• Sonuç bulunamadı

Kırgızlarda Ad Verme Geleneği

B. KIRGIZLARIN TARİHİ

1. Kötü hastalıklardan koru (Ooruu-sırkoodon sakta): Darttan, katuuluktan,

3.2.3. Kırgızlarda Ad Verme Geleneği

Kırgızlar çocuklarına ad verirken ailenin maddi ve manevi zenginliğine göre ad verdikleri için ad vermenin sebebi de buradan kaynaklanmaktadır. Kırgızlarda “Atıñdan da zatıñdan da aylanayın balam: Adına da şahsına da kurban olayım

çocuğum” sözü bu açıdan önemlidir. Hatta Kırgızlarda biriyle tanıştıkları zaman şu

soruları sıkça sorarlar: “Kimsin? Kimlerdensin? Kimin çocuğusun?” (Caparov, 2009: 28-29). Bu bakımdan Kırgızlar ailenin şanına yakışan bir isim vermeye özen gösterirler.

Kırgız kahramanlık destanlarında ad verme motifi önemli motiflerden sayılmaktadır. Örneğin: “Er Töştük” destanında babası Elaman oğluna halktan ad vermesini ister ve o esnada aksakallı yaşlı adam çıkar ve Er Töştük adını verir. Diğer kahramanlık destanlarından biri “Canış, Bayış” destanında da bu ikiz çocukların adını da Hızır İlyas vererek kaybolduğu dile getirilir. Kırgızlarda Hızır İlyas’ın mutluluk ve rızkın iyesi olduğuna inanırlar.

Kırgızlarda ikiz bebek doğduğunda aileden birine boz renkte ata binmiş yaşlı dede, beyaz at ya da heybe taşıyan dilenciye benzeyen Hızır gözükürse “Kızır cıloolodu (Hızır bu ikizlerin başını okşadı, bebekten haber aldı başına baht kuşu kondu, uğurlu bebek oldu)” inancıyla hareket edilir. Bazı durumlarda Kırgızların çocuklara iki ad

87

verdikleride görülmektedir. Bu tür adlaraKırgız Türklerinde “erkeletüü (övmek)” denilmektedir. Genel olarak sözlü eserlerde çocuklara iki ad vermek çok yaygındır. Örneğin: Manas’ın çocukluğunda verilen ikinci adı da “çoñ cindi (aşırı deli/çılgın)” olarak destanda anlatılmaktadır. Sayakbay Karalayev’in varyantında “Manasın babası Cakıp’ın rüyasında Hızır Alayhiselamı görür ve Hızır ona düşmanlarına Manas ismi yerine “çoñ cindi” diye seslenir. Eğer Cakıp oğlu Manas’ın gerçek adının söylenirse çocuğunun düşmanları tarafından öldürüleceğine inanmaktadır. Bundan dolayı nazar değer düşüncesiyleManas’ın doğumu “çoñ cindi” diyerek duyuru yapılır (Akmataliyev, 2010: 1-23).

Manas Destanının Sagımbay Orozbekov varyantında Manas’a isim verirken, Manas’ın babası Cakıp eteğine bebeğini koyar ve halkın önüne çıkar. Ardından annesi çocuğuna isim veren kişiye hediye olarak erkeklerin giydiği kıymetli kürkle çadırdan çıkar ve bu kürkü onu isim veren “dubanaga (dervişe)” giydirir. Destanda çocuğa kimse ad vermeye cesaret edemez. Hz. Hızır, derviş kılığında gelerek çocuğa şöyle ad verir:

Baş cagına mem kelsin Baygambardın sürötü. Ortosuna nun kelsin, Oluyanın sürötü. Ayagına sen kelsin, Arstandardın borumu. Artı kayda ketti eken, Al üçöönün orunu?

Baş tarafına mim gelsin, Peygamberlerin sureti. Ortasına nun gelsin, Evliyanın sureti. Sonuna sin gelsin, Aslanların parçası. Sonunda nerede kalmış, Bu üçünün yeri yurdu.

Günümüzde de Kırgızların çocuklara isim verme törenlerinde bu tür olayların tekrarlandığı görülmektedir (Caparov, 2009: 27). Bazı araştırmacılara göre Kırgız Türklerinde çocuklara isim verilirken kulağına ya ezan ya da dua okunduğunu anlatmaktadır (Karadavut vd. 2005:9).

3.2.3.1. Kırgızlarda Çocuklara Ad Vermesi Gereken Kişiler

Çocuklara miras isimleri vermek için tarihi etnografik bilimine dayanarak cevap vermek zordur, çünkü yazılı eserlerçok fazla bulunmamaktadır. Örneğin Orhon- Yenisey yazıtlarında ve orta asırlarda ve 15-19. Yüzyıllarda bulunan yazılarda da bu konuya dair önemli bilgiler yoktur. Bu nedenle miras isimleri verme konusunda araştırmacılar sözlü edebiyata dayanarak yola çıktıklarını söylemektedirler. Buna

88

örnek olarak Kırgızların Manas destanında, Manas’a isim verilmesi olayını ünlü Manas destanını anlatıcılarından biri Sagımbay Orozbekov şu şekilde sıralandırmaktadır.

Örneğin: Sagımbay Orozbakov anlatmasında 1984 yılında Moskova şehrinde “Vostoçnaya Literatura (Doğu Edebiyatı)” yayınında basılan “Manas”ın I. Bölümünün 66-68 sayfalarında Manas’a isim verme töreninde söylenilen destandan anlatmıştır.

“Karıganda bir mersent, Bay Cakıp bala körüptür. At koyuçu kezi bar” “Bay Cakıp balanı alıptır,

Etegine salıptır, eerçiy basıp Çıyırdı, Eki kımkap alıptır.

Elüü dilde kızıl pul, Koluna karmap salıptır. “At koyuñar!”-dep, aytıp, Aksakal Cakıp kep aytıp. Köptün keldi kaşına, “At asmandan deçüü ele, Cakşı at koyorbeken-dep, Közün salıp bay Cakıp. Ayak menen başına, Olturgan elder degdedi. Oozuna bir at kelbedi, At koyo albay aldırıp, Akılmandın baarısı. Karap turdu calldırap. Ak külöölüüdubana, Asası koldo şaldırap, Kaydan keldi can bilbeyt, Payda boldu dubana”

“At koyup berseñ balaga alar eleñ, dubanam,

“Yaşlandığında bir evlet, Zengin Cakıp’ın oğlu olmuş. İsim vermenin zamanı var”

“Bay Cakıp bebeğini kucağına almış, Eteğine koymuş, arkasından Çıyırdı, İki büyük çuvalı almış.

Elliden fazla kızıl parayı, Avucuyla tutarak koymuş. “İsim verniz!”- diye, söyleyip, Aksakal Cakıp söz başlamış.

Kalabalık insanların karşısına diklerek, “İsim gökte derlerdi,

İyi bir isim verirler mi diye, Gözüne bakmış Cakıp herkesin. Baştan sona kadar,

Oturan insanlar fısıldadı. Ağzına isim gelmedi,

İsim bulamadıklarına üzüldü, Akıllıların hepsi.

Baka kaldı hepsi, Beyazsarıklıdervişe, Bastonuyla birlikte

Nerden geldiğini kimse fark etmedi, Dilenci çıktı ortaya”

“Eğer isim verirsen çocuğa, alırdın bizden müjdeni dervişim,

89

Bul adamdın soobun Babası Bakır kan dedi,

Cakıp degen bu kişi Balasız cürgön can- dedi.

Cerge sıybayt malı köp,

Koyup berseñ bir cakşı at Kubanganday asman-kök”

”Bergen bolsoñ uruksat, men koyoyun atın”- dep,

Dubana süylöp kalganı. “At koyuñuz akır dep” Adamdın barı çuu etti. “Baş cagına “mem” kelsin, Baygambardın sürötü, Ortosuna “nun” kelsin, Okuyanın sürötü, Ayagına “sen”kelsin. Arstandardın borumu. Artı kayda ketti eken Al üçöönün orunu?” Okup bildi “Manas” – dep, Oozuna keldi şondoy kep. At koyuldu “Manas” dep. Bata kıldı barısı,

Caşı menen karısı. Atı cakşı boldu - dep,

Aytkanda koñül toldu” – dep, Ata-enesi kubandı”

Babası Bakır han dedi. Bu kişinin sevabını alırdın sen derviş,

Cakıp adlı bu adam Evlatsız olan biriydi.

Çok zenginin biriydi,

Eğer verirsen çocuğa iyi bir isim, sevinirdi hatta gök”

“İzin verdiyseniz eğer, ben veriyim ismini”-diye,

Derviş hemen anında şu şekilde anlattı “Ad ver diye sonunda

Bekleyenlerin hepsi seslendi. “İlk baş harfi “mem” ile başlasın, - Peygamberin siması,

Ortasına “nun” gelsin, - Evliyanınsiması, Sonuna da “sen” gelsin. - Aslanların parçası, Devamı nereye gitmiş ki? O üçünün yerini

Okuyup bildi “Manas” diye Diline gelen bu sözü,

Ad koyuldu bebeğe “Manas” diye. Dua etti hepsi,

Gençi ve yaşlısı. İsmi güzel oldu-diye, Gönlüne göre oldu diye, Anne babası sevindi” (Caparov, 2009: 21-23).

Günümüzde de Kırgız geleneklerinde çocuklara isim vermesi büyük oranda çocuğun dedesi, anne babası, göbek annesi, molla tarafından gerçekleştirilmektedir.

90 3.2.3.2. Kırgızlarda Çocuklara Ad Verme Zamanı

Kırgızlarda çocuklara isim verme geleneği günümüzde de güçlü bir şekilde devam ettirilir. Öncelikle bu geleneğin ilk aşaması bebeğe gösterilen büyük saygı ve sevgide kendini gösterir. Bebeğin doğumu bütün mahalleye, akrabara müjdelenir. Merasimle kulağına ailenin büyüklerine ya da saygı duyulan kişilere ezan ve dua okutularak ismi verilir. Bazı sözlü kaynaklarda çocuğun kendi ismiyle doğduğu inancı görülür (Caparov, 2009: 25-26). Ama günümüzde bebek doğduktan beş gün ya da yedi günden sonra doktordayken isim vermektedirler. Kırgızlarda eğer bebek ölü doğarsa ya da doğduktan sonra isim verilmeden ölürse o bebeğin kulağına ezan okuyarak isim vermeden gömmezler.

3.2.3.3. Kırgızlarda Çocuklara Verilen Adlar

Kırgız Türklerinde “cakşı at (iyi isim)”, “caman at (kötü isim)”, “ceñil at (hafif isim)”, “oor at (ağır isim)”, “caşırın at (saklı isim)”, “kötörümdü at (kaldırabilecek isim)”, “öz atı menen özü törölgön (Allah kendi ismiyle yaratmış)” denilen isimlerin türleri vardır. Eskiden Kırgızlarda çocukları koruyaniyi ruhlara yardımcı olur yada çocuklara gelen şeytanlardan, kötü nazarlardan, cinlerden, azrailden korur düşüncesiyle çocukları çok yaşamayan kadınların çocuklarına anlam bakımından kötü olan isimleri vermişlerdir. Bunlar “Bokkötön, Kötön, Maykötön, Mayköt, Sasık, Sasındı, İtemgen, Bokçu, Bokçubay vs.” isimlerden oluşmaktadır. Bu tür isimlerle adlandırılan çocuklara nazar değmeyeceğine ve Tanrının o çocuklara uzun ömür vereceğine inanılır. Diğer taraftan ise “cakşı at (iyi isim)” verildiğinde hitap edilmesi kısa ama kulağa hoş gelen isimlerdir: Abaz, Aktay, Colon, Nurak, Ozur, Toytuk, Ubay; Ayday, Batıy, Burak, Cayna, Kanzat, Meerim, Oñol, Çırmal, Şaygül, Inak, Erke gibi isimlerden oluşmaktadır (Caparov, 2009: 28-29).

Buna benzer diğer araştırmalarda Kırgızlar çocuklarına isim verdikleri zaman o dönemin yaşam şartları dikkate alınarak doğadaki varlıklardan isimler verdikleri görülmektedir. Ailede anne peşpeşe kız çocuğu doğuruyorsa “Uulbol (Oğlanol)”, “Burul (Dön)”, “Cañıl (Yanıl)” isimlerini vermiştir. Eğer bebekleri sürekli ölüyorsa “Toktosun (Dursun)” ve Allaha yalvararak yakararak “Teñirberdi (Allahverdi)”, “Kudayberdi (Hüdaverdi)” gibi isimler verilmektedir. Eskiden Kırgızlarda ve Kazaklarda çocuk ölüyorsa son doğan bebeğini yedi kadının ayağının altından

91

geçirerek “Cetimişbay” (Yetmişbey) isimini vermişlerdir. Çocuklarının ölmesini engellemek için yeni doğan bebeğini mahallede çok çocuk doğuran ailelerin birine verirler ve onlardan bebeğini satın alırlar. Bu gibi durumlarda çoğunlukla “Satıbaldı (Satınaldı)”, “Satılgan (Satılan)” gibi isimler verdiklerini anlatılmaktadır (Akmataliyev, 2010: 22).