• Sonuç bulunamadı

1.2. Verimlilik

1.2.2 Verimlilik Türleri

1.2.2.2. Kısmi Faktör Verimliliği

Birim zamanda elde edilmiş olan toplam çıktının, bu çıktının oluşturulma aşamasında kullanılmış girdilerden yalnızca birine oranlanmasıdır. Böylece tüm girdiler kendi içerisinde sınıflandırılarak, bu girdilerin çıktı üzerinde yarattığı etki ayrıntılı olarak analiz edilebilmektedir. Çıktının oluşturulması aşamasında, kullanılan girdiler arasında en çok bilinen ve ölçülebilen emek ve sermayedir. Sermaye verimliliği, çıktının kullanılan sermaye miktarına oranı şeklinde elde edilir. Sermaye ile ilgili verinin elde edilmesi kolay olmadığından ve karmaşık süreçleri içerdiğinden sermaye verimliliğinin ölçümü tercih edilmemektedir. Bu nedenle çıktının oluşturulması aşamasında kullanılan emek miktarının ölçümünün ve veriye ulaşmanın kolay olmasından kaynaklı olarak iş gücü verimliliği tercih edilmektedir. Genellikle kısmi faktör verimliliği denildiğinde iş gücü verimliliği anlaşılmaktadır. Çalışmamızda kısmi faktör verimliliği, iş gücü verimliliğini göstermektedir. İş gücü verimliliği, en basit tanımıyla elde edilen çıktının, iş gücü miktarına oranı şeklinde ifade edilmektedir. Basit bir şekilde aşağıdaki gibi formülize edilebilir (Akyıldız ve Karabıçak, 2002: 61).

İş gücü verimliliği ölçümü miktarla belirlenmiş dahi olsa nitelik yönünden oldukça değişkenlik gösterebilmektedir. Kontrolü en zor olan faktör insan emeğidir. Çünkü içeriğinde birçok etkiyi barındırmaktadır. Hâl böyle olunca, iş gücü verimi birçok faktöre bağlı olarak azalmakta veya artabilmektedir. İş gücü verimine etki eden faktörler ücret, eğitim, cinsiyet, kültür, sahip olunan teknik bilgi, iş bölümü vb. olarak özetlenebilir. Emek, ona sahip olanın iradesi dışında kullanılmayan, depolanamayan, maddi yönden çok sosyal ve psikolojik yönü ağır basan bir verimlilik unsurudur. Emeğe sahip olan insan; üretim faktörleri içindeki tüm süreçlere canlılık kazandırması, birleştirici, yapıcı ve güçlendirici olması nedeniyle diğer faktörlerden ayrılır. Bu nedenle iş gücü verimliliği ölçümlerinde, çalışanın psikolojik, sosyal ve ekonomik durumu önemli rol oynamaktadır (Kurt, 2012:17).

Genel olarak mikro anlamda iş gücü verimliliği, ülkelerin ekonomik gücü ve yüksek hayat standardı için önemli bir unsur niteliğindedir. İş gücü verimliliği, sermaye yatırımı ve uzmanlaşmaya bağlı olarak artar (Aral, 2007: 90-91).

İş gücü verimliliği, ülkelerin toplumsal gelişiminin en temel göstergesidir. Küresel rekabette yer almak ve daha ileri noktalara geçebilmek için başta iş gücü verimliliği olmak üzere toplam faktör verimliliklerinin sürekli geliştirilmesi gerekir (Balkan ve Suiçmez, 2017: 2). Adam Smith için emek, verimli ve verimsiz olarak ikiye ayrılır. Kâr üretebilen emek olan verimli emek ve kâr üretemeyen ya da sermaye birikimi ile sonuçlanmayan ve bu nedenlede iktisadî süreci ilerletemeyen emek ise verimsiz emektir. Adam Smith, buradan hareketle verimsiz emeğin refah azaltıcı etkisi olduğunu ifade etmiştir. Ona göre, bazı üretim faktörlerinin eksikliği verimli emeğin katkısı ile giderilebilir. Dolayısıyla sahip olunan emeğin geliştirilmesi ve veriminin arttırılması geçmişten günümüze kadar geçen sürede sürekli gündeme getirilmiştir (Taşçı, 2011: 184).

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) , Dünya İstihdam Raporu’nda verimliliğin sonuçlarını 5 başlık altında toplamıştır:

1. Enflasyon düşük gerçekleşir: Verimlilik artışı üretim maliyetlerini düşürür, bu durum ürün fiyatına yansır ve fiyatlar düşer. Düşen fiyatlar o ürüne olan talebi artırır. Firma artan talebe bağlı olarak üretimini artırır. İstihdam azalmaz, hatta talebin miktarına göre artabilir. Bu durumun gerçekleşebilmesi için verimliliğin ürün fiyatını düşürmesi, düşük ürün fiyatlarınında o ürüne talebi arttırması gerekir.

2. Reel ücretler artar: Verimlilik artışı firmanın gelirini artırır. Firma artan gelirin bir kısmını ücretleri yükselterek işçileri ile paylaşır. Gelir düzeyi artan işçilerin, satın alma güçleri ve harcamaları artar. Artan mal ve hizmet talebi üretim düzeyini ve istihdamı artırır.

3. Yatırımlar artar: Firmalar verimlilik artışı oluşan kârın tamamını işçilere ya da ortaklara dağıtmazlar. Bir kısmını sermayeye ilave ederek yeni yatırımlar gerçekleştirirler. Yeni yatırım, yeni işler ve istihdam artışı demektir.

4.İşsizlik azalır: Endüstriler arası işçilerin değişimi, ilk başta toplamda istihdam düzeyini değiştirmese de yeni endüstrilerdeki yüksek verimlilik ve bunun sonucu artan gelirler ürün talebinin değişmesini ve böylelikle yeni istihdam yaratılmasını sağlar.

5.Yeni ürünler: Verimlilik artışı, ürün inovasyonu sonucu oluşabilir. Ürün inovasyonu yeni ve geliştirilmiş ürünleri yaratır. Bu yeni pazarlar, üretim ve istihdam artışı demektir (Aksu, 2017: 45-46).

Suiçmez (2002) yüksek verimlilik için önerilerde bulunmuştur. Bu öneriler aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir:

-Teknoloji ve verimlilik düzeyi üzerinde yoğunlaşılması. -Yurt içi tasarrufların arttırılması.

-Reel yatırım sürecini olumsuz etkileyen unsurlar veya gelişmeler önlenmeli. (Örneğin, yüksek reel faizi gerektiren kamu iç borçlanması, belirsizlikler, piyasayı bozucu tekelci vs. davranışlar.)

- Belirsizlikleri azaltıcı, siyasi ve iktisadi güveni arttırıcı önlemler alınması. - Eğitimi iyileştirmek ve geliştirmek.

- Teknolojik ilerlemeyi artırmak. - İnovasyon (yenilik) gerçekleştirmek.

- Rekabetçi yapıyı geliştirici yasal, finansal, yönetsel tedbirler almak.

- Kamu ve özel kesim kurum ve kuruluşlarında yönetsel ve organizasyonel etkinlikler, iş birliği ve koordinasyonlar sağlamak.

-Tüm kamu-özel kuruluşlarda verimlilik ölçme ve izleme sistemi kurulmasını sağlamak.

-Tüm faaliyet ve birimlerde girişimcilik, yenilikçilik ve yaratıcılık esas alınarak tüm kesimlerce desteklemek, toplumda verimlilik bilincini yaygınlaştırmak.

-MPM'nin başlattığı “ulusal verimlilik hareketi”ne toplumsal kesimin her birleşeni ve kurumlardan özel kişi ve kuruluşlardan destek, katılım, iş birliği ve eşgüdüm sağlanması olarak ifade edilir (Suiçmez, 2002: 13).