• Sonuç bulunamadı

Kültürel Etkenlerden Kaynaklanan Engel ve Bozukluklar

İnsanın, sayısı belirlenemeyen çok çeşitli tanım ve açıklamalanndan birisi de onun kültürel bir varlık olduğu biçimindedir. Buradaki kültürel varlık sözü, "insanın kültür

yaratıcılığı"ndan ileri gelmektedir ( Aşkun; 199 5, s. 6).

Kültür, örgütleri saran toplumsal çevre şartlarının en önemli öğelerinden biridir.

Bu sebeple, kültür örgütlerin yaşama ve gelişmelerini geniş ölçüde etkiler. Bir örgütü

oluşturan üyelerin değerleri ve aralarındaki farklar ile ayrılıklar, örgütsel iletişim

süreçlerinde çeşitli sorunların kaynağını oluşturabilmektedir.

Kültürün önemi, örgüt üyelerinin karar ve davramşları ile bunun sonucu olarak da, çalışma derecesini, biçimini, yönetimini, yoğunluğunu ve çevresel -toplumsal, ekonomik, siyasal ve doğal- ilişkilerini biçimlendirmeye yönlendirmesi konusunda sahip

olduğu güçten ileri gelir. Kişinin ne zaman, ne gibi ve nasıl kararlar alacağı ile bunları nasıl uygulayacağı konusu, onun kültürel nitelikleri ve değer yargılarıyla sıkı sıkıya bağlıdır. Örgütlerin faaliyetlerinde üyelerin çok önemli bir yerinin olması, kişilerle yakından ilgisi olan söz konusu bu değerleri daha da önemli bir duruma getirmektedir.

Çünkü, bir örgütte görev alan bir üye, tüm kişilik özellikleriyle birlikte kültürel değer

sistemini de birlikte getirir ve görevindeki karar ile davramşları bu sisteme göre oluşur.

Ancak her kuruluşun kendi teknolojik, örgütsel, yönetsel ve toplumsal şatrlarımn eseri olan ayrı bir kültürü vardır. Bu nedenle örgüt, üyenin kültürü ile kendi kültürü arasında

bir temas ve çatışma alanı oluşturur. Örgüt, amaçlarına en etkili ve en verimli bir biçimde hizmet edecek kültürel bir sistemin gerekli kıldığı bir uygulama düzenini üyelere kabul ettirmeye çalışırken; personel de, kendi değer sistemine uygun bir çalışma düzeni uygulamaya çaba harcayarak, ona karşı direnecek ve böylece bir kültürel çatışma -etki ve tepki-mekanizması harekete geçecektir (Fidan, 1996, s.25).

Kültür, kişilerarasındaki iletişimleri oldukça etkileme gücüne sahiptir. İnsanlar, içinde yaşadıklan (örgütsel) kültürden kaynaklanan birtakım iletişim engel ve

bozukluklarına maaruz kalabilirler. Burada, sözü edilen iletişim engel ve bozukluklarını

çokça neden olan kültür öğelerinden "kurallar" ve "roller" ele alınarak incelenecektir.

a. Kurallar

Her örgütte, yazılı olmadığı halde çoğunluk tarafından bilinen ve üyeler arasındaki iletişimleri etkileyen birtakım sosyal kurallar vardır. Kültürlerin bir parçası olan bu kurallar, belirli durumlarda insanların nasıl davranacaklannı belirleyen öğelerden birisidir.

Üyeler içinde yaşadıkları örgütte geçerli kurallara uymadıklarında, çevrelerinden gelen,

doğrudan veya dolaylı baskılarla karşılaşırlar. Sosyal kuralların çiğnenmesi ise örgütsel

iletişim süreçlerinde çoğunlukla iletişim engel ve bozukluklarına neden olur (Dökmen;

1996, S. 113).

Örgütlerde birtakım sosyal kuralları benimseyen ve bunlara uyulmasını isteyen

çoğunluk, bu beklentilerine aykırı davranılması halinde, diğer örgüt üyeleri ile çatışarak, iletişimlerini azaltırlar ve onları ortamın dışına itmeye çalışırlar. Örgüt kültürünün

kurallarına uyulmamasından kaynaklanan bu iletişim engel ve bozuklukları ise kişisel ve

dolayısıyla örgütsel verimliliği olumsuz yönde etkileyen bir öğe olarak açığa çıkabilmektedir.

b. Roller

Örgütsel iletişim engel ve bozukluklannın önemli kaynaklarından bir tanesi de üyelerin sahip olduklan rollerdir. "Rol" şöyle tanımlanabilir: Grup içinde belli bir pozisyondaki -statü- kişiden istenen ve beklenen davranışlara rol adı verilir (Tolan vd.;

1991, s.227). Rol toplum yaşantısındaki önemli değişkenlerden birisidir. Toplum/örgüt

olmaksızın rol de olmaz. Bu rollere talip olanlardan, rolün gereğini yerine getirmeleri beklenir (Dökmen; 1996, s. 120).

İnsanların girebilecekleri roller, mesleki ve sosyal roller olmak üzere iki ana gruba

ayrılabilir (Dökmen; 1996, s. 120). Bir örgütte ekip başılığı, şeflik, müdürlük, ... vb. birer mesleki roldür. Abla, abi, kardeş, arkadaş, ... vb. olmak ise birer sosyal rol sayılabilir. Bir

çoğunlukla üstlendiği

niteliğinden dolayı veya bu rolleri üstleniş biçimlerinden dolayı bir takım çatışmalar yaşayarak, bazı iletişim engel ve bozukluklarıyla karşı karşıya kalabilir.

Örgüt üyeleri, üstlendikleri rollerden dolayı birbirleriyle çatışmaya girerek iletişim engel ve bozukluklannın ortaya çıkmasına neden olabilirler. Örneğin bir işi birlikte yapmak zorunda olan iki üye, bu işin bazı bölümlerinin kendi işleri olmadığını, diğer kişi tarafından yapılması gerektiğini ileri sürerek, bu işin kendi görevleri olmadığını düşünüyor olabilirler. Bazen de üyeler kendi rol alanları içinde tanımladıkları bazı işleri

birbirleriyle paylaşmak istemediklerinde çatışmaya girerek, iletişim engel ve

bozukluklarına neden olabilirler. Başka bir deyişle, "bu benim işim değil" diyenierin aksine, birbirlerine "sen kanşma" iletisini verirler. İşbirliği yapmak zorunda olan

kişilerden birisinin performansının diğerinin beklentisinden düşük olması durumunda da

çatışma meydana gelerek, iletişim engel ve bozuklukları ortaya çıkabilir. Örgüt üyeleri birbirlerinden "işleri hep benim üstüme yık1yorsun" diye yakmabilirler (Dökmen; 1996, s.127). Rollerden kaynaklanan diğer bir iletişim engel ve bozukluğu ise sosyal ve mesleki rollerin çatışmasından doğabilir. Örneğin, aynı örgütte çalışan ve aralarında hem bir astiüst hem de bir arkadaşlık ilişkisi olan üyeler arasında, üstün asta gereken emirleri verememesi veya verilen bu emirleri astın varolan ilişkiye dayanarak yerine getirmemesi veya geç getirmesi örgütsel iletişim süreçlerinde iletişim engel ve bozukluklannın dağınasına yol açarak, verimliliğin düşmesine neden olabilir.