• Sonuç bulunamadı

II. 1 1980 Sonrası Dönem

II.3. İşçi Sağlığı İş Güvenliğinin Hukuki Kaynakları

II.3.1. İşçi Sağlığı İş Güvenliği ve Uluslararası Hukuk

İşçi sağlığı iş güvenliğinin önlemeyi hedeflediği riskler, sağlık, yaşam, çalışma hakkı gibi temel hakları tehdit etmektedir. İşçilerin bu risklerden korunmasında sendika, toplu sözleşme ve grev hakları önemli etkenlerdir. Tüm bu nedenlerle işçi sağlığı iş

165 Server Tanilli, Devlet ve Demokrasi, İstanbul, Fakülteler Matbaası, 1981, s. 9

166 İbrahim Kabaoğlu, Anayasa Hukuku Dersleri (Genel Esaslar), 6. Baskı, İstanbul, Legal

Yayınları, 2010, s.396

167 Bu konudaki tartışmalar ve normlar hiyerarşisi için Bkz. Murat Özveri “Sendikal

Hakların Uluslararası Kaynakları”, Uluslararası Sosyal Politika: Teorisi, Uluslararası Çalışma Normları ve Güncel gelişmeler, Editör, Pirali Kaya, Siyasal Kitap Evi, Ankara 2014, s.

güvenliği Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerinin konusunu oluşturmuştur. ILO sözleşmelerinin yanında sosyal hakları güvence altına alan bir dizi uluslararası sözleşme, doğrudan veya sağlık hakkı, yaşama hakkı, örgütlenme hakkı üzerinden işçi sağlığı iş güvenliğine ilişkin hükümler getirmiştir. Uluslararası sözleşmelerin uygulanmasının denetimi için oluşturulan kurumların ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları bir diğer hukuki kaynağı oluşturmaktadır. Özellikle Anayasanın 90/4. maddesindeki temel insan haklarına ilişkin sözleşmelerle iç hukukun çatışması halinde uluslararası sözleşmeye üstünlük tanınmasına ilişkin hükümle birlikte, uluslararası hukuk, işçi sağlığı iş güvenliği alanında da temel başvuru kaynaklarından biri haline gelmiştir.

a. İşçi Sağlığı İş Güvenliği ve Dünya Sağlık Örgütü

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı bir ihtisas kuruluşu olarak 1946 yılında kurulmuştur. Türkiye, 2 Ocak 1948 günü Dünya Sağlık Örgütü kurucu anlaşmasını imzalamış ve 9 Haziran 1949 tarihli ve 5062 sayılı Kanun’la Dünya Sağlık Örgütü Anayasası’nı onaylayarak DSÖ’ye resmen üye olmuştur.168

DSÖ işçi sağlığı iş güvenliğini yaşam hakkına bağlı olarak ele almıştır. DSÖ’ne göre, işçi sağlığı sadece bazı hastalıklarla sınırlı bir şekilde ele alınamaz. Sağlık, yaşamın bir amacı değil, günlük yaşamın kaynağı sayılmalıdır. Sağlık konusunda amaç, kaliteli yaşamın sağlanması olmalıdır. Sağlıklı yaşamla çalışma koşulları arasında doğrudan bir etkileşim vardır.”Siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel, davranışsal ve nihayet biyolojik faktörler, sağlık üzerinde olumlu ya da olumsuz yönde etki yaratabilecektir.”169 DSÖ’nün bu saptamasından işçi sağlığı iş

güvenliğinin gerçekleştirilmesinin aynı zamanda işçileri olumsuz olarak etkileyen siyasal, ekonomik, kültürel, çevresel, davranışsal ve biyolojik faktörlerin iyileştirilmesine bağlı olduğu sonucu çıkmaktadır. Dolayısıyla yaşam hakkına bağlı olarak ele alınan sağlık, toplumsal yaşamın getirdiği tüm risklerin olası etkileri içerisinde bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır.

Nitekim “Avrupa Adalet Divanı, 1996 tarihli bir kararında, Dünya Sağlık Örgütü̈ Anayasası’ndaki, sağlık kavramını esas alarak, Roma Antlaşması’nın 137. maddesinde yer alan, “çalışma ortamı”, “güvenlik” ve “sağlık” kavramlarının; çok dar değil, işyerinde işçilerin sağlık ve güvenliklerini tehdit eden tüm faktörleri kavrayacak anlamıyla kabul edilmelidir”170 denmiştir.

168 T.C. Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi Nezdinde Daimi Temsilciliği, Dünya Sağlık

Örgütü (WHO – DSÖ)

http://cenevreofisi.dt.mfa.gov.tr/ShowInfoNotes.aspx?ID=203417 İn.T. 20.10.2015

169 Güzel, a. g. e. s. 13 170 Güzel, a. g. e. s. 13

b. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 3. maddesinde yaşama hakkına güvence getirmiştir. Maddeye göre, “Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı vardır.” Bildirgenin 23. maddesinde uygun iş tanımı yapılmıştır. Maddede herkesin “işini özgürce seçme, adil ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma”, ayrımcılığa uğramadan “herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, eşit iş için eşit” ücret istemeye, “kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayacak düzeyde, adil ve elverişli ücretlendirilmeye hakkı” bulunduğu vurgulanmıştır. Bildirge, 22. maddesine risklerin gerçekleşmesi olasılığına karşı sosyal güvenlik hakkını tanımış, sosyal güvenliğin öznesini ayrımsız herkes olarak belirleyip, “Herkes toplumun bir ferdi olarak Sosyal Güvenlik Hakkı‘na sahiptir” demiştir. Bildirgenin 25. maddesi ise, her kişi ve ailesinin karşılaşacağı sosyal riskler nedeniyle yoksunluk yaşadığı tüm hallerde sosyal güvenlik hakkıyla korunma hakkı bulunduğunun altını çizmiştir.

Bildirgenin anılan maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden, işçi sağlığı iş güvenliği aracılığı ile, çalışanların sağlığının korunduğu bir işte çalışma haklarının temel bir insan hakkı olduğu sonucu çıkmaktadır. Çalışma hakkının gerçekleşmiş olduğundan söz edebilmek için çalışanların sağlıklarının korunduğu iş ortamının yaratılmış olması bildirgeye göre zorunludur.

c. BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi

BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi gibi, çalışma hakkını “adil ve uygun bir işte çalışma” olarak ele almıştır. Sözleşmeye göre “Çalışma hakkı, herkesin kendi seçtiği ve girdiği bir işte çalışarak geçimini sağlama imkanına ulaşma hakkını da içerir.”(md. 5) Adil çalışma koşullarından söz edebilmek için, herkes için asgari bir gelirin sağlanması, her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırıldığı koşullarda eşit işe eşit ücret verilmesi, herkes için kendisi ve ailesi için “nezih” yaşam koşullarının sağlanması ve “güvenli ve sağlıklı çalışma şartları” zorunludur.(md. 7)

Sözleşmenin 11. maddesine göre, sözleşmeye taraf devletler herkese kendisi ve ailesi için “yeterli beslenmeyi, giyinmeyi, barınmayı ve yaşama koşullarının sürekli olarak geliştirilmesini de içerir” şekilde yaşam standardı sağlamakla yükümlüdür.

Sözleşmesin sağlık hakkını düzenleyen 12. maddesi sağlık hakkını “herkesin mümkün olan en yüksek seviyede fiziksel ve ruhsal sağlık standartlarına sahip olma hakkı” olarak tanımlamıştır. Bu hakkın gerçekleştirilmesi için taraf devletlere düşen yükümlüklerden birisi ise, “çevre sağlığını ve sanayi temizliğini her yönüyle ileriye götürme” görevidir.

d. Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı (GGASŞ)

Gözden geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, genel ilkeleri belirlediği birinci bölümünde, adil, güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarına sahip olmanın tüm çalışanların hakkı olduğunu kabul etmiştir. Ayrıca, tüm çalışanların adil bir ücret, ulaşılabilecek en yüksek sağlık düzeyinden yararlanma, işletmede bilgilendirilme ve danışılma, çalışma koşullarının ve çalışma ortamının düzenlenmesine ve iyileştirilmesine katılma hakları vardır. Kendilerine zarar veren eylemlere karşı korunma işletmelerde çalışan temsilcilerinin hakkıdır.

Sosyal Şart’a göre, sözleşmenin tarafları adil çalışma koşulları yaratma taahhüdü altındadırlar.171

İşçi sağlığı iş güvenliği açısından Sosyal Şartın “Güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları hakkı” başlıklı 3. maddesi önemlidir. Maddeye göre;

Akit Taraflar, işverenlerin ve çalışanların örgütlerine danışarak, güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarına sahip olma hakkının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak üzere;

1- İş güvenliği, iş sağlığı ve çalışma ortamı hakkında tutarlı bir ulusal politika oluşturmayı, uygulamayı ve bunu belli aralıklarla gözden geçirmeyi, bu politikanın temel hedefi, iş güvenliği ve iş sağlığını iyileştirmeyi ve özellikle çalışma ortamının doğasından kaynaklanan tehlike sebeplerini en aza indirmek yoluyla, çalışma sırasında ortaya çıkan ya da bununla bağlantılı olan hastalıkları ve kazaları önlemeyi;

171 Adil çalışma koşulları hakkı başlıklı 2. Maddeye göre;

Akit Taraflar, adil çalışma koşullarına sahip olma hakkının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak üzere;

1- Verimlilik artışı ve ilgili diğer etkenler izin verdiği ölçüde haftalık çalışma süresinin aşamalı olarak azaltılmasını öngören makul günlük ve haftalık çalışma saatleri sağlamayı; 2- Ücretli resmi tatil imkanı sağlamayı;

3- En az dört haftalık ücretli yıllık izin sağlamayı;

4- İçinde bulunulan tehlikeli ve sağlığa zararlı işlerdeki riski ortadan kaldırmayı ve bu risklerin henüz yeterince azaltılamadığı ya da kaldırılamadığı durumlarda bu işlerde çalışanlara ücretli ek izin verilmesini veya bunların çalışma saatlerinin azaltılmasını sağlamayı;

5- İlgili ülke veya yörenin geleneklerine göre dinlenme günü olarak kabul edilen günle olabildiğince bağdaşmak üzere, haftalık bir dinlenme günü sağlamayı;

6- Çalışanların, derhal ve en geç çalışmaya başladıkları tarihten itibaren iki ay içinde, sözleşmenin ya da iş ilişkisinin asli unsurları hakkında yazılı olarak bilgilendirilmelerini sağlamayı;

7- Gece çalışması yapan çalışanların, yaptıkları işin özellikleri göz önünde tutularak alınacak önlemlerden yararlanmalarını sağlamayı; taahhüt ederler.

2- Güvenlik ve sağlık alanlarında yönetmelikler hazırlamayı; 3- Denetim yoluyla bu yönetmeliklerin uygulanmasını sağlamayı; 4- Tüm çalışanlar için, aslen koruma ve danışmanlık işlevlerine sahip iş sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesini desteklemeyi; taahhüt ederler.

Görüldüğü gibi sosyal şartla birlikte, işçi sağlığı iş güvenliği konusunda tutarlı ve uygulanabilir ulusal bir politika oluşturma, bu politikaları sürekli geliştirerek işçi sağlığı iş güvenliğini iyileştirme, bu amaca uygun yasal mevzuat oluşturma uluslararası bir yükümlük haline gelmiştir.

e. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmeleri

İşçi sağlığı iş güvenliğinin konusunu oluşturan, meslek hastalıkları ve kazalardan korunma gereği öncelikle ILO Anayasasının Başlangıç metni, içerisinde yer almıştır. “ILO Anayasasının” Başlangıç “metni,” işçilerin genel veya mesleki hastalıklarla işten kaynaklanan kazalara karşı korunması” gereğini vurgular. İş sağlığı ve güvenliği konusunu doğrudan veya dolaylı bir biçimde ilgilendiren sözleşme ve tavsiyeler, tüm ILO normları arasında çok önemli bir sayıya ulaşmıştır”.172

ILO sözleşmelerinin bir kısmı sektör ayrımı yapmaksızın işçi sağlığı iş güvenliğine ilişkin ilkesel kuralları belirleyen sözleşmelerdir. 59 No’lu Asgari Yaş (Sanayi) Sözleşmesi, 14 No’lu Haftalık Dinlenme (Sanayi) Sözleşmesi, 42 No’lu İşçinin Tazmini (Meslek Hastalıkları) Sözleşmesi, 77 No’lu Gençlerin Tıbbi Muayenesi (Sanayi) Sözleşmesi, 102 No’lu Sosyal Güvenlik (Asgari Standartlar) Sözleşmesi, 105 No’lu Zorla Çalıştırmanın Kaldırılması Sözleşmesi, 115 No’lu Radyasyondan Korunma Sözleşmesi, 118 No’lu Muamele Eşitliği (Sosyal Güvenlik) Sözleşmesi, 119 No’lu Makinaların Korunma Tertibatı ile Techizi Sözleşmesi, 127 No’lu Azami Ağırlık Sözleşmesi, 138 No’lu Asgari Yaş Sözleşmesi, 111 No’lu Ayırımcılık (İş ve Meslek) Sözleşmesi, 155 No'lu İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin Sözleşme, 187 No'lu İş Sağlığı ve Güvenliğini Geliştirme Çerçeve Sözleşmesi sektör ayrımı yapılmaksızın uygulanması gereken ILO sözleşmeleridir.173 Son olarak bu gruba giren ve 07.01.2004 tarihinde 5039 sayılı

Yasayla onaylanan İş Sağlığı Hizmetlerine İlişkin 161 Sayılı ILO Sözleşmesine de işaret etmek gerekmektedir.174

Bir diğer grup ILO sözleşmesi ise riskin büyük olduğu sektörlere özel olarak alınması gereken önlemleri belirlemek için kabul edilmiş sözleşmelerdir. 45 No’lu Yeraltı İşleri (Kadınlar) Sözleşmesi, 73 No'lu Gemi adamlarının Sağlık Muayenesine

172 Güzel, a. g. e. s. 26

173 ILO, http://www.ilo.org/ankara/conventions-ratified-by-turkey/lang--tr/index.htm

Erişim T. 22.08.2015

İlişkin Sözleşme, 123 No’lu Asgari Yaş (Yeraltı İşleri) Sözleşmesi, 134 No’lu İş Kazalarının Önlenmesine (Gemiadamları) İlişkin Sözleşme, 152 No'lu Liman İşlerinde Sağlık ve Güvenliğe İlişkin Sözleşme, 167 No’lu İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi, 176 No'lu Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi, sektörel özelliklerin dikkate alınarak kabul edilen ILO sözleşmelerine örnektir.175

f. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)

Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesi yaşama hakkını, 8. maddesi ise özel hayatın ve aile hayatının korunmasını düzenlemiştir.176 AİHM işçi sağlığı iş

güvenliğine ilişkin uyuşmazlıkları bu iki maddeye dayanarak çözüme kavuşturmuştur.177 Bu iki hükmü somut uyuşmazlığa uygulayan AİHM, Norveç ve

Malta devletlerinin sorumluluğuna karar vermiştir. Kararlara göre;

“Vilnes ve diğerleri v. Norveç kararında (2013), Kuzey Deniz’inde derin deniz dalgıcı olarak çalışanlar, karara konu olaydaki faaliyetlerindeki hızlı dekompresyonlar sebebiyle ciddi sağlık problemlerine maruz kalmışlardır(akciğer kanseri, duyma bozukluğu gibi). Başvurucular çalışma koşullarında güvenlik eksikliği olduğunu ve koşulların sağlıklarını tehlikeye attığını iddia etmişlerdir. Her ne kadar özel sektörde çalışmış olsalar da Norveç Devleti’nin sorumluluğu güvenlik önlemlerinden muafiyet noktasında şirketlere geniş yetkiler verdiği ve maliyeti düşürmek için daha düşük dekompresyon süresi kullandıkları ve müfettiş denetimlerinin yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Mahkeme burada dekompresyon tablolarının

175 ILO,, http://www.ilo.org/ankara/conventions-ratified-by-turkey/lang--tr/index.htm

Erişim T. 22.08.2015

176 Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi: Madde 2 Yaşama hakkı: Herkesin yaşam hakkı yasanın

koruması altındadır. Yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın yerine getirilmesi dışında hiç kimse kasten öldürülemez.

Madde 8 Özel hayatın ve aile hayatının korunması: Herkes özel hayatına, aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir.

177 Duygu Köksal, AİHM’nin Sosyal Haklara Bakışı ve Uyguladığı Yorum Metodu, İş

Hukukunda Güncel Sorunlar -5- Editörler: Ali Güzel, Deniz Ugan Çatalkaya, Hande Heper, Seçkin yayınları, Ankara 2015 s. 61

standart hale getirilmesini takiben daha az vurgun olduğunu tespit etmiştir. Buna göre, eğer Norveç tablolara daha önce müdahale etseydi sağlığa yönelik risk gerçekleşmeyecekti. Mahkeme Devletin bireylerin yaşamlarına ilişkin riski değerlendirebilmeleri sağlayacak gerekli bilgiler temin etme yükümlülüğü olduğunu belirtmiş ve 8. maddeden ihlal bulmuştur. Yine Mahkeme, Malta’ya karşı başka bir davada da gemi bakım ve tamiri için çalışan başvurucuların asbeste maruz kalmaları ve bu konuda devletin herhangi bir bilgilendirme yapmaması gerekçesiyle, 8. madde kapsamında ihale karar vermiştir. Bu davada da Sözleşme’nin 2. ve 8. maddesi altında kişilerin sağlığını olumsuz etkileyecek riskler hakkında bilgilendirme yapma yükümlülüğü kapsamında Devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmemesinden ihlal kararına varmıştır.”178