• Sonuç bulunamadı

Kadının Girişimci Olarak Katkısı

Bir ülkenin ekonomik kalkınmışlığını farklı verilere bakarak ölçmek olanaklıdır ve bunlardan biri de kadın girişimcilik oranıdır. Kadınların iş yaşamına aktif katılımı bir ülkenin ekonomik düzeyini gösteren önemli bir göstergedir ve bu

228Minibaş, s. 1.

229Betül Karagöz, “Türkiye’de 1980 Sonrası Kadın Hareketinin Politik Temelleri ve İkinci Dalga Uğrağı”, Memleket Siyaset Yönetim, Cilt:3, Sayı:7, 2008, s. 184.

175 göstergenin içinde kadının girişimci/patron olarak iş yaşamına atılması daha da önemlidir. Kadının ekonomik yaşama entegrasyonu sağlandıkça, toplumun pek çok sosyal ve ekonomik verisi iyileşme göstermektedir.

Son zamanlarda girişimcilik konusunda kadının en önemli katma değeri, “sosyal girişimci” olmasıdır. Toplum içerisinde kaybolmaya yüz tutmuş bazı değerlerin korunması adına, çok büyük yatırım yapılması gereken sektörlere girebiliyor olmaları kadınlar için oldukça önemlidir. Toplumun buna ihtiyacı vardır ve temel olan burada para kazanmak değil, kültürünü sürdürmektir.

Türkiye’de kadınların istihdama düşük katılım oranlarının ve aynı zamanda yüksek işsizliğin çözümü olarak son yıllarda en çok üzerinde durulan konu, kadın girişimciliğinin desteklenmesidir. Kadınların yoksulluktan ve işsizlikten kendi iş girişimleri yoluyla kurtulabilecekleri düşünülmektedir. Ancak bir kadının iş kurması ve onu yürütmesi, ülkemizin istikrarsız ekonomik ve politik yapısında pek kolay değildir. Üstelik, toplumumuzun sosyo-kültürel yapısı da kadının önüne engeller çıkarmaktadır. Aynı zamanda kendi hesabına çalışma şekli, sosyal güvenlik kapsamı dışında çalışma oranını artırabilmektedir. Bu nedenle kadın girişimciliğini destekleme politikaları oluşturulurken, ortaya çıkabilecek tüm sorunları değerlendirerek çözüm yolları üretebilen kurumsal bir altyapı oluşturulması gerekmektedir230.

Ülkemizde girişimcilerin iş bulamadığı için kendi işini kurdukları ve girişimciliği kendine kariyer seçeneği olarak tercih eden çok az kişi olduğu belirtilmektedir. GÜ’lerde yeni nitelikli istihdamın büyük bölümünün girişimci

şirketler tarafından yaratıldığı, işsizlik sorununun çözümünün girişimcilikten geçtiği

ve ülkemizin yoksulluk prangasından girişimcilik sayesinde kurtulabileceği vurgulanmaktadır.

Türkiye’de girişimci kadın ve erkek sayısına bakıldığında ortaya çıkan sonuçlar ilgi çekicidir; 15 yaş ve üstü 16 milyon civarı kadın ve erkek olmasına

176 karşın, çalışanların oranı oldukça farklılık göstermektedir. 16 milyon kadından 2,5 milyonu istihdam edilmekte ve çalışan kadınların %9’u (224 bin) işveren ya da kendi hesabına çalışmakta olan girişimci olarak sınıflandırılmaktadır. Erkeklerde ise girişimci oranı (girişimcilerin toplam istihdam edilenlere oranı) %24’tür. Erkeklerle karşılaştırıldığında kadınların istihdam oranının yanı sıra, girişimcilik oranının da düşük olduğu söylenebilir231.

Türkiye’deki girişimci kadınların eğitim düzeylerine bakıldığında, ortalama eğitim düzeylerinin düşük olduğu görülmektedir. Girişimci kadınların %51’i ilkokul ve altı eğitim düzeyine sahipken, ücretli çalışan kadınlarda bu oran %26 olmaktadır. Benzer biçimde, girişimci kadınların %19’u yükseköğretim görmüşken, bu oran ücretli çalışanlar arasında %35’e çıkmaktadır. Göze çarpan bir başka nokta, meslek eğitiminin kadın girişimciliği için çok önemli görünmemesidir ve girişimci kadınların sadece %6’sı meslek lisesi mezunudur. Tarım dışında ve kentte istihdam edilen meslek lisesi ve yükseköğretim mezunu kadınların da %5’i işverendir ya da kendi hesabına çalışmaktadır. Bu oran istihdamdaki kadınların toplam girişimcilik oranının altındadır. Bu durumda meslek liselerinin ve yükseköğrenimin, kadınları daha çok ücretli çalışmaya yönlendirdiği görülmektedir232.

Erkek girişimcilerde de benzer bir durum mevcuttur. Girişimci erkeklerin %52’si ilkokul ve altı eğitim düzeyinde, %11’i ise yüksekokul mezunudur. Öte yandan erkek girişimciliğinin daha yaygın olması, eğitimsizlik gibi genel bir olgunun girişimciliği pek fazla açıklamadığını göstermektedir. Bu nedenle, kadınlar arasında girişimciliğin karşılaştığı en büyük engelin genel eğitim eksikliği olduğunu söylemek zordur233.

Evlilik, girişimci kadınlar arasında ücretli çalışan kadınlara göre daha yaygındır. Bir başka deyişle evlilik, ücretli çalışan kadınlara göre girişimci kadınların

231BETAM, “Kadın İstihdamını Artırmak İçin Girişimcilik Desteklenmeli”, BETAM Araştırma

Notu, 21.11.2008, http://betam.bahcesehir.edu.tr/tr/wp-ontent/uploads/2008/11/ArastirmaNotu017.pdf (04.11.2010), ss. 1-2.

232BETAM, 2008, ss. 1-2. 233BETAM, 2008, ss. 1-2.

177 çalışmalarına daha az engel olmaktadır. Girişimci kadınların üçte biri evde, büyük çoğunluğu sigortalı olmadan ve kendi hesabına çalışmaktadır. Ancak düzenli iş yerlerinde çalışan erkek ve kadın girişimciler arasında sosyal güvenlik açısından büyük bir fark görülmemektedir. Evde ve kendi hesabına çalışma, görece düşük çalışma saatleri, girişimci kadınların daha esnek çalışma koşullarına sahip olduklarını göstermektedir. Girişimci kadınların işgücüne katılımlarının önündeki kültürel engelleri daha rahat aştıkları, iş ve ev yaşamını daha rahat birlikte yürütebildikleri söylenebilir. Ekonomik politikalarla kültürel engelleri kaldırmak zor olduğundan, girişimciliğin teşvik edilmesi ve desteklenmesi, kadınların işgücüne katılım oranlarını artırmakta daha etkili olacaktır.

Tablo 28: Türkiye’de İşteki Duruma Göre Kadın İstihdamı (000 Kişi, 15+ Yaş, 1989-2008)

YILLAR Ücretli veya Maaşlı Yevmiyeli (Mevsimlik, Arızi, Geçici) İşveren Kendi Hesabına Ücretsiz Aile İşçisi TOPLAM 1989 984 192 14 443 4.040 5.674 1990 1.028 193 22 492 3.901 5.637 1991 1.032 153 22 483 4.204 5.893 1992 1.143 203 28 623 3.782 5.778 1993 1.124 197 25 386 3.044 4.777 1994 1.202 271 25 588 3.729 5.815 1995 1.274 277 40 493 3.874 5.958 1996 1.345 270 39 469 4.004 6.127 1997 1.463 277 46 535 3.483 5.804 1998 1.595 242 46 508 3.700 6.092 1999 1.586 311 38 606 3.794 6.335 2000 1.788 259 43 687 3.024 5.801 2001 1.718 265 40 769 3.179 5.969 2002 1.893 371 61 763 3.034 6.122 2003 1.901 345 42 716 2.888 5.891 2004 1.955 308 49 490 2.244 5.047 2005 2.177 291 50 667 1.923 5.108 2006 2.374 296 69 659 1.859 5.258 2007 2.509 300 75 617 1.855 5.356 2008 2.661 314 77 616 1.927 5.595

Kaynak: TÜİK, İşgücü İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr/isgucuapp/isgucu.zul (17.01.2011).

1989–2008 döneminde Türkiye’deki kadın istihdamının işteki duruma göre dağılımı yukarıdaki tabloda (Tablo 28) yer almaktadır. Ücretli, maaşlı ya da yevmiyeli olarak çalışan kadınlar; günlük, haftalık veya aylık olarak belli bir gelir

178 karşılığında bir işverene bağlıdırlar. İşveren ve kendi hesabına çalışan kadınlar ise, girişimci olarak sınıflandırılabilirler. Ülkemizde özellikle son yıllarda girişimci kadın sayısında belirli bir oranda artış görülse de bunun yeterli olduğu söylenemez çünkü sistem, aile ve değer yargıları nedeniyle girişimcilik yolunda ilerlerken kadının önüne birçok engel (öncelikle iyi bir evlat, anne ve eş olması, evin sorumluluklarını bilmesi gibi) çıkmaktadır. Girişimci sayısının artması için cesur, kendine ve yetkinliklerine güvenen, risk alabilen, geleceği öngörebilen, hayal edebilen, biraz sıra dışı düşünen bireylerin yetişmesi gerekmektedir.

Tablo 28, toplam kadın istihdamının işteki durumunu yansıtmaktaydı. Ülkemizde halen büyük oranda istihdam sağlayan tarım sektörü ve tarım dışı alanlardaki istihdam durumu karşılaştırılırsa aşağıdaki gibi bir görünüm ortaya çıkmaktadır.

Tablo 29: Türkiye’de İşteki Duruma Göre İstihdam Edilen Kadınlar (000 Kişi, 15+ Yaş, 1989-2008) 1989 4 347 129 2 280 3 937 1 327 1 048 13 163 104 1990 4 319 150 8 336 3 827 1 318 1 072 15 156 75 1991 4 553 106 - 335 4 113 1 340 1 079 22 149 91 1992 4 166 129 3 398 3 637 1 612 1 216 25 225 146 1993 3 293 92 1 242 2 957 1 485 1 230 24 144 88 1994 4 154 145 1 405 3 605 1 662 1 330 25 183 124 1995 4 270 187 7 314 3 763 1 689 1 364 33 180 112 1996 4 420 191 4 346 3 880 1 708 1 426 36 123 124 1997 3 939 161 7 383 3 388 1 866 1 580 39 152 96 1998 4 130 148 3 372 3 608 1 962 1 690 44 136 93 1999 4 209 183 2 411 3 614 2 126 1 714 36 196 180 2000 3 508 119 4 511 2 873 2 293 1 928 39 175 151 2001 3 780 119 4 611 3 046 2 190 1 864 36 158 132 2002 3 674 155 9 628 2 881 2 448 2 110 52 135 152 2003 3 447 121 2 576 2 747 2 444 2 125 39 140 140 2004 2 565 136 6 337 2 086 2 482 2 127 43 154 158 2005 2 367 155 8 445 1 759 2 741 2 313 42 222 164 2006 2 295 156 10 434 1 695 2 964 2 515 59 225 164 2007 2 288 147 9 435 1 697 3 068 2 663 66 182 157 2008 2 354 170 14 400 1 770 3 242 2 805 64 216 157 İşveren Kendi Hesabına İşveren Kendi Hesabına Ücretli ve Yevmiyeli YILLAR

TARIM TARIM DIŞI

Ücretsiz Aile İşçisi Toplam Toplam Ücretli ve Yevmiyeli Ücretsiz Aile İşçisi

Kaynak: TÜİK, İstatistiksel Tablolar, http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=575 (17.01.2011).

Tablo 29’da, tarım sektöründe işveren olarak çalışan kadın sayısı 1989–2008 döneminde sadece 101.000 kişidir ve tarım dışı alanlarda bu sayı 751.000’e

179 ulaşmıştır. Aynı yıllar içerisinde kendi hesabına çalışan kadınların toplamı tarım sektöründe 8.196.000 iken, tarım dışı sektörlerde 3.413.000’dir. Özetle ülkemizde tarım sektöründeki toplam girişimci kadın sayısı, tarım dışı sektörün neredeyse iki katıdır. Hizmetler ve sanayi sektörlerinde de girişimci kadın sayısını artırmak için devlet, özel sektör ve STK tarafından, destekleyici ve teşvik edici uygulamalar yapılmalıdır.

Türkiye’de profesyonel çalışan kadın sayısı arttıkça, buna paralel olarak girişimci kadın sayısı da artmaktadır ve katma değer yaratan girişimcinin temeli profesyonellikten geçmektedir. Bir işte belli bir uzmanlığa sahip olduktan sonra kendine güveni artan ve çevresi genişleyen kadın, çalışmaya ara verdiğinde ya da çalıştığı şirkette kendine gelecek görmediği zaman, sahip olduğu yetkinlikleri ile kendi işini kurmaya karar verebilmektedir.

Ülkemizde kadın girişimciliğine yönelik olarak çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalardan biri de, Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde oluşturulan Bursa Kadın Girişimciler Kurulu’nun (KGK) faaliyetleridir. TOBB Bursa İl Kadın Girişimciler Kurulu Eğitim Çalışma Grubu tarafından “Girişimcilik Akademisi Projesi” hazırlanarak, Bursalı kadın girişimcilere nasıl iş kuracakları öğretilmektedir. Girişimcilerin verimli bir işletme kurmalarını sağlamak için onlara eğitim verilerek örnek olay çalışmaları yapılmaktadır. Bu proje kapsamında, işinde başarılı kişilerin deneyimlerini dinleme olanağı da sunulmaktadır. Projenin en önemli hedeflerinden biri, kadınların girişimcilik konusundaki farkındalığını artırmak ve Türkiye’de girişimcilerin önünü açmaktır. Teknoloji alanlarında yeni Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme’lerin (KOBİ) oluşturulması ve istihdamın artırılmasına katkıda bulunulması da projenin hedefleri arasındadır. Projede, kendi işini kurmak ve yönetmek isteyen iş fikri ve hedefleri olan kadınlar, küçük ölçekli ve geliştirilmeye uygun işi olan kadınlar ve İl Kadın Girişimciler Kurulu üyeleri öğrenci olarak yer almaktadırlar. Projeye katılmak isteyenlerin en az ilkokul mezunu olmaları, tercihen yeterli derecede bilgisayar bilmeleri, yaşama geçirilebilir bir iş fikrine veya geliştirilebilecek bir işe sahip olmaları gerekmektedir.

180 Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), kadınları kendi işlerini kurmalarına özendirici politikaların belirlenmesinde, başarılı iş kadınlarının rol model olarak tanıtılmasında ve girişimcilik eğitimlerinin verilmesinde önemli çalışmalarda bulunan bir yapılanmadır. KAGİDER’in tanımıyla girişimcilik, bir iş modelini sermaye ile birleştirerek, bir işletmeyi uzun süreli olarak yaşama geçirerek aynı zamanda istihdam yaratabilmek demektir. Ev eksenli, kadının sadece kendi yetkinlikleriyle yaptığı ekstra işler girişimcilik olarak tanımlanmamaktadır. Sadece kadın girişimciliği değil, kadının ekonomik ve sosyal olarak güçlenmesi de amaçları arasında yer alan KAGİDER, 5–12 Kasım 2010 tarihleri arasında 100’den fazla ülkede kutlanan Global Girişimcilik Haftası (GGH) çerçevesinde kadın girişimcileri ve kadın girişimci adaylarını bir araya getirmiştir. Toplantıda, eğitim düzeyinin yüksekliği ve toplumun gelişmeye açık olmasının girişimcilikte önemli olduğu belirtilmiştir. Kadınların girişimci olmak için her türlü özelliğe ve yeteneğe sahip olmasına karşın, erkeklere oranla çok az kadın girişimci olduğuna dikkat çekilerek, devletin ve kanun yapıcılarının kadınları desteklemeleri gerektiği vurgulanmıştır.

TOBB Genç Girişimciler Kurulu ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen GGH’de, Türkiye ekonomisinin tek çıkış yolu olarak girişimciliğin geliştirilmesi için hükümetin, ekonomi yönetiminin ve bürokrasinin çok daha fazla etkin olması gerektiğinin altı çizilmektedir. Girişimciliğin devlet tarafından desteklenmesi, girişimcilik anlamında Dünya’nın tüm başarılı ülkelerinde görülen bir durumdur ve ülkemizde girişimciliği destekleyen Küçük ve Orta Ölçekli

İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Türkiye

Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), KOBİ ve Türkiye İş Kurumu (İŞ-KUR) gibi kurumların ortak hareket etmesi gerekmektedir. Türkiye’nin yeni ve bütünsel bir Ulusal Girişimcilik Politikası’na ihtiyacı vardır. Bu strateji çerçevesinde desteklenecek sektörler ve girişimler ekonomik büyümeye ve istihdama katkıları çerçevesinde yeniden tanımlanmalı; bu strateji çerçevesinde yeni destek kurumları oluşturularak, mevcut kurumların rolleri yeni baştan oluşturulmalıdır. Yeni strateji, finansman, mevzuat ve eğitim desteği; teknolojik çevrenin ve risk sermayesi etmeninin geliştirilmesi çerçevesinde oluşturulmalıdır. Ayrıca “yeni girişimci” denilen, yüksek büyüme potansiyeli olan ve teknoloji ile inovasyon sektörlerine

181 odaklı şirketler desteklenmeli, yeni girişimciliğe yepyeni ve farklı bir tanım getirmek suretiyle yeni strateji oluşturulmalıdır.

IV. KADININ EKONOMİK KALKINMAYA KATKISINI

ARTIRMAYA YÖNELİK UYGULAMALAR

Kadınların ekonomik kalkınmaya katkısını artırmak için, öncelikle istihdamda ve toplumun her alanında (politika, yerel yönetimler gibi) daha fazla yer almaları gerekmektedir. Aşağıda, ülkemizde bu konuyla ilintisi olan kamusal ve özel desteklere değinilecektir. Daha sonra, kadınların istihdamlarını ve girişimciliğini artırmaya yönelik bir sistem olan mikrokredi uygulamasına yer verilecektir. Son olarak da, kadınlar için alternatif çalışma sistemlerinden söz edilecektir.