• Sonuç bulunamadı

Gelişmiş Ülkelerde Kadın İstihdamı

GÜ’lerde kadın istihdamındaki artışa esnek üretim biçiminin önemli katkısı bulunmaktadır. Özellikle çalışma saatlerindeki esneklik, Batı Avrupa ülkelerinde evli ve çocuklu kadın işgücü katılım oranının artmasını sağlamıştır. Kadınların işgücüne katılımını ve istihdamda yer almasını etkileyen birçok etmen bulunmaktadır. Ekonomik, sosyal ve kültürel etmenlerin etkisi ile kadın, istihdamını

şekillendirmektedir. Hala kadını “iyi anne” ve “iyi eş” olarak gören toplumsal

yargılar olduğu gibi, kadının toplumsal alanın her safhasında erkeklerle eşit olarak yer alması için uğraş veren ve politikalar geliştiren toplumlar da bulunmaktadır.

1900 yılında ABD’de tarımda çalışanların oranı %40 iken 2000 yılında bu oran %2’ye düşmüştür. 1950’den sonra bir beyaz yakalı devrimi yaşanmış ve pek çok çalışanı hizmet sektörüne çekmiştir. 2000 yılında yeni işlerin %90’ı hizmet sektöründe ve işgücünün de %70’i bu sektörde istihdam edilmiştir. 1950’de sanayi ve hizmet sektöründe çalışanların oranı eşit iken (%42); 50 yıllık süreçte sanayide istihdam oranı azalma, hizmet sektöründe çalışanların oranı ise artış göstermiştir45.

ABD’de kadınların istihdamda yer almalarının düzenli bir gelişme göstermesinin gerisinde bu alanda yapılan yasal düzenlemelerin etkisi olmuştur. 1963 yılında çıkartılan “Eşit Ücret Yasası” (Equal Pay Act), 1964’de çıkartılan “Yurttaş Hakları Yasası” (Civil Right Act) bu konudaki ilk yasal düzenlemelerdir. Yasalardaki hükümlerin uygulanmasında da “İstihdamda Fırsat Eşitliği Komisyonu” yetkili kılınmıştır. Ayrıca devletin işgücü piyasasına ve istihdam yapısına müdahale

44ILO, Women in Labor Markets: Measuring Progress and Identifying Challenges, ILO, Geneva, Mart 2010, s. 4.

28 etmesi anlamına gelen “Olumlu Eylem Programları” (Affirmative Action) ile istihdamda kadın aleyhine olan eşitsizliğin kadının bireysel sorunu olmaktan çıkarılıp, toplumsal düzeyde ele alınması sağlanmıştır46.

Kadınların nüfus ve istihdamına bakıldığında işgücü piyasasına katılım oranlarının, birçok ülkede hızlı artış gösterdiği görülmektedir. 1980’ler boyunca ABD’de 17 milyon yeni yaratılan işin 2/3’nün kadınlar tarafında doldurulması ve OECD ülkelerinde 1980 yılından sonra ücretli kadın sayısının yılda %2 oranında artış göstermesi; 21.yy’da kadının iş piyasasında önemli rol oynayacağının göstergesidir. Kadınların işgücüne katılım oranındaki bu artışa karşın, işgücü piyasalarında gerek ücret, gerekse de mesleki açıdan kadınlara karşı ayrımcılık devam etmektedir. Ayrımcılığı engellemeye yönelik olarak ülkeler, özellikle 1970’lerden beri “Eşit Olanaklar Yasaları” adı altında çeşitli yasal düzenlemeler yapmaktadırlar. OECD kaynaklarından edinilen verilere göre kadınların işgücüne katılım oranları, kadın/erkek kazanç oranı, kadınların nitelikli işlerdeki ve düşük ücretli işlerdeki oranı gibi ölçütler; kadının işgücü piyasasındaki statüsünün olumlu yönde geliştiğini göstermektedir. Örneğin bu düzenlemelerin yaygınlaşmaya başladığı 1970’lerden beri, Türkiye ve Japonya dışındaki bütün OECD ülkelerinde kadın işgücüne katılım oranı hissedilir düzeyde artmıştır47.

1990’larda ekonomideki değişmeler sadece sosyalist ülkelerde değil, ABD’de de yaşanmıştır. 1998 yılında toplam 138 milyonluk bir işgücüne sahip olan ABD’de işgücüne katılımda erkeklerin oranı %71,6; kadınları oranı ise %57,1 olmuştur ancak aradaki bu fark gün geçtikçe azalma yönündedir. ABD’de çalışma yaşamında yer alan kadınlar ile ilgili bazı istatistikler çalışmalar yapılmış ve aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır48:

46Melek Onaran Yüksel, Türk İş Hukukunda Kadın Erkek Eşitsizliği, Beta Yayın, İstanbul, 2000, ss. 19-20.

47

Shirley Dex ve Patricia Walters, “Franco-British Comparisons of Women’s Labor Supply”, Oxford Economic Papers, Vol:44, No:1, 1992, ss. 89-112.

48Elizabeth Duke, “Women and Money, Challenging the Myths”, Consumer Credit Counseling

Services of Delaware Valley Financially Hers Program Panel, Philadelphia, Mayıs 2010, http://www.bis.org/review/r100503e.pdf (12.11.2010), ss. 2-3.

29

• Kadınlar, daha düşük ortalama ücret ve ömür boyu kazanca sahiptirler. Ayrıca erkeklere göre daha az kadının emeklilik planı vardır.

• Büro Çalışma İstatistikleri raporlarına göre, ortalama olarak bir kadın haftada 638 USD kazanırken; erkeklerin ortalama haftalık kazancı 798 USD’dır.

• Çalışma Bakanlığı’nın 2008 yılındaki bildirisine göre, çalışan kadınların yarısından daha azı emeklilik planına katılmıştır.

• Kadınlar daha çok yarı zamanlı işlerde çalışma planlamaktadırlar ancak, bu tip işlerde emeklilik planı sunulmamaktadır.

• Tipik bir çalışan kadın iş yaşamı dışındaki zamanının ortalama 10 yılını ev işleri ve çocuk bakımı için harcarken; tipik bir çalışan erkeğin bunun için harcadığı süre sadece iki yıldır.

• ABD’de yaşayan ve yaşları 40-79 arasındaki kadınların 2/3’ü; iş kaybı, boşanma, eşin ölümü ya da önemli bir hastalık gibi olumsuz durumlarla karşı karşıya kalmışlardır.

Sonuç olarak kadınlar, işçi, vergi mükellefleri, seçmen, tüketici ve finans yöneticileri olarak iş yaşamında ve toplumda yerlerini almaktadırlar. Bugün ABD’de işgücünün yarısını oluşturan kadınların payı, 1970 yılında sadece %38 dolaylarındaydı. Ayrıca işsizlik oranı %9,7 iken; 20 yaş üzeri kadınlarda bu oran %8’dir ve evli ve çalışan kadınların neredeyse 1/3’ü kocalarından daha çok kazanmaktadır49.

AB ülkelerinde kadın çalışanları korumaya, ayrımcılığı yasaklamaya, olanak ve davranış eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmalar, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun (AET) kuruluş tarihinden beri devam etmektedir. Bu amaçla pek çok yönerge yayınlanmış ve karar alınmıştır. Birlik üyesi ülkelerde kadın işgücünün istihdam olanaklarının artması ve işgücüne katılımlarının özendirilmesi amaçlanmaktadır.

30 Kadın ve erkeklere eşit davranılması AB sosyal politikasının temel amaçlarından biridir. Bu nedenle üye ülkelerle ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla (STK) birlikte çalışmalar yürüten AB Komisyonu, cinsiyetler arası eşitliği bir insan hakları, sosyal adalet ve demokratik temel sorunu olarak görmektedir. AB, olanak eşitliğini ve istihdamı birbirine bağlamıştır. Yeterince istihdam yaratmayan bir Avrupa’da kadınlara iş bulmanın olanaksız olduğu bilindiği için, üye devletlerin Avrupa’da rekabetçi bir işgücü piyasası oluşturmalarını desteklemek amacıyla bir “Avrupa

İstihdam Stratejisi” belirlenmiştir.

Bu gelişmelere karşın hala yüksek oranlı işsizlik hemen bütün üye devletlerin önemli sorunudur. Her 10 AB vatandaşından biri iş aramasına karşın, iş bulmakta sorunlar yaşamaktadır. AB’de istihdam oranı %61’dir; yani ABD ve Japonya’nın 10 puan altındadır. Bu genel olumsuzluktan en çok yine bazı gruplar etkilenmektedir. Avrupa’da kadınlar arasında istihdam oranı, erkeklere göre %20 daha düşüktür. Özürlülerin durumu daha da kötüdür. Bundan dolayı AB’nin hedefi daha fazla iş yaratılmasını sağlamanın yanında, nüfus grupları içindeki bu farklılığı ortadan kaldırmaktır.