• Sonuç bulunamadı

Kadınlara Destek Olmak ve Şiddet Hikayelerini Anlatmak

V. KADIN DAVALARININ TAKİP EDİLMESİNE İLİŞKİN BULGULAR

5.1 Görüşülenlerin Kadın Davalarını Takip Etme Motivasyonları

5.1.2 Kadınlara Destek Olmak ve Şiddet Hikayelerini Anlatmak

Görüşülenlerin tamamının kadınların hikayelerini anlatmaya değer verdiklerini tespit ettim. Avukatların, hakimlerin davalarla özenle ilgilenmelerini ve gerçeği ortaya çıkartma heveslerini sağlamak için, kadınların deneyimlerini ve şiddet örneklerini hakimlere anlatmak istediklerini gözlemledim. Örneğin Görüşülen 1, kadınların şiddet gördükleri ailelerini “cehennem” olarak tanımladı ve kadınların öz savunma davalarında erkekleri öldürmesinin özel alandaki yaşadıkları şiddetin sonucu olduğunu açıkladı. Görüşülen avukatın bu nedenle mahkemelerde özel alandaki şiddetin boyutlarını açıklayarak, kadınların fail olduğu davalarda, kadınların eylemlerinin aslında bir sonuç olduğunu anlatmaya çalıştığını tespit ettim:

“Ama bu kadınların hikâyeleri ve gerçekten dört duvar arasındaki yaşadıkları şeyler, dışarı çıkmalı artık. Çünkü o evler, birçoğu için işkence haline ve o işkence haneye kendi aileleri tarafından teslim ediliyor. Biz aile dışında da bir hayat vardır diyoruz ya, aile aslında bu kadınlar için bir cehennem. Bizim dosyasını takip ettiğimiz bir kadın, defalarca ailesine boşanmak istediğini söylüyor. “Gelinlikle girdiğin bu evden kefenle çıkarsın.” cevabı alıyor. “Bizde boşanma olmaz.” şeklinde oluyor. Tüm bunlar kadınları şiddet döngüsünün içine hapsetmek demek oluyor. Erkek, başka bir erkeğe teslim ediyor, bu toplumda öyle. Şimdi ne oluyor, o zaman her türlü işkence çeşitlerini bu kadınlar üzerinde deniyorlar, gerçekten böyle. Sınıfsal, eğitim düzeyi, yaşadığı ve yer geldiği yer, konuştuğu dil, dini inancı, hangi etnisiteden gelirse gelsin, hangi yaş grubundan olursa olsun, bu kadınlar çeşitli şekillerde işkenceye uğruyorlar ve bu işkencelerin faili erkek. Bunun görünür olması gerekiyor. Biz mahkemelere de bunu anlatıyoruz.[...] Burada erkek şiddeti söz konusu ve hayatına sahip çıkma, koruma, kanun diliyle meşru müdafaa söz konusu. Bütün bu kadınların yaşadığı şey, bütün bu olaylar önemli. 20 yıllıksa o işkence durumu, bütün

bu yaşadığı hayata bakmak gerekiyor. Tüm çabamız heyeti buna ikna etmek, heyetin yönünü bu tarafa çevirmek.144”

Ağırlıklı olarak kadın öz savunma davalarında vekillik yaptığını anladığım görüşülen 1’in görüşmenin farklı aşamalarında, kadınların neden cinayet işlediklerini anlatma gayretini gözlemledim. Görüşülenin takip ettiği öz savunma davalarında, hakimlere kadınların deneyimlediği şiddetin sistematik yapısının anlatarak, gerçekleri ortaya çıkartmak ve hakimleri bu gerçeklere ikna etme motivasyonunu fark ettim. Diğer görüşmelere kıyasla, görüşülen 1’in ağırlıklı olarak öz savunma davalarını takip etmesi görüşülen 1’in motivasyonları ile farklılık yaratıyor. Görüşülen 1’in kadınının uğradığı şiddeti anlatabilmek, teorik feminist bir tartışmanın ötesinde, savunduğu kadının alacağı cezayı etkileyecek bir konu olduğu için diğer görüşülenlere kıyasla teknik bir önem taşıdığını tespit ettim:

“Kadının yaşadıkları hayatını anlatmak [...] gerçeğin olabildiğince açığa çıkmasına katkı sunuyor. “Kadına bak 5 senelik kocasını öldürmüş” olmaktan çıkıp, “bu kadın 5 yıl boyunca nasıl dayanmış” haline geliyor. Çünkü orada, gerçeğin, yaşanılan şeyin ortaya çıkması amaç. Kadın cinayetleri politiktir. Meselenin kendisi politiktir. Çünkü burada kadınlar adına hak savunucusu var, hak savunucusu sadece dört duvar arasındaki mahkemede, kanunlara ve Yargıtay kararlarına atıfta bulunarak olmaz. Oralarda bu vakitte kaç tane kadın öldürüldüğünü ya da kaç tane kadının erkek şiddetine maruz kaldığını anlatmak zorunda kalıyoruz. Bu gerçekten sistemli organize bir şey, ortada bir organizasyon var. Erkek şiddetini böyle tanımlamak gerekiyor. Biz hala maalesef heyeti buna ikna etmeye çalışıyoruz145”

144 G1 ile yapılan görüşme, Görüşme Tarihi: 21 Mart 2018. 145 G1 ile yapılan görüşme, Görüşme Tarihi: 21 Mart 2018.

Dava takipleri sırasında kanunu uygulayan hakimlerin, kadınların şiddetle örülü hikayelerini dinledikleri zaman, belki de daha önce dikkate almadıkları, kendi hayatlarına uzak olan şiddet gerçeği ile doğrudan temas etmek durumunda kaldıkları söylenebilir. Hakimler için bu temas, teknik hukuku uygularken şiddetin kadınların yaşamları üzerindeki gerçek etkisini dikkate almalarına sebebiyet vermekte. Görüşülen 1 bu etkinin nasıl ortaya çıktığını da takip ettiği davalardaki örneklerle açıkladı. Davalarda görevli kadın polislerin, kocasını öldürmüş kadın sanığı duruşma başlamadan “Kocasını öldürmüş bu kadın!” diye tanımlamalarına rağmen, duruşmalarda kadının hikayesini dinledikçe, ağladıklarını ve sanığın neden kocasını öldürdüğünü anladıklarını anlattı:

“Diğer kadınları etkilemekle beraber, kadın polis memurlarının nasıl gözyaşı döktüklerini biliyorum ben yargılamalarda. Kadın polis memurlarının, nasıl tahammül edemeyip, duruşma salonu dışına çıkıp, yerine başka bir arkadaşını gönderdiğini ya da birazcık hava alıp tekrar geri geldiğini biliyorum ben. Ya da infaz koruma memuru kadınların; “Avukat hanım çıkar mı sizce?” diye defalarca sorduğunu, görüşmeye gittiğimde dediğini de biliyorum. Okuyorlar, ediyorlar, bize soruyorlar, bakıyorlar ve bir yerden başlıyorlar. Önce olan; “Kocasını öldürmüş bu kadın!”, ya işte “Çocuğunun babasını öldürmüş, birinin canına kıymış!” kavramından çıkıp, başka bir şeye gidiyor. Aslında orada hayat ortaya çıkıyor, gerçekler ortaya çıkıyor. Bu gerçekler bu kadınların değişik biçimlerde, sistematik şekilde maruz kaldıkları erkek şiddeti. İşkence ve dayak.146

Benzer şekilde şiddet özelinde konuşan görüşülen 9 da, kendisinin de bir kadın ve şiddeti en yakından hissedebilen kişi olarak, yargılamalar sırasında kadınların uğradığı şiddeti, erkek hakimlere bir kadın olarak kendisinin daha iyi anlatabileceğini ifade etti. Bu şekilde kadınlık deneyimlerinin yargılama sırasında

kadınların hikayelerinin daha iyi anlatılabilmesine imkan verdiğini açıkladığını gözlemledim:

“Müşteki ya da sanık vekili olarak da. Meşru müdafaa davalarında gördük bunu. Bir erkek vekilin savunması genellikle taksir üzerinden oluyor meşru müdafaa davalarında. “İstemeden, kazayla olmuştur.” şeklinde. Oradaki şeyi yansıtamıyor; “Bu bir meşru müdafaadır, daha önce bir sürü eziyet görmüştür, bu eziyetin sonucunda olay gerçekleşmiştir. Olay anında da kendisine yönelik bir şiddeti def etmek için yapmıştır.” olayını nedense bir erkek avukat mahkemelerde çok rahatlıkla anlatamıyor. Çünkü kadınların çok fazla eziyet gördüğü durumlarda, onlar da bunu bir adli bir olay gibi değerlendirmiyorlar, “kazayla olmuştur işte” şeklinde değerlendiriyorlar. Ama biz kadınlar olarak, bu şiddeti çok yakından hissettiğimiz ve bu süreci çok iyi anlayabildiğimiz için ve bu olayı toplumsal olarak nitelendirdiğimiz için [anlatabiliyoruz]. Sözleşmelerde de nitelendirildiği gibi nitelendirdiğimiz için daha sağlıklı oluyor bu dosyalar.147”

Görüşülen 8’in davaları takip etme motivasyonunu açıklarken görüşmenin farklı aşamalarında “somutluk” kelimesine atıf yaptığını tespit ettim. Feminist teoriyi anlatmanın da hak dağıtıcılığı noktasında somutluk yarattığını söyleyen görüşülen bu sefer de erkek yargı karşısında “erkek şiddetine maruz kalmış kadın ve çocuğun yanında olmanın” somut bir kazanım olduğunu söyledi. Ceza hukuku dersleri de anlatan, eğitmen bir kimliği de olan bu görüşülen açısından kadınlar için görünür, teknik bir fark yaratabilmenin kadın davalarını takip etmesinde en önemli motivasyon kaynağı olduğunu değerlendirdim:

“Bir fark yarattığı düşüncesinde müvekkil açısından evet. [..]. Müvekkillerimin tüm eski hayatları ortaya döküldü, eteklerine kadar. Hafif kadın olduğuna ilişkin karşı tarafın her şeyi dökmesine rağmen, tüm

itirazlarımıza rağmen. Burada TCK 29, TCK 61-62 çerçevesinde ben bir fark hissediyorum. Bunun tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Müvekkilimin de kendisini iyi hissettiğini biliyorum. Gerçekten kırmızı ruj kararı var. Gerçekten beyaz tayt kararı var. Bunları bazı panellerde bana soruyorlar, “[...] Hanım bunlar gerçekten doğru mu?” diye. İnanamıyor insanlar. Bunlar var, uydurmuyoruz. Bunları biz erkek yargıdan görüyoruz, öğreniyoruz. O yüzden benim kafamda zaten yargının erkek olduğu net. Ben o konuda netim. Erkek yargı ve ben erkek yargıya rağmen mücadele ediyorum. O yüzden erkek yargının önünde, erkek şiddetine maruz kalmış kadın ve çocuğun yanında ve somut olarak bir şey elde ediyor olmayı onun adına, hak ediyor olmayı çok önemsiyorum. Bu yüzden devam ediyorum. Bu yüzden de ömrüm ve aklım el verdiği sürece devam edeceğim.148”

Deneyimli feminist aktivist olan görüşülen 7 gibi görüşülenlerin pek çoğunun kadın davalarını takip etme motivasyonları arasında mahkemelerde kadınları yalnız bırakmak istememeleri olduğunu da gözlemledim:

“Kadınlar yargı sistemi karşısında çok yalnız. Erkekler karşısında yalnız olan ve yargı sistemine karşı, yargının tüm unsurlarına karşı tek başına mücadele etmek zorunda kalan kesim. Öncelikle onları bu cinsiyetçi yargı karşısında yalnız bırakmamak benim motivasyonum. Hukuki bir mücadelenin bir parçası olarak gördüm bunu. 149

Benzer şekilde, görüşülen 5 de şiddete uğrayan kadınların şikayetlerini dile getirmelerinin ne denli zor olduğunu ve desteğe ihtiyaç duyduklarını kendi şiddet deneyimi üzerinden anlattı. Görüşülen 5’in şahsi şiddet hikayesi, kadın davalarını takip etme motivasyonunu şiddet gördükten sonra bu şiddeti ifşa etmemesi için baskı gören kadınlara destek olmak üzerinden açıklamasını sağlıyordu:

148 G8 ile yapılan görüşme, Görüşme Tarihi: 19 Nisan 2018. 149 G7 ile yapılan görüşme, Görüşme Tarihi: 18 Nisan 2018.

“Onun dışında, platforma yani örgütlü olarak platforma giriş sebebim; Benim de şiddete maruz kalmamdı. İlk böyle girmiştim. Erkek kardeşimin şiddetine maruz kalmıştım. Şikâyet ettiğimde ailem çok büyük baskı yapmıştı ve çok zor bir süreç geçirmiştim. Sonunda, evet, cezalandırıldı. 2015 yılıydı. Çok yakın bir tarih, üç yıl önce. Avukattım o sırada. Avukat olduğum halde, ailem bunu bildiği halde ve çok kapalı bir aile olmamasına rağmen çok fazla baskıya maruz kaldım. “Şikâyetini geri çek, aile arasında kalsın.” gibi. Büyük bir şey miydi? Etkisi büyük mü oldu? Şiddettin büyüğü ya da küçüğü yok o anlamda söylemiyorum. Bütün ailenin bildiği bir konuydu. Kafatası zedelenmesi yaşadım. Bir gün hastanede kaldım. Öyle bir şiddet yaşadım. Fiziksel şiddeti uygulamıştı. Daha önce ailemde şiddet gören de yok. Babam bu konuda çok katı. “Kesinlikle şiddet olmayacak şeklinde.” Ama böyle bir sorun yaşandı. O şiddete karşı uğradığım baskı nedeniyle yaşadığım çaresizliği hissettim. Çünkü ailenle bir savaş içerisine giriyorsun. Sadece sana karşı şiddet uygulayan değil, tüm aile cephe alıyor. Haklı olduğunu bilsen bile. Ben avukat olarak bu kadar baskıya maruz kalıyorsam, diğer insanlara, haklarını bilmeyenlere neler yapılıyordur diye düşünüp, onlara yardımcı olabilmek adına platforma katılmıştım. Platforma katılım sürecim bu şekilde gelişmişti.” Görüşülen 3, avukat olarak davalar sırasında şiddet görmüş kadınların hikayelerini anlatırken, kadınlar ile kurulan şahsi ilişkinin yapısı ve kendi üzerindeki etkisi hakkında da yorumda bulundu. Görüşülen 3’ün kadınların şiddetle örülü hikayelerinin davayı takip eden avukat üzerindeki etkilerini sadece hukuka ilişkin eleştiriler bakımından değil de duygusal algılar çerçevesinde ifade etmiş olması, görüşülenlerin davalar sırasında kadınlar ile kurdukları ilişkiyi sadece vekil-müvekkil ilişkisine indirgemeden, daha insanı bir seviyede kurguladıklarını da gösterdi:

“Bireysel düzeyde bir şeyin takibinin bu tür ekstra zorlukları var çünkü sadece bir siyasal mücadele, bir siyasal özne olarak hareket ettiğinizde,

örneğin kadın hakları savunucusu olarak, feminist olarak ya da sosyalist olarak, o bireysel yaşamdan soyutlanarak mücadele ettiğinizde, bir şeyinin sadece şu olabilir; bir panelde, bir sempozyumda konuşmak, ya da basına fikirlerini ifade etmek bir şekilde, bir yürüyüşte yürümek, demokratik mücadele biçimlerinin bir şeyine katılmak. Bunların görece, bir miktar bazı steril yanları var. Ama tek tek bireysel şeylerle karşılaştığınızda, kendi yaşam havuzunuzun dışına çıkıyorsunuz ve bir denizle karşılaşıyorsunuz. O korunaklı alanın dışına çıkış. Orada tanımadığınız ve dolayısıyla o kadının yaşamını karartan, o kadına zarar veren, onun hayatını etkileyen bütün şeyler, korkunç, kaba, kirli ne varsa o kadına değen, onlarla siz de bir miktar temas ediyorsunuz. Bu başka bir şey, bunun yükü başka bir şey haline dönüşüyor.150”

Bu bağlamda, görüşülenlerin kadınların hikayelerini hakimlere anlatarak, kadınların uğradığı şiddeti görünür hale getirmelerinin ve görülmekte olan davaların bu şiddetin devamı ve sonucu olduğunu anlatmalarının, dava takiplerinden elde edinilen kazanımların çok boyutlu olmasına etki ettiğini düşünüyorum.