• Sonuç bulunamadı

4. BÖLÜM: BULGULAR ve DEĞERLENDİRME

4.3. KÜTÜPHANELER ve YAYIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

175

4.3. KÜTÜPHANELER ve YAYIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETİCİLERİYLE

176

4.3.1. KYGM Yöneticilerinin Türkiye’deki İl Halk Kütüphanelerinin Yönetimine İlişkin Yaklaşımları

Bu bölümde, KYGM yöneticilerinin Türkiye’deki il halk kütüphanelerinin mevcut ve hedeflenen yönetim anlayışlarına ilişkin yaklaşımları detaylı olarak ortaya konulmaktadır.

Tablo 27

KYGM Yöneticilerinin Türkiye’deki İl Halk Kütüphanelerinin Mevcut ve Hedeflenen Yönetim Anlayışlarına İlişkin Görüşleri

Katılımcılar Mevcut yönetim anlayışı Hedeflenen/ideal yönetim anlayışı

K1 Geleneksel Karma

K2 Karma Modern

K3 Gelenekselden moderne evrilen Modern

K4 Gelenekselden moderne evrilen Karma

K5 Modern Modern

K6 Gelenekselden moderne evrilen Modern

K7 Gelenekselden moderne evrilen Modern

KYGM yöneticileri Türkiye’deki il halk kütüphanelerinin, mevcut durumda gelenekselden moderne evrilen bir yönetim anlayışına sahip olduğuna dikkat çekmekte (K3, K4, K6 ve K7), hedeflenen/ideal anlayışta ise modern yönetim anlayışını ön plana çıkarmaktadırlar (K2, K3, K5, K6 ve K7). Mevcut yönetim anlayışının modern anlayışa evrilme sürecinde olması halk kütüphanesi yönetim sisteminin değişim sürecine girmiş olduğunu göstermektedir. Modernleşme hareketi halk kütüphanelerini ilgilendiren farklı alanlarda kendini hissettirmektedir. Bu bağlamda, her bir katılımcı Türkiye’deki halk kütüphanelerinin mevcut ve ideal yönetim anlayışı ile ilgili olarak kendi sorumluluk alanına göre birtakım farklı noktalara dikkat çekmektedir.

K1, mevcut yönetim anlayışı ile ilgili olarak Genel Müdürlüğün kuruluşu ve kurgulanışı itibari ile halk kütüphanelerinde geleneksel bir yönetim anlayışının hâkim olduğunu, bu durumun kurumsal verimlilik ve süreklilik üzerinde olumsuz etkisi olduğunu belirtmektedir. İdeal yönetim anlayışı ile ilgili olarak ise gelenekselin ve modernin karışımı bir yaklaşımın ilk etapta Türkiye’deki il halk kütüphanelerinin yönetimi açısından daha uygun olacağını ve bu sürecin en az 20 yıl sürebileceğini öngörmektedir. Gerek yönetim gerekse hizmet açısından modernizasyon çalışmalarının da sürece dâhil edilmesinin gerektiği ve Genel Müdürlüğün son yıllarda gerçekleştirmeye çalıştığı yaklaşımın geleneksel yöntemlerin modern bir anlayışla bütünleştirilmesine yönelik olduğu savunulmaktadır. K2, mevcut yönetim anlayışı ile ilgili olarak Türkiye’de hem geleneksel hem de modern yönetim anlayışına sahip halk kütüphanelerinin var olduğunu, kurumların

177

yönetim şekillerinin daha çok kişilere göre şekillendiğini ifade etmektedir. Yönetim anlayışı ile kütüphane hizmetleri arasında doğrudan bir bağlantı olduğunun, geleneksel yönetimlerden geleneksel hizmetler, yenilikçi yönetimlerden yenilikçi hizmetlerin çıktığının altı çizilmektedir. İdeal yönetim anlayışı ile ilgili olarak ise yönetim yaklaşımının, değişen çevre ve kullanıcı taleplerine göre değiştirilmesi ve değişime ayak uydurabilmesinin gerekliliği savunulmaktadır. Bu bağlamda yönetim anlayışının yenilikçi olmasının kaçınılmaz olduğu belirtilmektedir. Yeniliğe açık ve sürekli değişim ilkesini benimseyen kurumların kurumsal verimlilik, etkinlik ve sürekliliğinin olumlu yönde etkileneceği ifade edilmektedir. Yeniliğin benimsenmesi ve sürekli kılınmasıyla birlikte kendi içerisinde sürekli kendini yenileyen bir sistemin oluşturulabileceği savunulmaktadır.

Burada bahsedilen sistem anlayışı ve yaklaşımı örgüt kültürüne işaret etmektedir. K3, mevcut yönetim anlayışı ile ilgili Türkiye’deki halk kütüphanelerinin gelenekselden moderne doğru geçiş yaşadığına vurgu yapmaktadır. Bu süreçte özellikle işbirliklerinin ve protokollerin sayıca arttığına (Milli eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile), kütüphanecilerin cesaretlendirilmeye çalışıldığına ve kendi potansiyellerini fark etmelerine olanak sağlandığına dikkat çekilmektedir. İdeal yönetim anlayışının ise modern, dışa dönük, kapsayıcı, işbirlikçi olması gerektiğine vurgu yapılmaktadır. Bu özelliklerin tamamının yenilikçi yönetim anlayışına işaret ettiği anlaşılmaktadır. İdeal yönetim anlayışı sonucunda, hizmet kalitesinin, kurumsal işlevselliğin ve müşteri/kullanıcı memnuniyetinin artacağı ön görülmektedir. Türkiye’deki il halk kütüphanelerinde hiyerarşi/kontrol kültürünün yaygın olarak hissedildiği, bu bağlamda, yukarıda değinilen modern, dışa dönük, kapsayıcı, işbirlikçi yönetim anlayışının bu özellikleri taşıyan adokrasi/yaratıcı örgüt kültürüne sahip kurumlarda daha rahat oluşturulabileceği de göz ardı edilmemelidir.

K4, mevcut yönetim anlayışı ile ilgili olarak, Türkiye’deki halk kütüphanelerinin merkezi bir yapıda yönetilen kamu sektörü olduğundan yönetim anlayışında geleneksel yaklaşımın ağır bastığına ancak modernleşmeye yönelik adımların atıldığına dikkat çekmektedir. Bu bağlamda hizmetlerin ve yönetim anlayışının kullanıcı talepleri doğrultusunda gözden geçirildiği, bu yaklaşımın esnek bir yönetim anlayışı çerçevesinde gerçekleştirildiği ileri sürülmektedir. Öte yandan, yeniden şekillenen hizmetlerin bütçe ve personel ihtiyacını ortaya çıkardığı, yeni hizmetlerin organize edilmesi, hayata geçirilmesi, pazarlanması aşamaları yeni beceriler gerektirdiğinden personel niteliğinin de önem kazandığı belirtilmektedir. İdeal yönetim anlayışı kapsamında ise geleneksele bağlı kalarak, modernleşmenin gerektiği savunulmaktadır. Devlet yönetiminin daha çok gelenekselci bir

178

yapıda olması nedeniyle halk kütüphaneleri kapsamında da gelenekselciliğin yok sayılamayacağı ifade edilmektedir. K5, mevcut yönetim anlayışı ile ilgili olarak modern bir anlayışın hâkim olduğunu ileri sürmektedir. Bu yönetim anlayışı çerçevesinde personelin, taleplerini üst yönetime rahatlıkla iletebildiği ve çözüm sürecinin eskiye nazaran daha kolay ve hızlı gerçekleştirildiği belirtilmektedir. Kütüphane personeline, talepleri karşısında kolaylık sağlanmaya çalışıldığına dikkat çekilmektedir. İdeal yönetim anlayışı kapsamında modernleşmenin gerekliliği savunulmaktadır. Mevcut düzenin bu konuda başarılı bir şekilde yürütüldüğü ve özellikle personel sorunlarının en aza indirildiği, personelin taleplerinin dinlendiği ve çözüm odaklı davranıldığı ifade edilmektedir. K6, mevcut yönetim anlayışı ile ilgili halk kütüphanelerinin bürokratik alışkanlıklara bağlı, katı hiyerarşik yapının etkisi altında, karar verme açısından merkeze aşırı bağımlılık gösteren ve inisiyatifin en alt düzeyde kullanıldığı bir yönetim anlayışı ile yönetildiğini ancak özellikle son dönemlerde bu tabloyu değiştirmek için zihinsel bir dönüşümün yaşandığını savunmaktadır. KYGM içerisinde doğrudan il halk kütüphaneleri ile ilgili birimlerin bu değişimi sağlamak üzere bir misyon tanımladığı ve mücadele verdiği ileri sürülmektedir.

Zihinsel dönüşümün yer yer kendini hissettirdiğine değinilirken bu dönüşümün Türkiye geneline yayılması gerektiğinin ancak yenilikçiliğin il halk kütüphanelerinde örgüt kültürüne dönüştürülmesi açısından uzun bir zamana ihtiyaç duyulduğunun altı çizilmektedir. Halk kütüphaneleri için ideal yönetim anlayışı konusunda mevcut anlayıştan sıyrılarak, daha modern bir yapıya dönüşümün gerçekleştirilmesi gerektiği savunulmaktadır. Bu süreçte, Türkiye’nin genel idari geleneklerinin ve mevcut yönetim yapısının da tamamen göz ardı edilemeyeceğinin altı çizilmektedir. Geleneksel yönetim anlayışından modern yönetim anlayışına geçişin halk kütüphanelerinin stratejilerine de olumlu yansıyacağına ve yön vereceğine, buna bağlı olarak kütüphanecilik hizmetleri ile ilgili genel stratejilerin de daha uyumlu hale getirilmesi gerektiğinin kaçınılmazlığına değinilmektedir. K7, mevcut yönetim anlayışı ile ilgili 10 yıllık süreçte (2020-2019) kütüphanelere atanan personelin, yönetim anlayışını da değiştirdiğini bu bağlamda, mesleki farkındalığı olan, bilinçli ve mesleğine önem veren personel sayısındaki artışın yönetim mekanizmasında da gelenekselden moderne geçişin önünü açtığını savunmaktadır. Bu dönüşümün, yönetim anlayışı ile birlikte hizmet geliştirme anlayışında da birtakım olumlu değişimlere neden olduğu ileri sürülmektedir. Bu bağlamda, değişen yönetim anlayışının halk kütüphanesi stratejilerine olumlu yönde etki ettiği/edeceği ve stratejilerin, geleceğe yönelik çıkarımlar da dikkate alınarak oluşturulmasının söz konusu olduğuna dikkat