• Sonuç bulunamadı

2.3. Türk Kadınının Siyasal Hayata Katılımı

2.3.1. Kadınların Yerel Düzeyde Temsili

Türk kadınının siyasal haklarını elde etmesinin eskiye dayanmasına rağmen, ülkemizde siyasal katılım ve temsil konularında kadın oranları oldukça düşüktür. Ülkemizde 1980 öncesi dönemine ilişkin kadının yerel yönetimlerdeki temsil oranlarına ait geniş bilgilere

51

ulaşılamamakla birlikte, bazı kaynaklara göre 1969-1977 yılları arasında İstanbul’da iki mecliste %7.7 ve %9.8 oranında kadın temsilci bulunmaktadır. 1980 sonrası dönemden başlayarak 2009 yılına kadarki süreçte yerel yönetimlerde kadının temsil oranı Tablo 14’da belirtilmiştir (Negiz vd., 2012, s. 4, 6).

Tablo 14. 1989-2009 Yıllarında Yerel Yönetimlerde Kadın Temsili

1989 1994 1999 2004 2009

Belediye Başkanı 0,2 0,5 0,5 0,5 0,9

Belediye Meclisi Üyesi 0,7 0,9 1,6 2,3 4,2

İl Genel Meclisi Üyesi 0,8 0,9 1,4 1,7 3,3

(Negiz vd., 2012, s. 7).

2004 yerel seçimlerinde 3 bin 225 belediye başkanlığının 18’ine kadınlar seçilmiştir. Yani, kadın belediye başkanlarının Köy İhtiyari Heyeti Seçimi ile Mahalle Muhtarı ve Mahalli İhtiyar Heyeti sayısı erkeklerin oranı içerisinde yüzdelik bir dilimde bile ifade edilememektedir. Türkiye genelinde 34 bin 477 Belediye Meclis Üyesinden 817’si kadın, 3 bin 208 İl Genel Meclis Üyesinden ise sadece 57’si kadındır ( Negiz vd., 2012, s. 7). Ulusal yönetimde söz sahibi kadın oranının artırılması kadar yerel yönetimlerde de kadınların yer alması siyasette tek taraflı düşünceden uzaklaşılarak toplumun genelini kapsayan yönetim anlayışının gelişmesine temel olacaktır.

Tablo 15’de 2014 yılına gelindiğinde yerel seçimlerde belediye başkanlarının %2,86’sı , belediye meclis üyelerinin %10,72’si ve il genel meclis üyelerinin %4,80’ini kadın adaylar kazandığını göstermektedir. Sonuçlarda yıllara göre kadın temsil oranlarında artış görülmesine rağmen bu artışın genel yüzdelik dilim içerinde düşüktür.

Tablo 15. Yerel Yönetimler ve Kadın Oranları

Türü Erkek Oran(%) Kadın Oran(%) Belediye Başkanı 1.356 97,13 40 2,86 Belediye Meclisi Üyesi 18.300 89,28 2.198 10,72 İl Genel Meclisi Üyesi 1.191 95.20 60 4,80 (İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü , 2014, s. 15).

52

2014 yılı seçimlerinde ve onun öncesi (1999, 2004, 2009) üç yerel seçimde de kadınların sahip oldukları sandalye sayılarında artış olmuştur. Ancak yine de belediye ve il genel meclislerindeki artış oranları istenilen düzeyde değildir ( Bozatay vd., 2014, s. 138).

Tablo16. Büyükşehir ve İl Belediye Başkanı Kadınlar

AK PARTİ CHP MHP BDP

Büyükşehir Belediye Başkanları 1 Gaziantep

1 Aydın

1 Diyarbakır

Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları 2

Mardin, Van

İl Belediye Başkanları 1

Hakkari

İl Belediye Eş Başkanları 6

Batman,Bitlis, Iğdır, Siirt

, (Kadın Adayları Destekleme Derneği, 2014).

Tablo 17’de 2014 yılı nisan ayı verilerine göre 26 kişiden oluşan kabine üyeleri içerisinde sadece bir üye kadındır.

Tablo 17. Bakanlar Kurulundaki Kadın Sayısı

TOPLAM ÜYE SAYISI KADINÜYE SAYISI KADINORANI (% ) Kabine Üyeleri 26 1 3,8

(Kadın Adayları Destekleme Derneği, 2014).

Tablo 18’de ise Türkiye genelindeki 26 Bakanlıktan sadece Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda bir kadın Müsteşar bulunmaktadır.

53 Tablo18. Kadın Müsteşarların Sayıları

KURUM ADI TOPLAM

SAYI KADIN SAYISI KADIN ORANI (%) Adalet Bakanlığı 1 0 0

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 1 1 100

Avrupa Birliği Bakanlığı 1 0 0

Başbakanlık 1 0 0

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 1 0 0

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 1 0 0

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 1 0 0

Dışişleri Bakanlığı 1 0 0

Ekonomi Bakanlığı 1 0 0

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 1 0 0

Gençlik ve Spor Bakanlığı 1 0 0

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 1 0 0

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 1 0 0

Hazine Müsteşarlığı 1 0 0

İçişleri Bakanlığı (vekili) 1 0 0

Kalkınma Bakanlığı 1 0 0

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı 1 0 0

Kültür ve Turizm Bakanlığı 1 0 0

Maliye Bakanlığı 1 0 0

Milli Eğitim Bakanlığı 1 0 0

Milli Savunma Bakanlığı 1 0 0

MİT Müsteşarlığı 1 0 0

Orman ve Su İşleri Bakanlığı 1 0 0

Sağlık Bakanlığı 1 0 0

Savunma Sanayii Müsteşarlığı 1 0 0

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 1 0 0

GENELTOPLAM 26 1 3,8

(Kadın Adayları Destekleme Derneği, 2014).

Tablo 19’de 2014 yılındaki verilere göre ise bir kadın vali göreve başlamıştır. Bu durum Cumhuriyetin ilanından sonraki göreve başlayan ikinci kadın valimizdir.

Tablo 19. Kadın Vali

TOPLAM SAYI KADIN SAYISI KADIN ORANI (% )

Valiler 81 1 1,2

(Kadın Adayları Destekleme Derneği, 2014).

Tablo 20’de Yüksek yargı organlarından Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Sayıştay, HSYK, Yüksek Seçim Kurulu ya da Askeri Yargıtay dışında sadece Danıştay’da bir kadın Başkan görevine başlamıştır.

54 Tablo 20. Yüksek Yargı Organı Başkanı Kadınlar

YARGIORGANLARI BAŞKANSAYISI KADIN BAŞKAN SAYISI KADINORANI (% )

Anayasa Mahkemesi 1 0 0

Yargıtay 1 0 0

Danıştay 1 1 100

Sayıştay 1 0 0

HSYK 1 0 0

Yüksek Seçim Kurulu 1 0 0

Askeri Yargıtay 1 0 0

TOPLAM 7 1 14,2

(Kadın Adayları Destekleme Derneği, 2014).

Tablo 21’de de İşveren ve Meslek Örgütlerindeki başkan sayıları görülmektedir. Bu sayıların içinde kadın başkanın olmaması gerçekten düşündürücüdür.

Tablo 21. İşveren ve Meslek Örgütü Başkanı Kadınlar

YARGI ORGANLARI BAŞKAN

SAYISI KADIN BAŞKAN SAYISI KADIN ORANI (% ) Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) 1 0 0

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği(MÜSİAD) 1 0 0

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 1 0 0

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konf .(TUSKON) 1 0 0 Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konferedasyonu (TESK) 1 0 0

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 1 0 0

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) 1 0 0

Makine Mühendisleri Odası 1 0 0

Türkiye Barolar Birliği 1 0 0

Türkiye Belediyeler Birliği 1 0 0

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 1 0 0

Türk Tabipleri Birliği 1 0 0

Türk Parlamenterler Birliği 1 0 0

Yargıçlar ve Savcılar Birliği 1 0 0

TOPLAM 14 0 0

55

Tablo 22’de, 290 kişiden oluşan il başkanlıklarından sadece 30’unun kadın il başkanı olarak göreve başlaması %10,3’lük bir oranla genel toplamda az bir orana sahiptir.

Tablo 22. Siyasi Parti İl Başkanı Adaylar

TOPLAM İL BAŞKANI SAYISI KADIN İL BAŞKANI SAYISI KADIN ORANI (% ) Ak Parti 81 0 0 CHP 81 0 0 MHP 80 1 1,2 BDP 48 29

(Eş başkanlar dahil) 60,4

TOPLAM 290 30 10,3

(Kadın Adayları Destekleme Derneği, 2014).

Sonuçta; Türkiye’deki kadınlar siyasal temsil haklarını 1934 yılında elde etmişlerse de bugün bile gerek parlamentoda gerekse yerel yönetimlerde yeterince temsil edilememektedirler. Bu yetersiz temsilde siyasal partilerin rolünün büyük olduğu bilinmektedir. Siyasal partiler, ne kadınların cinsiyete dayalı ikincil konumlarını değiştirmek konusunda erkek egemenliğini sorgulayacak bir girişimde bulunmakta, ne de halen çok cılız olan bu tür girişimleri desteklemektedirler. Benzer biçimde siyasal partilerin kadın kollarının da meşru ve güçlü bir konumda olduğunu söylemek oldukça güçtür.

Yapılan araştırmalarda eğitim düzeyi yükseldikçe kadının siyasal katılımının, siyasal partilere üye olma ve etkin görevler üstlenme oranının arttığı görülmektedir. Elde edilen bazı veriler Türkiye’de kadınların %25.5’i siyasal yaşama çok seyrek bir biçimde katılırken, ancak % 3’ünün yoğun bir biçimde katıldığını göstermektedir. Oysa siyasal yaşama çok seyrek olarak katılanların oranı erkeklerde %69’a inerken yoğun bir biçimde katılanların oranı%14.2’ye çıkmaktadır. Siyaset geçmişten günümüze kadar daima “erkek işi” olarak algılanmıştır. Kadınlar bu alanda yer edinebilmek için birtakım engellemelerle karşı karşıya kalmışlardır. Bu nedenle siyasi alanda kadınların sayısı erkeklere oranla daha düşüktür. Bu düşüklüğün genel olarak, toplumsal iş bölümünden kaynaklandığını söylemek mümkündür. Çünkü toplumsal iş bölümü, kadına sadece “iyi eş, iyi ev kadını ve iyi anne” olmasının gerekliliğinden öteye gitmeyen rolleri yüklemekte, böylece kadın kamusal alanda var olmak için hayli zorlanmaktadır (Altındal, 2009, s. 354, 356).

56

Kadınların siyasal karar mekanizmalarında eksik temsilinin bir başka olumsuz sonucu, kadın statüsü konusunda kendini göstermektedir. Kadının yer almadığı karar mekanizmalarında kadın sorunlarına duyarlılık yeterince oluşmamakta bu sorunların bilincine varılamamakta dolayısıyla kadının statüsünü yükseltecek etkin çözümlere ulaşılamamaktadır. Bütün bunlar göz önünde tutularak özellikle son 20 yıldır dünyanın çeşitli ülkelerinde kadınların siyasal yaşamda gereğince temsil edilmelerini sağlayacak destek politikaları oluşturulmaktadır. Uluslararası, sözleşmelerle “cinslerarası eşitlik”, “pozitif ayrımcılık” ve “özel önlemler” kavramları ulusal hukuk düzenlemelerine aktarılmaya çalışılmaktadır (Gökçimen, 2008, s. 8).

Kadınlarımızın siyasal hayatta yerini almaları için destekleme politikaları üzerinde durmakta yarar vardır.

Kadınların statüsünü yükseltmek için sürdürülen çalışmalar, Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik ve Sosyal Konsey çatısı altında 1946 yılında oluşturulan Kadın Statüsü Komisyonu’nun öncülüğünde uluslararası bir önem ve resmiyet kazanmıştır. Bu faaliyetlerden ilki BM tarafından düzenlenen 1975 yılında Mexico City’deki toplantı ve sonuncusu da 1995’te Pekin’de IV. Dünya Kadın konferansı olmuştur (Ereş, 2006, s. 42). Kadınların yaşamlarını gerçekleştirmede önlerine dikilen engeller erkeğe nazaran ikincil konumu, uluslararası anlaşmalarla düzeltilmeye çalışılmıştır. Birleşmiş Milletler tarafından 1979 yılında hazırlanan kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi (CEDAW) bu sözleşmelerin en önemlisidir. Anlaşmayla bu alanda kadınları kuşatan cinsiyetçi uygulamalara ve eşitsizliklere dikkat çekilmekte ve kadınların karar alma organlarındaki eksik temsilini ortadan kaldırmak için özel önlemlere, kotaya başvurma zorunluluğu getirilerek buna üye ülkelerin uyması sağlanmaya çalışılmaktadır (Çakır, 2005, s. 47).

Kadınların siyasete aktif katılımını yani temsilini arttıracak en önemli yollardan birisi “kota” uygulamasıdır. Kota; kadın veya erkeğin bir yönetim kademesinde aday listesinde, mecliste, kurulda belli bir sayıda veya oranda temsil edilmesinin sağlanmasıdır. Ancak kota sistemi devamlı uygulanacak bir sistem değildir. Kota sistemi bazı çevrelerce de ayrıcalık olarak görülmektedir. Ancak kota sistemini pozitif bir ayrıcalık olarak görmemek burada amacın kadınları erkeklerden üstün tutmak değil kadınların karşılaştığı bazı engeller ve bu engeller sonucunda oluşan dezavantajlı durumların ortada kalkması için kullanılmalıdır (Bozatay vd., 2014, s. 142, 143).

57

Tablo 23. Parlamentolarında Kadınlara Kota Uygulayan Devletlerin Bölgelere ve Kota Türüne Göre Dağılımı

BÖLGE 1995 1999 2009

DÜNYA 10 11 17

AFRİKA

Kuzey Afrika 4 3 10

Güney Afrika 12 14 24

Doğu, Orta ve Batı Afrika 8 9 16

ASYA Orta Asya 8 8 19 Doğu Asya 12 13 14 Güneydoğu Asya 9 12 20 Güney Asya 5 5 16 Batı Asya 4 5 9

LATİN AMERİKA VE KARAYİPLER

Karayipler 13 13 17 Orta Amerika 10 13 19 Güney Amerika 9 13 20 OKYANUSYA 2 4 3 GELİŞMİŞ BÖLGELER Doğu Avrupa 9 10 17 Batı Avrupa 20 23 29

Diğer gelişmiş bölgeler 12 18 22

(Öztürk, 2012, s. 21).

Tablo 23’de ise ulusal parlamentoda veya temsilciler meclisindeki kadın milletvekillerinin 1995-2009 yılları arasındaki bölgelere göre dağılımını incelediğimizde dünya ortalamasının 1995 yılında %10’luk orandan, 1999’da %11’e ve 2009’da %17’ye yükseldiği görülmektedir. Afrika kıtasında en büyük artış %12’den %24’e çıkan kadın temsil oranıyla Güney Afrika bölgesinde gerçekleşmiştir. 11’er puanlık yükselmeyle Güney Asya, Güneydoğu Asya ve Güney Amerika parlamentolarında kadın temsil oranı yükselme kaydetmektedir. Doğu Avrupa ülkelerinde 1995 yılında %9 olan kadın temsil oranı, 2009 yılında %17’ye yükselmiştir. Batı Avrupa ülkelerinde ise bu oran 2009 yılında %29’a çıkmıştır (Öztürk, 2012, s. 21, 22).

Kadın kotası açısından Avrupa ülkelerine bakıldığında da , Belçika 1994’te yaptığı yasal değişiklik ile her tür seçimde oluşturulacak listelerde bir cinsin oranının 2/3’ü geçemeyeceği ilkesini getirmiştir. Fransa 2000’de anayasada yaptığı değişiklikle yerel yada

58

ulusal düzeyde bütün seçimlerde kadınlarla erkeklerin eşit katılımını zorunlu hale getirmiştir. Avusturya’da SPÖ (Sosyal Demokrat Parti) 2000 yılında partinin kadın oranının %40 olmasını kabul etmiştir. Yeşiller Partisi %50 ve ÖVP (Avusturya Halk Partisi) %33 kota uygulamaktadır. Finlandiya’da sol parti ve Yeşiller Partisi parti içi seçimlerde kota uygulamaktadır. Almanya’da SPD (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) %33,3, Yeşiller %50, PDS(Almanya Sol Parti) %50 PDS %50 kota uyguluyor. İrlanda’da Sosyal Demokrat ve Halkın İttifakı Partileri seçilmiş ve atanmış tüm parti organlarında % 40 kota uygulanmaktadır (Deniz, 2007, s. 15).

Demokratik bir yönetim, tüm vatandaşların cinsiyet ayrımı yapılmaksızın karar alma mekanizmalarında, sosyal, siyasal, kültürel hayatın her alanında eşit olarak temsil edilebilmeleriyle mümkün olacaktır. Ne yazık ki İskandinav ülkeleri hariç çoğu ülkede kadının siyasal katılımı ve karar organlarında yeterince temsili sağlanamamaktadır. Partilere üyelik serbest olmasına rağmen kadınların yönetim konumlarına getirilmesine karşı geleneksel bir direnç bulunmaktadır. Hatta 1970’lerin ortasında İskandinav ülkelerinden Norveç’te siyasal partilerin parti üyeliklerinin % 40’ını kadınlar oluşturduğu halde, partilerin yönetim kadrolarında yeterince kadın temsil edilmediği için bazı partilerce kota sistemi kabul edilmiş, partilerin tüm düzeylerinde her iki cinsiyetinde en az %40’a sahip olmasına karar vermiştir. Kota sistemine karşı koyan partiler dahi, kendi bünyelerinde kadının temsil edilme oranını arttırmaya çalışmaktadırlar. Kadınların siyasetteki temsil sayısını arttırmak için, birçok ülkede kadınların siyasette yer almasını engelleyen faktörler ortadan kalkıncaya kadar, özel önlem politikaları uygulanmıştır. Yapılan düzenlemelerdeki temel amaç, kadınları ayrıcalıklı kılmak değil, onlar için var olan engeller ve dezavantajları ortadan kaldırmaktır (Çağlar, 2011, s. 70, 72, 73).

Türkiye’deki kota sistemine bakıldığında ise, iki ayrı dönemden bahsedilebilir. Kota ilk kez 1990’larda CHP’de denenmiş ve parti de ciddi bir kadın gücü ve eşit temsil politikası olmadığından dolayı da hedefine ulaşamamıştır. Aynı dönemde DYP (Doğru Yol Partisi)’de ve ÖDP (Özgürlük ve Dayanışma Partisi)’de %30 kota uygulanmış ancak bu partilerde de kota sistemi sürdürülememiştir. Türkiye’deki ikinci dönem kota politikası 2007 seçimlerinde gerçekleşmiştir. CHP ve AKP(Adalet ve Kalkınma Partisi) milletvekillerinin seçiminde kota uygulanmıştır. Bağımsız adaylar yoluyla parlamentoya giren DTP (Demokratik Toplum Partisi)’li milletvekillerinin 1/3’ü olan 8 milletvekili partinin kota sistemiyle seçilen ilk kadın milletvekilleridir (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği, 2008, s. 272).

59

Sonuç olarak, kadınların ülkemizin karar alma süreçlerine katılımlarının düşük olduğunu söyleyebiliriz. Oysa demokratik nitelikte bir siyasetten söz edebilmek için siyasal alanda kadınların erkeklerle eşit olması ve çıkarlarını koruyup yönetim sürecine katılması ülkenin olmazsa olmazlarındandır (Negiz vd., 2012, s. 9).

Kadının toplumdaki ve ailedeki statüsünün yükselebilmesi için eğitim de, çalışma hayatında ve politikada erkeklerle eşit sorumluluklara ve haklara sahip olması gerekir. Bu aynı zamanda demokratikleşme sürecinin bir ön koşuludur (Sallan, 1993, s. 166, 167). Araştırma konularımızdan biri olan Türk kadınının eğitimin durumu başlığı altında; Cumhuriyetin ilanından önceki Türk kadınının eğitim durumunun hangi aşamalardan geçerek günümüz eğitim sistemine geldiğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca bu bölümde, ilk, orta, lise ve yüksek öğretim aşamalarında, Türkiye genelinde ve bölgelere göre kızların okullaşma oranları ile, dünyada ve ülkemizdeki kadınlarımızın okullaşma oranları üzerinde durulacaktır.