• Sonuç bulunamadı

III. 1.5 5247 Sayılı Türk Ceza Yasası

III.2. Ceza Yargılamasında Kazadan Cinayete

III.2.2. Kıta Avrupası’nda İş Kazalarında Ceza Soruşturması

İş kazalarında işverenlerin cezai sorumlulukları konusunda, Avrupa’da yerleşmiş uygulama gerçek kişilerin taksirle yargılanmaları tüzel kişi işverenlerin ise yargılanamaması şeklindedir. Ancak 2007 yılında İtalya Torino da meydana gelen ve yedi işçinin yanarak ölmesine neden olan Torino Thyssen Krupp Demir-Çelik tesisindeki patlama sonrası açılan dava, İtalyan asbestli çimento başkenti Casale Monferrato’da yaşanan yaygın kanser ve kansere bağlı ölümler üzerine açılan dava ve Fransa/Toulouse şehrinde 21 Eylül 2001 tarihinde Total FinaElf grubuna ait AZF Grande Paroisse tesisindeki yaşanan kaza sonrası açılan dava sonrası yapılan yargılamalar rutinin dışına çıkılması açısından önemlidir.345

Torino Thyssen Krupp Demir-Çelik üst yönetimi, tesisin birkaç yıl içerisinde kapatılacağı gerekçesiyle, Torino’da ki işyerinde işçi sağlığı iş güvenliği yatırımlarını durdurma kararı almıştı. Bu karardan sonra 2007 yılı Aralık ayında tesislerde meydana gelen patlama sonrası yedi işçi yanarak öldü.346

“16 Nisan 2011’de, Torino Ceza Mahkemesi Batı Almanya’daki Essen’li Alman ThyssenKrupp Grubu’nun Demir-Çelik CEO’su (tepe yöneticisi) 45 yaşındaki Harald Espenhahn’ı “kasıtlı adam öldürme” suçundan 16 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Torino Piedmont Bölgesi Yerel Yönetimi, sendikalar ve sivil toplum örgütleri ile beraber 48 eski çalışan hukuki taraf olarak kovuşturmalara taraf oldu. Ayrıca İtalyan ThyssenKrupp tesisinin 5 yöneticisine de ”kasıtsız adam öldürme” suçundan sert cezalar verildi: Gerald Priegnitz, Marco Pucci, Raffaele Salerno ve Cosimo Cafuerri 13 yıl 6 York Times adam öldürme ve cinayet suçlamalarının şirketlere atfedilebilmesinin tutarlılığı hakkında görüş belirten bir yazı yayınladı. Yazıda, “Yıllarca mahkemeler bir şirketin suçlanabileceği fikrini reddetmişlerdi, fakat konu cinayete geldiğinde şirketlerin ‘tüzel kişilikleri nosyonuna bir dur denildi” ifadesi bulunuyordu. Daha yakın zamanda, Wall Street Journal “adam öldürme, canavarca hisle cinayet ve saldırı’ ile suçlanan işverenlerin sayısındaki yükselmeden endişesini ifade ediyor ve ‘son senelerde on dört farklı eyalette görevli savcıların 90’lı yıllar boyunca pek çok işveren için hapis cezası öngörüp, toplam oniksini de hapse yolladıklarını haber ediyordu.

345 Annie Thébaud-Mony,”Şirket Suçları Ve Ceza Hukuku Sistemi: Kıta Avrupa’sından

Tecrübeler”, Policy and Practice in Health and Safety Dergisi, Çevirmenler, Asım Aldemir, Gül Ay Tanal Kaynakoğlu, Fulya Tunca, Düzeltme: Aslı Odman 11.2.2013

346 Mony, a. g. e. s. 5 Kazadan sonraki gün, kurbanların ailelerine desteği belirtmek ve

adalet istemek için Torino sokaklarında öfke dolu büyük bir gösteri oldu. İtalyanların “Beyaz Ölüm” dediği, çalışma esnasında ölüm endüstriyel güçlerin en adaletsiz ve kötü şöhretli şiddetinin sonucudur.

ay ile cezalandırıldı; Daniele Moroni 10 yıl 10 ay ile cezalandırıldı… Sanık Torino temyiz mahkemesinde temyize gitti, neticesinde, 28 Şubat 2013 tarihli kararda, mahkeme kasıtlı adam öldürme kararını bozdu ve cezayı 10 yıl hapis cezasına indirdi. Diğer iki yöneticinin, tesis müdürü ve iş güvenliği müdürüne dair verilen hükümler de sırasıyla 7 yıla ve 8 yıla düşürüldü.”347

İş kazası ve meslek hastalıklarında ceza yargılamasının sınırlarını zorlayan bir diğer dava yargılaması İtalya Torino’da yapılan Eternit davasıdır. Davanın konusunu otuz bin insanın yaşadığı bir kasabada asbestle üretim yapan Eternit firmasının sadece işçilerin değil, kasabanın doğasının asbestle kirletilmesi, işçi ailelerinin de kirlilik nedeniyle sağlıklarının tehdit edilmesi ve “kasaba sakinlerinin maruz kaldığı mesothelyoma, akciğer zarı tümörü gibi akciğer kanseri ölümlerine” şirketin neden olması oluşturmuştur.348

13 Şubat 2012’de Torino’da İsviçre Eternit’in eski CEO’su Stephan Schmidheiny ve Belçika Eternit’in eski CEO’su Louis Cartier de Marchienne asbest kurbanlarına karşı işlemiş̧ oldukları suçlardan dolayı 16’şar yıl hapse mahkûm edildiler. İki CEO ayrıca devlet memurluğundan süresiz olarak ve devlet ihalelerine katılmaktan ise 3 sene boyunca men edildiler ve hukuki taraflara yüklü tazminat ödemelerine hükmedildi. 3 Haziran 2013 tarihinde Torino Temyiz Mahkemesi bu kararı, Stephan Schimdheiny’nin çevre felaketine yol açmaktan suçluluğunu da dâhil ederek onayladı. Schmidheiny’nin hapis cezası 18 yıla çıkarıldı ve bu konuda bildirim yapan herkesin asbeste maruz kalmış̧ olduğu kabul edilerek maruz kalan kişi başına 30.000-Euro ödemesine karar verildi.

21 Eylül 2001 tarihinde, Fransanın Toulouse şehrinde TotalFinaElf grubunun AZF Grande Paroisse tesisinde şiddetli patlama meydana geldi. Patlamada 27 kişi öldü. Binlerce insan yaralandı. Şirket önce kendilerinin ISO 14000 belgesi sahibi bir şirket olduklarını, patlamanın kaza olamayacağını 11 Eylül benzeri terörist bir saldırı olduğunu ileri sürdü.349

347 Mony, a. g. e. s. 4,5 348 Mony, a. g. e. s. 6

349 Mony, a. g. e. s. 8 “Total grubu tesisinin İcra Kurulu Başkanı, resmi bir şekilde şöyle bir

açıklama yaptı: “Biz ISO 14000 Belgesine sahibiz, bu bir kaza olamaz!” Bu uluslararası standart, şirketleri denetleyen ve kalite belgesi ile belgelendiren, özel bir standart düzenleyici kuruluş̧ (ISO) tarafından tevdi edilmektedir. ISO 14000 Standardı çevre koruma standartlarına uygunluk ile ilgili bir belgedir. Söz konusu sanayi grubu, kimyasal kaza

Dava gerçek kişi olarak Grande Paroisse fabrika müdürüyle birlikte, şirket tüzel kişiliği hakkında taksirle 27 kişiyi öldürme, taksirle yaralama, taksirle başkasının mülküne zarar verme ve çalışanların güvenliğini sağlayacak gerekli önlemlerin alınmasında ihmal iddiasıyla açıldı. Mahkeme fabrika müdürünü çalışanların güvenliğini sağlayacak gerekli önlemlerin alınmasında ihmal suçu açısından suçsuz buldu. Karar bu açıdan temyiz edilmediği için kesinleşti. Savcılık, mahkemenin beraat verdiği diğer suçlar açısından kararı temyiz etti. Yargılama temyiz dahil 10 yıl sürdü. Mahkemenin kararını değerlendiren Toulouse İstinaf Mahkemesi kararı bozdu. Fabrika müdürü,”1 yıl nezarette kalmak koşuluyla, 3 yıl hapisle cezalandırıldı ve ayrıca, 45.000 Euro para cezasına çarptırıldı. Grande Paroisse şirketi, yasanın izin verdiği en yüksek miktarda, yani 225.000 Euro para cezası ile cezalandırıldı.”350

Toulouse Temyiz Mahkemesi kararının gerekçesine göre, “Şehir içi bölgesinde, Seveso II‘de kurulmuş̧ olan yüksek kapasiteli tesisin Müdürü Mr. Biechlin’in, nitrat ile klorin ürünlerinin karıştırılmasının doğuracağı risklerin farkında olmaması mümkün değildir”. Ayrıca temyiz mahkemesi, “Biechlin’in, AZF tesis bölgesinin alt işveren (taşeron) isçilerinin maruz kaldığı risklere karşı umarsızlık, atık yönetimi organizasyonu konusundaki ihmal ve içinde tehlikeli ve karşılıklı etkileşim içine girebilen kimyasalların kullanıldığı alanların etkin kullanımı ve dağılımı konusundaki önlem eksikliği gibi suçlarını vurguladı”.351 İstinaf

Mahkemesi sanıkların sadece çalışanları riske atmadıklarını şöyle açıkladı: “Bu isnat edilen suçlar içerisinde, çalışanları risk altında oldukları bir pozisyona onlara bu riskle mücadele edecek kaynakları vermeden göndermelerine dair işletme kararı, tüm işletme bilgisi ve farkındalıkla verildiği için en ciddi olanıdır ve sonuç olarak 21 Eylül 2001 Patlamasının ortaya çıkardığı gerçeklerinin açıkça gösterdiği üzere onlar sadece çalışanları riske atmadılar, bunun ötesinde bütün tesis ve hatta Toulouse’un bütün nüfusunu sürekli bir tehlike altına soktular.” Bu tür davaların Avrupa’da iş kazalarında adeta dokunulmazlığı bulunduğu düşünülen şirketlerin dokunulmazlık zırhlarında bir gedik açtığı belirtilmekte, bu davalarda elde edinilen kazanımların şirket yargılanmalarındaki rutine alternatif ceza yargılamaları konusunda kayda değer bir ortam yarattığı vurgulanmaktadır. Bu teorisini kabul etmeyi reddederek ve bu olayın New York Dünya Ticaret Merkezi‘ne saldırının gerçekleştiği tarih olan 11 Eylül 2001’e çok yakın bir tarih olmasını kullanarak, terörist saldırı senaryosunu benimseyerek, gecikmeden müdafaa zincirini oluşturdu.”

350 Mony, a. g. e., s. 8

görüşe göre, “Kıta Avrupası’nın bazı ülkelerinde bu tip sosyal ve çevresel suçları yargılamakla yetkilendirilecek bir Avrupa Ceza Mahkemesi kurmak üzere sosyal hareketler oluşmaktadır. İşçilerin, halkın ve çevrenin esenliğini olumsuz etkileyen sanayi suçlarını teşhis edip, engellemeye adanmış̧ bir sivil toplum örgütü olan Interforum çerçevesinde ise hem ulusal hem de supranasyonal Avrupa Ceza Hukuku sistemleri içerisinde reformu savunularak, Ceza Hukuku’ndaki ‘kasıt unsuru’ kavramının yeniden tanımlanması” önerilmektedir.352