• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Buharlı Gemi Teknolojisi ve Nakliyata Etkis

3.1. XIX Yüzyılın İkinci yarısında Buharlıların Üstünlüğü

3.1.1 Kırım Savaşı ve Buharlılar

XIX. yüzyılın ilk yıllarındaki, Fransız İhtilali’ni izleyen Napolyon Savaşları ve yüzyılın ortasında görülen Kırım Savaşı neredeyse tüm Avrupa devletlerini kapsamış ve politik, askeri ve siyasi anlamda derin tesirleri olmuştur. Buhar gücünün sanayide, ekonomide, kara ve deniz taşımacılığında getirdiği değişim özellikle Kırım Savaşı’nda kendini göstermiştir.

Rusya’ya karşı Osmanlı İmparatorluğu, Fransa, İngiltere ve Piemonte-Sardunya Krallığı ittifakının birlikte savaştığı Kırım Savaşı, pek çok tekniğin ve yöntemin ilk kez kullanıldığı, o zamana dek görülmemiş benzersiz bir savaştı. Osmanlılar ilk kez Rusya’ya karşı tek blok halindeki Batı Avrupa devletlerinin orduları ile ittifak kurarken ilk siper savaşları, ilk telgraflı haberleşme, ilk savaş fotoğrafları da tarih sahnesine bu savaşta çıkmıştır. Dünya denizcilik tarihinin ilk çok uluslu amfibi harekâtı ve yelkenli savaş gemilerinin son açık deniz muharebeleri bu savaşta icra edilmiştir.137

Milliyetçilik akımının giderek tüm Avrupa’yı kapsaması ve kozmopolit bir yapıya sahip Osmanlı İmparatorluğu üzerinde etkisini göstermesi, bu devletin gücünün giderek yok olmaya başlaması neticesini doğurdu. Bu nedenle XIX. yüzyılın ilk çeyreğinden sonra geçmişin bu haşmetli devleti, “Hasta adam” olarak addedildi ve Britanya, Fransa, Rusya sürekli olarak Osmanlı’nın içişlerine karışma nedeni olarak kutsal topraklar, azınlıklar gibi mazeretleri ileri sürdü. Bu mazeretler nedeniyle rekabet içerisinde oldukları Osmanlı toprakları üzerindeki çıkar çatışması Kırım Savaşı’yla nihayet buldu.

136 Danyal Bediz, “Süveyş Kanalı’nın Önemi”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, C. IX, S.3, Ankara 1951, s.331

137 F.Rezzan Ünalp, “İlklerin Savaşı:Kırım Savaşı(1853-1856)”, Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi, S.22,

Osmanlı donanmasının Sinop’ta Rusya’nın Karadeniz filosu tarafından baskın tarzında bozguna uğratılmasından sonra Fransız ve İngiliz filoları 4 Ocak 1854’te Karadeniz’e girdiler, 12 Mart 1854’te Osmanlı Sultanı ile bir ittifak anlaşması imzalandı. Birinci amaç İstanbul’u korumaktı, bundan sonra Gelibolu’dan ordular taşınmaya başlanacaktı. Buharlı teknolojisindeki gelişmeleri yakından takip eden ve Fransız bayrağını taşıyarak hizmet veren buharlı kumpanyaları bulunan Fransa, Kırım Savaşı patlak verdiği esnada Cezayir’deki gibi dikkatli bir şekilde hazırlık yapmaktan uzaktı. Bu tarihlerdeki Fransız Deniz Bakanı’nın savaş arkadaşı, birkaç gün içerisinde gerçek anlamda bir deniz filosunun kiralanması gerektiğini söyledi ve bu kadar kısa sürede 30.000 askerin nasıl taşınacağını sordu. Tüccar gemileri çok nadir bulunurdu, devlet için bu kadar büyük deniz servisinin harekete geçirilmesi şaşılacak şeydi. Bu birlikler özellikle savaş tehdidi altında taşınacaktı. Ticari nakliyatı hızlandıran en lüzumlu şey kömür ve buğdaydı. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen Fransız askeri birlikleri anlaşmadan sonraki ay taşınmaya başlandı.138 Buhar teknolojisi ve buharlılar sayesinde karalarda ve denizlerde askeri birlikler oldukça seri şekilde yer değiştirebiliyordu. Özellikle Mesajeri Maritim Kumpanyasının buharlılarından birliklerin taşınmasında önemli ölçüde istifade edildi.

Kırım savaşı esnasında İngiliz hükümeti tarafından da Kraliyet Donanması’na savaş için ihtiyaç duyulacak tüm hizmetlerin buharlı kumpanyalarından hizmet alımı şeklinde karşılanması yetkisi verildi. Bunun sonucunda Peninsular and Oriental Buharlı Kumpanyası’nın 11 buharlısı İngiliz birliklerinin sevkiyatında kullanılmak üzere kiralandı. Bu nedenle kumpanyanın Singapur ve Avustralya arasındaki posta hizmeti akamete uğradı. Bu da şirket için senelik 17.745 sterlinlik bir kayıp demekti. Kolonilerde yaşayanlar ve bu hatta ticaret yapan tüccarlar bu durumdan fazlasıyla muzdarip oldu.139

Kırım Savaşı sırasında gemi inşa teknolojisinin gelişimi açısından da önemli tecrübelere dayalı sonuçlar alındı. Savaş gemilerinin demirden yapılmasının o yıllarda etkin olarak kullanılan top mermilerine, özellikle de yangın çıkarıcı mühimmata karşı dayanıklılığı ne kadar arttırdığı da görüldü.

138 Paul Bois, Le Grand Siecle Des Messageries Maritmes, Cambre de Commerce et d’Industrie

Marseille-Provence, Marseille 1991, s. 24,25

139 Royal Meeker, “History of Shipping Subsidies”, Publicatons Of The American Economic Associaton,

Sinop Baskını sırasında Rus filosunun kullandığı toplarda ahşaptan inşa edilmiş Osmanlı filosuna karşı yangın çıkarıcı etkiye sahip mermiler140 kullanıldı. Neticede on iki gemilik Türk filosundan bir gemi hariç tümü imha edildi. Sinop Baskını’ndan Taif vapuru ile İstanbul’a kaçmayı başaran ünlü İngiliz deniz subayı Sir Adolphus Slade(Müşavir Paşa) faciayı İstanbul’daki devlet erkanına haber vermiştir. Ancak dönemin devlet adamlarının kendisini kayıtsızlıkla karşıladıklarını anılarında aktarmaktadır.141

Fransızlar ve İngilizler ertesi yıl giriştikleri Sivastopol kuşatmasında bu tecrübeden gerekli dersi çıkarmamışlardı. Sivastopol’da bulunan Rus müstahkem mevkisine filolarıyla yaptıkları bombardıman esnasında tümüyle ahşaptan imal edilmiş gemileri kullandılar. Rusların korunaklı mevzisi müttefik filonun taarruzundan fazla bir hasar almazken Rus topçusunun kullandığı patlayıcı/infilak tesirli mermiler sayesinde müttefik filoya ağır şekilde hasar verildi. Bu olaydan alınan ders neticesinde 1855 yılında Fransızlar, Dinyeper nehrinin Karadeniz’e döküldüğü deltanın açığındaki Kinburn Yarımadası’nda tümüyle demirden inşa ettikleri ve cepheye sürdükleri “Ironclad” olarak tabir edilen gemilerle dört saat boyunca kıyıdaki tahkimatları top ateşine tuttular. Karşılıklı yapılan ve saatler süren top atışları süresince kıyı tahkimatları harap edilirken Rus topçusunun mermileri, kalın zırhlı Fransız filosunun üzerinde nohut taneleri gibi sekmiş ancak gemilere zarar verememişti.142

Bu tecrübeler neticesinde savaş sonunda Avrupa’daki gemi inşa tezgahlarında savaş gemileri tümüyle demirden imal edilmeye başlandı. Yelkenin yerine buhar gücünün gemilerde kullanılması sayesinde bu gemiler inşa edilebilmişti.

Gemi yapım teknolojisi ve buhar makinesinin denizcilikte uygulanmasında devrim yaratan “uskur(screw)” donanımlı buharlı savaş gemilerinin üstünlüğü de bu savaşta bariz biçimde görüldü. Ancak St.Petersburg’daki yöneticiler zamanın gerisinde kalmış stratejilerini yeni gelişen bu teknolojiye ve onun getirdiği taktik avantaja adapte etmekte oldukça yetersiz kalmışlardı. Ne I. Nikola ne de Donanma Bakanı ve aynı zamanda Kırım’daki Rus birliklerinin komutanı olan Prens Mençikof, Sivastopol’a doğru yaklaşan büyük müttefik filolarının askeri hedeflerini kavrayamadılar. Benzer biçimde I. Nikola, Fransız ve İngiliz

140 Yüksek İnfilaklı Mühimmat:High Explosive Shells

141 Adolphus Slade, Turkey and the Crimean War. A Narratve of Historical Events, Smith, Elder and Co.,

Londra 1867, s.152,153

142 James L. Nelson, Reign Of Iron:The Story Of The First Battling Ironclads, Harper Collins Publishers,

donanmalarındaki uskurlu tipte inşa edilmiş modern savaş gemilerinin Rus filosunun ömürlerini tamamlamış eski yelkenli kalyonları karşısındaki büyük taktik avantajını ve bu nedenle amirallerinin böylesine teknolojik üstünlüğe sahip bir filoyla açık deniz savaşına tutuşmak konusundaki tereddütlerini idrak edemedi. Teknolojik olarak yetersiz, savaşın sürdüğü tüm cephelerde sayısal üstünlüğü rakiplerine kaptırmış durumdaki Rus Donanması, Çarlarının arzularını yerine getirmekten çok uzaktı.143 Müttefik filoları buhar ve uskur teknolojisi sayesinde rüzgara bağımlı kalmaksızın her iki bordalarındaki topları birbiri ardına sürekli olarak Rus gemilerine karşı ateşleyebiliyor iken Rus filosunun yelkenli savaş gemileri bu manevrayı ancak rüzgara bağımlı kalarak ve yelkenlerin sürekli ihtiyaç duyulan rüzgara göre fora edilmesiyle tamamlayabiliyordu.