• Sonuç bulunamadı

Çocukları Terbiye Etmek İçin Uygulanan Örf Adetler ve Gelenekler (Baldardı Tarbiyaloogo

B. KIRGIZLARIN TARİHİ

1. Kötü hastalıklardan koru (Ooruu-sırkoodon sakta): Darttan, katuuluktan,

3.2.7. Çocukları Terbiye Etmek İçin Uygulanan Örf Adetler ve Gelenekler (Baldardı Tarbiyaloogo

3.2.7.1. Misafir Ağırlamak, Dua Almak (Meyman tosuu, Bata Aluu)

Kırgızlarda geçmişten günümüze kadar eve gelen misafire çok özen gösterirler ve çok misafirperdirler. Kırgızların değimlerinde “eesin sıylasañ, itine söök sal (sahibine saygı gösteriyorsan, köpeğine de kemik ver)” diyerek gelen misafirin köpeğine kadar saygı göstermektedirler ve bu yüzden Kırgızlar misafirperver halktır adını almışlardır. Kırgızlarda sadece davet edilenler değil yoldan geçerken uğrayanselam veren her kişi misafir sayılımıştır ağırlanmıştır. Bunun sebebi de Kırgızların “bata aluu (dua almak)”, “batası tiysin (duası yarasın, dua etsinler)” eğer gelen misafirler kim olursa olsun

105

duada bulunurlarsa o evin sofrasına, ailesine, birlik beraberliğine, rızkına, işinesadece Tanrı tarafından bereket geleceğine inanmaktadırlar.

A.A. Divaev “Tarih ve Etnoğrafya” adlı çalışmasında Kırgızlar'ın Etnoğrafik Özellikleri hakkında şu bilgilere yer vermiştir: Kırgızlar çok misafirperverdirler. Misafirler "Tanrı’nın misafiridir (Kuday-konok)” ve onları ağırlamakta kusur etmek, asırlardan beri gelen kutsal iyi niyeti zedelemek ve aynı obada oturanlar tarafından dışlanmak demektir. Kırgızlar der ki "konoksuz üydö kut bolbos". Bunun anlamı şöyledir: misafir gelmeyen evde bereket olmaz. Kırgızlar'ın çadırları her zaman gelen misafirlere açıktır ve yabancıların konaklaması ve dinlenmesi için çok müsaittir. Gelen yabancılara yemek vermek ve rahatlık sağlamak sadece vazife değil, Kırgızlar için bir şeref meselesidir. "Kimin evinde bir gün ekmek, tuz yediysen, ona kırk gün boyun eğilir", diyor bir Kırgız atasözü. Kırgızlar misafir ağırlamaya o kadar alışmışlar ki, bunu normal bir olay olarak kabul ediyorlar. Misafir çadıra yaklaştığı zaman ev sahibi, çocukları ve komşuları çıkıyor ve "selam aleyküm" kelimeleri ile onu karşılıyorlar (merhabalar, barış için gelin anlamında). Cevap ise "Aleyküm esselam (assalom)" oluyor, yani (sizde barış içinde sağlıklı olun). Daha sonra misafirler atlarından iniyor, ev sahipleri yardım ediyor ve ellerini uzatarak kucaklaşıyorlar: önce sol sonra sağ omuzlarını tokuşturuyorlar. Kadınlar ise misafirleri yere oturup boyun eğerek selamlıyorlar. En saygın misafir çadırın (topun) ortasına oturuyor, arkasına da saygınlık derecesine göre diğer misafirler oturuyorlar. Misafirler yerleştikten sonra güncel konular konuşulmaya başlanır: "mal, canıñiz aman ba? veya esenbi? (Hayvanların ve sizin sağlığınız iyimi? "ne işitip, nebildiniz?" (yeni haberler ne?) şeklinde çok sıcak ve heyecanlı konuşmalar başlıyor, kime hangi haberi ilk öğrenmek nasip olmuş v.s. Birkaç vakit geçtikten sonra ev sahibi veya oğullarından biri çadırın içine yemek için seçilmiş koyunu getiriyor, yatırıyor ve boynundan tutuyor dua (bata) etmeye başlıyorlar. "Allaga oomiyn/ Allaha amin" (Tanrı gerçektir) diyorlar. O zaman misafirlerin içinden en büyük olanı elbisenin kollarını çekip, ellerini yukarıya doğru açıp dua (bata) etmeye başlıyor. Duadan sonra koyun (koç) kesiliyor (Divaev, 1995: 31-32).

Kırgızlar misafiri “sıy konok, uyattuu meyman, aziz meyman, uluk meyman, kudayı konok, mildettüü konok, aç kalıp-keç kalgan konok, colooçu konok, aş üstünön çıguuçu konok” vs ifadelerle adlandırarak o misafirleri nerde nasıl ağırlayacaklarına önem vermişlerdir.

106 3.2.7.1.1. İtibarlı/Kıymetli Misafir (Sıy Konok)

Özellikle davet edilen misafirdir ve ağırlamak için kendi aile durumlarına göre at, yada koyun kesmektedirler.

3.2.7.1.2. Tanrı Misafiri (Kuday Konok)

Aniden gelen davetsiz misafirlere denir. Bu tür misafire evinin “töründön” başköşesinden yer vermişlerdir ve aile kendi durumlarına göre hayvan kesmektedirler (Karimov, 2011: 57).

3.2.7.1.3. Zorunlu Misafir (Mildettü Konok)

Düğün ve merasimlerde gelen misafirlerdir. Kırgızlar bu tür misafirleri için komşularına ve köy ahalisine koyun dağıtırlar. Bu misafirlikte üç kişiye tek kuzu, beş kişilik misafire toklu koyun, misafiryedi kişiden fazla olursa büyük koyun kestirmişlerdir ve misafir sayısı Kırgızlarda on iki kişiden fazla olmamaladır. Çünkü kesilen koyun eti sadece on iki parçaya ayrılmaktadır.

Kırgızlar misafir için kesilecek hayvana “soyuşka bata” (kesilecekolan hayvana dua) okurlar. Kırgızlarda “soyuşka bata” ifadesini misafir ağırlarken kullanırlar. Kesilecek hayvan için öncelikle misafirlerin aksakallılardan (yaşlı dedeler) dua almadan kesmezler. Dua edilen hayvan hiçbir zaman kesilmeden kalmamıştır. Kesilen hayvanın etleri yenildikten sonra sofra toplanmadan önce sofraya dua etmişlerdir. Bu tür dualar ailenin çocuklarına evlatlarına çok faydalı olacağına inanmaktadırlar. Kırgızlarda dua almadan kesilen hayvan etinin kötülük getireceğine inanırlar. Kırgızların günlük hayatında da ailede kaç kere sofra açılırsa kendileride dua etmeden kalkmazlar (Akmataliyev, 2003:303). Bahsedilen bu geleneksel ritüeller Kırgızlarda çocuklarının gelecekte aileyi nasıl yöneteceği ve misafir ağırlama kültürünün nasıl olacağı hakkında da eğitim verme amacı gütmektedir.

Soyuşka Bata (kesilecek olan hayvana dua): Oydo koyuñ cayılsın,

Omurtka menen kuyruk ce. Kırda cılkıñ cayılsın, Kazı menen karta ce.

Tepeliklerde koyunların yayılsın, Omurga eti ile kuyruk ye.

Dağda yılkıların yayılsın, Kazı ile karta ye.

107

Baytal beeñ kulundap, Keñ cayloodo tuylasın. Kunacınıñ muzoolop,

Keñ talaaga sıybasın. Oomiyn! Telegeyiñ tegiz bolsun,

Örüşüñ semiz bolsun. Tubar malıñ egiz bolsun, Soygon koyuñ semiz bolsun, Aydan, cıldan aman çıkan, Elge-curtka cakkın.

Dastorkon menen beyiliñden, Şıbaga, ırıs tapkın. Oomiyin!

Batyal yılkın yavrulayıp, Geniz yaylada gezsin. İneklerin möleyip,

Tarlalara sığmasın. Amin! Her şeyin mükemmel olsun, Emeğin çok bereketli olsun. Doğuracak ineğin ikiz olsun, Kesecek koyun kilolu olsun. Ay ve seneleri sağ salim yaşayan, Halkına milletine yakın ol.

Bu bereketli sofranın arkasından, Yaşayacak ev bul, rızk bulç Amin! (Akmataliyev, 2003:309).

3.2.7.1.4. Yemek Esnasında Selam Verilirken İfade Edilen Sözler (Tamak Üstündö Salam Aytkanda Aytılgan Sözdör)

Tamagıñar tattuu bolsun: Rahmat (Afiyet olsun: Teşekkürler).

Cay olturup, cakşı tamaktangıla: Rahmat (Yavaş oturun iyi yemek yiyin: Teşekkürler). Tamagıñar aş bolsun: aytkanıñız bolsun (Yemeğiniz afiyet olsun: dedikleriniz gerçekleşsin)

Aşıñarga bereket bolsun: bereketine ortok boluñuz (Yemeğiniz bereketli olsun: bereketimize ortak olun)

Tartınbay cep içiñizder (Çekinmeden yiyin için)

Öz üyüñüzdördöy tamaktanıñızdar (Kendi evinizdeymiş gibi yemek yiyin) Kanakey dastorkoñgo karañızdar (Hadi sofraya)

Ilayım öz koluñuzdardan öz oozuñuzdarga aş tiysin: Oomiyin (İnşallah kendi ellerinizle yaptığınız yemekleri kendi ağzınızla yemek nasip etsin: Amin gibi güzel ifadeleri sofra başında bahs etmektedirler (Akmataliyev, 2003: 304).

3.2.7.1.5. Sofra Duaları

“Amin, yemeğinize bereket, başınıza zenginlik versin. Çocuklarınızın hayrını görün. Hiçbirşeyden eksik olmayın, amin! Amin, gösterdiğiniz saygının iki katını göstersin!

108

Sofranıza bereket versin. Malınız canınız sağ salim olsun, amin! Sofranız dolsun, oğlunuzdan saygı gelsin, kızınızın emeğini göstersin, amin! Sülaleniz çoğalsın, adınız herkesin ağzında olsun, oğlunuz Urumçu’ya duyulsun, Kızınız Kırım’a duyulsun, amin! Altın canınız sağ salim olsun. Dileğiniz kabul olsun, amin!) (Oomiyin, aşka

bereke, başka döölöt bersin. Bala bakırañardın künü-küçün körgülö. Eç nerseden kem bolbogula, oomiyin! Oomiyin, sıyıñar sıy menen kaytsın! Dastorkonuñarga bereke bersin, Mal-canıñar aman bolsun, oomiyin! Dastorkonuñar tolsun, Uuluñardın urmatın körgülö, Kızıñardın kızmatın körgülö, oomiyin! Uuçuñar uzarsın, kulaçıñar cayılsın, Uuluñar urum bolsun, kızıñar kırım bolsun, oomiyin! Altın başıñar aman bolsun. Tilegiñer kabıl bolsun, oomiyin!)” (Akmataliyev, 2003: 307).

Misafir ağırlandığında onların eline su dökerken büyükler tarafından çocuklara verilen dualar (Baldardın konok kelgende kolgo suu kuyup ululardan algan cakşı tilekteri cana

bataları): Çoğunlukla sofrada verilen dualar çocuklara ait ifadelerden oluştmaktadır

diyebiliriz. Çünkü Kırgızlarda gelen misafirin eline su dökme geleneği yaygındır. Su dökme görevi evin erkek çocuklarına aittir. Aşağıda anlatılacak olan ifadelerin çoğunda çocuklar için söylenilen güzel dualardan ibarettir.

Kırgızlarda misafir geldiğinde misafirin eline su dökmek için ailenin çocukları görevlendirilir. Kırgızlarda çocukları aile büyüklerine ve geleneklerine saygılı olsun düşüncesiyle büyüklerin eline su döktürme geleneği bulunmaktadır. Kırgızlarda büyüklerin eline su dökme geleneği bir iş olarak değil de çok önemli geleneksel uygulama olarak görmektedirler. Çocukların gelen misafirin ve aile büyüklerinin eline su dökmesinin de kendine has kuralları vardır. İlk önce ailenin büyük çocuğu kendi ailesindeki büyüklerin eline su döker ve devamını da kardeşleri getirir, böylece bu gelenek Kırgızlarda bugüne kadar çocuklar arasında yaşamaktadır. O esnada söylenen dualar ve kısa dilek sözleri:

Çok yaşa, dileğini versin, mutlu ol, baht versin, büyük adam ol, ömrün uzun olsun, Allah yardımcın olsun, hiçbirşeyden eksik olma, ne muradın varsa erdirsin, yıldızın başından söznmesin, delikanlı yiğit ol (Köp caşa, tilegiñdi bersin, baktıluu bol, bak

bersin, çoñ kişi bol, ömürüñ uzun bolsun. Kuday calgasın, eç nerseden kem bolbo, tilegiñ işke aşsın, cıldızıñ töböñdön öçbösün, çoñ cigit bol).

Erkek çocuklarasöylenen alkış:

Cortkondo coluñ bolsun (Her zaman yolun açık olsun) Kaltañ akçaga tolsun (Cebin paraya dolsun)

109

Ömür caşıñ uzak bolsun (Ömrün uzun olsun)

Katardan ozgon eren bol (Her zaman her kesten ileride ol) Köl tübündöy tereñ bol, Oomin! (Göl gibi derin ol. Amin!)

Kızlara söylenen alkış:

Koluma suukuygan kızım cüzün nurday tunuk bolsun. (Elime su döken kızım yüzün nur gibi parlak olsun).

Neetiñ suuday taza bolsun (Dileğin su gibi temiz olsun). Ömürüñ suuday uzun bolsun (Ömrün su gibi uzun olsun). Döölöt başıngdan keptesin (Devlet üzerinden kaçmasın).

Maksatıña cetip baktıluu bol aylanayın oomin! (Ne muradın varsa erdirsin. Amin!) (Akmataliyev, 2003: 241).