadın ve erkeğin rolleriyle ilgili kalıplaşmış kavramların eğitimin her şeklinden ve kademesinden kaldırılması ve bu amaca ulaşılması için muhtelit eğitimin ve diğer eğitim şekillerinin teşvik edilmesi, özellikle ders kitaplarının ve okul programlarının yeniden gözden geçirilmesi ve eğitim metodlarının bu amaca göre düzenlenmesi,

d – Burs ve diğer eğitim yardımlarından faydalanmaları için kadınlara er-keklerle eşit fırsatların tanınması,

e – Özellikle kadın ve erkekler arasında mevcut eğitim açığını en kısa za-manda kapatmaya yönelik yetişkin ve görevsel okuma-yazma öğretim prog-ramları dahil, sürekli eğitim progprog-ramlarına katılabilmeleri için erkeklerle eşit fırsatların verilmesi,

f – Kız öğrencilerin okuldan ayrılma nisbetlerinin düşürülmesi ve okuldan erken ayrılan kız ve kadınlar için eğitim programları düzenlenmesi,

g – Spor ve beden eğitimi faaliyetlerine faal olarak katılmaları için erkek-lerle eşit fırsatlar tanınması,

g – Spor ve beden eğitimi faaliyetlerine faal olarak katılmaları için erkek-lerle eşit fırsatlar tanınması,