• Sonuç bulunamadı

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ TARĠHĠNDE DARBELER DÖNEMĠ VE BASIN

2.1. SSCB`nin YıkılıĢ Süreci

2.5.3. Kırgızistan`daki Darbeler Döneminde Ġktidar-Basın ĠliĢkileri

SSCB`nin çöküşü ile bağımsızlığını kazanan ve dünya arenasına genç cumhuriyetlerden biri olarak katılan Kırgızistan`da, geçiş dönemi sıkıntılarla dolu bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. 1990`da 27 Ekim tarihinde ülkenin ilk Cumhurbaşkanı olarak erke sahiplenen Akayev, bu dönem içerisindeki politikaları ve uygulamaları ile Kırgızistan tarihine geçmektedir. Cumhurbaşkanlığı`nın ilk yıllarında Akayev`in liberal kişiliği ile ön plana çıktığı ve demokrasiyi önemseyerek politikalarını bu olgu istikametinde belirlediği görülmektedir. Özellikle 1991`de SSCB`de ortaya çıkan ayaklanma sonrasında darbeyi kınayan bir tutum içerisinde olan Akayev, demokrasinin gelişim sürecini kesintiye uğratabilecek bu tür gelişmelere karşı olduğunu apaçık dile getirmektedir. Doğu Bloğunda müşahede edilen iktisadi zorlukların had safhaya ulaştığı ve diğer ülkelerle benzer bir şekilde serbest piyasa geçiş zorunluluğunun ortaya çıktığı bir dönemde Akayev, Kırgızistan`ın bu dönemi en az hasarla atlatabilmesi adına çalışmalara başlamış, sonuç itibariyle bu çalışmalar beklenen sonuçları doğuramamıştır. Kırgızistan ekonomisini kalkındırmaya çalıştığı bir dönemde ilk firesini veren Akayev iktidarını, 1997 ve 1998 yıllarında meydana gelen “Asya krizi” daha çok zor durumda bırakmaktadır. Böylesine ekonomik başarısızlıklara ek olarak, Akayev iktidarının işbaşı yaptığı ilk dönemle kıyaslandığında demokrasi söylemlerinde farklılıkların ortaya çıkışı ve rejimin bu süreç içerisinde baskınlığını arttırması, ülke genelinde ve medyada olumsuz etkiler bırakmakta, ülkenin kırsal kesimlerinde yerliler ve azınlıklar arasında refah sorunları tezahür etmeye başlamaktadır (Kakişov, 2017: 42).

Akayev iktidarı yönetiminde geçiş sürecinin zorluklarını yaşayan Kırgızistan`da, Akayev yönetimi 2005 yılına kadar iktidarda kalmaktadır. 2005 yılının 27 Şubat`ında seçimlere giden Kırgızistan`da, Akayev`in ilk turda seçimleri kazanmasının sonrasında Kırgızistan siyasal yaşamının en hareketli günlerinden biri şeklinde nitelendirilen olaylar başlamaktadır. Muhalefet saflarında seçim sonuçları yoğun bir şekilde eleştirilmekte ve Akayev`in seçime hile kattığı, istifasının gerektiği dillendirilmektedir. Muhalefet`in bu çıkışmasının ardından Akayev iktidarının muhalefet saflarındaki bu iddiaları “Amerika`nın bir oyunu” şeklinde nitelendirmesi ülke genelinde gerilimi tırmandırmakta ve olayların fitilini ateşlemektedir. Bu gelişmelerin devamında muhalefet taraftarlarının sokaklara dökülmesi ve güneyde meydana gelen ayaklanmanın başkente de sıçraması ile birlikte devrim kısa bir süre içerisinde amacına ulaşmaktadır28

. 2005 senesinde ortaya çıkan ve başarıyla sonuçlanarak Kırgızistan siyasal yaşamının dönüm noktalarından biri olarak nitelendirilen bu olaylar, tarihe “Sarı” veya “Lale” devrimi şeklinde geçmektedir. Kırgızistan`da iktidara karşı ilk sivil

28

ayaklanma şeklinde tarihe geçen “Sarı/Lale” devriminin kısa süre içerisinde ülke genelini etkisi altına alması ve başarıyla sonuçlanmasını tetikleyen etmenler, Akayev yönetiminin başarısız politikaları şeklinde gösterilmektedir. Medya ve muhalefet üzerinde çeşitli baskıların uygulanması, ekonomik kalkınamayı amaçlayan politikaların başarısızlıkla sonuçlanması, demokrasiyi içselleştirememesi, ülke genelinde enflasyonun artış göstermesi ve yolsuzluk olgusunun sistemde yerleşik bir hal alması, ülkenin Kuzeyi ve Güneyi arasında iktisadi uçurumun oluşması ve etnik sorunlar bağlamında yönetimin izlediği politikaların yetersiz kalması gibi birçok nedenler dolayısıyla Akayev iktidarının vasat bir görünüm çizişi, Kırgızistan genelinde ve Kırgız basınında bir hoşnutsuzluk ortaya çıkarmakta, tüm bu nedenlerin etkileriyle sivil ayaklanma kısa bir süre içerisinde devrimle sonuçlanmaktadır. Devrik Akayev iktidarının ayaklanmalar esnasında şiddete başvurmaması ve ciddi bir direniş göstermemesi, devrimin bir iç savaşa dönüşmesinin karşısını almakta, muhalefetin iktidara geçiş sürecini hızlandırmaktadır (Bozkurt, 2006: 128-129), (Özsoy ve İbrahimov, 2017: 262).

“Sarı/Lale” devriminin sonrasında ayaklanmayı başlatan ve muhalefete liderlik yapan Kurmanbek Bakiyev, Kırgızistan`ın ikinci Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçmektedir. Kırgızistan`da iktidarın devrim sonucu el değiştirmesinin ardından Bakiyev yönetimi yeni bir Anayasa tasarlamış ve Anayasa 2006 yılında yürürlüğe girmiştir. Bakiyev iktidarının ardından da Kırgızistan`daki etnik çatışmaların ve siyasi istikrarsızlığın devam ettiği görülmekte, bir devrim sonucunda iktidara geçen Bakiyev, beş yıllık bir dönemin ardından 2010 yılında ortaya çıkan benzer bir ayaklanma ile devrilmektedir29

.

Kırgızistan`da etnik gruplar arasındaki çatışmaların tırmanması ve hem Akayev, hem Bakiyev iktidarları döneminde ülke dönemin yönetiminin bu sorunların önüne geçememesi gibi nedenler dolayısıyla siyasi istikrar sağlanamamakta, demokrasi sivil ayaklanma ve devrimler nedeniyle sık sık kesintilere uğramaktadır. Budak (2013: 14), 2005 ve 2010 yıllarında Kırgızistan`da baş gösteren her iki ayaklanma esnasında medyanın önde gelen gruplarının iktidar destekli bir elit kitlenin tekelinde olması nedeniyle sokaklarda ayaklanmaların yaşandığı dönemlerde olayları sayfalarına taşıyamadığını, olayların daha çok muhalif medya olarak nitelendirilen internet medyalarında: özellikle haber siteleri ve bloglarda yayımlandığını belirtmektedir.

Stratejik anlamda ABD ve Rusya adına bölgeyi kontrol etme anlamında elverişli bir konumda bulunan Kırgızistan`da, dış destekli olduğu iddia edilen ayaklanmalar esnasında Kırgız basınının bu kargaşa içerisinde zor bir durumda kaldığı görülmektedir. Ülke genelinde etnik çatışmaların, iç huzursuzluğun had safhaya ulaştığı bir dönemde, sivil ayaklanmaların

29

https://tengrinews.kz/sng/kurmanbek-bakiev-pridet-vremya-i-ya-vernus-na-rodinu-331985/ (erişim tarihi: 18.04.2019).

baş göstermesi ve ülkenin ABD-Rusya çıkar çatışmalarının tam ortasında kalması gibi nedenler dolayısıyla Kırgız basını da hareketli günler geçirmekte, zorlu bir dönemin eşiğine gelmektedir. Siyasi istikrarsızlığın hükmettiği Kırgızistan`da iktidarların basın üzerinde denetimini arttırdığı, medya kuruluşlarının çeşitli suçlamalarla karşı karşıya kaldığı görülmektedir. “Halk ayaklanmalarını tetikleyen vasıta” ve tahrik suçlamaları ile karşı karşıya kalan Kırgız basını, geçiş dönemindeki sorunları ile benzerlik teşkil eden bir dönem yaşamaya başlamakta, devrimlerin ardından medya kuruluşlarının kapattırılması, gazetecilerin hapsi gibi gelişmeler olağan bir görünüm kazanmaktadır. Bağımsızlık döneminde zorlu süreçlerden geçen Kırgız basını, mali zorluklarının yanı sıra darbeler döneminde de denetime tabi tutulmakta, devrimler sonrasında faaliyet alanının kısıtlanması gibi durumlarla karşılaşmaktadır (Budak, 2013: 14-15).

ABD ve Rusya çıkarlarının ortasında kalan ve bu siyasi ikilemler, ülkeiçi sorunlarla birlikte iki devrime tanıklık eden Kırgızistan`da, devrimlerin başarılı olmasını dönemin iktidarlarının politikaları ile ilişkilendiren Özsoy ve İbrahimov (2017: 261-262), her iki devrim sürecinin benzerlikler teşkil ettiğini; hem Akayev hem de Bakiyev iktidarları döneminde rejimin otoriter ağırlıklı bir görünüm kazanması, demokrasi söylemleri ile başa geçen iktidarların zamanla kontrolü tek elde toplaması ve “kişisel iktidar” hissini vermesi, basını bastırarak güdümlü faaliyete itmesi ve ABD-Rusya karşısında Kırgızistan`ın başarılı bir “denge siyaseti” yürütememesi gibi nedenler dolayısıyla devrimlerin gerçekleştiğini, bu nedenlerin siyasal istikrarsızlığa zemin oluşturarak ülke ve Kırgız basını genelinde kesintilere yol açtığını belirmektedir.

Ayhan (2008: 201), SSCB`den kopuşunun ve bağımsızlık kazanışının ardından Kırgızistan Cumhuriyeti`nde, liberal sistemin tam anlamda yerleşik bir görünüm kazanamaması, ülkenin ekonomik anlamda bir rahatlığa kavuşabilmesi adına gerekli olan dış yatırımlara açıklık bağlamında çekimser davranması neticesinde, Kırgızistan`da siyasi istikarsızlığın meydana geldiğini ifade etmekte, siyasi istikrar olgusunun tüm ülkeler genelinde mühim önem arzettiğini ve medyanın gelişiminde bir itici güç olduğunu belirtmektedir.

Siyasi istikrarsızlıktan, iktidar baskılarından ve 2005 devriminden etkilenen Kırgız basınının sistemde daha başat bir konumda olması için içeriksel anlamda Kırgız toplumunun yapısı ile benzerlik teşkil etmesi gereksinimi belirten Ayhan (2008: 201), ülkedeki yabancı dilli yayınları medyanın gelişimine bir engel olarak görmekte ve çok dilli yayınları kapsayan bir sınırlamanın gelmesi ile Kırgız basınının modern dünyaya daha kolay adapte olabileceğini ifade etmektedir