• Sonuç bulunamadı

KAĞ DAĞI’NIN ARKASINDAKİ HAYALİ ÜLKE GERÇEK OLUYOR

Sürgün ve Etnokültürel Yapı

KAĞ DAĞI’NIN ARKASINDAKİ HAYALİ ÜLKE GERÇEK OLUYOR

1998 yılının Haziran ayında Çerkes kültürüne yakınlığıyla bilinen Ürdün Prensi Ali bin El-Hüseyin, on kadar kraliyet ailesi koruması ile birlikte Ürdün’ün başkenti Amman’dan tarihi bir yolculuğa başladı. Kaf Dağı’nın ar- kasındaki hayali ülkeye doğru başlayan bu yolculuğun rotası Suriye, Reyhan- lı, Göksun Ovası, Pınarbaşı, Ankara ve Samsun şeklindeydi. Beyaz atlı Prens ve adamları, Çerkeslerin yoğun olarak yaşadığı bu bölgelerden at üzerinde geçerek Samsun Limanı’na ulaştılar. Çerkes kıyafeti giyen atlılar, adeta Kaf Dağı’nın ardından gelen o hayali masal kahramanları gibi, Türkiye’de her uğ- radıkları köy ve kentte Çerkes diasporası tarafından çok sıcak bir ilgi gördü- ler. Daha sonra atlılar bu noktadan, Karadeniz’i gemiyle kat ederek Kuzey Kafkasya’da bulunan Soçi liman kentine ulaştılar. Atlılar, Karadeniz’in her iki kıyısında da şaşkınlık yüklü bakışlar altında büyük bir coşkuyla karşılan- dılar. Hatta öyle ki, gözlerine inanamayan yaşlılar bu atlılara elleriyle dokun- mak suretiyle hayal görmedikleri konusunda kendi kendilerini iknaya çalışı- yor gibiydiler. Zaman zaman belli belirsiz haber aldıkları “Arap illerindeki” hayali akrabalar, birden gerçek oluvermişlerdi (Kaya, 2005).

Bu tarihi yolculuk Şehbal Şenyurt yönetmenliğinde filme de alındı. Yaptığı araştırmalar sonucunda Keltlerin Kafkasya kökenli olduğuna inanan Kanadalı ünlü pop müziği sanatçısı Loreena McKennitt’in müziği eşliğinde yapılan bu video-film, daha sonra Türkiye’deki hemen her Çerkes derneği ve vakfı tarafından düzenlenen özel gecelerde geniş kitlelere ulaştırıldı. Çerkes kimliğinin Türkiye’de son dönem sıkça duyulmasında hiç şüphe yok ki, bu yolculuk ve bu yolculuğa ilişkin medyadaki temsiller çok önemli bir rol oyna- mıştır. Öyle ki, bu yolculuğun filmi, çok yakın bir zaman önce CNN Türk te- levizyonu tarafından gösterilmiştir. Elektronik kapitalizm olarak niteleyebile- ceğimiz görsel kitle iletişim araçları –özellikle televizyon– bu örnekte olduğu gibi, farklı coğrafyalarda yaşayan insanların düşsel bir düzlemde bir tür “or-

84 dördüncü bölüm

tak duygu cemaati” (community of sentiments) oluşturmalarını sağlamıştır (Appadurai, 1997). Çerkesler, bu ve benzeri temsiller ile Çerkes kimliğini adeta yeniden gururla duyumsuyorlardı.

Elektronik kapitalizmin video, televizyon ve internet gibi aygıtları ara- cılığıyla bireylerin formal okul ve üniversite gibi kurumlar dışında da başka bir tür eğitim aldıklarına ilişkin son yıllarda oldukça zengin bir bilimsel lite- ratürün ortaya çıktığı gerçeğini gözardı etmemek gerekiyor. Ünlü Latin Ame- rikalı alternatif pedagoji uzmanı Paulo Freire, insanları edilgen alıcılar konu- muna hapseden modern eğitim sistemini eleştirel bir bakış açısıyla değerlen- dirir ve enformal eğitim kurumlarının günümüz dünyasında ne denli etkin bir rol oynadığı ve anlam dünyalarımızı köklü bir şekilde değiştirmeye başladığı gerçeğinin altını çizer (Freire, 1970; s. 54):

Öğrenciler kendilerine yüklenen malzemeyi istiflemekle ne kadar meşgul olurlarsa, içinde yaşadıkları dünyayı dönüştürme konusunda sahip olduk- ları potansiyel eleştirellikten o kadar yoksun olacaklardır. Kendilerine da- yatılan edilgen rolü ne kadar kapsamlı bir şekilde kabul ederlerse, dünyayı nasılsa öyle benimsemeye, kendilerine yüklenen bilgiyi eleştirmeden olduğu gibi kabule o kadar yatkın olurlar.

“Çocuklarımızın esas eğitmenlerinin, okullardaki öğretmenler ya da üniversitelerdeki profesörler değil de film yapımcıları, reklam dünyasında sö- zü geçen kimseler ve popüler kültürün tedarikçileri olduğunu anlama vakti geldi. Disney, Duke’ten daha etkili, Spielberg, Stanford’dan daha önemli, MTV, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) daha ileride” diyor Benjamin R. Barber (1998; s. 26). Benzer şekilde Diana Crane de, otuz yılı aş- kın bir süre önce bilginin görünmeyen okullar (invisible colleges) aracılığıyla üretilmekte olduğunu yazmıştı (Crane, 1972). Crane temel olarak, ‘resmi’ söy- lemde de yer aldığı gibi, (bilimsel) bilgi üretiminin öğretimden net bir şekilde ayrıldığı görüşünün altını çizmişti. İnsanlar yalnızca resmi eğitim programları ve araçları yoluyla değil, aynı zamanda film, televizyon, şarkıların yer aldığı CD’ler, rap albümleri, video oyunları, çizgi roman gibi resmi olmayan eğitim araçları sayesinde de bilgi edinmektedirler. Aynı şekilde Mahiri’nin pop kültür

pedagojisi diye adlandırdığı yolla ve popüler öğretim mekânlarında da (örne-

ğin, halk eğitim merkezleri, kiliseler, camiler, gençlerin arkadaşlarıyla buluş- tukları yerler, vb.) öğrenim sürüyor (Mahiri, 2000). Görünmeyen okullar ara- cılığıyla pop kültür pedagojisini deneyimleyen günümüz gençliği ile resmi okul eğitimi arasındaki ilişki değişmişe benziyor. Bazı gençler, okuldaki derslere

anadolu’da çerkes diasporası: sürgün ve etnokültürel yapı 85

girmek yerine interneti ya da elektronik yayınlar, uzaktan eğitim dersleri, kita- pevleri, kütüphaneler, müzeler, filmler, televizyon, müzik CD’leri, rap müzik albümleri, video oyunları ve çizgi romanlar gibi diğer iletişim araçlarını tercih etmektedirler. Sözü edilen ‘okul dışı eğitim’ ile geleneksel pedagojik yöntemler arasında bir çelişki var. Teknoloji alanındaki değişimlerin yeni nesiller üzerin- de dönüştürücü etkisi olduğu açık. Bu tür bir dönüşüm, pop kültürü pedago- jisinin temel prensibi konumunda. Bunun maddi ve sembolik yansımalarından birine Transformers adlı çizgi film dizisinde, yirmi yılı aşkın bir süre önce or- taya çıkan oyuncaklarda rastlıyoruz (Mahiri, 2000; s. 384). Ardı ardına baş- ka bir biçime bürünme yetisine sahip karakterlerin yer aldığı bu çizgi filmde iş- lenenler, çağımız gençliğinin çoklu kimlik değişimiyle de örtüşmektedir. Bu- nun yanısıra pop kültürü pedagojisi elektronik araçları kullanarak gençlere, çoklu kimlik sahibi olmanın olumsuz etkilerini giderici bir bakış açısı da sağ- lamaktadır. Yukarıda dile getirdiğim bu tür alternatif pedagoji tartışmaları sa- dece gençlerle sınırlandırılmamalıdır. Sadece Prens Ali’nin 1998’deki tarihi yolculuğunu anlatan video filminin Çerkes diasporası üzerinde bıraktığı etki dikkate alınırsa, bu tür modern iletişim araçlarının sıradan insanlar üzerinde nasıl bir bilişsel etki yarattığı kolaylıkla görülebilir. Bu tür videolar, internet si- teleri, bloglar, vakıflar, kültür merkezleri ve benzeri oluşumlar, resmi eğitim kurumlarının anlatmadığı tarih bilgisini üreterek farklı bir tarih anlatısının or- taya çıkmasına olanak tanırlar. Ortaya çıkan bu tür alternatif tarih bilgileri, Çerkesler örneğinde olduğu gibi farklı hissiyat cemaatlerinin ortaya çıkmasına veya yeniden üretilmesine zemin hazırlarlar.6