• Sonuç bulunamadı

SEKELLERİN ETNİK MENŞEİ

I. SEKEL ADI VE SEKELLERİN MENŞEİ

2. TARİHİ VESİKALAR ve EFSANELERE GÖRE SEKELLERİN MENŞEİ

2.1. Tarihi Vesikalar

2.2.1. Kız Kaçırma/Alageyik

Macarlar’ın kökenini izah eden hemen hemen bütün efsanelerde büyük oran- da eski Hun etkisi görülür. Bunun beklide en büyük sebeplerinden biri Macarlar’ın tarih boyunca yaşadıkları toprakların eski Hun mıntıkası olması idi. Bu coğrafyada uzun süre yaşamalarının bir sonucu olarak, diğer pek çok alanda olduğu gibi efsane- ler hususunda da yakın benzerliklerin olması gayet tabiidir. Macarlar’ın bilhassa Se- keller’in içinde pek tabii Hun bakiyeleri vardır. Fakat Hun kavimlerinin bunların içine dâhil oldukları zaman bir muammadır.

Sekel-Macar mitolojisinde Ortaçağ kronikçilerinin meydana getirdiği menşe efsaneleri evvela Simon Kézai de, daha sonra Anonymus’da ve Képes Krónika (Chronicon Pictum) da zikredilmiştir. Bu hikâye Kız kaçırma veya Hunor ve Magor efsanesi olarak da bilir. Bu menşe efsanesi diğerlerinden çok farklı olmamak üzere ilk anlatıldığı Kézai versiyonuna göre şöyledir239; “Hunor ve Magor iki kardeş olup Macarlar bunlardan türemiştir. Bu iki kardeş bir gün geyik avına çıktılar. Av esna-

238

Pal Hunfalvy, Magyarország Ethnographiája, A.M.Tud. Akadémia Könyvkiadó-Hivatalaban, Budapeşte 1876.

239

sında çok güzel bir geyik gördüler. Bu geyik uzun bir süre avcılardan kaçtı. Hunor ve Magor bu geyiğin peşini bırakmayarak Meotis bataklıklarına geldiler. Burası hayva- nın, kuşun, ağacın ve nehrin bol olduğu vahşi bir diyardı. Bataklıktan çokça içeri giren iki kardeş burada tam altı yıl kocaları olmadan vahşice yaşayan kadınlar ve kızlar gördüler. Bunlar Belar’ın oğullarının zevceleri, Alanlar hükümdarı Dula’nın iki kızlarının da aralarında bulunduğu 108 boyun reislerinin kızlarını esir edip bun- larla evlendiler. Bu yüzden Tüm Macar kadınlarının soyları buradan gelir. Meotis bataklıklarındaki bu izdivaçtan beri Macarların sekiz yüz kuşağın nesli gelip geçmiş- tir.”

Adeta Hunların Sihirli Geyik efsanesinin bir kopyası şeklinde anlatılan bu ef- saneden de anlaşılacağı üzere Hunlar ve Macarlar arasındaki bağ sadece efsanevi uydurmalar değildir. Macarlar ve Hunlar arasında, kökü tarihin derinliklerine daya- nan karmaşık bir ilişki yumağı mevcuttur. Bu ilişkiyi açıklamadan evvel bazı tarihi kaynaklarda aktarılıp günümüze kadar ulaşabilmiş bazı hun efsanelerini inceleyelim. Avrupa Hunları hakkında belki de en önemli kaynak Bizans tarihçisi Jordanes’in Jordanes Tarihi adlı eseridir. Bu eserde Jordanes “Hunların kökeni” baş- lığı altında, Macar efsanesindeki kurguya benzer bir olayın bir başka varyantını özet- le şöyle anlatmaktadır240

; “Eski Hun savaşçıları avlanmayı çok severlerdi. Zaten onların bundan başka yaptıkları sanatları da yok gibiydi. Bir gün savaşçılar gene bir sürgün avı yaptılar. Avlana avlana Meotis bataklıklarına kadar geldiler. Burada önlerine bir geyik çıkarak onların ilgisini çekmiş. Farkında olmadan bataklığın içle- rine girmişler. Hâlbuki onlar burayı deniz gibi geçilmez büyüklükte bir engel olarak görüyorlardı. Burada Meotis’in ötesinde bir İskit ülkesinin varlığından haberdar oldular. Böylece Hunların ruhundaki kötülükler onlara buradan bulaştı. Alan ülke- siyle birlikte civar ülkeleri de işgal ettiler.”

Macar ve Hun efsanesi arasındaki benzerlikler şaşırtıcı olmakla beraber Jordanes’in anlattığı bu efsanenin Kézai’ye ilham vermesi ihtimalide vardır. Hun efsanesine aynı kalemden çıkmışçasına benzeyen başka bir efsane daha vardır ki,

240

Charles Christopher Meirow, The Gothic History of Jordanes: In English Version With an

buda Batı Hunlarının Deşt-i Kıpçakdaki bakiyelerinden olan Utigur ve Kutrigur ka- bilelerinin efsaneleridir. Bu efsanede de tıpkı diğer iki efsanede olduğu gibi bir av ve bu avda gördükleri bir geyik vardır. Efsane aynen şöyledir241

; “Zamanın birinde Kimmer kralının Utigur ve Kutrigur adlı iki oğlu vardır. Bir gün, bu iki çocuk av- lanmaya çıktılar. Av için dolaşıp dururlarken, dişi bir geyik görüp peşine düşerler. Geyik kaçtıkça iki kardeş peşinden gider. Nihayet geyik onları bir denizin kenarına kadar getirir. Çocuklar geyiği denizin kenarına sıkıştırıp vurmak isteseler de geyik denize atlayıp yüzmeğe başlar. Çocuklar da suya atlayıp yüzerek geyiğin peşine dü- şerler. Böylece Geyik önden, çocuklar da arkada karşı sahile kadar giderler. Çocuk- lar karaya ayak basar basmaz, geyik de birden bire gözden kaybolur.”

Görüldüğü gibi Macar efsanesi gibi bu efsanenin de Hun kökünden geldiği kesindir. Özellikle Kız kaçırma efsanesindeki yapı Jordanes’in naklettiği versiyonla birebir örtüşmektedir. Efsanede adı geçen krallar ve ülkelerin tabii olarak farklılığı dışında hemen hemen tüm motifler aynıdır. Alan, Bulgar ve diğer 108 Türk kabilesi- nin kızlarıyla evlenen Hunor ve Magor kardeşler tarihi hakikate denk sayılabilecek bazı ipuçları barındırır. Bundan hareketle Hunor ve Magor kardeşlerin izdivaçları Onogurlarla karışıp Türkleşen Fin-Ugor kavimlerinin bir yansıması şeklindedir. Meotis bataklıklarının Azak denizini işaret ettiği de dikkate alınırsa bu bölgenin Ma- car tarihi açısından oldukça önemli olayların yaşandığını görürüz. Onogurlar, Hazar- lar, Kabarlar ve Bulgarlarla burada etkileşime geçen Proto-Macarlar aralarına ilk Hun kavimlerini de bu bölgede aldılar. Bu sebeple her ne kadar tahrip edilirse edilsin böyle efsanelerin içinde hakikat kırıntılarının bulunduğuna şüphe yoktur. O halde efsanelerde anlatılan izdivaçlar da tarihi gerçekliğin efsanevi söylencelere bir yansı- masından başkası değildir.