• Sonuç bulunamadı

Lider bir başkasından kendisini izlemesini istediğinde, o insanın yaşamının bir yönü üzerinde sorumlu olmayı da üstü kapalı olarak kabul etmiş demektir. Bu nedenle de lider ve izleyicileri arasında özel bir ilişki kurulur. Sözü edilen derin ilişkide lider kendisini izleyicilerden daha üstün konumda görmemeli, insanları kendi istek ve planlarını gerçekleştirmek amacıyla savaş alanına sürebilecekleri piyonlar olarak kullanmamalıdır. Lider ve izleyiciler birbirleri için çok önemlidir. Karşılıklı duyarlılık, birlikte üretme, birbirini koruma ve birbirini sömürmemeye dayalı davranışların benimsenmesi tüm lider ve izleyici ilişkilerini daha da kuvvetlenmesine neden olacaktır. Olumlu ve uzun süreli farklar yaratacak zamana dayanıklı böyle bir lider – izleyici ilişkisinin sağlanabilmesindeki en önemli liderlik özelliği ise sevecenliktir (Briner – Pritchard, 1998, s. 16) .

Var oluştan bu yana kadınlar tabii yapıları, toplum tarafından kendilerine atfedilen görevler ve yetiştiriliş tarzları dolayısıyla yapıcı ve ılımlı rollerin vazgeçilmez kahramanları olmuşlardır. İnsan ilişkilerindeki sevecen ve anlayışlı yaklaşımlarının bir getirisi olarak özdeşleştirildikleri bu rollerde kadınlar duygusal yapılarını dezavantaj olmaktan çıkarmayı başarmışlardır.

Sevecen ve hassas yaklaşımları günümüzde kadınların güçsüzlüklerinin ispatı olmaktan çıkarak, acımasız bir rekabetin, insani kaygılardan bağımsız bir verimlilik

anlayışının yerine, küresel, toplumsal ve insancıl duyarlılıklara önem veren bir dünya yaratılmasında kadınların sahip olduğu büyük potansiyelin ispatı olarak görülmeye başlanmıştır. Bu nedenle de dünya; küresel ve yerel barışın sağlanması, yoksulluğun ortadan kaldırılması, çalışma yaşamı ile insancıl ihtiyaçların birleştirilmesi, kamu yaşamı ile özel yaşamın bütünleştirilmesi gibi sorunların çözümü için konularda kadının liderliğine ihtiyaç duyar hale gelmiştir (Koray, 1997, s. 172) .

Rosemary Burr sevecenlik ve hassasiyet vasıflarına ilişkin olarak “Zengin İş Kadınları” kitabında erkekler ve kadınlar arasındaki önemli ayrımları ortaya koymuştur. Burr bayan patronların davranışlarından ortaya çıkardığı bu farklılıkları anlatabilmek için kitabında şu cümlelere yer vermiştir (Lunneborg, 1990, s. 167) :

“ Kadınlar çalışanlarıyla aralarında herhangi bir kariyer bulunsun istemiyorlar, bu yüzden bariyer koymuyorlar. Eğer ki çalışanları tarafından böyle bir bariyer konulursa çözümsel olarak ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Kadınlar erişilebilir olmak istiyorlar. Sorunların nasıl aşılacağını çalışanlarına anlatarak anlamalarını ve bu şekilde davranmalarını sağlamak yerine sorunlara çalışma ortamında onlarla birlikte çözüm üretmeyi tercih ediyorlar.”

Eserde ayrımı daha belirgin olarak ortaya koymak amacıyla örnek olayla desteklenmiş bir diğer açıklama ise şöyle şekillenmektedir:

“Biz onlara karşıt değiliz” felsefesinin bir parçası olarak çalışanlarının ihtiyaçlarına karşı aşırı hassaslar. Zengin bir işkadını bir çalışanının son zamanlarda işinde mutlu olmadığını hissetmiştir. Çalışanlarını yanına alır ve üzüntüsünün sebebinin vardiya saatleri izin vermediği için çocuğunu okuldan sonra görememesi olduğunu fark eder. Bu yüzden patron bayan işçisinin okuldan çıkan çocuğunu gördükten sonra işe gelebilmesi için kendisine bir araç tahsis eder. Bayan patronun eşi kendisinin asla böyle bir şey yaşamadığını, yaşasa dahi bu çözüm yolunu reddedeceğini söylemiştir.”

Yukarıda yapılan açıklamalar ve verilen örnekten de anlaşılabileceği üzere sevecenlik ve hassasiyet kadınların liderlik ettikleri örgüt ortamlarında daha net olarak

hissedilebilmektedir. Kadın liderler ile çalışanları arasında özel bir ilişki söz konusudur ve kendilerini onlara karşı sorumlu hissederler.

Cinsiyet farkı gözetmeksizin son yıllarda yapılan çoğu araştırma yöneticiliğin sadece mekanik bir görevler dizisi olmadığını, aynı zamanda insani bir etkileşimler kümesi olduğunu, içgüdüleriyle anlayabilen insanların büyük yönetici olabilecekleri bulgusuyla sonuçlanmıştır (Tüzel, 1999, s. 151) .

Peace “The Hard Work of Being A Soft Manager” isimli makalesinde açıklık ve sevecenlik gibi yumuşak niteliklerinde başarı için karizma, saldırganlık ve daima doğru olmak gibi sert nitelikler kadar kritik önem taşıdığını belirterek benimsediği yumuşak yönetim için şunları söylemiştir (Peace, 2001, s. 104) :

“Yumuşak yönetimdeki pozisyon şu noktaya gelmiştir: Tüm yönetim stillerinin taraftarları büyük oranda diğer insanları etkili yönetebilmek için bir insanın kolay elde edilmeyen bir dizi niteliğe ihtiyaç duyduğuna inanıyorlar. Bu niteliklerin içeriği zekâ, enerji, güven ve sorumluluktur. Çoğu meslektaşım benden farklı olarak samimiyet, sevecenlik ve istekli olmayı listenin altındaki popüler olmayan kararların acı verici neticelerine götürecek nitelikler olduğuna inanıyor. Oysaki hissi ateş hattının gidiş gelişlerine ve entelektüel çatışmaya karşı savunmasız olmak bizi daha insan daha inandırıcı ve değişime daha açık hale getiriyor.”

Bu konuya dair bir açıklama da “Konaklama Sektöründe Kadın Yöneticilerin Yönetsel Davranışları ile Etkinlik Algılamaları İlişkisi Üzerine Bir Araştırma” isimli yüksek lisans tezinde Akoğlan tarafında yapılmıştır. Akoğlan, liderlikte mükemmelliğin yakalanabilmesi için gereken vasıfları anlayışlı olabilmek, sevecen yaklaşabilmek, tekrarlanmayan hataların öğretici gücüne inanarak özde insanların sevgi ve saygı beklediğini unutmadan liderlik yapmak olarak sıralamıştır. (Akoğlan, 1996, s. 67) . Tüm bu açıklamalar göstermektedir ki sevecenlik ve hassasiyet liderlik vasıfları açısından kadınları erkeklere karşı daha avantajlı kılan nitelikler halini almıştır.